20 Kasım 2012 Salı

İZELMAN İHALESİ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

İZELMAN İHALESİ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ!

İhalenin koşulları var, ihale sonuçlanmadan bu şekilde yaygara koparılmasının nedenlerini kendimce düşünmeden, edemedim.
Acaba Pervin Şenel Genç,  gündemden düştü diye mi,
Büyükşehir davası, 24 Ocağa ertelendi, meydanlarda Adalet İstenemiyor,
Çete Kitabı istenilen ilgiyi görmedi,
Aziz Başkan’ın bir şekilde gündem oluşturup, gündeme oturması gerekiyordu, İZELMAN ihalesi can suyu oldu.
Bu tür ihalelerde, belediye gerçekten kendi şirketinin almasını istiyorsa, bu konuda insanları mağdur etmeden, kararlı bir şekilde, çözme amacını taşıyorsa, kapalı zarf usulü yapılan ihale sonrası, ihaleyi açık eksiltme ( pazarlık ) yöntemine çevirip, zararına da olsa,  hiçbir tartışma olmadan ihaleyi İZELMAN’ın almasını sağlayabilirdi.
Bu olayda bazıları çıkıp İZELMAN niye zarar etsin diyebilir.
Ancak belediye şirketleri zaten zarar ediyor, belediye her yıl bu şirketlere, sermaye artırımı yoluyla maddi destek veriyor. Son meclis toplantısında, belediye şirketlerinin zararı konusunda Yusuf Kenan Çakar’la, Sırrı Aydoğan arasında geçen diyalog yerel medyada geniş bir şekilde yer almıştı.
Kısaca belediye, bu ihaleyi gerçekten tartışmasız, çalışanları ve İzmirlileri, strese sokmadan İZELMAN Şirketine isteseydi verebilirdi.
İZELMAN’a belediye yıllık 50 milyon yerine, 60-65 milyon sermaye artırımı yaparak sorunu çözebilirdi. Ama ne yazık ki böyle yapılmadı.
Akla gelebilecek soruları sıralarsak,
1)   İhale komisyonu, bu yöntemi bilmiyordu, (Yılların Eshot’çusu Genel Müdür Faruk Alçelik’in bu konuyu bilmemesi akla mantığa uygun gelmiyor)
2)   Birileri Eshot Encümenine, önce atı kaybettirip sonra eşek buldurmasıyla birilerinin yetinmesi gerektiği mesajını mı verdirtmek istedi?
3)   Böylesine bir ihale sonrası dirençli bir sendika olan DİSK ve GENEL İŞ bir dahaki toplu sözleşmede, Aziz Kocaoğlu’nun 2 yıldır telaffuz ettiği “ sıfır zam “ önerisine dolaylı kabule mi zorlandı?
4)   Daha önceki yazılarımda, belirttiğim gibi, belediye şirketlerinde deneyimli eski personellerin çıkartılması operasyonunun hızlandırılması ve bu konudaki GENEL İŞ SENDİKASININ karşı direncinin kırılması mıdır.
5)   Bir süredir işçi personeliyle gittikçe arası bozulan Aziz Kocaoğlu’nun böyle bir yöntemle kurtarıcı gibi arasının düzeltilmesi mi?

Bu sorularımın hepsi benim olduğu gibi birçok İzmirlinin de kafasına takılan soruların, ortada olan bölümünü sizlerle paylaşmaya çalıştım.

Bir haftadır ihaleyi İZELMAN ihaleyi kaybetti haberleri çıkartılıp, sendikanın eyleme zorlanması değil midir?

İhaleyi alan şirketin, doğrumu değil mi, iyi bilmiyorum “ Deniz Feneri Derneği” ile ilişkilendirilmesi ve yazımın baş kısmında belirttiğim komisyonun adına, basiretsizlik mi, beceriksizlik mi, iş bilmezlik mi ya da unutkanlık mı diyeceğim, (Tabii ki belediye üst yönetiminin, çünkü Eshot görev dağılım şemasında doğrudan başkana bağlı görülüyor)

Gözden kaçırılması ve hiç dile getirilmemesi ne kadar manidar değil mi?

İnternet yerel haberlerinde, Serdar Öztürk “ El feneri versek uyar mı?”  Mehmet Ali Çavuş “ İzelman’da ölümü gösterip, sıtmaya razı etme oyunu”  adlı yazılara bir göz attığınızda, benim yazdığım şıkların bir kısmını internet medyasında yazan yazarlardır.

Ancak güçlü yerel medyasıyla övünen Ege ve İzmir ekleri çıkaran yazılı basın organları da bu konuda araştırıcı ya da eleştirisel bir yazının yer almaması beni yeniden göreve davet etti.

Bu sorularıma Eshot Genel Müdürlüğünden yazılı bir cevap beklemekteyim.

Eshot Genel Müdürü Faruk Alçelik 21-22 Şubat 2013 tarihleri arasında yapılacak “İzmir’in toplu ulaşım sorunu” adlı konferansında sözlü olarak benim sorularıma muhatap olmak istemiyorsa eğer, bu yazdıklarıma mutlaka cevap vermelidir.

Son sorum Aziz Başkan’a çalışanları ve İzmirlileri bu kadar germeye değer miydi? Madem ihaleyi iptal edebiliyordunuz da neden daha önce yapmadınız? 

Tansaşlar Yeşil alanlardan, sosyal donatı alanlarından çıkartılarak gerçek sahiplerine verildi haberleri neden yerel medyada yer almıyor?

Ertan Sayın’ın kaleme aldığı “ Bizim BİT'lerin kaderi midir hep zarar etmek” yazısını hayret ve şaşkınlıkla okudum. Ertan Beyi canı gönülden kutluyorum.

Aziz Başkanım beni görmezden gelebiliyorsunuz da Ertan Sayın’ı görmezden gelemezsiniz değil mi? Hani bizim belediye en borçsuz belediye idi? Burada bir hesap hatası var mı yok mu? Siz nasıl kendi özel şirketlerinizi büyütebildiniz de vergi şampiyonu oldunuz? Niye aynı çalışmayı İzmir büyükşehir Belediyesi için yapmıyorsunuz?

Gelecek yazılarım bir hayli enteresan olacak, yazmadan yapamıyorum ne yapayım, üzgünüm yine birçok deşifrelerim olacak!

BİR DEVLET ADAMI KERAMETİ KENDİNDE GÖRMEYE BAŞLADI MI DEVLET ADAMLIĞINI YİTİRDİ DEMEKTİR. HİÇ KİMSE HİÇ KİMSEDEN DAHA AKILLI DEĞİLDİR. BİRLİKTE HERKESTEN DAHA AKILLIYIZ. MİLLET VE DEVLET İŞLERİNDE HERKES HERKESE YARDIM EDECEK VE HİÇ KİMSE BUNDAN İFTİHAR PAYI ÇIKARTMAYACAK DÜSTUR BUDUR.
M. Kemal ATATÜRK

18 Kasım 2012 Pazar

Bizi Kimler Yönetiyor?

