29 Ekim 2012 Pazartesi

Yönetnelikler var uygulayan yok

Yönetmelikler var ama uygulayan yok!
Yazımda yer alan konulara başlamadan evvel, sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var, ben yazdığım hiç bir ilçe başkanı ile yakinen tanışıklığım yoktur, dolayısıyla hiç bir davetlerine beni çağırmazlar, mümkün mertebe beni yok saymaya çalışırlar.

Sizlerden aldığım güç ile elimden geldiğince, bir şeyler yapmaya çalışıyorum, elbet beni belirli bir kesim hiç sevmiyor bunu da biliyorum...

Bazen bana soruyorlar, hiç korkmuyor musun diyorlar...
Niye korkayım, yapanlar korksun diyorum.

Yaptığım işi hakikaten çok sevmeye başladım, her gün yeni bir belgenin takibi, onu sonuçlandırmak bana oldukça keyif vermekte, sizlerin gücü ile küçükte olsa bir şeyleri değiştirmenin hazzını yaşıyorum.

Bir topluma kötülük tohumları mı ekmek istiyorsun?
İşlenen suçların cezasız kalmasını sağla, gerisi gelir.


Fazla uzatmadan konulara dönelim...

İmar Yasası belediyelere birçok görev vermiştir. Örneğin, imar planı ve imar durumunu hazırlama, yapılaşmanın imar mevzuatına uygun gerçekleşmesini sağlama, projeleri denetleme ve onaylama, yapının yapılmasına izin verme, yapım sürecini kontrol etme, imar durumuna, onanmış projeye ve imar mevzuatına aykırı yapıları saptama, durdurma ve yıkma, yapılar bittiğinde ise o yapıların kullanımına izin verir.
Ruhsatı daha önceki belediyenin vermiş olması, sorumluğu üzerinden atmaz.

Selim Gökdemir’e ait Altınyol üzerinde bulunan yüksek yapı ile ilgili birçok ihbar maili almaktayım, bu konuda ilk Bayraklı Belediye’sine yazılar yazdım, olmadı bizzat kendim imar müdürü hanımefendi ile görüşmeye gittim.

Önce Karşıyaka Belediyesi ruhsatını verdi dediler, Karşıyaka Belediyesi'nin bilgi edinme birimine yazı yazdım,
Karşıyaka Belediyesi'nden 21.09.2012tarihinde gelen yazıda,
"Bilgi edinme başvurunuzda belirtilen yapılar Bayraklı sınırları içerisinde kaldığından dolayı arşiv dosyaları Bayraklı Belediyesi'ne gönderilmiştir."

Bahse konu olan yüksek yapı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Yüksek Yapılar Yönetmeliği'ne tabi olup yüksek yapı inceleme kurulu tarafından değerlendirilerek ön olurlar alındıktan sonra ilçe belediyesince ruhsat verilmektedir.

Yüksek yapılar yönetmeliğine göre, gelişim alanlarında imar planlarında aksine bir açıklama getirilmediği halde binaların yerleşim düzenine ilişkin konularda inceleme kurulu yetkilidir.

Bilgilerinize rica ederim...

Karşıyaka Belediye’si...
İmza
İmar ve şehircilik Müdürü Yusuf Ersel Tanrıöver.

Karşıyaka Belediyesi aydınlatıcı bilgileri süresinden çok önce tarafıma yolladılar. Bu benim pek alışık olmadığım durum.

Bayraklı Belediyesi'ne bizzat gitmeme karşın imar ve şehircilik il müdürü hanımefendiyle bizzat görüşmeme karşın tarafıma konuyla alakası olmayan, başka yüksek binanın ruhsatını yolladılar.

Hâlbuki Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ile telefon görüşmemizde “Hanımefendi haklısınız iki bina arasından kamyon bile geçemez, herkim usulsüz yapı yapıyorsa gereken yapılır” Kendisinin bu konularda çok duyarlı olduğunu da söylemişti. Ben hala bu inancı taşımaktayım Hasan Başkan son noktayı koyacaktır diye düşünmekteyim.

Bunun üzerine İBB Bilgi Edinme birimine sorularımı yönelttim ama hala bir cevap almış değilim beklemedeyim, elbet gelecektir.

İBB Yüksek Yapılar Yönetmeliği'ni, yönetmelik yaptım diye mi yapmıştır, yoksa uygulanması gereken bir yönetmelik olarak mı yapmıştır? Bunu yakında hep birlikte anlayacağız.

Arena içinde hem Karşıyaka hem de Bayraklı Belediyelerine sorularımı bilgi edinmeden sordum, Karşıyaka aynı şekilde süresinden önce Bayraklı Belediyesi sınırlarında olduğunu belirttiler, Bayraklı Belediyesi ise tarafıma buranın ambar ve atölye olarak alınmış ruhsatlarını yolladılar.

Pardon ben orada ne atölye nede ambar görmekteyim devasa bir müzikhol var yoksa ben hayal mi görüyorum.

Elbet bu yazdıklarım sadece köşemde yer alan yazılar olmayacaktır, incelemeleri yakinen takip etmekteyim.

Sonuç alana kadar da köşemden, bıkmadan usanmadan yer vereceğim, belki sesimi duyan olur.

Narlıdere Belediyesi'nin bilgi edinme birimine, elliye yakın binanın ada pafta parsel numaralarını vermiştim. Tarafıma Abdül Batur imzalı cevap geldi, cevap yazısı ilginç olmaktan çok öte düşündürücüdür.

Yazının içeriğini sizlerle paylaşayım, sonra yorumumu yapayım dedim.

“ İhbar ve şikâyetlerin bilgi edinme birimine başvuru ile yapılması bilgi edinme konularına aykırıdır bu nedenle değerlendirilmeye alınamaz”

Pardon başkanım bilgi edinme birimi ne için kurulmuştur? Vatandaş ihbarlarını şikâyetlerini yapsın diye kurulmamış mıdır? Bugüne kadar istediğim tüm belgeleri yollayan aynı belediye şimdi ise neden yollamakta ayak diremektedir? İşte onu anlayamadım.

11.10.2012 Tarihinde Narlıdere Kaymakamı, Osman Aslan Canbaba imzalı yazıda iddiaların araştırılacağını yazmış, 18.10.2012 tarihinde vekil olan kaymakam Mehmet Ünlü’de iddiaların araştırıldığına dair tarafıma yazı yollamışlar.

Siz hiç sıkılmayın Abdül Başkanım Narlıdere Kaymakamlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İzmir Valiliği gerekli incelemeleri yapmaya başlamışlar bile hep birlikte sonucu öğreniriz.

İddialara bakılacak olursa, 31 Ekim 2012 tarihinde Narlıdere Belediyesi imar departmanındaki kişileri soruşturma kapsamındaki bir dosya için, Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 4. Katına Genel Müdür yardımcısına ifade vereceklermiş.

İzmir İl Müdürü konusuna son derece vakıf bir kişi olduğundan gönlüm o kadar rahat ki, mutlaka gereğini yapacaktır diye de düşünmekteyim.
Bana öyle bir iddia geldi ki adeta şaşırdım, yok efendim Ankara’dan olayı çözdük, orada bulunan üst düzey bir yönetici akrabası ya da yakınıymış da, ben bunlara pek ihtimal vermek istemiyorum, yakinen takip etmekteyim hiç merak buyurmayınız.

Devlet kişilerin yakınlığınla ne iş yapar, ne de karar verir.
Narlıdere Belediyesi için o kadar çok mail almaktayım ki, önce elimdeki dosyaları bitirelim diyorum ben bir kişiyim yetişemiyorum, biraz sabır.

İddialara göre, Karabağlar Belediyesi, Bademli Kooperatifi'nden 500 bin TL'lik fidan almış, ödemeyi İzmir Büyükşehir Belediyesi yapacak denilmiş. Kooperatif ödeme zamanında İBB'ye gidiyor, haklı olarak İBB benim böyle bir borcum yok diyor. Kooperatifte Karabağlar Belediyesine gidiyor. Karabağlar Belediyesi de aylık 40 bin TL'lik ödeme planı yapmış. Yine iddialara göre, muhasebe bu ödeme planını imzalamıyor, sebebi ise geriye dönük bir işlem yapamayız kaldı ki bu ağaçları biz görmedik diyor.

Bunun üzerine sözleşmeli bir memur alınıyor, yine iddialara göre bu hanım kızımız imzalamış.


Bu fısıltılar bana kadar geldiğine göre Sıtkı Başkanım bu iddialara bir cevap verir diye düşünmekteyim. Ben gerekli yerlere iddiaları yolladım.

Karabağlar Belediye Başkan Yardımcısı'nın ilkokul mezunu olduğunu iddiaları var...

Sizce doğru mudur?

Karabağlar Belediyesi ile ilgili en komik iddia ise Mardin- Bitlis hattı olduğudur, ben Berlin- Münih hattını bilirim de bunu pek anlayamadım.

Gelecek yazım tamamen Konak Belediyesi olacak, 2010 Kasım meclis kararından yola çıkacağız, oradan epey bir yerlere ineceğiz, oradan yıldızlara kadar yolu var.

Nazım Hikmet’in bir mısrası ile bitirelim:

Sen yanmasan ben yanmasam biz yanmasak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa

Ordinaryüs Profesör

Ordinaryüs Profesör
Aziz Başkan bayram mesajında, personeline, “Daha çok çalışmalıyız" demiş. Anlaşılan o ki yeterli çalışılmadığını kedisi de biliyor...!

Belediyeye yapılan operasyon için de, "Hepimizin malumu olduğu üzere, eski tas eski hamam ”

Sayın Başkan ben bu söyleminizden bir şey anlamadım.

Ardından da , “ Zaten biz de, bütün arkadaşlarımız da belli konularda doktorayı, doçentliği, profesörlüğü geçti. Devam edecek bu işler. Bildiğiniz gibi çalışmamızı, başından beri nasıl yasalara-kurallara uygun yapıyorsak, bu şekilde devam edeceğiz. Orada bir sıkıntı yok. Yorumlardan bir şey tutturulmaya çalışılıyor. Onunla ilgili de hukuki mücadele yapılıyor."

Hangi yorumlardan bir şey tutturulmaya çalışıyor? İddianameye yorumlar üzerine mi hazırlanmış, yoksa İçişleri Bakanlığı Müfettişleri'nin size kinleri vardı da art arda soruşturma izinleri verilmiş.

Bana kalırsa siz bu davalarda “Ordinaryüs Profesör” olursunuz!
Sırrı Başkanım da, bayramlaşma mesajında, “Yeşil alanları satıyorlar” demiş.

Sen çok yaşa Sırrı Başkanım, ne güzel kalbinden geçenleri söylemiş. Ardından da eklemiş.

İzmir’de yeşil alanlar satılıyor. Yeşil alan satılır mı? Ağaçlandırılacak alanlar satılıyor.

Sırrı Başkanım Ekim Meclisi'nde, Aliağa liman arkasındaki 740 dönümlük orman alanını sizler imara açmadınız mı? Karşılığında 500 dönümlük orman yetiştirilecek diye. Nereden bulunacak 500 dönümlük bir alan?

Yer belirlediniz mi?


Sırrı Başkanım devam etmiş. “Ben böyle bir kepazeliği ilk defa görüyorum. Seçimlere kadar vatandaşa bunları anlatmamız lazım. Bizim savunamayacağımız belediye başkanımız yok”

Hakikaten Sırrı Başkanım İzmir, İzmir olalı böyle kepazelik görmedi!

Yeri gelmişken sorayım, Sırrı Başkanıma Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm inşaat mühendisi değil mi? İnşaatta hesaplama hatası yapması mümkün de değil, peki nasıl olur da, ruhsata aykırı bina yapabilir? Bundan dolayı da inşaatı mühürlenir. Yarın vatandaşın binasını yıkmaya gittiğinde vatandaş “ önce sen kendi evini yık sonra bana gel” demez mi? Narlıdere Belediye Başkanı da Sıtkı Kürüm’ün ruhsata aykırı villasından soruşturma izni almadı mı?

Şimdi meydanlarda AK Parti belediyeleri kıskaç altına aldı, müfettişlerden çalışamıyoruz mu diyeceksiniz?

Neyse biz bayram mesajlarını bir kenara koyalım, gelelim imar konularına,02.10.2012 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi Bilgi edinme birimine yazı yazdım.

CHP Milletvekili Mehmet Ali Susam’a ait olan Buca ilçesi Kırıklar Köyü 4 pafta 109 parselde 40 dönüm yeri 04.09.2003 tarihinde alıp, yapı izni olmayan mücavir alan ve üstelik baraj havzasında bulunan yere inşaat yapılmıştır. Bu yerin baraj havzasında olması sebebiyle 5403 sayılı yasa kapsamından yararlanması da söz konusu değildir. 20.06.2004 Tarih ve 2005127 İZSU 35.55.5109 sayılı İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, 2004256 sayılı yapı tatil zaptı düzenlenmiş bu tatil zaptının akıbeti ne olmuştur? Tüm bu konuların tüm detayları ile birlikte bilgi edinme kapsamı ile yollanması.

İmza Nivent Kurtuluş.

Bu yazımı değerlendiren, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Serpil Baran, İZSU Genel Müdürlüğü'ne, yasal süresinde tarafıma bilgi verilmesi istemiş.

