GÖREVLER SORUMLULUKLAR!
Bugün söz verdiğim gibi, Konak Belediyesi’nin meclis toplantısına gittim. En arka sırada yerimi aldım. Işıklar hafif karartıldı, TV de Sn Hakan Tartan anlatımıyla kısa bir tanıtım filmi izledik. Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın izinli olması nedeniyle Kürşat Selçuk’un yönetiminde meclis oturuma açıldı. Komisyonlardan gelen önergeler ve meclis gündemine girmeden evvel, İzmir gündeminde olan bir konuya değinmeden edemeyeceğim. CHP Konak Gurup Başkan vekili Sn Mehmet Türkbay, kaymakamlık Binası’nın üzerinde bulunan ve tadilattan sonra geri yerine asılmayan “CUMHURİYET FAZİLETTİR “ yazısını dilek ve temenniler kısmında dile getirdi. Kendilerini canı gönülden kutluyorum. Sn Konak Kaymakam’ı “ o yazıyı asma mecburiyetimiz yok” demişiniz. Siz Cumhuriyet yüzünden o makamlarda oturuyorsunuz, Cumhuriyet olmasaydı size ihtiyacımız olmazdı, bunu hiç düşündünüz mü? Atatürk, 14 Ekim 1925 günü İzmir Kız Öğretmen Okulu’nda öğrencilere şu suali sormuştur: Cumhuriyet nedir ve sultanlıktan farkı nedir? Cevabını da kendisi şöyle vermiştir “Cumhuriyet fazilet-i ahlâkiye ye dayanan bir idaredir.” İşte bu yüzden “ Cumhuriyet Fazilettir” yazısını o duvardan indirseniz de, bizler bu sevdadan asla vazgeçmeyeceğiz. Kaymakam Bey, o yazıyı asmaya mecburiyetiniz yok diyelim, peki makamınızın gerektirdiği görevleri yapmanız gerekir değil mi? Size birkaç sorum olacak; Kaymakam, ilçenin genel yönetiminden sorumlu olan, devleti ilçede temsil eden, ilçenin en yetkili kamu görevlisi değil midir? “İlçede yasaların uygulanmasını sağlar” Peki ilçenizde bulunan; Yapı Kullanım Belgesi olmadan hizmete açılan Yıldızhan Otel için, defaten sözlü ve yazılı uyarılarıma rağmen, ilçenin en büyük ita amiri olmanıza karşın neden bu konuda hiçbir işlem yapmadınız? Yine ilçenizde bulunan, Martı Hastanesi’nin ruhsatsız hizmet vermesine karşın neden işlem yapmadınız? Bu işlemler sizin görevleriniz içinde değil mi? Yoksa ben Kaymakam’lık tanımını yanlış mı öğrendim? Kaymakam sadece tören ve açılışlarda mı halkın arasına karışır? Biz yine meclis toplantısına dönelim, komisyonlardan gelen raporların, 2. Maddesinde yer alan Güneşli Mahallesi 6944 adada bulunan benzinlik istasyonu yanındaki mevcut T-1404 trafo yerinin değiştirilmesi. Trafo yeri değişmesi için 01.10.2012 tarihinde, iddialara göre, Gediz A.Ş tarafından Konak Belediyesine yazı yazılıyor, Bu trafo yerinin mesafesi LPG satımına engel teşkil ettiği için. Şimdi akıllara şu soru geliyor, bu benzin istasyonunda zaten LPG satışı yapılıyor, neden şimdi bu trafo engel? Bu konu için İBB Çevre Korumadan, Yıldız hanım ile görüştüm,” Bu benzin istasyonunun EPDK dan izni olduğunu” belirtti. Bunun üzerine ben kendilerine bir soru yönelttim, peki aynı mesafede bulunan trafo yanında ben benzin istasyonu açmaya kalksam müsaade alabilir miyim? “ Hayır, alamazsınız” Neden peki? “yönetmelikler değişti” Ben bunun üzerine Gediz A.