Bizi Kimler Yönetiyor?

Söz verdiğim gibi, kamunun malının üzerinde satışlarını sürdüren, Tansaş Mağazalarının yıkım kararı ve kira sözleşmelerinin feshedilerek tahliye işlemlerinin kararını sizlerle paylaşıyorum.
Bornova, Konak, Karşıyaka, ve Bayraklı ilçelerinde bulunan söz konusu mağazaların ilçe belediyelerinin yürürlükteki 1/1000 ölçekli imar planlarıyla uyum içerisinde olmadığı ve kullanım amaçlarının farklı olduğu, bu mağazaların imar planlarında Pazar, taşıt yolu, park, bölge otoparkı spor tesisi ve amfi tiyatro ile yeşil alan olduğunu inceleme sonucunda tarafıma yollanmıştır.

Vay babam vay meğer nerelerdeymiş bu mağazalar.

Tansaş Mağazaları, sadece beş ilçe demi yeşil alanlar içerisindedir.

Ya diğer ilçelerdeki mağazalar imar planlarına uygun mudur?

Soruşturma tutanağının en ilginç yanı ise, 1987 ve sonraki birkaç yıl içinde inşa edilmiş olmaları ve kiraya verilmeleri sebebiyle söz konusu fiillerin zamanaşımına uğradığı anlaşılmış olsa da halen bu yapılar hakkında imar mevzuatı bakımından yapılması gerekenlerin olduğu, dolayısıyla bugün ki belediye görevlilerinin bu görevi yerine getirmekten sorumlu oldukları.

Söylenmiş olsa da, her nedense ikinci paragrafta, İzmir Büyükşehir ve ilçe belediye görevlilerinin hukuka aykırı bu durumun ortadan kaldırılması için ciddi çalışmalar yaptıkları belirtilmiş.

2012 yılına kadar akılları neredeymiş?

Pardon bu soruşturmayı hangi müfettişin yaptığını çok merak etmekteyim.

Müfettişin tanzim ettiği raporda, 15.08.2012 tarihinde İBB İmar ve şehircilik Daire Başkanlığı'na bağlı İmar Şube Müdürlüğü tarafından yazışmalar yapıldığı.

12.09.2012 tarihinde ise Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı'nca kira sözleşmelerinin feshedildiği de söylenmekte.

16.07.2012, 27.07.2012 tarihlerinde ilçe belediyesi tarafından yapı tatil zaptı tutulduğu, Büyükşehir Belediyesi'nin yetki alanında olduğundan Büyükşehir Belediyesi ile yazışma yapıldığı.

Gerek İzmir Büyükşehir Belediyesi ve gerekse ilçe belediyeleri bahse konu yapıların imar mevzuatı bakımından durumları öğrenildikten sonra, tahliye ve yıkıma dönük CİDDİ ve İYİ NİYETLE yaptıkları çalışmalar nedeniyle, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Fügen Selvitopu, İBB İmar dairesi başkanı Zeliha Demirel, İBB İmar İşleri Müdür Vekili Perihan Utan, Bayraklı Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Vekili Ertuğrul Ersan, Bornova Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Cengiz Karakaş, Konak Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Halil Akbaş, ve Karşıyaka Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Saliha Köroğlu hakkında 4483 sayılı Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanun hükümlerine göre 5. Ve 7. Maddeleri gereğince soruşturma izni verilmemesine.

Elbette bu akıl almaz karara, süresinde itirazlarımı yaptım, Tansaş Mağazaları'nın bulunduğu alanları gerçek sahibi olan kamuya teslim edilmesini, iki yılda yaptım. Evet, bu bence büyük bir başarıdır, her ne kadar beni görmezden gelseniz de bunu başardım.

Ancak kamunun malının üzerinde Tansaşlar'ın ticari faaliyet göstermelerine göz yuman yöneticilerin soruşturma kapsamı dışında kalmasını kabul etmek mümkün değil. Çünkü ben İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bu konu hakkında defalarca soru sordum, kamunun malı üzerinde bulunan bu mağazaları nasıl kiraya verebilirsiniz diye sorduğumda, Genel Sekreter Yardımcısı, Fügen Selvitopu imzalı yazıda,
21.11.2011 tarihinde, söz konusu kiracı tarafından işgalen kullanılan hiçbir alan bulunmamakta olup, kiralama işlemleri tamamı kira hukukuna dayalıdır. Mülkiyeti belediyemize ait olan veya belediyemizin hüküm ve tasarrufu altında bulunan şehrin muhtelif yerlerinde adı geçen kiracının kiraladığı 17 adet mağaza bulunmakta olup tamamı 20.07.1987 tarih ve 1564 sayılı belediye encümeni kararına dayalı olarak düzenlenmiş kira sözleşmeleri kapsamında kiraya verilmiştir.

Bu yazı beni ikna etmediği için tekrar, tekrar İBB'ye yazı yazdım, tarafıma yollanan yazılarda ise, daha önce bu konu hakkında tarafınıza bilgi verilmiştir, imza Fügen Selvitopu.

Soruşturmayı yapan müfettiş nasıl olur da tahliye ve yıkıma yönelik iyi niyetle çalışmalar yapıldığını söyleyebilmektedir. Eğer ben bu konunun sıkı takibini yapmamış olsaydım eğer, İBB halen kamunun malı üzerinde bulunan, mağazalardan kiralarını alacak değil miydi? Tansaş mağazaları kamunun malının üzerinde kazançlarını sürdürmeye devam etmeyecekler miydi?

Şimdi ne olacak derseniz, TANSAŞLAR yıkılamayacak çünkü yıkım ihalesine kimse girmedi diye ertelenecek, ya da mahkemeler sürmekte diye geçiştirilecek. Ancak ben bu konuyu sonuna kadar takip edeceğim. Kamunun malının üzerinden kimse rant elde edemez, etmemeli.

Diğer konulara girmeden evvel sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var, iki seneyi aşkın bir süredir İzmir'deki usulsüz planlamaları elimden geldiğince kaleme aldım, kaleme almakla yetinmedim bizzat adım, adım takibini yaptım, ben rant düşmanı mıyım?

Hayır.

Belediye başkanlarına bürokratlarına, düşman mıyım?
Hayır...

Benim istediğim tek şey var, herkese eşit davranılması...

Yazdığım konular için saygı duyduğum büyüklerim, dostlarım yazdığım kişilerle olan yakınlığından dolayı, yazmamam için benden ricada bulunuyorlar. Yazmamakla o zaman ben, ben olabilir miyim, kalemi mi satmış olmaz mıyım?

Üzgünüm beyler benim satılık kalemim yok!


12 Kasım CHP Konak ilçe Kadın Kolları, yapı kullanım belgesi olmayan Yıldızhan Otel’de gece tertip ettiler, CHP il Başkanı, Konak ilçe Başkanı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, Gürsel Tekin ve birçok CHP yöneticisi bu geceye katıldı.

