1 Ekim 2017 Pazar

Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı!!!

14.Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada, Mesut Sancak'ın avukatı, tebligat yapılmadı 
gerekçesi ile Sanık Mesut Sancak'ın mahkemeye gelmediğini sizlerle paylamıştım.

Bu yılın başlarında kaleme aldığım, Turizm Tesis Alanlarında konut yapılır mı? Başlıklı haberimden sonra, Mesut Sancak beni aradı.

Bu yaşıma kadar hayatımda işitmediğim tüm hakaret ve küfürlerden nasibimi aldım. Bu küfürleri tekrar tekrar yazmak istemiyorum.

Keşke bunlar yaşanmasaydı!

Şahsıma edilen küfürler bir yana, rahmetli annem ve babamım da bu küfürlerden nasibini alması, beni ziyadesiyle üzdü.

Hele ki ALLAH’A edilen küfür hiç yakışık almadı.

Yazdığım yazımdan sonra, şahsıma yapılan hakaretler sonrası, konuyu adli makamlara, taşıdım. 

Sonra ne oldu derseniz eğer, İzmir işadamlarına ŞANTAJ iddiası ortaya atıldı.

Barankaya, Gazi Hastanesi, Mesut Sancak hakkımda suç duyurusu yaptı.

Evet, Barankaya firmasını, ihbarlar üzerine defalarca kaleme almıştım.

Gazi Hastanesi ile ilgili, tek bir satır yazı almadığım halde suçlandım.

Üstelik Gazi Hastanesi sahipleri dostlarımdı.

Şantaj iddiasından sonra, Salih Mertan beni arayarak, “bu suçlamaların hiç birini biz yapmadık, kaldıki biz seni çok severiz” dedi.

Kaleme aldığım Barankaya Uzundere’de bulunan yer KAÇAK çıktı.

Folkart Çeşme’de yapılan Rezidanslar ile ilgili Tapu Bölge Müdürlüğü bir inceleme başlattı.

Birileri yasa ve yönetmeliğe uygun işler yapmayacak, bizde harika işler yapıyor diye alkışlayamadığımızdan, ŞANTAJ yapıyor denilecek.

Böyle bir şey olabilir mi?

Reklam istedi diyorlar, bizim site kurulduğu günden beri reklam almadı!

Reklam almayı da hiç düşünmedik.

Gelelim mahkemeye,

Perşembe günü mahkemede hiçbir basını göremedik.

Mesut Sancak’ın sanık olduğu bir dava haber niteliği taşımıyor mu?

Oysa bizim ŞANTAŞ İDDİANAMESİ daha kabul olmadan bile ulusal basında haberlerimiz çıktı.
Bizler mesut sancak’tan daha mı ünlüyüz!

Sonrasında, iddianame kabul edildi, bu kez de gözlerimiz bantlı ya da buzlanarak Ulusal Basında, Yerel Medyada boy boy resimlerimiz yayınlandı.

Fakat ne yazık ki, Mesut sancak’ın yargılandığı davada, bir tek satır yazı yazılmadı!
O halde, Mesut Sancak bizden daha az popüler mi diyeceğim ama öyle olmadığını sizde bizde biliyoruz.

Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan haberde;

“Mesut Sancak, İzmir'e kazandırdığı gayrimenkul yatırımları ve sanata katkılarının yanı sıra otomobil tutkusu ile de tanınıyor. Ünlü işadamı son olarak yeni bir markanın daha sahibi oldu. Sancak, Folkart Towers'ta bulunan Aston Martin showroomundan son model bir otomobil aldı. 2016 yılında İzmir'de yedi Aston Martin satışı yapıldığı öğrenilirken Sancak'ın yeni çıkan DB11 Aston Martin otomobili 650 bin Euroya (2.5 milyon liraya) satın aldığı belirtildi.


O zaman soruyorum, Aston Martin alan ünlü işadamı yargılanıyorsa bu haber değil de nedir?

17 Ağustos 2017 Perşembe

İSTİNYE PARK İnşaatı..,


tam gaz faaliyette!
 
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından tarafımıza gelen;

“..,ÇED Gereklidir Kararı uyarınca başlayan inşaat çalışmalarının, Bakanlığımızca yürütülen ÇED süreci tamamlanana kadar durdurulması hususunda düzenlenen “İdari Yaptırım Karar Tutanağı” İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne iletilmiştir.”
 
Yazısını ilgi tutup önce Balçova Kaymakamlığı sonra İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne elden teslim ettim.
 