Ş trafo kurulu üyelerinden Vedat Bey ile konuştum. Bu benzin istasyonu için nasıl jet hızıyla bu kararın alındığını ve her vatandaş istediği zaman trafo yerini değiştirebilir mi diye de ekledim. “Masrafını ödediğinde değerlendirilir” O zaman ben evimin önündeki trafonun yerini değiştirmek için müracaat yapsam ne kadar zaman içinde olur? “Değerlendirir uygun ise yaparız” Vay be paran varsa eğer bu memlekette dağların yerini bile değiştirirsin! Yeter ki paran olsun. Ben bu işten bir şey anlamadım, umarım yetkili makamlar bu işi araştırdıktan sonra hep birlikte öğreniriz diyelim. Bu benzin istasyonunun sahibi, Kavuklar diye olaya bakılıyorsa, bence yanılıyorlar, bu beyefendinin benzin istasyonları için meclis üyeleri savcılıkta ifade vermiyorlar mı? İddialara göre, yıllar evvel yine bu beyefendinin imarında kolaylık sağlayan, etkin ve yetkin biri, isminin önüne bir marka almış mıdır? Gelelim meclis gündemindeki, diğer konulara, Üçkuyular AVM projesi yerinin Karabağlar Belediyesi’ne ait hissenin, Konak Belediyesi tarafından satın alınıp alınmayacağı kararı ise gündemde kaldı. Neden acaba? Mecliste en ilginç detay ise, ITB Berlin Uluslar arası Turizm Borsası’nın 06-10. Mart 2013 fuarına katılım ve gerekli her türlü katkı ve harcamanın bütçeden karşılanması ve Çin’in Şangay şehrinde bulunan Kadın Kültürü Müzesi ve diğer müzelere yapılacak gezi. Hadi Berlin Fuarı turizm acısından önem arz edebilir de, Çin’e gitmek isteyenler lütfen kendi bütçelerinden turistik geziye gitsinler. Kamunun parası ile gidilmesi ne kadar etiktir? Diye sonra birileri sorarsa ne cevap vereceksiniz? Meclis bitti, ben en arka sıradan aşağıya doğru inerken, bir sesle irkildim, “Nivent Hanım nasılsınız? İyiyim. “Ben Ömer Faruk sizin sitede benim odamla ilgili yazı yazılmış” Evet, yangın merdivenine giden yol nasıl kapanır bu uygun mudur? “Efendim kapı kilitli değil” Pardon bende belediyeye geldim gördüm, bir yangın halinde kim bilecek oranın yangın merdivenine çıktığını? Ömer Bey defalarca bilgi edinme biriminize Arkas Holding ruhsat eklerine uygun mudur, kaçak katı var mıdır diye sordum her seferinde ruhsatı olan bir binadır diye yazı yollandı. Elbet bu binanın ruhsatı vardır, lakin kaçak katı var mı? “ Şimdi söylüyorum evet kaçak var” Yanımda bulunan sevgili ağabeyim Sedat Çuhadar’la birbirimize şaşkın, şaşkın baktık, vay be dedim koskoca Arkas Holding de bunu yaparsa diğerlerini hiç sorgulamaya gerek yok. Ben Lucien Bey’i tanımam ama İzmir iline yaptığı katkılardan dolayı kendilerine saygım vardır. Büyük hayal kırıklığı yaşadım gerçekten, kimse bunca zamandır bu binayı neden görmedi? İlla birileri sorguladıktan sonra mı ortaya çıkacak, o zaman biz sizleri niye seçtik, niye maaşlarınızı ödüyoruz? Aziz Başkanım, hani kimseye ayrıcalık yok tu? Hani herkese eşit davranıyordunuz? İmar demişken, Salı günü İBB nin 4. Katı 419 numaralı odada Mülkiye Başmüfettişine ifade vermeye gittim, İmar konusunda, bana gelen e mailleri T.C Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu yapmıştım. Bu konuda bilgime başvuruldu, uzun bir süre ifade verdim. Belediyeden ayrılırken birkaç duyum aldım İddialara göre, mahir enişteye ait, Çamyuva Evleri 100 ya da 200 konutluk yerin, plan notu kaldırılarak, imara açılmış. Bu iddialar doğru ise olay oldukça vahim. Bugün meclis olmasaydı eğer, bugün ki yazım Kemalpaşa Belediyesi olacaktı, artık gelecek yazımda yer vereceğim. Balçova Belediyesi’nin bilgi edinme biriminden gelen ruhsatsız otel ve eczanelere ilişkin cevap yazısı geldi. Sizlerle paylaşacağım. Dere Beton dosyasının tamamını sizlerle paylaşacağım, İDEA Konutlarını unuttum sanmayın, Allah izin verdiği sürece yazmaya devam edeceğim. |
8 Aralık 2012 Cumartesi
GÖREVLER SORUMLULUKLAR
ÜÇKUYULAR AVM 2
ÜÇKUYULAR AVM-2-
Daha önce ÜÇKUYULAR AVM-1 olarak yazmış olduğum, haberin soğumasına fırsat vermeden ve de yeni gelişmelerin olmasından dolayı yazmaya devam ediyorum.