İZSU Genel Müdürü imzalı gelen yazıda ise;

İlgi (a)yazı ekinde bulunan başvuru formu ile Mehmet Ali Susam’a ait Buca İlçesi Kırıklar, 4 pafta 109 parsel üzerinde bulunan kaçak yapının akıbeti hakkında bilgi istemektedir. Diye başlayan yazıdan anlaşılacağına göre Sn vekilimize ait binaların kaçak olduğu anlaşılmaktadır.

Yazının devamı oldukça uzun olduğundan önemli kısımları sizinle paylaşmak istiyorum. Havza yönetmeliğine göre kısa mesafeli koruma alanları üzerine kurulan yapıların yıkımını İZSU tarafından yapıldığı. Orta ve Uzun mesafeli koruma alanında olan yapıların ise ilçe belediyesi tarafından yapılacağı belirtilmiş ve bu konuda 23.06. 2004 tarih, 5109 sayı ile Buca Belediyesine iletildiğini söylüyor.

Yazının ekinde ise İZSU Genel müdürlüğünden 23.Haziran 2004 tarihinde, Buca belediyesine yolladığı yazıyı da koymuşlar.

Ayrıca tarafıma gelen ekli yazıda, İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar denetim Ekibi, Kaçak inşaat duyuru belgesinde ise, benim dışımda suç duyuru yapan kişinin başvuru formunu da yollamışlar.

Bütün bu yazışmalardan, anlaşıldığına göre İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü üzerine düşen ne varsa yapmış gibi görünmekte.

Bütün bu yazıları ince, ince okuduktan sonra İZSU Genel müdürü Ahmet beyi aradım, tüm nezaketiyle tüm sorularımı cevapladı, Buca İlçesinde olan bu yapının belediyesince işlemlerin yapılması gerektiğini anlattı.

Ancak elimdeki evrakları bir kez daha detaylıca okuyunca gözümden kaçan bir unsurun olduğunu fark ettim.

İZSU’nun yazısında, “ruhsata bağlanabilecek konumda ise idaremiz görüşünün alınması, ruhsata bağlanamayacak ise 3194 sayılı imar kanuna göre yasal işlem yapılarak sonuçtan idaremize bilgi verilmesi için, konu 23.06.2004 tarih ve 5109 sayılı yazı ile Buca Belediyesine iletilmiştir”

Eğer ruhsata bağlanacak konumda olsaydı, İZSU Genel Müdürlüğü tarafıma şu sayılı yazı ile ruhsata bağlanmıştır derdi.

Demek oluyor ki ruhsat için İZSU bir görüş vermemiş.


Rahmetli Ahmet Piriştina başkanlığında alınan meclis kararında ise,

14 mart 2002 Tarihinde “ Tahtalı Baraj Havzası Yönetmeliği Meclis'te Oy Birliği ile Onaylandı”

İmar da sınırlı, Havza içindeki köylerde bu şartlarla en fazla 250 metrekare ve iki katlı yapılar olabilecek. Bunlar da ancak İZSU'nun izni ile yapılabilecek.

Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina, Tahtalı Barajı'nın korunmasının kendileri açısından birinci derecede önem taşıdığını belirterek şöyle konuştu “Kimse itiraz edemez”

Ne güzel söylemiş rahmetli başkanımız, yaşasaydı böyle olaylar yaşana bilir miydi? Allah gani, gani rahmet eylesin, sözde değil özde Büyük Başkanmış.

İddialara göre Mehmet Ali Susam’a ait ev, malikâne denilmekte, müştemilatta yapılmış. Sözün özü 250 metrekare çoktan aşılmış. Ne diyeyim Allah içine sindirsin!

Tahsin Güzel ise, defalarca bu konuyu köşesinde kaleme almış,
“CHP İzmir Milletvekili Susam Beyefendi Buca da ki kaçak yurdu ve Buca ilçesi Kırıklar Köyü dört pafta 109 parselde kayıtlı 40.060 m2 yapı izni olmayan baraj havzası ve mücavir alanda 650 m2 de orman alanını da içine katarak 40.710 m2 üzerine ruhsatsız kaçak yaptığı saraya hangi belediyeler göz yummuştur, araştırın. O bölge de köylülerin alet edevat koyduğu barakalar yıkılırken bir çivi çaktırılmazken hangi güç bu yapıya izin vermiştir?”

Diğer bir yazısında ise,

“Milletvekilinin mücavir alanda söz konusu kaçak binasına 20.0.6.2004 tarih ve 127 İZSU 35/55/5190 sayılı İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ tarafından 2004/256 sayılı tatil zabıtı düzenlenmesi, yine 01.03.2005 tarih ve 2005/392 sayılı encümen kararı ile yıkım kararı alınması 3154 sayılı yasanın 40. maddesi gereğince de para cezası verilmesi ve aynı yıl başkanlık olurunca yıkım kararı alınmasına rağmen hangi yetkili o sırçalı sarayı meşrulaştırmış”

Bu konunun tam takibini yapmaktayım, Buca belediyesini de aradım elbet gereğini yapacaklardır, diye düşünmekteyim.

Bayram sonrasında bu konuyu enine boyuna takip edeceğim ve sonucunu sizlerle paylaşacağım, hiç merak buyurmayınız.

Sevgili okurlarımın bayramlarını canı gönülden kutlarım, bayram boyunca maillerimi tek, tek değerlendireceğimden maillerinizi bekliyorum.

*

İddialara göre Aziz Kocaoğlu ile Alaattin Yüksel'in arasına kara kedi girmiş... Yakında tüm kedileri gündemime alacağım...!

Kuvay-i Milliye

'Sen misin halkın çıkarını koruyan, halk için çalışan, alın terine değer veren. Sana gösteririz' dedi 397 yıl hapis cezası ile yargıladılar. Peki Aziz Kocaoğlu korkar mı? O bir Erbaalı, Kuvay-i Milliyeci. Asla zalimin zulmüne teslim olmak yok çünkü o CHP'li."

Bu sözleri Tokat’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, söylemiş, okuduğum da kulaklarıma inanamadım.

Sn Kılıçdaroğlu iddianameyi, tam olarak okumuş olsaydı, Kuvay-i Milliye ile alakası olmadığını anlayacaktı. Herhalde okumamış ki bu yakıştırmayı yapabiliyor.

9 Eylül’de Kuvayi Milliyeciler'in kurtardığı İzmir’in yeşil alanlarının amacı dışında kullandırılması, yargı kararlarının uygulanmaması ile ne gibi bir ilgisi olabilir?

İddianameyi hazırlayan savcıları, hâkimleri mi ZALİM sayıyorsunuz?

Aziz Başkan ve bürokratları için hazırlanan dosyaların, İçişleri Bakanlığı Müfettişleri, Aziz Başkan'a nasıl zulüm yaparız diye mi hazırladılar binlerce dosyaları?

Yapmayın Sayın Genel Başkanım bunun böyle olmadığını sizde biliyorsunuz, bizlerde biliyoruz?


Bu soruşturmalara sebep olacak işlerin Kuvay-i Milliyecilikle ne alakası olabilir?

Siz görmezden geliyor olabilirsiniz, isterseniz bir hatırlatayım hangi nedenlerden dolayı, zalimin zulmüne duçar olmuş Kuvay-i Milliyeci Başkanımız(!)

Buca'daki tek nefes alan yerin Koç Gurubu'nun dünürü yüzlerce konut yapsın diye imar planını kim değiştirdi? Aziz Başkan. İçişleri Bakanlığı müfettişleri inceledi soruşturma izni vermekle zalim mi oldu şimdi?

Başdanışmanının arazisinin imar planını kim değiştirdi? Aziz Başkan. Soruşturma izni veren makam zulüm mü yapmış oldu?

Urla'daki konutlar yapılsın diye imar planını kim değiştirdi? Aziz Başkan soruşturmalar açıldı, zulüm mü yapıldı?

Seçim harcamalarını 23 Nisan Çocuk şenliğinde dağıtılmış diye kim gösterdi? Aziz Başkanın bürokratları bunun içinde soruşturma açılmadı mı?

Çankaya Otoparkı'nı "Mafyaya ihale vermem" diye kim iptal etti?

Vakıfların ortak olduğu otoparkta şu an işgalci konumunda bunu biliyor musunuz? İşgalci konumunda olan İBB Vakıflara ayrıca kira ödemek zorunda kaldı mı? Kaldı burada kamu zararı yok mudur?

Durak ihalelerine ne demeli?

Yargı kararlarını uygulamamak, bürokratlarına mobing uygulamakla da Kuvay-i Milliyeci olunmuyor


İzsu’da sahte iş bitirme belgelerine alıştıkta, koskoca İzsu’da Genel Müdür Yardımcısı'na sahte yüksek okul belgesiyle kim iş vermiş?

Aziz Başkan.

İzmirliyi kötü koşullarda ulaşıma mahkûm etmek mi Kuvay-i Milliyecilik oluyor, Sayın Genel Başkanım.


Kuvay-i Milliye ile ne ilgisi var bu işlerin. Hâkimler savcılar bu işleri soruşturduğu için mi zalim oluyor?

Mağdur edilen Aziz Kocaoğlu değil, İzmir Halkı'dır, İzmir Halkı'nı mağdur etmek nasıl Kuvayiye Milliyecilik olabilir?

Bana kalırsa, siz Kuvay-i Milliye'nin gerçek anlamını bilmiyorsunuz...

"Kuvvay-i Milliye", ilk kez, Kurtuluş Savaşı'nda görev alan milis güçleri anlamında kullanılmıştır. "Kuvva" Arap dilinde "güç" demektir. "Kuvvay-i Milliye" de ulusal güçler anlamına gelmektedir.

"Kuvvayı Milliye", işgal altındaki bir ülkede halk tarafından oluşturulmuş direniş örgütleridir; bu özellikleri ile bir sivil örgütlenme modelidir. "Kuvvayı Milliye", sonradan ulusal Kurtuluş Savaşına katılan herkesi kapsayan bir kavram olarak kullanılmıştır.

Ülke işgal altında mıdır ki, Aziz Başkan Kuvay-i Milliyeci oluyor?


Kuvvay-i Milliye ile ilgili birçok doküman okudum, öncelikle Kuvvay-i Milliye'yi iyi algılamak ve iyi anlamak gerekmektedir. Kuvvay-i Milliye, milliyetçi devrimcilerin vatanı kurtarmak için verdikleri mücadeledir.

Kuvay-i Milliye’nin temelinde Atatürk vardır. Kendisine Kuvay-i Milliye diyen bir hareketin de temelinde Mustafa Kemal Atatürk’ün olması kaçınılmaz bir gelişme olmalıdır. Zaten bu gerçekleşmediği sürece, Kuvay-i Milliye’nin gerçekleşmesine ve Kurtuluş Savaşı zamanındaki gibi yüce bir anlam kazanmasına da imkân yoktur.

Zira içinde Mustafa Kemal bulunmayan hiçbir hareket Kuvay-i Milliye olamaz ve bu hareketler Kuvay-i Milliye’nin hiçbir işlevini yerine getiremez.

Ulu Önder’in anlattığı gibi, Kuvay-i Milliye bir ulusun vatanı savunmasıdır. Ve sınıfsal ayrım olarak değil, ulus olarak verdikleri bir mücadeledir.

İmar planlarına bakıldığında sınıfsal ayrımı hissetmemek mümkün değildir.

Umarım haddimi aşmamışımdır!

*

Tarafıma gelen iddialar oldukça fazla, elimden geldiğince tüm maillerinizle ilgileniyorum, bildiğiniz üzere sadece köşemde yer verip geçmiyorum, tüm ilgili kurumlara bana yolladığınız iddiaları yolluyorum, lütfen biraz sabır hepinizin konularına değineceğim.

Gelelim iddialara;

Kavuklar’ın yaptığı inşaat için gelen iddia çok ilginç, bu inşaat için imar değişikliği yapılmış, imar değişikliğinden sonra 118 daire artış sağlanmış. Bu konuda imar dairesi ve yetkili kişiler isyan halindeymiş ama sessiz kalmayı yeğliyorlarmış. Kusura bakmayın ben sessiz kalamayacağım gerekli incelemelere başladım bile. Bakalım iddiaların doğruluğu var mı? Yakında ortaya çıkar.

İzulaş Genel Müdür Yardımcısı Arda Şekercioğlu eski usta kadrosundaki personeli, vasıfsız kadroya geçiyormuş. İddialara göre usta kadrosundaki personel kendini temizlik işlerinde buluyormuş. % 40 maaş kesintilerine karşı çıkanlara ise siz bilirsiniz o halde işinize son veririz deniliyormuş. Kendi yakınlarına yer açmak için yapıldığı iddiaları mail kutumda oldukça fazla yer kaplamakta. Oysa Aziz Başkan taşeronu kaldıracağım derken eski çalışanların böyle bir yöntemle onun da adı kullanılarak, hak ve hukuklarının çiğnenmesine göz yummaz sanmaktayım.

Urla Belediye Başkanı’na ait petrol istasyonu, mahkemelik olmuş. Duyduğuma göre başkan davayı da kaybetmiş, Yargıtay’dan karar bekleniyormuş.