Elbet gereğini ilgili belediyesi ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yapacaktır diyoruz.
 
Aylardır, ÇED süreci tamamlanmamış bir inşaatın nasıl faaliyetlerine devam edebildiğini ilgili yerlere yazdık. En sonunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bizi haklı gördü.
 
Şimdi ise, bu inşaatın hala nasıl devam edebildiğine yanıt arıyoruz.
 
Bugün inşaat alanına gittim inşaat tam gaz devam ediyor.
 
Bugün itibari ile evraklar elden teslim edildi. Mutlaka ilgili kurumlar gereğini yapacaktır diye yineliyoruz.
 
Elden teslim ettiğim yazıyı sorumluluğumuz gereği paylaşıyoruz;
 
 
TC
İZMİR VALİLİĞİ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ’NE
 
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TURİZM VE KONUT YATIRIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ (16.08.2017 17:32) tarafıma yollanan İlgi: 28.07.2017 tarihli ve 1701078964sayılı cevapta yer alan;
 
“Beton santrali kurulması ile ilgili bir açıklama ÇED raporu içinde yar almamakta olup, söz konusu projede ÇED Gereklidir Kararı uyarınca başlayan inşaat çalışmalarının, Bakanlığımızca yürütülen ÇED süreci tamamlanana kadar durdurulması hususunda düzenlenen “İdari Yaptırım Karar Tutanağı” İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne iletilmiştir. Bilgilerinize rica ederiz.”
 
ÇED süreci tamamlanana kadar Çevre şehircilik Bakanlığı’ndan gelen yazının gereğinin yapılmasını talep etmekteyiz. Yapılmadığı halde üzülerek İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına konuyu ileteceğiz.
 
Temiz İzmir Derneği adına
 
Başkan Nivent Kurtuluş
 


Sayın Cumhurbaşkanım kendi adıma çekincelerim var!
 
 “FETÖ ile mücadelede asıl isimlerin değil de sıradan insanların üzerine gidildiği yönünde şikayetlerin olduğunu" söylüyorsunuz.
 
Bu tespitiniz, çok doğru.
 
Geçtiğimiz yılın sonunda, televizyon kanallarından, tüm halka hitaben yaptığınız konuşmalarınızda ise;

“..,Terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum. Her kim bu örgütlerin elemanlarıyla ilgili bir şey görürse hemen güvenlik güçlerine bilgi vermelidir.” 

“İkincisi ise, o örgütten dostlarınız arkadaşlarınız olabilir. Bunları savcılarımıza ihbar etmeniz lazım. Onlar bu ülkeyi değil biz onları çökerteceğiz..”
 
Sizin bu içten çağrınız üzere, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurularımızı yaptık.
 
Görülen o ki, bu suç duyurularımız yanıtsız kaldı.
 
Size İzmir Adliyesinde yaşadığımız bir konuyu aktarmak istiyorum.
 
Terörle mücadele eden, Cumhuriyet’in Savcısı dikkat ederseniz Cumhuriyet Savcısı demiyorum, bu savcı asli görevini unutup, AK Partiye yakın olan bir şahsın şikayeti üzerine, bizleri dinlemeye alıyor;

“.., şüpheliye ait telefonun dinlenilmesine ve kayda alınmasına karar verilmiş ise de, soruşturma sonucunda Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına..,” karar çıkıyor.
 
Hiçbir kanıt olmamasına karşın, Cumhuriyet Savcısı ifadelerimizi alırken, “bunları mahkemede anlatırsınız” diye taraf olduğunu açıkça belirtiyor.
 
Bu da yetmezmiş gibi, ifadesi alınan arkadaşımızı ifadesi bittiğinde ise, avukatı ve katibi odadan çıkartıyor ve gönül ilişkisi hakkında “nasıl orda burada konuşursun, bu şerefsizliktir” diyor.
 
Arkadaşımız önce şaşırıyor ve sonra kendini toparlıyor ve “siz devletin savcısısınız, FETO operasyonlarıyla ilgileneceğinize, siz kalkmış özelinizi bana soruyorsunuz” diye cevap veriyor.
 
İşte Sayın Cumhurbaşkanım, siz bu mücadele için savaş verirken devletin savcısı kendi özeliyle makamında, ilgilenmekte.
 
Sonra demeyin, neden bu mücadele yavaş gidiyor diye.
 