Oysa ben köşemde, Yıldızhan Otel’de yapılacak bu geceyi kaleme almıştım. CHP İzmir İl Başkanı'nı defalarca aradım, not bıraktım geri dönüş yapılmadı, ancak özel kalemine Yıldızhan Otel'in yapı kullanım belgesinin olmadığını, dolayısıyla ruhsatsız bir otelde nasıl böyle bir gece yapılacağını sormuş olmama karşın ısrarla ve inatla bu geceyi yaptılar.

Konak İlçenin sekretaryasına da uyarı yapmıştım, yine beni görmezden duymazdan geldiler, uyarılarımı dikkate almadılar.

Eski CHP İl Başkan'ını mumla arar oldum, Tacettin Bayır olsa idi asla bu gece tertip edilemezdi
, nerden mi bu kanıya vardın derseniz eğer, Tacettin Başkan’ın oturduğu masada, Yıldızhan Otel’in ruhsatsız olduğu söylendiği an yüzü allak bullak olmuş ve nasıl olur böyle bir şey diye rahatsızlığını dile getirmiş.

Bana gelen haberler böyle, dedim ya Tacettin Bayır’ı mumla arıyoruz.

İzzet Yıldızhan kendisi ilahiler söylemiş, orada bulunan kişilerin rahatsızlığından sonra türkülerle devam etmiş.

Ya Hakan Başkan’a ne demeli buranın yapı kullanım belgesinin olmadığını bilmiyorlar mı? Elbet biliyorlar çünkü kendisine bağlı birimden, bu otelin yapı kullanım belgesi olmadığına dair tarafıma bilgi verildi.

Gecenin yapıldığı ertesi gün, CHP Konak İlçe Başkanlığını aradım ilçe başkanı yokmuş, Başkan Yardımcısı Ali Alanç ile görüştüm, “ Hanımefendi bizi sorgulayacağınıza İzmir Valisi ile İl Emniyet Müdürü'nü sorgulayın onlar da orada yemek yiyorlar, onları yazmazsınız değil mi”

Hayret ediyorum bu nasıl bir üsluptur?

Konak İlçe sekreteri Mehmet Bey ise, “ Kadın kollarımız orada başarılı bir yemek vermiştir, biz sonuna kadar arkasındayız. Bizler hafiye değiliz, öküz altında buzağı aramayın, Vali Bey ile İzzet Yıldızhan kol, kola gezerken orada yemek yerken, niye bununla ilgilen miyorsunuz?

Hoppala bu ne demek? Ben pek anlayamadım, bugün Sayın Valimize gideceğim bu konuları konuşmaya, İzmir Valisi'ni çok iyi tanıyorum, kendilerinin bu konudaki hassasiyetini en iyi bilenlerdenim.

Konak ilçe kadın Kolları başkanı Nükhet hanımı aradım, “ evet hanımefendi ruhsatsız olduğunu geceden iki gün evvel öğrendim, biletleri sattığım için geri dönemedim."

CHP Genel merkezini aradım, Sayın Adnan Keskin MYK toplantısındaydı, akşama doğru beni aradılar. Konuyu aktardım, “ Hanımefendi inceleyeceğim konuyu, sizi niye ilgilendiriyor onu anlayamadım” dedi...

Hakikaten beni niye ilgilendiriyor ki? Bana ne demem lazım.
Yok, öyle bir şey, sizler ilgilenmediğiniz sürece beni daha çok ilgilendiriyor, bazen kendimle savaşıyorum aman boş ver diyorum, zaman, zaman Amerika’ya bile dönmeyi düşünüyorum, çünkü değişen hiçbir şey yok, aynı hamam aynı tas.

Konak Belediyesi Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Bey Amsterdam Belediyesi'nde yıllarca çalışmış, Ömer Bey oralarda böyle bir şey olabilir mi? Ömer Bey demişken halen bilgi edinmeden cevabım gelmedi. Arkas Holding binasının ruhsatı var mı yok mu diye sormadım, kaçak katı var mı diye sordum. Bu konuda çok ciddi iddialar var vatandaş, cevabınızı bekliyor.

Konak Belediyesinde yangın merdivenine giden koridor kapatılmış, Ömer Faruk Bey’in odasını büyütmek için, bu doğru mudur? Doğruysa eğer Amsterdam Belediyesinde bu yapılabilinir mi?

Doğuş Gurubu için Konak Belediyesi meclisinin aldığı kararı iptal ettirebileceğimi öğrendim, 6165 ada 3 ve 5 parsel satışı nasıl durur gelecekte açıklayacağım, Konak Belediyesi önlemini almasın diye yazamıyorum, çok sıkıldım evraklarım çok birikti. Yazınca sizler de şaşıracaksınız, neler yapılmış neler.

Bir süreliğine ayrılıyorum, kitabım bitmek üzere, elimde olan dosyaların takibini yapıyorum, Nivent Tümer Kurtuluş face book da, cürükelmalar blogumda zaman, zaman yazacağım sevgili Yusuf İnan eskisi gibi yazılarımı alacaktır.

Balçova Belediyesi'ne sormak istiyorum, 9 Eylül hastanesinin karşısındaki 9 Eylül Oteli'nin ruhsatı var mıdır? Ya oradaki eczanelerin ruhsatı var mı?

Yusuf İnan’a gerçekten teşekkür ediyorum, benim yazılarımı yayınlamaya yürek ister benimle birlikte her güçlüğe göğüs gerdi.

Sosyal Demokrat Belediyecilik.

Sosyal Demokrat Belediyecilik.

Toplumcu halk ve yönetiminden yana, ılımlı sosyalist, toplumcu yönetimi düşünceyi savunan, gelir dağılımdaki adaletsizliği, kapitalizmin çarpık bölüşüm tarzını tenkit eden, CHP değil midir?
Bizler böyle biliriz, bizlere böyle öğretildi, ya şimdi?

Sosyal demokrat diye oy verdiğimiz belediyeler, kapitalizm karşında ne yapıyor?

Yönetmeliklere aykırı residence yapımı, yapı denetimi bulunmayan oteli işletmeye açmak, yeşil alanları kapitalizme teslim etmekle sosyal demokratlık hiç örtüşmüyor, sizler halkamı yoksa kapitalizme mi hizmet ediyorsunuz?

Bugün yazımı olduğu gibi TANSAŞ lara ayıracaktım, lakin güncel bir konuya değinmeden edemedim.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü’nün yaptığı 3 bin 317 şoförü kapsayan ihalede yaşanan olaylara değinen Aziz Başkan,
“Bu zamana kadar belediyenin diğer şirketi İZELMAN’ın aldığı sorunsuz bir şekilde devam eden ihalede son olarak belirlenen 196 milyon 512 bin TL’lik muhammen bedel karşısında 188 milyon 858 bin TL teklif vererek avantajlı duruma geçen Etkin Eğitim Organizasyon Gemi İşletmeciliği ve Turizm Ltd. ŞTİ’in ilişkileri herkesi şoke etmişti” Haberi beni çok şaşırttı.