Esnaf Odaları Birliği yönetim kurulu toplantısında kantinciler ve büfeciler odası başkanı Selahattin Arslan, yönetim kurulu üyesi Hilmi Kurtoğlu’nu rambo bıçağı ile tehdit ettiği, hatta Hilmi Kurtoğlu’nun boğazına bıçak dayadığı konusunda yoğun söylentiler bana kadar geldi. Bu söylentilerle ilgili, Zekeriya Mutlu, bir açıklama yollar diye ummaktayım.

Eski Esnaf Odası Başkanı Mehmet Ali Susam, bu konuyu araştırırsa mutlu olurum.

İzsu’da sahte yüksek okul diplomasından sonra okuyucularımdan oldukça fazla ihbar mailleri almaktayım. Öncelikle bir konuya açıklık getirelim. İzsu belediye şirketi değil dolayısıyla 657 tabi memur alımları yapılmakta. Belediye şirketlerinde, ilkokul mezunu da önemli kadroların başına gelebilir. Ancak İzfaş gibi Sanayi Odası, Ticaret Odası gibi ortaklıkları bulunan İzfaş’ın Genel Müdür Yardımcısı yabancı dil bilmeyen, yüksek okul mezunu olmayan bir kişiyi genel müdür yardımcısı yapmak doğru tercih midir? Cevabı muhtaplarına bırakıyorum.

Güzelbahçe Belediyesi ile ilgili birçok mail almaktayım, özellikle imar konusunda. Belediye başkanı Mustafa İnce daha önce Güzelbahçe belediye Başkan Yardımcısı'ymış... Şimdi ise belediye başkanı. Kendilerinin başkan olduğu dönemde, çok sayıda verdiği inşaat ruhsatları ile ilgili incelemelere başlayacağım. Benim gibi duyarlı bir vatandaşın resimlediği kaçak yapılan binaların ve eklentileriyle ilgili suç duyurusunu değerlendiren müfettişlerin bir incelemesi bitsin. Ben de bu şirin ilçede mesai harcayacağım.

Korkarım, yarınlarda CHP Genel Başkanı meydanlarda Aziz Başkan'ın dışında başka Kuvay-i Milliyecilerden bahsedecek yine.

Erdal İzgi Sahil Evlerinde restoran açmış, hayırlı uğurlu olsun.

Yazımı bitirirken aklıma bir konu geldi araya sıkıştıramadım, gelecek yazımda yazayım dedim ama olmadı gündem soğumadan yazayım kurtulayım dedim, fısıltı gazetesi diye Aziz Başkan parti toplantısında ısrarla vurgu yaptı, DÜRÜST BAŞKAN bu fısıltı gazetesinin yarattığı imaj mı çok merak etmekteyim.

Gelecek yazım bir hayli ilginç olacak!

SORULAR CEVAPLAR

Konak Belediyesi'ne 09.10.2012 tarihinde, sorduğum soruların cevabı nihayet geldi. Arkas Holding için tarafıma gelen iddiaları Konak Belediyesi'ne iletmiştim. Gelen cevap yazısında,
“Liman arkası bölgesinde Arkas’a ait genel müdürlük binası için incelemeler devam etmektedir.” İncelemeler bittiğinde iddialar doğru mu değil mi ortaya çıkacaktır. Bana kalırsa, Lucien Arkas’ın binası usulüne uygundur, ancak okuyucularımdan gelen her iddiayı araştırıyorum.

Yıldızhan Otel için; “Yıldızhan Oteli Yapı Kullanma İzin Belgesi almamış olup, konuyla ilgili İmar ve Şehircilik Müdürlüğü yetkilidir. İşletme ruhsatı ile ilgili soruların Ruhsat ve Denetim  Müdürlüğünce incelenmesi gerekmektedir.” Deniliyor...

Yıldızhan Otel ile ilgili cevap yazısını alır almaz, bu otelin yapı denetimini yapan firma kimdir diye araştırma yaptım. Tepekule Yapı Denetim firmasıymış elbet hemen aradım, belediyeden gelen yazıdan bahsettim, karşımdaki kişi yetkili olmadığını beyan etti.
Bunun üzerine google amcamı devreye soktum, karşıma epey ilginç bilgiler çıktı. Aslında yaptığım iş sayesinde hiç bilmediğim konuları öğreniyorum, öğrenmesine de yönetmelikler nasıl olur da şehrin tam göbeğinde insanların gözüne sokarcasına ihlal edilebiliyor, işte onu anlamakta zorlanıyorum.

Yapı denetim firması eğer inşaat Ruhsat ve eklerine aykırı uygulama yapılması halinde durumu üç iş günü içinde ilgili idareye bildirmek zorunluluğu varmış.

Hele ki yapı kullanım izni alınmamış yerlere elektrik ve su da bağlanamazmış, eğer bağlanırsa bağlayan kuruluş sorumlu olurmuş.
İmar kanunu madde 31 İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar.

Pardon TEDAŞ ve İZSU nasıl bu otele elektrik ve su bağlamış olabilir, ben mi yanlış okuyorum bu bilgileri.


Diyelim ki bu otel güneş enerjisi ile enerjisini sağlıyor, ya su işini nasıl çözmüşler? Kuyuları falan mı var?

Anlayacağınız şoktayım, şehrin göbeğinde bu işlemler oluyor! Beyler bilmem farkında mısınız yapı kullanım izni olmayan bir otel işletime açılmış, internetten bile rezervasyon yapabiliyorsunuz.


İmar Kanunu'nun 32. Maddesi de; "Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce, tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur."

Ben Otele dışarıdan bakıyorum, binanın yola tecavüzü var, çekme mesafeleri tutmuyor, yanındaki binalara bakıyorum yükseklikleri de tutmuyor, Yıldızhan Otel diğer binalara tepeden bakıyor.

Bu konuyu Konak Belediyesi dışında Büyükşehir Belediyesi'ne de sordum, Zeliha Demirel imzalı yazıyla bilgilendirildim. Yüksek yapılar yönetmeliğine tabii yapıların sadece ön olur ve uygunluk işlemleri belediyemiz tarafından, yapı ve yapı kullanma izin belgesi işlemleri ise ilgili belediyesi tarafından yürütülmektedir.

İlçe Belediyesi diyelim ki denetimlerini eksik yapıyor, 5216 sayılı belediye kanunun 11 maddesi; Büyükşehir Belediyesi, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye yetkilidir. Denetim sonucunda belirlenen eksiklik ve aykırılıkların giderilmesi için ilgili belediyeye üç ayı geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde eksiklik ve aykırılıklar giderilmediği takdirde, Büyükşehir Belediyesi eksiklik ve aykırılıkları gidermeye yetkilidir.

Büyükşehir Belediyesi eksiklikler ve aykırılılıklar için ne yapıyor?


Sadece izliyor mu?

Yıldızhan Otel için geçen sene bu konulardan dolayı ceza kesilmiş midir?

Otelden çıkalım gelelim Hasyün’e, Konak belediyesi yapı ile ilgili 24.09.2012 tarih 5071 sayı ile bilgi verilmiş olup, yıkımı açılacak olan ihale kapsamında değerlendirilecektir.”  denilmektedir.

Bakalım ihale ne zaman yapılacak? Bornova Belediyesi Orkide Yağları Fabrikası için de "ihaleye katılım olmadığı için yıkım gerçekleştirilemedi" demekte.

Konak Belediyesi'nden, Menemen’e doğru inelim ne dersiniz? Uzun zamandır Menemen Belediyesi ile ilgili birçok mail almaktayım. Bu yüzden iki hafta önce pazar günü Menemen’e gittim, iddialara göre, Tahir Başkan’ın Benzin İstasyonu'nun arkasındaki, Mermerli Mahallesi'ne gittim 13 katlı 44 daireli inşaata başlanacakmış, kim yapacak bu inşaatı?

Bu inşaat konularına gelmeden önce benim için öncelikli konu olan çevredir. Bu yüzden Savranoğlu Deri Fabrikası ile ilgili yazmak benim için farz oldu.

Bu fabrika için İçişleri Bakanlığı'na yazılar yazmıştım, halkın gerçek anlamda direnişiyle bu fabrika mühürlendi.

Bu fabrikanın neden mühürlendiği hususunu, Anarşi Haber ayrıntılı bir şekilde vermiş.

“ Fabrikanın üçte biri kaçak ve fabrika yönetimi kazdırdığı 6 tane artezyenden günde 800 – 900 ton suyu “saatsiz” olarak çekiyor ve bu suyu envai çeşit kimyasalla zehirleyerek doğaya hiçbir arıtma işleminden geçirmeden salıyor.”

Burası geçtiğimiz yıl mühürlendi, ancak bana gelen ihbarlarda bu fabrikanın çalıştığı söylenmekte, geçtiğimiz pazartesi ilk işim sabah 9.30 sularında fabrikayı aradım.

Savranoğlu Deri Fabrikası mı?


“Evet, nasıl yardımcı olabilirim?”

-Hanımefendi genel müdürünüzle görüşmek istiyorum.
“Dışarıdalar”

-Pardon fabrika mühürlü değil mi?
“Hanımefendi biz çalışmıyoruz, sadece muhasebe çalışıyor”

-Siz ne yapıyorsunuz, Genel Müdürünüz yerine dönünce ne yapacak, diye telefonu kapattım.

Hemen ardından Menemen Belediyesi'nden Zabıta Müdürlüğü'nü aradım, durumu anlattım. Cevap; "bayan biz ilgilenmiyoruz, İBB mühürledi onların sorumluluğunda."

Durur muyum hemen İBB'den Yıldız Hanım'ı aradım, tüm inceliğiyle telefonuma, her zaman ki gibi cevap verdi, beni uzun, uzun büyük sabır içerisinde dinlediler, ardından da bir hafta önce aynı fabrika için şikâyet aldıklarını söylediler.

Ama aynı fabrikanın hala nasıl çalışabildiğinin cevabını vermediler.

Savranoğlu Deri Fabrikası'na mühür fevki yapmış mıdır?


Mühürlü olan bir firma nasıl çalışabilmekte bunu bilen var mı?
Sanırım kimse bilmiyor!

Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi avukatları sanırım İzmir Adliyesi'nde olacaklar, Halfinger Atlar'ın duruşmasında ikinci perde, sonucu merakla bekliyorum.


Atlar demişken, dün sabah faytonlardan biri Hürriyet Gazetesi'nin önünde, EFN plakalı, Volkswagen marka arabaya arkadan çarpmış...!

İddiaları doğru mudur? Bundan dolayı mı Kordon trafiğe açılamıyor yoksa?

İzmir Büyükşehir Belediyesi 100 kişiyi zabıtadan işe alacakmış, bu konu ile ilgili yakında yazacaklarım olacak.

Muharrem Derbentoğlu dün İBB'de özel kalemde görmüşler, iddialara göre yakında belediyede bir birimin başına gelecekmiş, fısıltılar doğruysa eğer, ilk kutlayan ben olayım dedim...!

Beni okumaya devam edin İzmir'den haberiniz olsun...


İZMİRLİYE BORÇLUSUNUZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Adnan Keskin ile Genel Sekreter Bihlul Tamaylıgil örgütleri gezerek, belediye başkanlarını ziyaret edeceklermiş. Sözün özü İzmir’e teftişe geliyorlar.

CHP Genel Merkezide biliyor İzmir’de gözle görülür bir kan kaybı var, seçmen üzgün, partili yorgun ve yılgın, Aziz Başkan da bunun farkında olacak ki, CHP İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Büyük İzmir Konferansı'nda, projelerini eleştiren ve yerel yönetimlerin arkasında durmayan partililerini sert sözlerle eleştirmiş.

"Partili ve particilikte sorun var. Yaptığımızı anlatamıyorsunuz. Belediye başkanlarını eleştirmek iş değil. Oku ve öğren, sonra bizim yaptıklarımızı anlat. Her yere yetişemem. Sadece Aziz mi var kardeşim?"

Başkanım hangi yaptıklarınızı anlatamıyorsunuz?
Bir metre tel çekemediğiniz teleferiğimi anlatamıyorlar?
Yüzülebilir körfezde yüzüyoruz da onumu anlatamıyorlar?

Sıkış tepiş balık istifi gibi bindiğimiz, yollarda kalan otobüslerde oh ne rahat keyifli yolculuk mu yapıyoruz da onumu anlatamıyorlar?
İZBAN krizini nasıl aştığınızı mı anlatamıyorlar?

Kordonun trafiğini nasıl kapattığınızı, trafiği nasıl felç ettiğinizi mi anlatamıyorlar?

Eski vapurlarda seyahat etmeye alıştık ta, inip binmek için sirk cambazı olduğumuzu mu anlatamıyorlar?


Hatay yoluna döşediğiniz milyonluk granitlerin nasıl heba edildiğini mi anlatamıyorlar?

Yoksa kamulaştırma davalarıyla İzmirlinin cebinden çıkan milyonlarımı anlatamadılar?

Metrodan bahsedip iflasın eşiğine gelen Hatay esnafını mı anlatamıyorlar?

Ya da nasıl bol küfürlü, kavga ettiğinizi mi anlatamadılar?

Ben pek anlayamadım, hangi icraatınızı anlatacak partililer?