DOĞUŞ GURUBU, 1998 yılından itibaren İzmir'in; bulunduğu muhit itibari ile şeref ve ehemmiyeti, kullanım alanının verimi, ulaşım koşulları, çevre kullanımları göz önünde bulunan ve İzmir’in gözde bölgesi olan Balçova Üçkuyular Pazaryeri ve çevresinde bu güne kadar hisse toplamıştır.
Bu durum bir yatırımcı olarak çok doğaldır. Her yatırımcı kendi çıkarları doğrultusunda, ticari çıkarlarını gözetmesinden daha doğal bir durum olamaz.
Ancak yapılan alımların, aslında o kadar masumane olmadığını hepiniz okuyunca anlayacaksınız.
İlgili bölge 6165 ada 3, 4 ve 5 nolu parsellerden oluşmaktadır. Bu bölgede yapılacak olan proje ( 500 Milyon Amerikan Doları ) göz önüne alındığında ve de ters açıdan bakıldığında, İzmir'imizin başına talih kuşu kondu diyebilirsiniz.
Ne yazık ki, öyle olmasını istememize rağmen '' kazın ayağı öyle değil.'' Aksine Kapitalizmin hep kazan hep kazan mantığı tam anlamıyla burada da işlemektedir.
Üçayaklı saçtan bahsedeceğim Değerli Okurlarım şimdi size; Kamulaştırma-Alım- Uygulamaları;
6165 Ada 3 parsel ( şimdiki adı değişti, diğer yazılarımda açarak konuyu Balçova Belediyesini de oyuna dâhil edeceğiz.'' onların canı can değil mi?) önce pazaryeri sonra oto terminal olarak, Konak Belediyesince 1984 yılından itibaren kamulaştırılıyor.
O bölgenin insanı için yapılan harika ve yerinde bir uygulama. Buram, buram kamu yararı kokuyor. Daha sonra ne oluyorsa oluyor ve birçok encümen kararıyla ( Tüm kararlar tarih ve sayılarıyla elimde mevcut olup, bu kararlarla bunaltmak istemiyorum. Ama emin olun Devletin Müfettişleri tüm kararlardan keyifle bunalmak isteyecektir.)
Yapılan bu kamulaştırmalar, üst üste gördüğü plan uygulamaları ve iddialara göre, kanunsuzca iki kez üst üste yapılan DOP uygulaması ( %40' ı geçmiş ) ile ortada pazaryeri falan bırakmamış.
Oto terminalde küçülmüş, küçülmüş cebime girmiş adeta.
Sonuç; Türkiye’nin üçüncü, ege bölgesinin birinci cirosuna sahip Akaryakıt istasyonu ve Doğuş Gurubu için hazırlanmış 2.İstinye Park için, altın yumurtlayan tavuk kesilmeye çalışılmakta.
Şimdi baştan sona gelmek 2007 yılında açılan ortaklığın giderilme davası, garip bilirkişi tespiti, halen Konak Belediyesinin ya da Karabağlar Belediyesinin hakkını savunabileceği varken savunmadığını düşünmekteyim.
Bekletilen bir mahkeme kararı, Konbel kaynaklı-Konak Belediyesi süreçli-Merbel sonuçlu kocaman bir Akaryakıt İstasyonu hikâyesi, garip bir o kadar da eksik imzalı komisyon raporları ve usulsüzce Meclise sunulan genelgelerden bahsederek, içinden çıkılmaz bir girdaba sizi sürüklemek istemiyorum.
Tüm detay bilgileri, gelen yazı, giden yazı kayıt tarihleri elimde mevcut. Beklemedeyim, ben çok sabırlıyım, sırası geldiğinde gerekli mercilere birer, birer yollayacağım. Hala iyi niyetimi korumaktayım, belki yanlıştan dönülür diye.
Yapılan işlemlerin yanlış olduğunun farkına varacaklardır, bir akıllı bürokratın beyler, hanımlar yanlış yapıyoruz, demesini bekliyorum.
Meclis Üyelerinin bu kararlara itirazları olduğunu da biliyorum, sessiz protesto yönteminin meclis toplantılarına katılmayarak yapılabileceği inancını taşımıyorum. Meclis toplantılarına katılmayarak da bu sorumluktan kurtulacağınızı da sanmıyorum.