Aslına bakarsanız, sizde bunun farkındasınız ki, açıklamalarınızda; “‘FETÖ ile mücadelede asıl isimlerin değil de sıradan insanların üzerine gidildiği yönünde şikayetler var, dikkate alın. FETÖ ile mücadele sonuna kadar devam edecek”
 
Söylemler, niyetler iyi olabilir. Lakin gerçek hayatta bunlar ne yazık ki, gerçekleşmiyor.

“Çok köklü bir değişime ihtiyacımız var” diyorsunuz.

“FETÖ başta olmak üzere terör ile iltisaklı olan kişileri partimizden uzak tutmalıyız.”Diyorsunuz.
 
O zaman bizde, size sorarız. 
 
İzmir ilinde, dağa taşa ismini yazdırmış. AK Partinin MKYK  üyesinin yeğeni olan bu kişiye ne demeli diye!
 
FETO kapsamında tutuklanmış Ahmet Küçükbay adlı şahısa,  “..,uyarı mesajı göndererek polis operasyonu yapılacağı bilgisini verdiği kaydedildi. İddianamede, "…,isimli şahıs, Ahmet Küçükbay isimli şahsı uyararak, kendisine polisin operasyon hazırladığı konusunda bilgilendirmesi yönünde mesajlar olduğu ifadesi yer aldı.”
 
İddianamede yer alan partiye yakın bu kişi, FETO işbirlikçisine polisten aldığı bilgiyi ulaştıracak ve hiçbir şey olmayacak.
 
Bunu ben ya da bir başka vatandaş yapsaydı hali nice olurdu.
 
Sayın Cumhurbaşkanım siz hala vatandaştan, FETO Kapsamında yardım bekliyor musunuz?
 
Emniyet teşkilatı yapacakları operasyon öncesi, imtiyaz sahibi kişilere bilgi mi vermekte, diye sorarım o zaman.
 
Emniyetteki gizli bilginin, bu şahısların eline nasıl ulaştığının bir açıklaması var mı?
 
İmtiyazlı bu şahıslar, il emniyet müdürüyle, il valisiyle istediği zaman görüşüyorsa, 
 
Devletin valisinin görevini üstlenerek “ohal kapsamında seni içeri tıktıracağım” diyorsa.
 
izmir Valisi bu söyleme kayıtsız kalıyorsa.
 
İmtiyaz sahibi kişilerin açılışlarında, davetlerinde, devletin üst düzey yöneticileri boy boy resim veriyorsa eğer, başka bir sonuç beklenilmesi mümkün değil.
 
AK Parti dini değerlere önem veren, bir parti olarak biliyorum.
 
Ancak bu konuda da, çekincelerim var.
 
AK Partinin MKYK  üyesinin yeğeni, Turizm Tesis Alanında REZİDANS yaptığını belgesiyle yazdığım için,  rahmetli anama, babama ağız dolusu küfürler etti. 
 
Yetmedi ALLAH’IMA sinkaflı küfürler etti.
 
Bu küfürlerin ses kaydını İzmir Valisi, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına ilettim, ne oldu biliyor musunuz?
 
KOCAMAN HİÇ!
 
Ben kendi adıma, sizin söylemlerinize inanmıyorum artık.
 
Savcılar, hakimler, emniyet görevlileri, bürokratlar bu kişilerin açılışlarında davetlerinde, boy göstermeye devam ettiği sürece, ben kendi adıma sizin söylemlerinize,  nasıl inanmamı beklersiniz?
 
Hani diyorsunuz ya %51 alma dönemi başladı diye, bu kişileri başımıza taç ettiğiniz sürece %51 biraz hayal düşüncesindeyim.
 
Sözlerimi bağlarken, siz  iktidara gelirken  “Ülkem için kefenimi giydim”  demiştiniz.
 
Bende, Cumhuriyet kadınıyım, her kim yanlış yaparsa, ülkem adına, geleceğimiz adına başıma ne gelecekse gelsin hazırım diyorum. 

Erol Yaraş'a soruyoruz..,


Bu konuda bir açıklamaları var mı?
 