İzmir'de yaşayan 4 milyon insana örnek gösterilecek projeler yaptıklarını söyleyen Kocaoğlu, "Yani her şey var ama partiliden, sade üye vatandaştan partinin en üst kademesine kadar herkes, 'Başkan ya şunları yapıyorsun, bunları yapıyorsun ama bizim haberimiz yok.' diyor.

Niye haberin yok?

Dergiler basıyoruz, tanıtımlar yapıyoruz, gazetelere anlatıyoruz. Bana, 'Senin tanıtımın zayıf, bu işi beceremiyorsun.' diyorlar. Bu hap değil ki okuyacaksınız." diyerek eleştirilerini sürdürdü. Her fırsatta yapılanları anlattıklarının altını çizen Kocaoğlu, "Okumadığınız kesin. ya dinlemiyorsunuz ya da dinlemek istemiyorsunuz ama başka bir partili bizim belediyelerimizi eleştirdiğinde, en çok bizim partilimiz konuşuyor.

Partiliniz sizi eleştirdiğine göre, başkanım demek ki partilinize bile kendinizi anlatamamışınız, seçmen ne yapsın?

Başkanım ben sizin bütün ilanlarınızı, haberlerinizi okuyorum ama dergilerde gösterdiğinizle gerçekler pek örtüşmüyor?

Yeni otobüsler aldık diyorsunuz ama benim şansımdan mı nedir hiç yeni otobüsünüze binemedim. Yakında sirkte gösteriye başlayabilirim, vapurdan inerken binerken akrobasi hareketleri yaparak epey bir kas yaptım.

“Bir partili belediye başkanını, ilçe başkanını, milletvekilini, seçilmiş arkadaşımızı savunmak durumundadır, evrensel ahlak kurallarına uymayan bir defosu yoksa eğer."

Başkanım siz Mehmet Ali Susam’a Tarihi Havagazı Fabrikasında ağza alınmayacak küfürler etmiştiniz, yoksa evrensel ahlak kurallarına uymuyor muydu?


“Bardağın boş tarafından bakıyorsunuz. Çıkıp da neden, 'Gece gündüz çalışıyor bu adam.' demiyorsun? Niye reklam yapmıyorsun? Bir problem mi var? Partililik ve particilikte problem var.”

CHP partisinde ben pek problem göremiyorum, sadece küskünler çoğaldı, umutlar tükendi, reklamınızı çok iyi yapıyorsunuz çete davasının kitabını bile yaptınız, bardağın pek dolu olduğunu sanmıyorum.

Sadece Aziz mi gidecek ya?

Aziz bir kişi kardeşim. Partililer çalışacak arkadaşlar. Bu mirası kimsenin, ucundan köşesinden yemeye hakkı yok." Da demişiniz. Siyasette en büyük silahın fısıltı gazetesi olduğunu” söylemişiniz ancak ortalıkta fısıltılar pek iç acıcı değil.

Ya İl Başkanı Ali Engin’in açıklamalarına ne demeli, “Kemalpaşa’da Başkan günde dört düğüne gidiyor, hangi yaşlının evinde musluk bozulmuş tamir ediyor”


Bir belediye başkanının başarısı gittiği düğünlerle ve evde musluk tamiri ile oluyorsa eğer, genel başkan yardımcıları düğün salonlarında başkan arayışlarına başlasınlar.

Bir il başkanı böylesine bir açıklama yapabilir mi?

Engin, yerel seçimde ihtiyaç duyulması halinde aday olacağını belirterek, “İl Başkanlığı’na gelirken de şu anda da adaylık planım yok ama siyaset yapıyoruz. Siyasette binlerce kadromuz yok. Mevcut belediye başkanlarımız başarılı ise görevlerinde kalmalı. Çünkü hizmetlerin devamı var. Parti aday değişimine karar vermişse ve bir başka arkadaş da o boşluğu dolduramıyorsa o zaman ben adaylığı düşünürüm” demiş.

Sayın Ali Engin siz daha koltuğa oturalı üç ay olmadı mı? Bu koltuk merdiven midir? Siz aday olduğunuzda İl Başkanlığı koltuğuna kim oturacak?

Bu koltuğa, sizi oturtabilmek için Sayın Kocaoğlu sizin için canhıraş çalışmadı mı? Yazık değil mi başkanın emeklerine?

Elinizde sihirli değnek vardı da koltuğa oturur oturmaz her şeyi düzettiniz mi?

Sahi neyi düzeltinizde nereye gidiyorsunuz bir anlatsanız da anlasak!
28 ilçeyi teslim aldınız da elinizdeki ilçeleri kaybetme korkunuz mu var?

Sinyal aldınız da, kaçıp kurtulup vebal mi almak istemiyorsunuz?
Ciddi her toplantı da Aziz Kocaoğlu ile Alaattin Yüksel’in özel kalem müdürü gibisiniz, bir il başkanı olarak, pek bir ağırlığınızı hissedemiyorum da.


Hiç kimsenin hakkı değil, kendi idealleri için partiyi kullanmak!


Bence siz kendinizi ya da yakınızı nasıl belediye başkanı yaparımı düşüneceğinize, 28 ilçeyi nasıl 30 ilçeye çıkarabilirim hesabı yapmalısınız.

Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği partiyi kendi amaçlarınız, ergleriniz doğrultusunda kullanamazsınız! Kendinize gelin, bu makamlar atlama tahtası değil.

Kemal Kılıçdaroğlu, oynanan bu oyunlara gelmeyecektir! Ben buna inanmak istiyorum.

Allahtan Örgütten Sorumlu, Adnan Keskin asla oynanan bu oyunlara müsaade etmeyecektir...

Sayın Tamayligil ve Keskin, hazır İzmir’e gelmişken geçtiğimiz Cuma günü kararı alınan 740 dönüm ormanlık alanın CHP’nin kalesi dediğimiz İzmir Büyükşehir Belediyesi meclisince imara açtılar. Bu karar sosyal demokrat bir belediyeye yakışan bir karar mıdır? CHP 29.09.2012 tarihinde Ankara Atatürk Orman Çiftliğinin talan edilmesine karşı çıkıyoruz diye basın açıklaması yapmadı mı?

Kalenizdeki orman sizleri ilgilendirmiyor mu? Elli ya da yüz dönümden bahsetmiyoruz, 740 dönümden bahsediyoruz lütfen gereğini yapınız, İzmirliye bunu yapmaya mecbursunuz! Yıllarca İzmirli sizlerden desteklerini esirgemediler!

İsterseniz sizlere hatırlatayım, ne diye basını davet etmişiniz?

Ankara’nın yeşil alanlarının gün be gün talan edildiği, nefes alınacak alanların fütursuzca daraldığı bu günlerde Atatürk Orman Çiftliğinin talan edilmesine karşı çıkıyoruz. (Yarın) 29.09.2012 saat 11:00’de Atatürk’ün Evinin önünde buluşuyoruz. Sizi, Milletvekillerimiz Parti Meclisi Üyelerimiz ve il örgütümüzle beraber yapacağımız basın açıklamasına davet eder saygılar sunarız.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu...

Siz İnanıyor musunuz?

Siz İnanıyor musunuz?
Cuma günü İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde, PETKİM'in talebi ve Orman Bölge Müdürlüğü'nün izni doğrultusunda yapılan imar planı değişiklikleri, oybirliği ile kabul edilmiş.

Hayretler içerisindeyim, Aziz Başkan geçmişte,” kentimizin ve kent insanımızın, ülkemizin havasını, suyunu, toprağını korumak için sonuna kadar mücadele edeceğime namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum” demişti...

Aliağa nerededir?


Aziz Kocaoğlu,  “Benim bir sorun çözme adabım var. Kavga etmeden uzlaşarak ama inancımdan dönmeyerek, uzlaşarak ama ilkelerimden taviz vermeyerek, uzlaşarak ama adam gibi durarak sorun çözme yöntemim var. Kentte 40 yıldır kangren olmuş konuları çözdük” de demişti.

Ayrıca “Çevre ve Orman Bakanlığı’nın verdiği karar son derece vahimdir” de demişti.

Şimdi Aziz Kocaoğlu'na soralım:

Oybirliği ile aldığınız meclis kararına, İzmirli Hemşerileriniz son derece vahimdir derse ne olacak?

"Kordon kapatılsın mı, kapatılmasın mı" diye Kordon sakinlerinin istekleri doğrultusunda hareket etmek isteyen, halkının sesine kulak veren değerli başkanımız!

Her nedense böylesine önemli bir konuda sessiz kalmayacaktır, diye düşünmek istiyorum!

Ağaçlar bir ülkenin geleceğidir, akciğerlerimizdir, 740 dönüm nasıl bir yatırım için feda edilebilir? Bunu anlamakta çok zorlanıyorum.
740 dönüm ormanı yok etmek bir cinayettir, bu yanlıştan dönülmesi için, ne gerekirse yapmalıyız.

İzmirliye bu haksızlığı yapamazsınız!

Bu meclis kararında, en büyük kamu yararı hiçe sayılmıştır.

Bahsedilen alan yüz metrekare, bin metrekare, on bin metrekare, yüz bin metrekarede değil, 740 dönümden bahsediyoruz.

Dünya ülkelerinden Vatikan toplam 27 dönümlük bir alanda ise, 740 dönüme 27 adet Vatikan sığar.

Resmen ülke büyüklüğünde bir alan yok ediliyor.

Petkim, Ege Orman Vakfı ile işbirliği yaparak 500 dönümlük alanın yeşillenmesini sağlayacakmış, bir ormanın kaç yılda oluştuğundan haberiniz var mı?

Yazarsam gerçekten çok üzülürsünüz...

1 hektar orman yılda 30 ton oksijen üretiyor, sizler 74 hektarı ortadan kaldırarak kaç ton oksijenimizi yok ediyorsunuz bilmem farkında mısınız?

Ya yetişmiş bir ağacın günde, 17 kişinin oksijenini sağladığını biliyor musunuz?

Yeni orman alanı yapacağız sözlerine karşın, CHP’li meclis üyesi, Adnan Hocaoğlu ,"Sayın Başkan siz bu sözlerinize inanıyor musunuz" diyerek tepki göstermiş.

AK Parti Grup Başkanvekili Yusuf Kenan Çakar bu konuda neler söylemiş?


"Bu kent bizim. Çevre ne kadar sağlıklı gelişirse o kadar faydalı. Çevresel değerleri korurken, ekonomik değerleri de geliştirmek meclisin görevleri içinde. PETKİM'in Genel Müdürü bu konuyu telafi edeceklerini ifade etti. İnsanlara 'sadece söz verirler ama yapmazlar' anlayışı ile bakmamalıyız. Söyledim ama yapmıyorum diyeceğini, bu kadar basiretsizleşeceğini ve basitleşeceğini sanmıyorum. Ormana açık alanlar içinde ağaçlandırma çalışması yapılacaktır."

Kaç yılda yetişecek yeni orman alanı?


Çevresel değerlerin yanında ekonomik değerlerden söz edilemez, yarın nefes almak için Petkim’i soluruz artık.

Mecliste gündeme gelen, hafriyat dökülen alanlar da orman alanı içindeyse gerekli tedbirler alınır da denilmiş. Bugüne kadar hangi tedbirler alınmış, gidip baktınızda mı konuşuyorsunuz?

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceklerine inanıyorum.

İster izinli, ister izinsiz olsun ormanlık alanlarda gerçekleştirilen hafriyat çalışmaları ormanlarımızın ekolojik bütünlüğünü bozmakta, yaban hayvanlarının yaşam alanlarını giderek daraltmaktadır.




Eksik Ve Yanlış Bilgiler

Bayraklı Belediyesi'nin bilgi edinme birimine, Arena Müzikhol, Yükseliş Plaza, Selim Gökdemir’e ait binaların ruhsatları için okuyucularımdan gelen iddialara cevap aramıştım.

Bayraklı Belediyesi'nden bilgiler geldi, ancak tarafıma yollanan bilgiler eksik ve yanlış bilgiler olduğundan dolayı, belediyeyi aradım.

Basın danışmanları beni aradılar ve belediyeye davet ettiler, bizzat gittim imar müdürü olan hanımefendi tüm istediğim bilgiler için benden bir hafta süre istedi.

On gün içinde yanlış bilgiler gelmişti, en azından yetkili bir kişinin, direk kendisinin bir hafta süre istemesi sonucunda, elbet doyurucu ve düzgün bilgiler gelmesini umut etmiştim. Ne yazık ki gelen bilgiler oldukça fazla kâğıt içermesine karşın sorduğum soruların cevabı değildi.

Ben Arena’nın ruhsatı uygun mu diye sormuştum, ruhsatla ilgili epey bilgi yolladılar, buranın ruhsatının içeriğinde, depo ve atölye olarak Karşıyaka Belediyesi tarafından verilmiş. Ruhsat yineleme ise Karşıyaka Belediyesi'nin verdiği ruhsatın yinelenmesi diye geçmekte. Arena neredeyse Turan bölgesinden, Alaybey sahiline kadar yayılacak. Bu nasıl bir yayılmadır.

Her işletmeciye bu hak tanınmakta mıdır?

Buranın ruhsatı bana kalırsa uygun değildir, madem Bayraklı Belediyesi için uygun görülmekte bakalım Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün atayacağı muakkipler tarafından da uygun görülecek midir?