Kimdi bu ihaleyi kazanan firma? Basındaki haberlere göre,
Türkiye’nin en büyük davalarından biri olan Deniz Feneri Davası’nda yargılanan Beyaz Holding’in kurucusu Zekeriya Karaman ve İsmail Karahan’ın ortağı olduğu söyleniyor.

“KANUNİ YETERLİLİĞİ VARSA…” diyen Kocaoğlu, ihalede en düşük teklifi veren şirketin ‘Deniz Feneri’ ayrıntısı üzerine de, “İhaleler ile bugüne kadar yakından uzaktan ilgim olmadı. Komisyon üyelerini ya da firmaları bilmem. Kanuni yeterliliği varsa ihaleye girecektir ve evrakları tamamsa ihaleyi de alacaktır.

Çankaya çok katlı ihalesi için neden aynı şeyleri ifade etmediniz? İsterseniz geçmişte Büyük Başkan Ulusal kanalda, Cüneyt Özdemir’in programında neler söylemişti.

İhaleyi anormal birinin almasını önlemek için böyle bir işlem yaptıklarını söyleyen Kocaoğlu, 4 milyon kişinin hakkını yasalara uygun olarak koruduğunu vurguladı.

Aziz Kocaoğlu: Açık, açık söylüyorum. Mafyaya otoparkı vermem diyorum.
Cüneyt Özdemir: Yani böyle bir kanun olur mu?

Aziz Kocaoğlu: Kanun değil, kanunu bırakın. Kanuna uygun olarak vermem.

Başkanım dün ne diyordunuz, bugün ne diyorsunuz?

Yapılan ihalenin rakamlarını işçi sayısına bölelim, ESHOT bünyesinde çalışan İZELMAN personelinin toplam maliyetinden çok daha büyük rakam çıkar diye düşünürsem hata yapmış olur muyum?

İZELMAN’a sermaye artırımı yapmamak için İZELMAN’ın diğer birimlerde olan zararı ESHOT’ta çalışan İZELMAN, işçisinin üzerine yüklenmiş midir ki, ihale rakamı böylelikle yüksek kalmıştır?

Ayrıca 3/1 işçi İZELMAN’ın tam maaş 3/2 çoğunluğu %40 eksik maaşla çalışmaktaymış. İhalede eksik maaşla çalışanları ile tam maaş çalışanların maaşlarının hepsi tam gösterilerek ihale rakamı bilerek yükseltilmiş midir?

ESHOT ve İZELMAN, İzmir Büyükşehir Belediyesine hizmet amaçlı mıdır, yoksa kar amaçlı mı çalışan şirketlerdir.

Suçlu olarak, hükümet mi gösterilmektedir? Bu durumu yoksa Aziz Kocaoğlu, isteyerek bilerek mi yapmıştır?

İzelman’ın verdiği fiyat teklifi fahiş bir rakam mıdır? Öncelikle bu sorulara, bir yanıt bulmak lazım.

Yoksa Aziz Kocaoğlu’nun bildik üslubu devreye girmez miydi? “ MAFYAYA İHALE VERMEM” Gibi laflar da edilebilirdi diye düşünmeden edemiyorum.

CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, duruma sert tepki göstermiş. Yüksel, “AKP hükümeti kurumlar aracılığıyla belediyenin üzerinde baskı kuruyor. Şimdi de gelip otobüslerde çalışan şoförlerin işlerine el attılar. Burada hükümet elinden geleni yapmaktan çekinmiyor. Büyük bir çalışma içindeler ve bunu acımasızca yürütüyorlar. Ortada organize olmuş bir çete var”

Pardon ihaleye özel sektör girmemiş midir, yoksa ben mi yanlış anladım? Etkin Eğitim Organizasyon Gemi İşletmeciliği ve Turizm Ltd hangi devlet kurumu oluyor?

Alaattin Yüksel ardından da ilave etmiş, “ Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun suçu olmamasına rağmen 397 yıl hapis talebi ile yargılandığını, bürokratların cezaevine atıldığını söyleyen Yüksel, baskılara boyun eğmeyeceklerini ne yaparlarsa yapsınlar. İstedikleri çalışmayı yürütsünler. İzmirliler her şeyi görüyor. Bu zamana kadar yaşanılan sıkıntılar nasıl atlatıldıysa bu sorunlar da aynı şekilde gidecektir. İzmir halkı gereken cevabı vererek onları püskürtecektir” demişiniz.

Sayın Yüksel ben size katılmıyorum, bu ihale ile Aziz Başkan’ın 397 yıl ile yargılanmasının ne alakası var? Evet, İzmirliler artık her şeyi görüyor ne yazık ki!

Sapla samanı karıştırmayalım.

Dedim ya bugün TANSAŞ’ları yazıp bana müsaade diyecektim, olmadı, iki önemli konuyu aynı yazıda yazmak mümkün olamadı, bildiğiniz üzere, “ İlahi Aziz “ kitabım için zaman vermem lazım, çalakalem sizlerin karşısına çıkmak istemiyorum, yazdığım konular çiçek böcek değil ki, araştırma gerektiren konular. Elbet bana gelen maillerle ilgileneceğim, elbet gerektiğinde yine suç duyurularımı yapacağım, zaman, zaman ilginç konularla sizlerle beraberliğim sürecek, hiç merak buyurmayınız.

Benim çok sevdiğim ve değer verdiğim, Sayın Burhan Özfatura’nın yeğeni, Murat Çakır iddialara göre, müdür muavini olarak görev yaptığı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden görev çıkış kâğıdı ile görevden alınmış. Sevgili Burhan ağabey, yeğeni için Aziz Başkanı aramış. Görevden alınan Murat Çakır’ın göreve iade yazısı yazılmış.

İzulaş’ta işten çıkarılan, diğer müdür ve şefler, niye görevlerine dönemediler? İllaki birilerinin devreye girmesi mi gerekiyor?

Bu mudur sosyal belediyecilik?

Aziz Başkanım geçen günlerde Yıldızhan Otel'in sahibi sizi makamınızda ziyaret etmiş doğru mudur? Başkanım size bir hatırlatmada bulunayım, dün Turizm il müdürlüğünden üç görevli Yıldızhan Oteli'ne gitmiş, neden derseniz eğer, bu otel yapı kullanım belgesi olmadan nasıl açılmış diye meraktan gitmişler.

Buca Belediyesi İmar Müdürlüğü'ne, plan değişikliği teklifi veriliyor, her nasılsa imar müdürlüğü, meclis onayına sunmadan ret kararı veriyor. İmar müdürlüğü meclisin üstünde midir ki, meclise sunmadan karar veriyor? O zaman hiçbir belediye plan değişikliği için meclis gündemini meşgul etmesin, direk Buca İmar Müdürü'ne sorsun yeter.

Konak Belediye Meclisi'nde, tartışmalara neden olan trafo değişikliği neden yapılmak istendi diye bir araştırdım, karşıma bildik isimler çıktı, Kavuklar’ın benzin istasyonu için trafo yeri değişecekmiş, pardon burası imar hattını geçiyor mu, geçmiyor mu?