Perşembe günü meclis toplantısında yerimi alacağım, bakalım kimler gelmiş, kimler gelmemiş bakacağım. Alınan kararlar doğrultusunda, yapacağım ilk iş, duyarlı bir vatandaş olarak İzmir Valiliği Mahalli İdareler Birimine, İçişleri Bakanlığına, başvurumu yapıp şikâyetçi olmak.
Elbet şikâyetim doğrultusunda İzmir’e gelecek olan, Mülkiye Baş Müfettişine ziyaret ederek dosyamdaki tüm evraklarımı paylaşmak olacaktır.
Karabağlar Belediyesi kendi hissesini Doğuş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.'ne sattı diye sizlerle paylaşmıştım. Küçük bir düzeltme yapmak istiyorum, “Komisyon kararı hazır, Encümen kararı hazır, lakin henüz Doğuş Gurubunun, parası Karabağlar Belediyesinin kasasına girmemiş.”
Acaba Karabağlar Belediye’si tedirginlik mi yaşamaktadır?
Sırada Konak Belediyesi var onlardan da bu hafta satış haberi bekliyorum. Ama şu belgeyi de yayınlamadan geçemeyeceğim. Karabağlar Belediyesi, Emlakçılar Odasından 6165 Ada 3 Parsel'deki hissesinin bedeli için hizmet satın alıyor. Değerlemeyi yapan Emlakçılar odası metre kare birim fiyatını 4.500,00 TL olarak belirliyor. İşin garip tarafı bu rakamı uygulamaya kalkan komisyon üyesinin de azli isteniyor. Fen İşleri Müdürlüğünde göreve başlayan personelden sonra, Karabağlar Belediyesi yedi nolu komisyon kararıyla Doğuş Grubuna satış kararı alınmış.
Bu satış kararının, metrekare birim fiyatı 3.450,00 TL .Emlakcılar Odası Değerleme raporundaki fiyat bu değil diye sormayacaklar mı sanıyorsunuz?
Son aldığım iddiaya göre, Karabağlar Belediyesi Emlak ve İstimlâk Müdürü noktasında olmak istememiş, Karabağlar Belediyesi yönetimince görevden el çektirilmiş.
Bu iddialar doğrumudur? Yerine atanan yeni müdür Vedat Bey bakalım bu satış da, nasıl bir yol izleyecek. Verdiği kararlar doğrultusunda, yarın bir inceleme olduğunda, yaptığı işlemler doğrultusunda yetkili makamlara bilgi verecektir, diye düşünmekteyim.
İddialara göre, Şendoğan Bey etik bir davranışta bulunarak bu satış olayının içerisinde bulunmak istememesi, bir bürokrata yakışır durumdur.
Şimdi sizlerle birlikte konuyu madde, madde değerlendirelim;
Konak Belediyesi Başkanlık katından, kulağıma ilginç iddialar gelmekte, Doğuş Gurubunun AVM yapabilmesi için, Ombudsmanlık görevini üstlenmesi için yetkin, etkin bir kişiye gidilmiş, benim çok iyi tanıdığım bu kişi asla böyle işlere bulaşmaz diye de düşünmekteyim. Mümkünü yok, eğer böyle bir iş için makamlar kullanılırsa hiç çekinmeden bu köşeden açıklarım. Ardından da sorularımı sorarım.
Benim okuyucularım bunu çok iyi bilirler. Bu konu ile ilgili daha yazacak çok şey var, biraz sabır diyelim.
Gelecek yazımda, Kemalpaşa Belediye’sinin, mülkiyetinde olan bir binanın nasıl haciz yoluyla satıldığının en geniş ayrıntılarıyla ele alacağım. Yazıyı okurken hem şaşıracaksınız, hem de çok üzüleceksiniz!
Daha önce ÜÇKUYULAR AVM-1 olarak yazmış olduğum, haberin soğumasına fırsat vermeden ve de yeni gelişmelerin olmasından dolayı yazmaya devam ediyorum.
DOĞUŞ GURUBU, 1998 yılından itibaren İzmir'in; bulunduğu muhit itibari ile şeref ve ehemmiyeti, kullanım alanının verimi, ulaşım koşulları, çevre kullanımları göz önünde bulunan ve İzmir’in gözde bölgesi olan Balçova Üçkuyular Pazaryeri ve çevresinde bu güne kadar hisse toplamıştır.
Bu durum bir yatırımcı olarak çok doğaldır. Her yatırımcı kendi çıkarları doğrultusunda, ticari çıkarlarını gözetmesinden daha doğal bir durum olamaz.