Okuyucularımın iddiaları mı, yoksa Bayraklı Belediyesi'nin verdiği ruhsat mı doğru, hep birlikte göreceğiz.

Bu arada elime geçen Bayraklı Belediyesi meclis tutanaklarında yer alan, Hüsnü Boztepe’nin meclis salonunda sorduğu sorunun cevabı verilmemiş, ben yinelemekte fayda görmekteyim.

“Sayın Başkan ilçemizin encümeninde yaşanan bir olay.

Arena’da ya iki ya da üç tane büfe yeri encümene geliyor. Bir şekilde encümende oy çokluğu ile reddediliyor. Fakat daha sonra kararlar yazılıyor, kararlar yazıldıktan sonra kararlar gelince oybirliğince kabul edilmiştir diye. Orada arkadaşlarımız buna itiraz ediyorlar biz bunu oy çokluğu ile reddettik. Belediye başkanı böyle istedi diyorlar ve sonuçta oy çokluğu ile reddediliyor. Sorum şu; bu güne kadar encümende bu şekilde kaç vaka yaşanmıştır? Kaç olay olmuştur. Bu konuda meclisimize bilgi verirseniz sevinirim”


Bu sorunun cevabını ise Meclis birinci başkan vekili Ertuğrul Sivrioğlu veriyor “ Evet ben teşekkür ediyorum öncelikle bir konuyu ben kısa bir açıklık getirmek istiyorum. Belediye başkanımızın daha önce sağlık sorunları vardı. İyileşti. Televizyon programları bu meclis saatiyle çakıştı. Fakat tabii ki bizler belediye başkanımızı temsil ediyoruz. Biz hepimiz bir aileyiz. Dolayısıyla sormuş olduğunuz sorularda haklılık payınız olabilir. Ancak bir sonraki mecliste bunların yanıtlarını alacağınıza inanıyorum. Gereken ne varsa yapılacaktır. Kendi sorumluluklarımızı biz biliyoruz Hüsnü Bey ama uyarı için teşekkür ediyorum.

Aynı meclis tutanaklarında, bir soru daha dikkatimi çekti. Meclis üyesi Hüsnü Boztepe, “ Son sorum vardı onu unuttum, 1 Nisan 2009 yılından bugüne kadar sayın belediye başkanı belediyemizi kaç kez toplamda kaç kez vekâlet bırakmıştır? Şimdi ne zaman gelsek ne zaman sorsak sayın belediye başkanı ya izinli ya da rahatsız, rahatsız tabii kendisine geçmiş olsun.

Ama yani sayın belediye başkanımız görevini yapamayacak durumda mı? Ama bakıyoruz raporluyken kendisi başka etkinliklerde oluyor etkinliklerin hepsinde kendisi boy gösteriyor. Şimdi insan ister istemez düşünüyor. O zaman bu arkadaşımızın rahatsızlığı ne?” diye giden uzunca sorular.

Başkanım geçmiş olsun, umarım şu an tüm rahatsızlıklarınız geçmiştir. Artık meclislerde sizi görürüz diye ummaktayım.

Neyse biz meclis tutanaklarından çıkalım, gelelim Selim Gökdemir’in yüksek binasına, bu bina ile ilgili bana gelen iddiaları İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne de sordum henüz bir yanıt gelmedi. Bayraklı Belediyesi'nden ise hemen yanındaki yüksek binanın ruhsat bilgileri geldi.

Ben ne sordum bana ne yanıt geldi!

Yüksek yapılar yönetmeliğine göre bu bina uygun değil, iki yüksek binanın yüksekliği ile aradaki mesafe tutmuyor! Yoksa bu yönetmelik değişti de bizlerin mi haberi yok?

Yükseliş Plaza içinde üç adet çatı onarım tadilatı ile ilgili bilgilendirildim her nedense.


Anlayacağınız Bayraklı Belediyesi beni pek bilgilendiremedi, olsun varsın elbet buralara atanan muakkipler tarafından bilgilendiririm.
Bu arada Bayraklı Belediyesi'nin web sitesinde bilgi edinme bölümü çalışmıyor.

Neden acaba?

Geçtiğimiz perşembe akşamı Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ beni bizzat aradı, cuma günü belediye davet ederek, bana yanlış bilgi verenleri kendisinin sorgulayacağını söyledi. Ne yazık ki davetlerine icabet edemedim, çünkü cuma günü programım çok yoğundu.

Yoksa kendileri tarafından bizzat bilgilenmek isterdim.

Bayraklı Belediyesi ile ilgili, bana gelen iddiaları sizlerle paylaşmak istedim.

Bayraklı temizlik işleri müdürlüğü, iddialara göre, Smyrna kazı alanı üzerindeymiş, peki sit alanı sayılan bir alanda çöp araçlarının konteynırlarını nasıl yıkıyorlar.

Bu alanda suların giderleri nereye akmakta? Pis su rögarları var mıdır?

Bu ilaçlı sular antik kente zarar vermez mi?

İddialar doğruysa eğer, elbet gerekeni sayın başkan yapacaktır, diye ummaktayım.

Yine aynı alanda, Smyrna kazı alanının üzerinde faaliyet gösteren, temizlik işleri müdürlüğünün çatısı iddialara göre 2009 yılında yenilenmiş. Burası sit alanında değil midir? Sit kurulundan tadilat projesi aldınız mı? Bu tadilatı gece 12 den sonramı yaptığınız iddiaları doğrumu dur?

Karşıyaka Belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi Meclis üyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi, CHP İzmir İl Disiplin Kurulu Başkanı ve Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanlığı gibi birçok görevi başarıyla sürdüren Necat Yılmaz, Bayraklı Belediyesi ile muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları arasındaki koordinasyonu sağlamak için koordinatörlük görevine getirilmiş. İddialara göre Bayraklı Belediyesi'ndeki işlerin dışındaki görevlerini sürdürürken de Bayraklı Belediyesi'nin tahsis ettiği arabayı kullanmaktaymış. Bu konu Bayraklı Belediyesi meclisinde sorulmuş sorulmasına da hala cevap alınamamış...

Kamuya ait araçlar görev dışında kullanılamaz, akşam son olarak eve şoför bırakır araba park alanına çekilir diye bir genelge bulunmaktayken tahsis edilen arabalar görev dışında kullanılabilinir mi? Bu soruyu Ertan Yıldız tahsis edilen arabanın fotoğraflarıyla kendi sitesinden sormuş.

Gelecek yazılarımda Bayraklı Belediyesi'ne ait olan düğün salonları, büfeler ve benzeri işletmelerin Bayraklı Belediyesi Spor Kulübü üzerinden kiralandığı iddiaları vardır, bu kiralamalar için meclis kararı alınmış mıdır? Bu spor derneği belediye başkanına bir araba tahsisi yapmış mıdır? Belediyenin kiraladığı yerlerin tadilatlarını Bayraklı Belediyesi mi yapmıştır?


ADALET DAĞITMAKLA TÜKENMEZ !

“Bir Başkanın Zırhı Adaletidir” bu başlık Aziz Kocaoğlu’nun “ Çete” isimli kitabından alıntıdır, Aziz başkan kitabında, “ benim babamdan öğrendiğim en önemli ders bir belediye başkanının zırhının, adalet olduğudur. Belediye başkanını koruyan en büyük güç, adaletli olmasıdır”

Babam da haksızlığa karşı şahin kesilir, isyan eder, bu huy aileden gelme mesela.

Evet, ne güzel anlatmışınız, ne güzel nitelemişiniz, bir belediye başkanında olması gerekenleri.

İZSU çalışanları da ADALET istemekteler, bu satırları okuduktan sonra Adil bir başkan olarak gereğini yaparsınız, ya da meydanlarda bunlar suç yaratma çabasıdır dersiniz.

Denetçiler, müfettişler incelediğinde ise “ bütün bu soruların amacı suç giydirmek, terzi elbiseyi diker, adama giydirir ya, aynı bunun gibi. Bunlar da bu 52 vatandaş da gelmiş bize suç giydirecek”
der geçersiniz, hemşerileriniz buna inanır mı bilemem, ama İZSU çalışanları sizin adaletinizi sorguluyor, elçiye zeval olmazmış bana gelen iddiaları noktası virgülüne dokunmadan yayınlayacağım karar sizlerin.

Mahalli İdareler personelinin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı 14.01.2010 tarihinde Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi tarafından 24/01 2010 tarihinde yapılmış olup sınav sonuçları 15.02.2010 tarihinde (mahalli-idareler.gov.tr) internet adresinden yayınlanmıştır,

Sınava katılan İzmir Büyük Şehir Belediyesi İZSU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ personellerinden Hukuk Müşaviri, Koruma ve Güvenlik görevlisi Şef kadrolarını kazanan adayların atamaları 16 Mart 2010 tarihinde yapılmış olup o tarihten bu yana görevlerini ifa etmektedirler. Aynı tarihte ve birlikte yapılan Müdür ve Şef kadroları sınavını kazanan personelin atamaları ise KESK’e bağlı TÜM BELSEN Sendikasının yetkisi olmamasına rağmen açtığı dava gerekçe gösterilerek İZSU İdaresi tarafından yerine getirilmeyerek tam bir çifte standart uygulanmıştır.

İdare mağdur duruma düşen personele dosyanın Danıştay da olduğu Danıştay’dan çıkacak karar neticesinin idare ve müdahil personelin lehine olması durumunda atamaların vakit geçirilmeksizin mutlaka yapılacağını ifade ederek hakları verilmeyen personeli uzun süre oyalama yoluna gitmiştir.

Danıştay beşinci dairesi 2012/... sayılı kararıyla atamaların yapılmaması için hiçbir engel kalmamıştır. Karar sonucu İZSU idaresi ve müdahil personelin haklılığını ortaya koymuştur. Bu sonuca rağmen İZSU idare ve personel lehine olan Danıştay kararını uygulamak yerine ipe un sererek, bin dereden su getirip personelin hak etmiş olduğu kadrolarını vermemiştir. Bu kadroların kullandırılmamasının gerçek nedenleri nelerdir?

İdarenin bilip de personelin bilmediği başka nedenler mi vardır? Varsa bu nedenler nelerdir? Yasa ve yönetmelikler de bir boşluk mu vardır? Acaba daha önce bir kısmını dile getirdiğimiz iddiaların doğruluk payı var mıdır?

Sayın Başkanımız Aziz KOCAOĞLU bu duruma neden duyarsız kalmaktadır?
Bu ne yaman bir çelişkidir; acaba İBB İZSU Genel Müdürlüğü'nden başka İdare ve personeli lehine olan kazandığı davayı uygulamaktan kaçınan işi ehline vermemek için direnen başka bir idare örneği var mıdır?

Bu işler daha ne kadar böyle devam edecektir?

Kendileri için adeta ADALET dilenciliğine çıkanlar, kendi personeli için gecikmiş bile olsa adaletin yerine getirilmesi için neden gereğini yapmaktan imtina etmektedirler?

Gerçek maksatları nedir? Kendileri için her platformda istedikleri ADALETİ kendi personelleri için neden çok görmektedirler lütfen ADALETİ ADİL olarak uygulayınız;

ADALET kişiye özel, adamına göre uygulanırsa bunun sıkıntısını önce mağdurlar ve mazlumlar çeker ama Kamu vicdanında da derin yaralar açar; elbette o yarayı saracak birileri çıkar. Mazlumun ahı yerde kalmaz. . .


Bu arada İZSU da 71 adet şef kadrosu için açılan sınav yapılmıştır; sınav sonuçları 22/Ekim 2012 tarihide açıklanacak tır. Bu sınav ile ilgili olarak ta İzmir 1.İdare mahkemesinde 2012/....Esas No ile bir dava devam etmektedir.

Sonuçları ve yapılacak uygulamayı merakla beklemekteyiz; şu asalete dönüşen vekâletlerde ne gibi değişiklikler olacak; İdare yine dava sonucunu mu bekleyecek yoksa yine çifte standart a giderek hemen atamaları yapacak mı?

İZSU İdaresini ilk yapması gereken öncelikle hakkı ile Şubat 2010 tarihide sınavı kazanmış personelin ataması yaparak bu yaranın bir kangrene dönüşmesini önlemek olmalıdır; aksi halde telafisi güç ve imkansız sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Bu duruma meydan vermemek için 30 aydır mağdur ettiğiniz Müdür ve Şeflerinize vereceğiniz en güzel bayram hediyesi hak ettikleri görevlere atanmak olacaktır...

ADALET DAGITMAKLA TÜKENMEZ, size de kalır.

Aziz Kocaoğlu’nun kendi yazdığı şiirle bitirmek istiyorum yazımı,
Hangi siyasi partiden olursa olsun
Hangi görüşten, hangi etnik kökenden,
Hangi mezhepten olursa olsun,
Herkesi adalet istemeye çağırıyorum
Bizi kurtaracak, can ve mal
Güvenliğimizi sağlayacak adalettir.
Aç yatabilirsiniz, yarı tok yatabilirsiniz,
İşiniz bozuk olabilir, işsiz kalabilirsiniz,
Ama adaletsiz yaşayamazsınız.



Adalet sadece İzmir Büyükşehir Belediyesine, Başkanına
sadece İzmirlilere, sadece siyasilere lazım değil,Adalet hepimize lazım...