Oh ne güzel iş, soyadı büyük olanlar için mevcut planlar değişir, yönetmelikler unutulur mu?

Sosyal Demokrat Belediyeciliği herhalde ben yanlış biliyorum.

CHP Konak İlçe Kadın Kolları önümüzdeki pazartesi Yıldızhan Otel'de gece yapacaklarmış, ben anlayamadım, anlayanınız var mı?

Konak Belediyesi'ne soruşturma izni çıkmış.

Hayırdır Aziz Başkanım Pazar günü ne toplantısı yapacaksınız, bir toplantı söylentisi alıp başını gidiyor, ne toplantısı olduğunu öğrenemedim!

İnsanlar, onlar için ne yaptığınızı anlayamazlar, siz yapmayı bırakana kadar.

Övgüler Siyasi mi?


Övgüler Siyasi mi?

Görülen o ki, Kılıçdaroğlu İzmir’i istemiyor,
Görülen o ki, Kılıçdaroğlu her ne olursa olsun risk almaktan korkuyor,
Görülen o ki, Kale kaybedilirse, dengeler değişecek,
Görülen o ki, halkın memnuniyetinin ne önemi var,

Şimdi size bir bilmecem var:

Büyük uğraşlarla ithal edilen, sürekli beslenen, sürücüsüyle inatlaşan, toplu taşıma aracı nedir?

Bu sorunun cevabını bilse, bilse Büyük Başkan bilir, ne de olsa o bir işletmeci,O bir işadamı, kar zarar hesabını bilir...

Gelelim şıklara:

a) Böyle bir araç yoktur.
b) Özel sektör böyle bir aracı çalıştırmaz.
c) Devlette olsaydı zarar etmesin diye özelleştirilirdi.
d) Aziz Başkan bilir.

Doğru cevap D şıkkı, Kordon’da oturanların ve işyeri sahiplerinin 3 ay boyunca mağdur eden Büyük Başkanın meşhur faytonları.

Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları boyunca faytonlara yaklaşık beş bin biniş yapılırken, bu binişlerin yaklaşık yüzde 70’ini İzmirliler ve yerli turistler gerçekleştirmiş. Bunu ben söylemiyorum basında yer alan haber böyle.



Gelelim hesaba...

Atlar Avusturya’dan geldi, 12 Fayton yapıldı, 35 kişi işe alındı, Atlara barınak yapıldı.

Tüm bunlara İzmirlinin cebinden milyonlar uçup gitti!

Üç ayda, 5000 kişi faytona bindiyse eğer, günde 55 kişi fayton sefası yapmış.

Elimizde 12 fayton olduğuna göre, fayton başına 4,5 kişi olur, belediyenin lehine yuvarlayalım. Bir günde bir fayton beş müşteri alırdan hesaplayalım.

Bir fayton, 20 TL den günde 5 kişi taşırsa, 100 TL kazanır değil mi?
Ayda 3000 TL yapar...

Bir atın günde yediği yem en az 15 TL. Bir faytonda 2 at olduğuna göre:

At başına 450 TL bir faytonda 2 at olduğuna göre, 900 TL
Aylık veteriner masrafı 100 TL iki at 200 TL
Her ay nallar yenileniyor olması lazım atın tırnakları uzuyor çünkü 4 nal çakımı 200 TL iki at 400 TL
Toplam at başına 750 TL iki at 1.500 TL
Bittimi durun daha bitmedi işe alınan fayton sürücüsünün aylık 1.200 TL aldığını varsayalım, sigortası v.s oldu mu size 2000 TL
Şimdi sonuca bakalım, bir faytonun sürücüsüydü, atlarının nalıydı yemiydi derken, aylık 3.500 TL
Faytonlar 3000 TL kazanıyor, gider 3.500 TL
Faytonun Amortismanını hesaplamasını yapmadım, toplam 12 fayton var ama 35 kişi işe alınmasını da hesaplamadım.

Önümüz kış, kim binecek faytona, atlar yemeğe devam edecek, fayton sürücüleri maaşlarını alacak...

Başkanım, belediye niye doludizgin zarara koşuyor, bunun somut örneğini bize göstermiş olduğunuz için size şükranlarımızı sunuyoruz.

Bu arada Büyük Başkan Karşıyaka’daki faytonları da değiştirecekmiş, Aziz Başkanım siz geçmişte çok iyi tüccardınız, ya belediye başkanlığı size bu melekelerinizi unutturdu ya da size yanlış bilgi veriyorlar. Hiç dilim varmıyor ama yaşlandınız mı yoksa?

Umarım Karşıyaka faytonları, balon haberdir.

Karacam Köy’ünde Kavuklara ait benzin istasyonu, Cumhuriyet Savcılığı 2009/90666 numaralı soruşturma, Esas 2010/16068 ve 201/3320 numaralı dosya 2863 sayılı kanuna muhalefet. İzmir Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu 15.10.2009 tarihli suç duyurusu dosyasının akıbeti ne oldu?

İzsu’da, Abone İşleri Dairesi Başkanı Yusuf Değerli’ye Sayıştay’dan zimmet yazısı mı geldi? Bana gelen bilgi doğru mudur? Doğruysa eğer, bir daire başkanı için önemli bir meblağ.

Sayıştay demişken Aziz Başkan’a sorularım olacak...

İBŞB bünyesinde, temizlik ve ilaçlama harici personel kiralama işleri tek bir kalemde mi yapılmaktadır?

Personel talebinin fazlalığı sebebiyle ihale İzelman A.Ş de kalmakta mıdır? Buraya kadar her şey kanuna uygun, ihale bölünmemiş.

Başkanım, her fırsatta, taşeronu kaldırdım diyorsunuz da, acaba kendi taşeronuzu mu yaratıyorsunuz?

İzenerji şirketince temizlik ve ilaçlama gibi vasıfsız işlerde, çalıştırılmak üzere alınan personelin bir kısmı da İzelman A.Ş’nin ihale kapsamında olan büro işlerinde mi çalıştırılmaktadır?

Bu şekilde ihaleyi bölmekte misiniz? İzelman üzerinden, çalıştırılması gereken personeli, maaşları daha düşük, iş güvencesi az olan kendi taşeronu İzenerji üzerinden mi çalıştırılmaktadır?
Ayrıca daha önce yazılarımda yer verdiğim, farklı birimlerde çalıştığı için, daha düşük maaşlı İzelman AŞ'ye geçmeye zorlanan personelin mağdur edilme sebebi nedir?

Sayıştayca belediyenin farklı birimlerinde görev yapan personel için sorgu yazıldığı halde, İzbeton personeli belediyenin diğer birimlerinde neden çalışmaktadır?

Elbet bu sorularıma da bir yanıt alamayacağım, sonra Genel Başkan Kılıçdaroğlu meydanlarda, isterse 500 denetçi gelsin bir şey bulamazlar der!