İçişleri Bakanlığı Mül.Tef.ku.Bşk.2012/31 numaralı soruşturma dosyasında yer alan;
 
Soruşturma dosyasının 7. Maddesinde yer alan TAKEV ile ilgili;
 
"Bu tesislere söz konusu Parsel içerisinde yer alan yapı yaklaşma sınırının ihlal edilmesi ile oluşturulan ruhsatsız yapılaşmalar ve süs havuzu, son kat açık terasın kapatılması, cephesel değişiklikler vb. gibi imar mevzuatına aykırı tüm yapılaşmalara ilişkin; ilgili idaresince 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddeleri uygulanması gerektiği halde uygulanmadığı, daha sonra ilaveler yapıldığı halde Narlıdere Belediyesince herhangi bir işlem yapılmadığı;
 
Anlaşıldığından;
 
Olayda sorumluluğu bulunan Narlıdere Belediye Başkanı Abdül BATUR ile İmar Müdürü Ali Ulvi DÜLGER’in haklarında “Soruşturma İzni Verilmesi’ne" imza İdris Naim Şahin İçişleri Bakanı.
 
Sayın Yaraş, 
 
1- Parsel içerisinde yer alan yapı yaklaşma sınırının ihlal edilmesi ile oluşturulan ruhsatsız yapılaşmaları ne yaptınız?
2- Süs havuzunu ne yaptınız?
3- Son kat açık terasın kapalı kısımlarını açtınız mı?
4- Cephesel değişiklikleri ne yaptınız?
5- Yapılan ilaveleri kaldırdınız mı?
 
Bu konularla ilgili İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’ne yazdık. Gelen bilgileri sizlerle paylaşacağız. 

Gözlerimiz niye bantlı?


Herkesin tanımasından mı korkuyorsunuz?
 
Ben TV  internet gazetesinde;
 
İzmir'de İşadamlarına Şantaja 3'er Yıl Hapis İstemi başlığı altında bir haber yayınlandı. 
 
Gözlerimiz niye bantlandı, ya da buzlandı anlayamadım.
 
Ben kendi adıma, bantsız, buzlanmamış daha net fotoğrafımın çıkmasını isterdim.
 
Çünkü o bantladığınız gözler, mahkemede sizlerin gözlerinizin içine baka baka hesap soracak.
 
Bu yaptığınız haber suç.
 
Çünkü
 
Anayasa’ya göre;
 
Madde 12;
 
“..,suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.”
 
Madde 38

Anayasa’nın 38. maddesinin 4. fıkrasında “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar…” ve İHAS m. 6/2. fıkrada “Bir suç ile itham edilen her şahıs suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar…” suçsuz sayılır şeklinde ifade edilmiştir. 
 
Madem bizleri masum saymıyorsunuz o halde, masum saymadığınız gibi suçlu da sayamazsınız!
 
Yarın Basın Savcısına haberler hakkında suç duyurumuzu yapacağız.
 
Bizleri şimdiden mahkum eden, Erol Yaraş’a sormak istiyorum.
 
Madem siz gazetecisiniz, neden kadim dostunuz koskoca Mesut Sancak’ın SANIK olarak yargılanacağı haberi yapmıyorsunuz?
 
Haber değeri yok mu? 
 
Çok sevgili dostunuz, Narlıdere Belediye Başkanı Abdul Batur, iki defa mahkemeden ceza aldı, haber niteliği taşımıyor diye mi haber yapmadınız?
 
Madem bizleri bu kadar gözünüzde büyütüyorsunuz, size şükranlarımızı sunuyoruz.
 
Gündem yoğunluğundan unuttuğumuz TAKEV Dosyasını bizlere hatırlattınız. İyi ki bizleri haberi yaptınız da hatırladık. 
 
Birazdan TAKEV Dosyasını  açıyoruz.
 


Yeni Başkan Yardımcınız..,


Hayırlı Olsun!!!

Çeşme Belediyesi’ne yeni başkan yardımcısı göreve başladı.
Çeşme eski Tapu Müdürü  Fazlı Aktaş.
 
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın Yeni Çeşme Gazetesine verdiği beyanında; 
 
"Seçilmiş Başkan Yardımcım Şakir Karadede görevinin başındadır. Ben 5393 sayılı yasaya göre atama yetkimi kullanarak ikinci Başkan Yardımcılığı görevine Fazlı Aktaş’ı getirdim. Bu benim yasal hakkım."
 
CHP iktidarı yerel yönetim, kendi kadroları ile belediyesini yönetemiyor da, AK Partinin bürokratını atama ile göreve getiriyor.
 
Çeşme Belediyesi’nde yıllarını vermiş, başka bir bürokrat yok muydu?
 
Umarız, Turizm Tesis Alanlarına yapılan REZİDANS yapılmalarını engeller.
 
Tapu mevzuatına göre, Turizm Tesis Alanlarında, konut olarak satış yapılamayacağını ayrıntılı olarak anlatır, düşüncesindeyiz.