Aziz Kocaoğlu


Beyler Nedir Bu Çifte Standart?
Aziz Başkan’ın “ÇETE” isimli kitabını sevgili Sinan Kara kardeşimden aldım, vapurda şöyle bir göz geçirdim, benim yazdığım “ İlahi Aziz” formatından çok farklı. Gönül Hanım’ın usta kalemi dışında içerik çok kapsamlı değil. Aziz Başkan kendi gözlüğünden olaylara bakmış, sürekli “ ADALET’ e ” vurgu yapmış, sormak lazım Aziz Başkan Adaletli mi?

Benim kitabımda hiçbir yere vurgu olmayacak, her olayı yalın dille anlatacağım, evrakları olduğu gibi yayınlayacağım, elbet Gönül Hanım gibi usta kalem yazmayacak ama Vatandaş Nivent olduğu gibi yazdı denilecek. Tüm belediye başkanları başucu kitabı gibi tekrar, tekrar okuyacaklarına eminim.

İlk fırsatta Aziz Başkan’a gidip “ Çete” kitabını imzalatacağım, elbet bende ilk olarak kendilerine imzalı kitabımı yollayacağım, benim için ilham kaynağı oldular, beni yoktan var ettiler, elime kalem gibi en güçlü silahı verdiler. Kendilerine şükranlarımı iletiyorum.

Neyse biz konularımıza dönelim,
Bugün Konak Belediyesi, bilgi edinme biriminden tarafıma cevap geldi, beni takip edenler bilir, ben genelde cevap yazılarını, yazılarımın en altında yayınlarım. Ancak bu gün başta yayınlayıp üzerinde yorum yapmak istedim.

Message flagged
Monday, October 8, 2012 4:09 PM
Sayın  Nivent KURTULUŞ,
Belediyemiz Bilgi Edinme Birimi’ne 23.09.2012 tarihinde yapmış olduğunuz başvurunuz ilgisi nedeniyle Belediyemiz İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce incelenmiş olup, söz konusu Müdürlüğün cevap yazısında “Açık adres veya tapu bilgilerinin (pafta,ada,parsel numaraları) iletilmesi halinde değerlendirilmekte olup, ilgi başvuru yazısı ile şikayete konu binalara ilişkin açık adres veya tapu bilgilerinin iletilmesi halinde gerekli değerlendirme yapılabilecektir.” denilmektedir.

Ayrıca başvurunuz Belediyemiz Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü'nce incelenmiş olup, söz konusu Müdürlüğün cevap yazısında “Dairemiz arşiv ve bilgisayar kayıtları üzerinde yapılan incelemede anılan otel adına işyeri açma ve çalışma ruhsat kaydına rastlanılmamıştır. Ruhsatsız konumda bulunan işyeri (Yıldızhan Otel) Zabıta Müdürlüğünce değerlendirilmesi gerekmektedir” deniliyor.

Ayrıca başvurunuz Belediyemiz Zabıta Müdürlüğü'nce incelenmiş olup, söz konusu Müdürlüğün cevap yazısında “ 1373 Sokak No:5 adresindeki Yıldızhan Oteli ünvanlı işyerinde ekiplerimizce yapılan kontrollerde söz konusu işyerinin Turizm Yatırım Belgeli olduğu tespit edilmiştir.

Ayrıca Kemeraltı 452 Sokak No:27 adresinde Kemeraltı Zabıta Amirliğimiz ekiplerince yapılan kontrollerde gözle görülen herhangi bir tadilat çalışmasına rastlanılmamış ruhsatsız işletildiği tespit edilen Özel Martı Tıp Merkezi hakkında İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 6. maddesi uyarınca yasal işlemler başlatılmıştır.

Bilgilerinize rica ederiz.

Bilgi Edinme Birimi Tel: 0 232 444 35 66     Fax: 445 38 73

Allah aşkına sizlerde okudunuz, ne anladınız bu yazıdan? İlk paragrafta açık adres, ada, pafta ve parsel numarası olmadan değerlendirilme yapılamayacağından söz edilmiş, ama değerlendirilme yapılmış.

Ha değerlendirilme yapılamayan yer, ARKAS HOLDİNG ise, diğerlerinin ada, pafta, parsel numaralarını vermemiştim, ama değerlendirmeler yapılmış.

Ha bu seferlik yaptık, bir dahaki isteklerinizde ada pafta bildirin demek ise bu mümkün değil, çünkü ben tapuda çalışmıyorum ada, pafta, parsel numaraları nasıl ben de olabilir?

Gelelim ruhsat kaydına rastlanılamayan Yıldızhan Otel hangi ruhsatla 6 ayı aşkın sürede faaliyetlerini sürdürmektedir? “Turizm Yatırım Belgesi” mühürlenmesine engel değildir. Turizm Yatırım Belgesi bende de vardı, yine de mühür işlemi yapıldı beyler! Turizm Yatırım Belgesi bir oteli işletmeye açmaz, onun adı Turizm İşletme Belgesidir, bu belgede ruhsatsız yapıya verilmez.

Bütün bu yatırım belgelerini bir kenara bırakalım da bina yola tecavüz ediyor mu etmiyor mu demiyorum. Bu bina yola tecavüz ediyor. Binanın altı o kadar çok yolun altına inmiş ki deniz seviyesine de gelinmiş, diye iddialarda kulaktan kulağa yayılmakta. Sahi bu otelin dışarıdan görünmeyen kaç kat vardır. Üç, beş yoksa altı mı?

Gelelim, ruhsatsız işletildiği tespit edilen, Özel Martı Tıp Merkezine, İşyeri açma ve çalışma, ruhsatlar yönetmeliğinin 6. Maddesine göre yasal işlem başlatılmış.

Madde 6- (Değişik birinci fıkra: 19/3/2007 – 2007/11882 K.) Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. İşyerlerine bu Yönetmelikte belirtilen yetkili idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili meslek kuruluşları tarafından özel mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler bu Yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır.


Yani anlayacağınız ön izin belgeleri, o belge şu belge ile bu tesisler çalıştırılamaz, derhal mühürlenir, mühürlenmezse eğer işte o zaman o işte şaibe aranır mı aranmaz mı?

Herhangi bir vatandaş ruhsatsız bir büfe bile işletemezken koca, koca işletmeler hiç işletilemez beyler nedir bu çifte standart?

Has Yün işletmesinin GSM ruhsatı var mıdır ki, buraya ruhsat verilmekte, GSM ruhsatı olmadan ruhsat verilebilinir mi?

Kordon Atatürk Caddesi, 232 numara bulunan bar işletmesinin ruhsatı, projeye uygun mu? Zemin üstü kullanılıyor mu, ben cevabı biliyorum da, birde sizlerden duymak istiyorum. Önümüzdeki ay mahkemesi görülecekmiş, bakalım ne sonuç çıkacak.

Eşrefpaşa, Yağhanelerde bulunan Kadoil benzin istasyonu, şu an faaliyette.

Bu benzin istasyonu için ilginç iddialar var;
Yıldız hanım izindeyken başka biri tarafından ruhsat imzalanmış,
İstasyon sahibi yazıyı elden İBB ye götürüyor, İBB Konak belediyesine sormadan, ilgili dosyayı istemeden ruhsatı verilmiş. İddialarına ne diyorsunuz?

Aziz Başkan bunu bir şekilde fark etmiş, iç denetime ( Teftiş Kuruluna) dosyayı havale etmiş, oradan da savcılığa dosya verilmiş, iddiaları var.

Kadoil Benzin İstasyonunun yıkım kararı da varmış, Konak Belediyesi tarafından mühürlenmişte, yola mesafeleri de kurtarmıyor iddialarına, Konak Belediyesi ve İBB ne diyor?

Şehrin göbeğinde kaçak olduğu iddia edilen bir benzin istasyonu bunca yıl nasıl benzin satışı yapabiliyor?

Gelecek yazımda, Bayraklı Belediyesi ve Menemen Belediyesine bir bakalım diyorum.

Plancının İtirazı, Vatandaş Nivent’in Cevabı

Bugün köşemi şehir plancıları odası başkanından tarafıma gelen e-maili yayınlayacağım, ancak noktası virgülüne dokunmadan yayınladığım yazıdan sonra bende kendilerine yaptığım açıklamayı, Zeki Yıldırım’ın açıklamasının hemen altında yayınlıyorum.

Her zaman söylediğim gibi, amacım kimseyi yermek, karalamak değildir. Ben doğrudan ve doğrulardan yanayım...

" Sayın Nivent Kurtuluş,
Yerel Gündem haber sitesinde 01.10.2012 tarihinde yayınlanan “Plancılar da bunu yaparsa (Vatan Mahallesi Planı)” başlıklı yazınız gerçekler ve yorumlarınız birbirine karışmış ve hangisinin sizin yorumunuz, hangisinin ise gerçek olduğu anlaşılmamaktadır. Bu ise amacını aşan sonuçlar doğurabilir. Yazınızda, size gelen belgeleri titizlikle değerlendirdiğinizden söz ederek başlamış olmanıza karşılık, yazınızda bahsettiğiniz konuları tarafıma ulaşarak ki siz istediğiniz herkese kolaylıkla ulaşabilmektesiniz, doğruluğunu araştırmanız daha faydalı olacaktı.

Yazınızda bahsi geçen Karabağlar Belediyesi’nin geçirmiş olduğu teftiş süreci hala devam etmektedir. Daha sonuçlanmamış ve soruşturma açılmasına karar verilmemiş konuların sanki soruşturma ve yargılanma sürecindeymiş gibi bahsedilmesi haksızlıktır. Bu inceleme konusu olan 11 tane dosyanın bir tanesi hariç hiç birisi incelemeye verdiğim cevapta da belirttiğim gibi hiç biri yasa ve yönetmeliklere aykırı değildir. Tek dosyada, danışmanın arazisi olarak tanımladığınız dosyada görevli bulunduğum Müdürlüğüm raporunda Olumsuz görüşümüzü belirtmiş ve sakıncalarını aktarmıştım. İşin ilginç tarafı Belediye teftişinde bilirkişi olarak görevlendirilen şehir plancısı, danışman arazisi onaylanırken oda yönetiminde sekreter üye olarak yürütmede görevli iken her türlü bilgi ve belge sahip oldukları halde hiçbir itiraz ve dava sürecini başlatmamışlardır. Daha da ilginç olan ise bilirkişi olan şehir plancısı, teftiş sürecine denk gelen Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi seçimlerinde karşı listede yer almış ve seçim sonucunda benim yer aldığım listeye karşı çoğunluğu ve yürütmeyi kaybetmiştir. Dolayısıyla yeterince araştırmadan yazılınca, bilirkişinin sizin tabirinizle AKP’li olmaması konuyu açıklamaya yetmiyor.

Vatan Mahallesi Planı yazınızda belirttiğiniz gibi bütün planlarda park alanı olarak ayrılmış kamunun eline geçmiş bir yer değildir. 1/25.000 ölçekli İKBNİPR’ de kentsel gelişme alanı olarak ayrılmıştır. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nce 14.12.2009 tarih ve 01.1050 sayılı kararla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında ise seyrek yoğunluklu konut alanı, park, Belediye Hizmet Alanı ve Sosyal Tesis Alanı olarak belirleniştir. 1/1000 ölçekli imar planı süreci incelendiğinde söz konusu bölge, İller Bankası tarafından 03.04.1980 yılında, o zamanın koşullarına göre gözlemsel olarak hazırlatılan jeolojik etüdlerde yapı yasaklı alan olarak belirlenmiş ve Yeşilyurt Planlarına “park, jeolojik yapı yasağı olan koruma alanları” olarak aktarılmıştır. Ancak imar planlarında park tanımı yazılmış olsa da planlarda sadece jeolojik alan olarak çizilmiş ve imar uygulamalarının( 18.madde ve kamulaştırma) dışında tutulmuştur. Bu arada söz konusu alan kaçak yapı dolmaya başlamış ve bölgede yaşayan birkaç yapı sahibinin “tekrar jeolojik etüt yaptırılması yönünde” Konak Belediyesi’ne karşı açtığı davaları kazanmaları sonucu 1980 yılında yapılan etütlerin yenilenmesi zorunluluğu doğmuş ve Belediye tarafından 2006 yılında jeolojik-jeoteknik etüdler yeniden yaptırılmış, Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nce de onaylanan söz konusu etüdlerde, Vatan Mahallesi “önlemli alan” olarak tanımlanmıştır.

Plan çalışmaları sırasında arazide, yerinde incelemeler yapılmıştır. Arazi kullanış çalışması ile mevcut binaların durumu (bina kalitesi, kat adedi vb) tespit edilmiş, arazideki mevcut ağaçlar ölçülerek öneri planda yeşil alanda kalması sağlanmıştır. Nazım İmar Planında seyrek yoğunluklu (90-180 kişi/ha.) konut alanında kalan bölgede, uygulama imar planında da ”önlemli alan” kararı doğrultusunda A-2 (ayrık nizam 2 kat) konut adaları oluşturulmuştur. Yine nazım imar planı doğrultusunda 1/1000 ölçekli uygulama imar planında sosyal donatı alanları (belediye hizmet alanı, sosyal tesis alanı) ve yeşil alanlar ayrılmıştır. Böylece halihazırda çirkin , sağlıksız ve kaçak olarak yapılmış binaların yerine düşük yoğunluklu sağlıklı çevrelerin oluşturulması hedeflenmiştir.