Sn Kılıçdaroğlu’nu eskiden duyarlı, araştırmacı bilirdik, şimdilerde duymuyor, görmüyor. Kale giderse eğer Kılıçdaroğlu’nu kimse duymayacak, görmeyecek.

İşte o zaman, ben niye duymazdan, görmezden geldim diye, dizlerini dövecek benden söylemesi!

Uzun zamandır hemen, hemen her konuyu gündeme taşıdım...

Yıkım kararları olan yerler, ihaleye katılım yok diye yıkılamamakta
Yapı kullanım belgesi olmayan yerlere devlet suda bağlamış, elektrikte...

Eski, yeni milletvekilleri ruhsatsız bina yapmışlar kimse dokunamıyor,
Koca, koca gökdelenler yapılıyor yönetmeliklere aykırı kimseden tık yok...

Şehrin göbeğinde ruhsatsız oto galerisi var, kimsenin gıkı çıkmıyor.
Hafriyatçılar İzmir’de çöp dökülmemiş yer bırakmamış herkes görmezden geliyor...

Yeşil alanlar talan edilmekte, kimsenin umurunda değil.
Doğuş Gurubu, daha almadığı yeri, almış gibi aktiflerinde gösterebiliyorsa eğer, gerisini siz düşünün
İzmir’de Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı Yüksek Yapılar Yönetmeliği’nin hazırlanmasında yer alan, aynı zamanda başkanın danışmanı, eski Konak Belediyesi Başkanı Muzaffer Tunçağ sormak istiyorum.

Siz öncelikle, belediye başkanlığı yapmış inşaat mühendisi değil misiniz? İzmir’deki yüksek binalar yönetmeliğinin hazırlanmasında etkin rolünüz varken, nasıl olurda İzmir’de yapılan yüksek binaları görmezden gelebiliyorsunuz? Yapılan binalar usulüne uygun mudur? Bir zahmet kontrol etseniz diyorum.

Bakın bana doludizgin, karış, karış kontrol ediyorum, üstelik danışmanlık maaşı da almıyorum, ama siz alıyorsunuz değil mi?
Yazdım olmadı, yetkili makamlara şikâyet ettim yine olmadı, nereye kadar? Yaz, yaz bitiremedim.


Gelecek yazımda, TANSAŞ’ların kararını yazdıktan sonra bana müsaade, sizlere rast gelsin diyip sizlere veda edeceğim. Sakın ola köşeme çekileceğimi sanmayın, takip ettiğim dosyaları elbet bitireceğim, Üçkuyular’daki dev AVM ve otel projesini rafa kaldırdım diye de, sakın derin oh çekmeyin beklemedeyim, eteğimdeki taşlar çok ağırlaştı kaldıramıyorum.

Çalışanlar da Adalet İstiyor!

Çalışanlar da Adalet İstiyor!

Kemal Kılıçdaroğlu beklenen ilgiyi ne yazık ki İzmir’de görememiş, 10 binler beklenirken bir okul bahçesi dolduralamamış, gerçekten çok üzüldüm.

Kemal Kılıçdaroğlu hala neden diretmekte “İzmirli başkanlarından memnun” söyleminde işte onu anlayabilmiş değilim.

Sayın Genel Başkanım İzmirli hiç memnun değil, siz Ankara’dan bizleri mutlu mesut görüyorsanız eğer, çok yanılıyorsunuz!

Bunu böyle bilin de aldanmayın...

*

İZSU Genel Müdürlüğü'nde 14.01.2010 tarihinde yapılan Görevde Yükselme Sınavı sonucunda sınavı kazanan 35 Müdür ve Şef’in atamaları şimdiye kadar Danıştay kararına rağmen neden yapılmamıştır?

Arayıp bulunamayan, açıklanamayan bir neden mi vardır?

Yoksa bir şaibe mi hortlatılmaya çalışılmaktadır?

Eğer bir şaibe aranacak ise bu son yapılan Şeflik Sınavı’nda aranmalıdır. Çünkü malum nedenlerle görevinden alınan Genel Müdür Yardımcısı Gültekin Avkıran’ın bu sınav komisyonunun yetkili ve etkili bir üyesi olması bile bu sınavın şaibeli olduğunu göstermesi açısından yeterli bir nedendir ve bu sınavın iptali söz konusu olabilir.

Sınavı kazanan Müdür ve Şeflerin görevlerine atamaları yapılmazken neden inatla vekâlet kriterlerini bile taşımayan bir kısım memurlarla işler ağır aksak bir şekilde yürütülmeye çalışılmaktadır?

Halen İZSU’da müdür kadrolarını işgal edenlerin tamamına yakınının bu kadrolara vekâlet ettikleri doğru mudur?

Bu vekâletleri yürütenlerden çoğunun bu görevlere vekâlet edebilme vasıflarından yoksun oldukları bilinmiyor mu?

Bu kişilerden başka bu görevleri yapacak vasıflı ve ehliyetli personel mi yok? Bu durumun böyle süre gelmesinde ehliyetini kanıtlamış personelin hak ettikleri görevlere atanmalarındaki engel nedir?

Abone İşleri Dairesi Başkanı Yusuf Değerli idare lehine olan Danıştay kararını uygulanmasını engellediği iddiaları doğru mudur?

Bu çaba kim ya da kimler içindir? Yoksa sendikadaki hesap İZSU’ya mı uydurulmaya çalışılmaktadır?

İzmir’in en önemli ilçelerinden Karşıyaka ve Bornova Şube Müdürlüğü’ndeki memurların, 2000 yılından beri hazırlandıkları Şeflik Sınavı’nda barajı bile aşamayarak başarısızlıklarını tescilledikleri doğru mudur?

Şef bile olamayan bu kişiler daha ne kadar müdürlük yapacaklardır? Bunlar bulunmaz Hint kumaşı mıdırlar?

Devletin sivil plakalı araçlarıyla mesai saatlerinde özel işlerinde kullanmaları doğru mudur?

Bu duruma kimler müsaade etmektedir? Yusuf Değerli'nin himmeti ve TÜMBELSEN’nin desteği ile Daire Başkanı mı yapılacaklardır.
Bu duruma yönetim kurulu başkanı olarak Sayın Başkan Aziz Kocaoğlu ve yönetim kurulu üyeleri vakıf değil midirler?

Eğer vakıf iseler ki öyle de olması gerekir bu duruma neden göz yummaktadırlar?

Özellikle İZSU’nun içinden çıkmış Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Sayın A. Suzan Gök’ün bu konuda bir tavır koyması gerekmez mi?

Sayın Genel Müdür Ahmet Hamdi Alparslan neden hakkı sahibine teslim etmemektedir?

Sayın Başkanımız Aziz Kocaoğlu’nun veciz ifadesiyle ‘’Biz bir şey istemiyoruz, yasal hakkımızı verin,
İZSU çalışanları da “Allah rızası yasal hakkımızı verin derse ne olacak?

71 adet Şef kadrosu için yapılan sınav sonuçları açıklanmış atamaların ise 16 Kasım 2012 itibarı ile yapılması beklenmektedir. 32 aydır hak ettikleri kadrolara atanmayan maddi ve manevi olarak sıkıntıya girmiş olan Müdür ve Şefler bu atamalarla birlikte geç de olsa atamaların yapılması beklentisi içindedirler.

Onlar meydanlara çıkıp “ADALET İSTİYORUZ” diye bağırmalarımı gerekiyor?

İZSU’da bir süredir süre gelen çağ dışı uygulamaların olduğu doğru mudur?

Çalışan personelin interneti kesilip sansürlenmekte midir? Eğer böyle ise bu şekilde nereye varılmak istenmektedir? Kim hangi siteye girmiş, hangi gazeteyi hangi yazarı okuyor diye çetele tutulduğu doğru mudur? Yoksa bir Cadı Avı’na mı çıkılmıştır? İnterneti kesilip sansürlenen personelin Müdür odalarında internet kuyruğuna girdiğinden haberiniz var mı? Bilesiniz ki yasaklar caziptir.

Karşıyaka ilçesi Şemikler Mahallesinde imar planında,” YEŞİL ALAN” gözüken yerde, kurban bayramından önce Karşıyaka Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü çalışmalara başlamış, mahalleli bu çalışmalardan ziyadesiyle mutlu olmuş, çünkü o alanın yeşilleneceğini ummuşlar.

Ancak çalışmalar bittiğinde mahalle sakinleri tam bir şok yaşamışlar.
Yeşilleneceği sandıkları yerin tamamı kilit taş ile döşenmiş, var olan birkaç ağacın ise köklerinden kesilip, otopark olmuş.
Bu iddialara Karşıya Belediye’sinin mutlaka bir cevabı olacaktır.
Yeşil alan nasıl olur da otopark kullanımına açılabilmiştir?

Geçtiğimiz günlerde, yine bir fayton duramayıp öndeki faytona arkadan çarpmış ve önündeki faytonun körüğünü yırtmış. Bu iddialara ne diyorsunuz? 12 faytonu Kordon’da göremiyorum neden acaba?

Oysaki aziz Başkan yaptığı açıklamalarında, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları boyunca faytonlara yaklaşık 5 bin biniş yapıldığını söylemekteyken bu faytonlar nerede?

Karabağlar Belediyesinin tarafıma yolladıkları yazıyı sizlerle paylaşmadan evvel, göstermiş oldukları ilgiye gerçekten teşekkür ederim, ancak kendilerinin de belirttiği gibi Veteriner müdürlüğünün hemen yanındaki araziye dökülen molozları nasıl görmediler o da ayrı bir muammadır.

Sayın: Nivent KURTULUŞ
Belediyemize yapmış olduğunuz başvuru konusu nedeniyle Belediyem Zabıta Müdürlüğünce incelenmiş olup, ilgili Müdürlüğün cevap yazısı şöyle;

“Belediyemiz Veteriner İşleri Müdürlüğü yanında bulunan boş arazilere moloz ve inşaat atıklarının döküldüğü ile ilgili BİMER başvurusuna istinaden ekiplerimizce yerimde yapılan kontrolde, söz konusu arazi üzerine moloz döktüğü tespit edilen Ömer KAŞIKARA ve Murat ERCAN isimli kamyon sahiplerine 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 41/4. maddesine istinaden cezai işlem uygulanmıştır.”

Göstermiş olduğunuz duyarlılık ve kent bilincinden dolayı teşekkür eder, güzel, yaşanabilir çağdaş bir Karabağlar yaratmak için her zaman görüş ve desteklerinizi bekleriz.

Bilginize rica ederim.
Karabağlar Belediyesi

Cesaretin bittiği yerde esaret başlar

Yanlışa Dur Diyeceğiz




 
 
 
Dün sabah, Kordon limanda, iddialara göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanı Naci Balcı, yardımcısı Fidan Bey, İzulaş veterineri, 5-6 minibüs asayiş polisi ve trafik polisi, İBB UKM kamyonları ve çekiciler tam tekmil yerlerini almışlar.

Ne için?

Roman vatandaşların ruhsatsız faytonlarını ellerinden alıp imha etmek için.

Dünyanın neresinde, bir belediye faytonculuğa soyunmuştur? Siz ilklerin başkanısınız. Roman vatandaşların ekmeğiyle oynamak hangi vicdanlara sığmaktadır? Fayton sefası için İzmirlinin cebinden kaç milyon lira çıkmıştır?

Çok şükür Roman vatandaşlar arbedeye neden olacak taşkınlık yapmamışlar, ya aksi olsaydı? Kemal Kılıçdaroğlu bunlardan haberdar olsaydı ne olurdu?

Şehrin göbeğinde, o kadar çok ruhsatsız bina dururken, sıra Roman vatandaşlarının ekmek teknesini çekicilerle kamyonlara yüklemek onları imha etmek için tam tekmil hazır.

Bu konunun tüm detaylarını gelecek yazılarımda yer vereceğim.
Söz verdiğim gibi gelelim Konak Belediyesine,

Konak 2010 Kasım meclis gündemi


15-(150/10)-Kahramanlar Mahallesi, 1906 ada, 37 parseldeki Özel Sağlık Tesisi Alanında “Otopark ihtiyacı parsel bünyesinde karşılanacaktır.” şeklindeki plan notunun kaldırılarak otopark ihtiyacının Özel Sağlık Tesisi dışında kalan 27 parsel ve 37 parselin arka bahçesinde karşılanmasına yönelik plan değişikliği hk.

2010 Kasım meclis kararı


(150/10-Kahramanlar Mahallesi, 1906 ada, 37 parseldeki Özel Sağlık Tesisi Alanında “Otopark ihtiyacı parsel bünyesinde karşılanacaktır.” Şeklindeki plan notunun kaldırılarak otopark ihtiyacının Özel Sağlık Tesisi dışında kalan 27 parsel ve 37 parselin arka bahçesinde karşılanmasına yönelik plan değişikliği hakkındaki önerge okunduktan sonra.)

BAŞKAN-Cumhuriyet Halk Partisi grubumuz.
Mehmet TÜRKBAY-İmar, Hukuk ve Sağlık Komisyonları.
BAŞKAN-İmar, Hukuk ve Sağlık Adalet ve Kalkınma Partisi grubumuz da destekliyor. Oylarınıza sunuyorum kabul edenler (eller kalkar) etmeyenler (eller kalkmaz) oybirliği ile kabul edilmiştir.

Benim anlayamadığım, hukuk komisyonunun hazırladığı mazbatada, neden dikkate alınmadığıdır,

1)Dosya içinde mevcut İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yapılan şikâyete konu 05.09.2008 tarihli belgenin Sağlık Bakanlığı veya başka birimler nezdinde kullanılıp kullanılmadığının saptanması, yasal soruşturma sonucunun araştırılması.