Vatan mahallesi planı teftişte inceleme konu olması Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 14.maddesine göre olmuştur. 14.madde plan yapılırken kurum görüşlerinin toplanması, gerekli analiz ve çalışmaların yapılması gerektiği belirtir. Eğer park alanının konuta açılması söz konusu olsaydı 27. Maddeye göre işlem yapılması gerekirdi. İnceleme cevabımda belirttiğim gibi üst ölçekli planlarda kurum görüşleri alınmış, gerekli analiz ve çalışmalar yapılmıştır.
Bir diğer konu ise “uğurlu plan” söyleminizde belirttiğiniz gibi tarafımın TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı olmam konusudur. Bilindiği üzere TMMOB Şehir Plancıları Odası yasa ve yönetmeliklere göre kurulmuş, yarı kamu kurum niteliğinde demokratik meslek örgütüdür. Örgütümüzde başkanlık seçimleri yönetmeliklerde belirlenen usullerle, delege oylarıyla belirlenmektedir. Başkan olmam söz konusu planla değil delegelerimizin verdiği oylar sayesindedir. TMMOB Şehir Plancıları Odasında yönetimde görev alınırken hiç beklenti içinde olmadan bilakis özveride bulunarak tamamen gönüllülük esasına göre almış bulunmaktayım.

Açıklamalarımı dikkate almanız dileğiyle iyi günler dilerim.

Zeki YILDIRIM - 05.10.2012 "

Zeki Beyin savunması böyle.


Şimdi gelelim benim diyeceklerime:

Sayın Oda Başkanı, ben devlet memuru değilim. O nedenle bir satırda savunma derken, başka bir satırda soruşturma demişim yazımda. Ancak bunun dışında açıklamanızı tek tek cevaplandırmak isterim.

Vatan Mahallesi'nin bütün planlarda park olmadığını, 25 bin planlarda kentsel gelişme alanı olduğunu söylemişsiniz. İlahi Zeki bey, bir plancı olarak siz bunu benden daha iyi bilirsiniz. Zaten öyle olmaz mı? Nazım plan hükümlerinin 7.1, 7.1.1 ve 7.1.2 madde hükümlerinde ne diyor? Okuyucularım da öğrensin:

“Kentsel yerleşme alanları: Kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanlarının bütünüdür.”


”Bu alanlarda konut ve konut kullanımlarına hizmet verecek, sosyal, kültürel donatı ve teknik altyapı tesisleri ile….. kullanımları yer alabilir.

“Kentsel yerleşme alanları kapsamında önerilen nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları planların kapsamlarının gerektirdiği biçimde alt ölçekteki planlarda (Nazım imar planı ve uygulama imar planı) belirlenecektir.”

Yeşil alan da sosyal donatı değil midir? Demek ki 25 binliklerde yeşil alan gösterilmiyor, alt ölçekte gösteriliyor. Bu konuda 25 bin plandan bahsetmek anlamsız olmuyor mu?

6.11 maddesinde ise “her türlü sosyal-kültürel donatı alanı ve teknik altyapı mevzuatla belirlenmiş standartlara uygun olarak alt ölçekli planlarda belirlenecektir. Bu planda gösterilmiş olsun ya da olmasın, alt ölçekli planlarda var olan sosyal kültürel donatı ve teknik altyapı alanlarını azaltıcı plan değişikliği yapılamaz. Ancak bu planda değişiklik yapılmasına gerek kalmaksızın alt ölçekli imar planlarında sosyal kültürel donatı ve teknik altyapı alanlarını arttırıcı ve/veya yer değişikliğine ilişkin plan değişiklikleri yapılabilir.” denmektedir.

İzmir’in neresindeki kent içi yeşil alanlar 25 binde gösteriliyor?
Yani benim anladığıma göre, bırakın alt ölçekte donatıyı kaldırmayı, tam tersi gerektiğinde ilave edilebilir denmekte.

Gelelim 5 bin plana. Konunun can alıcı noktası zaten burası. Yasaları çiğneme, 5 binlik plan yapılarak başlamış. 5 bini olmayan yere plan çizerken otuz senelik donatıyı yok etmek bambaşka bir plan tekniği. Ama Beril Özalp sizin kadar üzerine alınmıyor bu durumu?
Jeolojik yapı yasağı olan koruma alanları konusuna gelince: Park alanı, park alanıdır. Jeolojisi sağlam olan alanlar park olmaktan çıkarılır diye bir kural var mı imarda? Yani bütün parklar illaki jeolojik sakıncalı alanlar üzerinde olmak zorunda mı?

Teftiş konusunun hangi maddeye göre olduğu konusu benim yazımın konusu değildi. Ancak anlattıklarınıza bakınca 14. madde değil, 27. maddeye göre olmalıymış diye düşündüm. Ne dersiniz?

Yeşil alanın uygulaması yapılmadığı için imara açılabileceği imanızı ise hiç anlayamadım.

Ayrıca planın herkese uğurlu gelmesine neden alındığınızı anlamadım. Ne güzel işte oy alarak seçilmişsiniz. Demek ki uğurlu gelmiş plan?
İncelemeyi yapan bilirkişi ile ilgili ağır ithamlarınız ise benim tamamen dışımda konulardır. Eğer bilirkişi ile ilgili şüpheleriniz varsa, söylediklerinizde haklılık payınız varsa mahkemeye gitmeliydiniz. Ama eğer yoksa, bilirkişi mahkemeye gidecektir bu ithamlarınızdan sonra. Bu konu sizin aranızda çözülecek bir konudur.
Benim tek bir derdim var. Yeşil alanlara kimse dokunmasın. Herkes ve başta da plancılar sahip çıksın.


Erg Sahibiysen Herşey Olur!

Erg Sahibiysen Herşey Olur!
Bugün bir internet haber sitesinde okuduğum haber dikkatimi çekti, Aziz Kocaoğlu “dava açarız” dediği plan değişikliği çalışmalarından üç tanesi gerçekleştirilmiş.

Habere göre “Özelleştirme İdaresi, Bornova’da bulunan Karayolları Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetinde bulunan arazilerin tamamının planını değiştirdi. İmar planlarında yeşil alan ve rekreasyon alanı olarak görünen kamu binalarının olduğu bölge önce Özelleştirme İdaresi’ne devredildi ardından da planları kanunun verdiği yetkiye dayanılarak değiştirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri planlama ile devre dışı bırakılırken yeni planlar ilgili belediyelere gönderildi.”

Bu değişikliklere göz yummayan Aziz Kocaoğlu, “ Plan Değiştirilemez” diye tepki göstererek “İzmir'de kamu mallarının plan değişikliği ile satışı konusunda yeni bir sistem geliştirildi.

Ticaret Merkezi ve alışveriş merkezi yapılmak isteniyor. Sonra da çıkıp “Biz İzmir’e iş yapıyoruz” diyorlar. Yaptığımız imar planlarında oralar 'sosyal donatı alanı' olarak yani yeşil-rekreasyon ve yaşam alanı olarak belirlenmiştir. Değiştirilemez.

Çok güzel bu sözlerinize A dan Z ye katılıyor, bu sözünüz üzerine size kucak dolusu sevgilerimi hatta şükranlarımı yolluyorum.

Başkanım kamu mallarını plan değişikliği yaparak satışı yapılıyor diyorsunuz da, Üçkuyular pazaryeri ve otogar kamunun malı değil mi? Üçkuyular’daki alanı satış kararı için siz ne demiştiniz bilmem hatırlıyor musunuz?

Belki unutmuşunuzdur, hatırlatayım dedim.

Kocaoğlu,” iki ilçe belediyenin mülkiyetindeki Üçkuyular’daki 18 dönümün, ticari imarlı alan olarak önemli bir servet” olduğunu söyledi.

Bu servet niye satılıyor? Neden plan notları değişiyor bir anlatsanız da anlasak hemşerileriniz olarak.

Ha ben istersem olur, başkaları isterse olmaz mı diyorsunuz,
Hani bir şarkı vardı nerden geldi aklıma şimdi bilinmez konumuzla ne alakası var dedim iç sesime, dinletemedim. Beynim kalemime hükmetti, Ben sizin babanızın babanız ben ne dersem o olur.

Neyse biz konumuza dönelim, İdari sorumluluğu Balçova Belediyesi’ne ait alanda daha önce Kongre Merkezi yapılacağını açıklayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu projesinden vazgeçtiğini açıklarken de, “ Karar benim” demeyi ihmal etmedi.

Aziz Başkan açıklamalarında en önemli detay ise, “böyle bir servetin Konak ve Karabağlar Belediyesi’nin elinden gitmemesi için yeni bir karar aldım. Kongre Merkezi yapımından vazgeçtik” de demiş.

Başkanım bu alan ne Karabağlar Belediyesinde, nede Konak Belediyesinde kalıyor, özel sektör alışveriş merkezi ve otel yapsın diye kamunun malı satılıyor! Bilmem farkında mısınız?

Büyükşehir’den çıkalım biraz denizlere doğru açılalım, Narlıdere Belediye Başkanı Abdul Batur imzalı tarafıma bilgilendirme yazısı gelmiş, “meclis gündemleri ve meclis kararlarının gönderilme talebiniz mülkiyet vs hukuki yararının belgelenmesi halinde mümkün olabileceğinden, bilgi edinme kapsamında kalmayacağından uygun görülmemiştir”

Pardon başkanım herhalde sizde hukukçularınızda, 08.08.2011-648 s KHK/21. Maddesinden haberiniz yoktur? Sizlere hatırlatayım efendim.
b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik cümle: 08/08/2011-648 s.K.H.K./21. md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir.

Şimdi vatandaş olarak hakkım olan kararları yollarsınız herhalde? Hem de Narlıdere Belediyesinin web sitesinde de yayınlama zorunluluğunuz olduğunu öğrenmiş oldunuz herhalde.

Abdül Başkanım biliyorum bana kızıyorsunuz, ama benim en ufak kötü niyetim yok, sizler adına kanunları, planları inceliyor sizlerin gözden kaçırdıklarını bila bedelle gözlemliyorum. Aziz başkan bana görev vermedi, belki siz benim kıymetimi anlar da bir görev verirsiniz diye ummaktayım.

Bakın bugün Narlıdere sokaklarını arşınladım, aksine de bugün bir sıcaktı, bir yoruldum ki anlatamam ama görev aşkıyla size yardımcı olmak adına kendimi paraladım. Biliyorum beni çok takdir ediyorsunuz.
Narlıdere’de ne kadar büyük villalar var anlatamam, sanırsınız, Beverly Hills ( Şehir olarak Amerika'nın en zengin muhitidir) Narlıdere’de bulunan birkaç emlak ofisine girdim, satılık villaların fiyatlarını sordum inanılır gibi değil, metre kareleri ise hiç inanılır gibi değil, imar planlarına uygun değil.

Sahi Abdul Başkanım, bir ada bazında evlerin bazıları 200 metrekareye oturuyor bazıları 1000 metrekareye olabilir mi bu farklılık?


Emlak ofisi satış demişken başlayalım sorulara, Meclis Üyesi Ali Rıza Çakmak sahil evlerindeki evini satıyor mu? Buranın ruhsata aykırı yerleri yok değil mi?

Milletvekili Süha Tanık’ın sahil evlerinde villası ruhsata uygun mudur?


Yine bir milletvekili villasının önündeki sokağı plan değişikliği yaparak yol vasfından çıkarıp yeşil alan yapmış mıdır?

Ramiz Köfte'nin sahibinin villası ruhsat eklerine uygun mudur?

Rahmetli D… firmasının sahibinin villasının bir benzerini daha görmedim bahçesinde heliport alanı bile var, 250 metrekaremi bu villa?

Ya Kral İnşaat'ın villası otoban kenarında, uzaktan baktım, gözüm yanılıyor dedim, siz deyin 1000 metrekare ben diyeyim 750 metrekare buranın plan notu herhalde farklı mı ne?

Ya tekstil firması E.S villasına ne demeli.
Riva Park villaları ruhsat eklerine uygun mu?


Narlıdere Tansaş ile altı evler sırasında Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde cafeler, küçük alışveriş merkezleri, restoranlar ne ruhsatı ile faaliyet gösteriyorlar, sera ruhsatı ile mi, olur mu canım hiçbir dükkânda sözde olsa bile çiçek tohum nevi şeyler de satılmıyordu.

Yavuz Bingöl, Narlıdere’de villalar yapmaya karar verdiği alan için Narlıdere Belediyesi'nin Meclisi'nden geçtiği, aynı ayda İBB Meclis Gündemi'ne geliyor ve meclisinden iddialara göre, jet hızıyla geçmiş. Bu planı çok merak ettim gündemime aldım. Peki, şu an bu villalar ruhsatına uygun mudur?

Narlıdere Belediyesi Yavuz Bingöl’ün adını da bir sokağa vermiş.

Kim bilir, bu çalışmalarımın karşılığı belki benim adımda bir sokağa verilir. Nivent sokağı ya da Nivent çıkmazı, valla kulağa hoş geliyor Avrupai olur, EXPO’ya da uygun.