2)Madde 1 de belirtilen hususlar açıklığa kavuşturulduktan sonra plan değişikliği talebinin, öncelikle ilgili teknik birimlerce ve imar komisyonunca Plan Yapımına dair Esaslar yönetmeliği ve özel hastaneler Yönetmeliği kapsamında incelenmesi, uygun olup olmadığının teknik olarak saptanmasından sonra konu hakkında komisyonumuzca değerlendirmenin yapılabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Sayın meclisin takdirlerine sunarım.

Hukuk komisyonu üyeleri adına tek imzalı mazbatada Başkan Mehmet Ali Büyükkayıkçı imzası var.

Pardon, bu kadar kısa süre içerisinde, Sn Büyükkayıkçı’nın değerlendirilmesini istediği konuları jet hızıyla nasıl değerlendirebildiniz buda ayrı bir merak konusudur.

Ben işin içinden çıkamadım umarım yetkili makamlar işin içinden çıkarlar, sahi Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturması ne oldu? Belki Konak Belediyesi'nin bilgi edinme birimi cevaplar.

Bu mazbatayı meclis üyelerine göstermediler mi? Meclis üyeleri bu mazbatayı göre, göre nasıl meclisten geçirdiler?

Gelelim diğer konuya...

Aziz başkan tarafından savcılığa verilen Kadoil Benzin istasyonuna geçtiğimiz yazılarda yer vermiştim, ancak bu benzin istasyonu halen faaliyetlerine devam etmekteymiş, Bu benzin istasyonunun giriş ve çıkış yola mesafeleri tutmuyormuş.

İddialara göre, İBB burasının planını iki kez ret etmiş. Sonrasında İBB Konak Belediyesine görüş sormuş, İddialara göre Konak Belediyesi bir görüş bildirmiş. İBB dosyanın tamamını istememiş olacak ki ruhsatı vermiş. Aziz Başkan durumu fark eder etmez hemen Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusu yapmış.

Bu benzin istasyonunun mühürlü, yıkım kararı da var, muvafakat inşaat izni de bitmiş, yola mesafeleri de tutmuyormuş. Ben yine akıl sır erdiremedim, yaz, yaz bitmiyor, elbet bir açıklama yollarlarda hep birlikte bilgileniriz.

Başkan Kocaoğlu, ne güzel söylemiş, “Yanlışa ‘dur diyeceğiz. Kentin kalkınmasından yanayız. Bu kentte ‘kalkınıyoruz’ diyerek yarın başımıza dert olacak işe bugünden izin veremeyiz”

Sormadan edemeyeceğim tam tekmil Roman’ların faytonlarını tam tekmil ortadan kaldırmak isteyen aynı belediye iddialara göre ruhsatsız olmasına karşın neden hala faaliyetlerini sürdürebilmektedir?

Gelelim Yıldızhan Otel’e...


İşyeri Açılma yönetmeliğine göre...

Madde 6- (Değişik fıkra: 19/03/2007 - 2007/11882 S.Yön./3. md.) Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. İşyerlerine bu Yönetmelikte belirtilen yetkili idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili meslek kuruluşları tarafından özel mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler bu Yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır.

Dolayısıyla tarafıma yollanan bilgi edinme birimin yazdığı, “ Yıldızhan Otele ait Turizm yatırım belgesi vardır” yazısı işyeri açmaya yeterli değildir.

Madde 5- İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilen işyerleri aşağıda belirtilen şartları taşımak zorundadır:

Bu maddenin konumuzla alakalı olan hükmü “c) Özel yapı şeklini gerektiren sinema, tiyatro, düğün salonu, otel, hamam, sauna; ekmek fırını ile akaryakıt, sıvılaştırılmış petrol gazı, sıvılaştırılmış doğal gaz ve sıkıştırılmış doğal gaz istasyonu için yapı kullanma izin belgesinin alınmış olması şarttır.” bendidir.

Bu bend, hangi işyerlerine işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilirken yapı kullanma izin belgesi alınmış olma şartının aranacağı ile ilgilidir. Ancak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184 üncü maddesiyle de yakından bağlantılıdır.

Yapı kullanma izin belgesi, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından sakınca bulunmadığının tespit edildiğini gösteren vesikadır.

Konak Belediye’si bilgi edinme biriminden tarafıma yollanan yazıda,” Yıldızhan Otel’in yapı kullanım belgesi yoktur” diye de yazı geldi.
Yapı kullanım belgesi inşaat bittiğinde alınır. Görülen o ki inşaat bitmiş açılış yapılmış, otele müşteri kabul edilmekte, hatta bayram indirimleri bile yapılmakta.

Nereden mi biliyorum?

İnternetteki reklamlardan...



Yıldızhan Otel'de 2 Kişi Gecelik Konaklama 280 TL Yerine 109 TL! Kahvaltı Dahil 139 TL! Kurban Bayramı'nda da Geçerli!
%61 indirim 280.00 TL 109.00 TL 23:12:11 kaldı

Satın Al
Fırsatı Paylaş

otel  
kahvaltı dahil  
çift kişilik konaklama  
kurban bayramı  
kurban bayramı yurt içi tatili

Gelelim Konak belediyesi bilgi edinmeden gelen diğer yazıya,
Belediyemiz Bilgi Edinme Birimi’ne 14.10.2012 tarihinde yapmış olduğunuz başvurunuz ilgisi nedeniyle Belediyemiz Zabıta Müdürlüğü'nce incelenmiş olup, söz konusu müdürlüğün cevap yazısında “Başvuruda belirtilen Mürselpaşa Bulvarı No:166 adresinde Abdurrahman KUZUUN tarafından işletilen oto galerinin belediyemizden ruhsat almadan faaliyet gösterdiği tespit edildiğinden söz konusu işyeri hakkında 2005/9207 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına ilişkin yönetmelik doğrultusunda yasal işlemlerimiz devam etmekte olup, ruhsatını almaması halinde ruhsat alıncaya kadar mühürlenmek suretiyle kapatılacaktır.”


Allah aşkına şehrin göbeğinde, ruhsatsız olarak işletilen bir oto galerisini Konak Belediyesi zabıtası görmemiş midir? Okuyucularımın dikkati ve ihbarlarıyla mı işlem tesis edilecektir.

Martı Hastanesi ile ilgili, kim beş yıl denetime tabii tutulmuş? Bunun gibi birçok ruhsatsız binalardan bahsedeceğiz, Üçkuyular AVM'si ile ilgili birçok enteresan belgeler elimde bekliyorum, önlem alınmasın diye yayınlayamıyorum hadi artık satışı yapın da bende eteğimdeki taşları dökeyim. Benzin istasyonunun bilirkişi raporları gelmiş bana kalırsa bu raporları tekrar gözden geçirin beyler!

Tansaşlar'ın karar yazısı geldi, çok şükür yeşil alanlarımızı geri alıyoruz, soruşturmalar konusunda elbet itirazlarımı süresinde yapacağım, hiç merek buyurmayınız!