E be kızım sana ne diyeceksiniz ama birileri baş kaldırmalı diyorum, benim işim gücüm de yok, boş duranı Allah sevmez değil mi?

Narlıdere semalarından ufak, ufak kaçalım Balçova’ya inelim ne dersiniz, bedava seyahat, kent kartlar benden yok mu binen?

Balçova Kipa’da indim, mail kutuma burası için çok mail geliyordu gelmişken bir bakalım dedim. İki ayrı parsel ne güzel tek yapı olarak kullanılıyor? Bodrum katında Tepe Home, Boyner ve cafeler harika olmuş olmasına da, otopark olması gereken alanlar nasıl ticari olmuş bir bilen var mı?

Ya Agora Alışveriş Merkezi'ne ne demeli?

Türk’ün aklı tartışılmaz, bu Agora Alışveriş Merkezi planlamada tarihe geçmeli bence. Ayrı, ayrı binaları ne güzel tüplerle bağlamışınız, tüp geçitlerde bile ticari faaliyetler yapılıyor helal olsun arkadaş. Her yer değerlendirilmiş. Yeşil alanlar üzerine bile cafeler kurulmuş. Pardon bunlar hangi ruhsatla çalışıyor? Ben pek içinden çıkamadım da.

Aman canım üzüldüğün şeye bak, müfettişler inceler anlarız, sonrada derler ki CHP'li belediyeler didik, didik araştırılıyor, tamamen siyasi.

Gelelim Konak Belediyesi'ne, diyecektim yerim kalmadı, az sabır. Merak etmeyin ölmez sağ kalırsam daha neler paylaşacağım sizlerle.

Yerim kalmadı ama şunu eklemeden geçemeyeceğim, ey belediye başkanları bakanlık bizleri inceledi soruşturma izni vermedi bir daha aynı dosya açılmaz sakın demeyin. Bunun da açıklamasını gelecek yazılarıma bıraktım.

Canım Türkiye'm

Canım Türkiyem seni çok seviyorum...
Geçen gün sizlerle İzmir ilindeki çevre katliamını paylaştım, resimlerini yayınladım, Şehircilik İl Müdürlüğü anında tespitleri yapmış ve cezalarını kesmişti.

Sanmayın ki artık çevre kurtuldu, cezaların kesildiği günün ertesi akşamı bu kez de Gaziemir havaalanı yolu üzerinde yine onlarca damperli kamyon moloz dökmeye devam etti. Plaka numaralarının ihbarları geldi.

Çevre katliamı yazım çıktığı gün, yani salı günü Karabağlar Kaymakam’ını aradım, özel kaleme kaymakam beyle görüşmek istiyorum dediğimde, “ Arkadaşı mı oluyorsunuz?” gibi garip bir cümleyle karşılaştım.

Düşünün bir ilçenin en büyük mülkü amirini temsil eden özel kalem müdürünün konuşma üslubu bu.

Kaymakam Bey'in arkadaşı olmadığım içindir bilinmez, iki gündür sürekli aramalarıma karşın henüz geri dönüş olmadı, oysa çevre katliamı ile ilgili görüşeceğimi de bildirmiştim, hem özel kaleme hem de yazı işleri müdürüne.

Demek oluyor ki, Kaymakam Bey'in çevre katliamından çok daha önemli işleri var!

Gaziemir Kaymakamı büyük duyarlılık içerisinde anında dönüş yaptı, Gaziemir Belediyesi'ni de uyarmış olacak ki, Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Duman bizzati beni aradılar.

Aramızdaki geçen konuşmayı aynen sizlerle paylaşıyorum;
“Nivent hanım konuyla yakından ilgileniyoruz, benim telefonumu kaydedin böyle bir olay olduğunda hiç çekinmeden beni arayabilirsiniz.” Teşekkür ederim.

Aynı gün, Aktepe Hayvan Pazarı'nın tepesine yine moloz dökümü devam ediyor ihbarlarını aldım, anında Başkan Yardımcısı Mustafa Duman’ı aradım. Mustafa Bey yine hayvan pazarının olduğu alana moloz dökülüyor.

-“ Hanımefendi hayvan pazarının yeri düzleştiriliyordur”

- Hayır efendim 500 metre aşağıya dökülüyor, iki ayrı firmanın damperli kamyonlarıyla yapılıyor plaka numaralarını vereyim.

“Hanımefendi dediğim gibi tesviye çalışması içindir” Mustafa Bey madem belediye adına dökülüyor orada pembe gömlekli Mehmet isimli şahıs neden para alıyor?


“Hanımefendi buyurun gelin beraberce soteye yatalım bakalım”


Mustafa Duman çok iyi niyetle söylediğine eminim ancak,
pardon ben niye soteye yatıyorum? Zabıta soteye yatsın.
Sotenin tam Türkçe karşılığı, bir köşeye sinip önünüzden gelip geçen düşmanları indirme olayı.

Aynı gün İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Sırrı Aydoğan’ı aradım yerlerinde yoktular. Kısa bir süre sonra bana geri dönüş yaptılar, her zaman ki zarafeti ve inceliğiyle “buyurun Nivent Hanım”

-Sırrı Başkanım çevre felaketi oluyor bilmem farkında mısınız?

-“Nerede oluyor?”
-Karabağlar Veteriner Müdürlüğünün biraz altında ve Gaziemir Aktepe’de...

- “Allah kahretsin onları.”

Sırrı Başkanım o kadar içten bir şekilde söyledi ki, hakikaten Allah kahretsin bu katliamı yapanları!

Biliyorum okurken dudaklar fiyonk vaziyete geliyor, aslında canım Türkiyem'den manzaralar bu.


Çevre katliamından çıkalım Karşıyaka semalarına gelelim. Pazartesi akşamı mail kutuma bir ihbar düştü, salı günkü yazıma koyamadım, teyit edip doğrulatmam lazımdı. İhbarda yer alan konu, Menemen Belediye Başkanı'nın kızı Tuğçe Şahin Karşıyaka Belediye Başkanı'nın Özel Kalem Müdürü.

Salı günü evden çıkmadan evvel Karşıyaka Belediyesi'ni aradım. Tuğçe Şahin’i bağlar mısınız dedim ve telefonun uçundaki kişiye kiminle görüşüyorum dediğimde, “ Özel Kalem Müdürü Tuğçe Şahin.”

-Cevat Başkan makamında mı? Diye sordum!

-“ Hayır, dışarıdalar kim arıyor?”
Ben Nivent Kurtuluş.

- “ Bir notunuz varsa ileteyim”
-Evet var sizin özel kalem müdürlüğünüz hakkında görüşecektim diyerek telefonu kapattım.

Tuğçe Hanım bir dakika geçmeden hemen tekrar beni aradılar.

-Benim özel kalem müdürlüğümle ilgili ne konuşacaktınız?”
-Hanımefendi babanızın belediye başkanı olması sizin özel kalem müdürü olmanız için yeterli mi?

-“ İçişleri Bakanlığı tarafından atandım.”

-Bunca işsiz genç dururken neden siz?
-“Şans diyelim”,

Allah şansınızı daim etsin diye telefonu kapattım.

Elbet belediye başkanının kızı olmak büyük şanstır. Gün içerisinde telefon konuşmaları bir hayli çoktu, yalnız aradan 535 numaralı bir telefonun sinyalini alıyordum, ama üst üste telefonlar aldığımdan bir türlü geri dönüş yapamadım. Sevgili Genel Yayın Yönetmenim Yusuf İnan beni arayarak “ Karşıyaka Belediyesi'nden randevu talebiniz olmuş sizi arıyorlarmış telefonu açmıyormuşsunuz” benim randevu talebim olmadı telefonla görüşmek istedim ve zaten öğreneceğimi öğrendim dedim.

Yine aynı numaradan Arzu Hanım diye bir şahıs arayarak;

-“ Başkanım sizi sabah bekliyorlar”
-Hanımefendi mümkün değil çünkü programım oldukça yoğun, Perşembe olabilir.

-“ Perşembe başkanım yoklar”
-İleriki günlerde görüşürüz ben öğreneceğimi öğrendim, randevularım var üzgünüm diyerek telefonu kapattım.

Hayırdır diyelim, geçelim.

Salı sallanır derler ama salı oldukça yoğun bir gündü. Salı saat 10.50 Karşıyaka Adliyesi'ne ifadeye gittim, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Belediye Başkan Yardımcısı Işın Karaca, İmar Müdürü Sefa Yiğit için yaptığım suç duyurusu için suçlamalarımda ısrarcı olup olmadığım soruldu, evet cevabımın yanı sıra davaya müdahil olmak istediğimi beyan ettim.

Davanın konusu, mahkeme kararlarını uygulamamak. Olay anında planım yürütmeyi durdurma almamıştı üzgünüm, Adaletin Kestiği Parmak Acımaz!

Kemalpaşa demişken, geçtiğimiz günlerde CHP İzmir İl Başkanı, Ali Engin yaptığı açıklamada; “Kemalpaşa’da Başkan günde dört düğüne gidiyor, hangi yaşlının evinde musluk bozulmuş tamir ediyor” demiş.

Pardon İl Başkanım bu nasıl bir açıklamadır, belediye başkanlığı günde dört düğüne gitmekle oluyorsa, diyecek söz bulamıyorum.

Ali Engin’den feyiz alarak yine salı günü Kemalpaşa Belediyesi Özel Kalemi'ni aradım...

-Başkanım makamında mı?
“ Hayır efendim dışarıda”

-Düğünde mi?
-“Bilmiyorum efendim”

-Ben Kemalpaşa Ören’deyim musluklarım akmıyor,
-“ İzsu’yu arayın efendim”

-Olur mu il başkanının dediğine göre başkan muslukları tamir ediyormuş ben kaçıncı sıradayım?

Evet, ne yazık ki canım Türkiyem'den insan manzaraları bu, yazdıklarımda en ufak abartı yok, hergün bunun gibi neler yaşıyorum.
Gelelim Narlıdere ile ilgili iddialara, elbet yetkili makamlar dikkate alacaklardır. Gerçi bugün itibariyle Narlıdere Kaymakam’ına bilgi edinmeden ihbarlarımı yaptım. Narlıdere Kaymakamı tüm duyarlılığını gösterip konunun üzerine gidecektir. Bundan hiç şüphem yok.

Narlıdere Ali Artunar stadyumu yanındaki villa iddialara göre Gürel inşaatın kendine ait villasıymış. Bu villanın iki katı toprağın altında üç katı da toprağın üstündeymiş. 250 metrekareyi geçemez kuralına ne olmuş?

Anap, eski Milletvekili Işın ÇELEBİ, CHP Milletvekili Musa ÇAM iddialara göre bu iki milletvekilimizin de evlerinin ruhsatı, ruhsat eklerine uygun yapılmamış.


Biraz da soru soralım:


-TAKEV İlköğretim ve lisenin ruhsatı ruhsat eklerine uygun mudur?

-Yine TAKEV'e ait Beyaz Balon Kreşi ruhsat için bekliyorlar mı? Şu an ruhsat eklerine aykırı bölümler alçıpan ile kapatılmış mıdır?

Otobanın deniz tarafında bulunan oldukça büyük alana yayılmış villa gördüm. Araştırdım üç aydır enine boyuna büyütme çalışmaları devam ediyormuş, etrafı yüksek duvarlarla çevrili malikânede ne gibi işlem yapılıyor? Belediyenin bu yapıdan haberi yok mu? Yoksa yine bir milletvekilinin yeri mi?

Narlıdere Meclis Üyeleri'nden kaçı bu villalarda oturuyor?


Yine iddialara göre Narlıdere İmar Komisyon Başkanı ve İBB Encümen Üyesi olan, İZSU’da işçi statüsünde çalışan Feridun Güler kaç milyon dolarlık, ruhsat eklerine uygun olmayan villada oturmaktadır?

Eski İBB İmar Komisyon Başkanı Bilgin Erünal’ın oturduğu villada ruhsat eklerine uygun değil?


Narlıdere meclis üyesi ve imar komisyon üyesi Cihat Çoşkun Sahil Evleri'ndeki villaların kaçının projesini çizmiştir?

Narlıdere meclis üyesi Abidin Arslan Narlıdere’deki otoban üzerindeki inşaatların denetimini almış mıdır? Meclis üyesi aynı zamanda denetim yapabilir mi?

Yine iddialara göre, İdea konut kat karşılığı sözleşmeyi yaptıktan hemen sonra tek seferde 20 daire satılmış mıdır satılmamış mıdır?

Daha inşaata başlamadan tek seferde bu işlem olduysa eğer satış teknikleri kitabını yazsalar kimbilir kaçıncı baskı olurdu?
Umarım Narlıdere ile ilgili bu yazdıklarım sadece iddiadır, yetkili makamlara birer, birer bildirdim, devlet gereğini yapacaktır.

Demek oluyor ki bir tek Sıtkı KÜRÜM ruhsat eklerine uygun olmayan inşaat yapmış. Neden tek onun evi mühürlendi, bak şimdi başkan adına çok üzüldüm.


“Çevrem çok geniş”
diyenlere kısa bir not, 10 tane 10 kuruş da 1 Lira eder, 2 tane 50 kuruş da..,