Ancak yapılan alımların, aslında o kadar masumane olmadığını hepiniz okuyunca anlayacaksınız.
İlgili bölge 6165 ada 3, 4 ve 5 nolu parsellerden oluşmaktadır. Bu bölgede yapılacak olan proje ( 500 Milyon Amerikan Doları ) göz önüne alındığında ve de ters açıdan bakıldığında, İzmir'imizin başına talih kuşu kondu diyebilirsiniz.
Ne yazık ki, öyle olmasını istememize rağmen '' kazın ayağı öyle değil.'' Aksine Kapitalizmin hep kazan hep kazan mantığı tam anlamıyla burada da işlemektedir.
Üçayaklı saçtan bahsedeceğim Değerli Okurlarım şimdi size; Kamulaştırma-Alım- Uygulamaları;
6165 Ada 3 parsel ( şimdiki adı değişti, diğer yazılarımda açarak konuyu Balçova Belediyesini de oyuna dâhil edeceğiz.'' onların canı can değil mi?) önce pazaryeri sonra oto terminal olarak, Konak Belediyesince 1984 yılından itibaren kamulaştırılıyor.
O bölgenin insanı için yapılan harika ve yerinde bir uygulama. Buram, buram kamu yararı kokuyor. Daha sonra ne oluyorsa oluyor ve birçok encümen kararıyla ( Tüm kararlar tarih ve sayılarıyla elimde mevcut olup, bu kararlarla bunaltmak istemiyorum. Ama emin olun Devletin Müfettişleri tüm kararlardan keyifle bunalmak isteyecektir.)
Yapılan bu kamulaştırmalar, üst üste gördüğü plan uygulamaları ve iddialara göre, kanunsuzca iki kez üst üste yapılan DOP uygulaması ( %40' ı geçmiş ) ile ortada pazaryeri falan bırakmamış.
Oto terminalde küçülmüş, küçülmüş cebime girmiş adeta.
Sonuç; Türkiye’nin üçüncü, ege bölgesinin birinci cirosuna sahip Akaryakıt istasyonu ve Doğuş Gurubu için hazırlanmış 2.İstinye Park için, altın yumurtlayan tavuk kesilmeye çalışılmakta.
Şimdi baştan sona gelmek 2007 yılında açılan ortaklığın giderilme davası, garip bilirkişi tespiti, halen Konak Belediyesinin ya da Karabağlar Belediyesinin hakkını savunabileceği varken savunmadığını düşünmekteyim.
Bekletilen bir mahkeme kararı, Konbel kaynaklı-Konak Belediyesi süreçli-Merbel sonuçlu kocaman bir Akaryakıt İstasyonu hikâyesi, garip bir o kadar da eksik imzalı komisyon raporları ve usulsüzce Meclise sunulan genelgelerden bahsederek, içinden çıkılmaz bir girdaba sizi sürüklemek istemiyorum.
Tüm detay bilgileri, gelen yazı, giden yazı kayıt tarihleri elimde mevcut. Beklemedeyim, ben çok sabırlıyım, sırası geldiğinde gerekli mercilere birer, birer yollayacağım. Hala iyi niyetimi korumaktayım, belki yanlıştan dönülür diye.
Yapılan işlemlerin yanlış olduğunun farkına varacaklardır, bir akıllı bürokratın beyler, hanımlar yanlış yapıyoruz, demesini bekliyorum.
Meclis Üyelerinin bu kararlara itirazları olduğunu da biliyorum, sessiz protesto yönteminin meclis toplantılarına katılmayarak yapılabileceği inancını taşımıyorum. Meclis toplantılarına katılmayarak da bu sorumluktan kurtulacağınızı da sanmıyorum.
Perşembe günü meclis toplantısında yerimi alacağım, bakalım kimler gelmiş, kimler gelmemiş bakacağım. Alınan kararlar doğrultusunda, yapacağım ilk iş, duyarlı bir vatandaş olarak İzmir Valiliği Mahalli İdareler Birimine, İçişleri Bakanlığına, başvurumu yapıp şikâyetçi olmak.
Elbet şikâyetim doğrultusunda İzmir’e gelecek olan, Mülkiye Baş Müfettişine ziyaret ederek dosyamdaki tüm evraklarımı paylaşmak olacaktır.
Karabağlar Belediyesi kendi hissesini Doğuş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.'ne sattı diye sizlerle paylaşmıştım. Küçük bir düzeltme yapmak istiyorum, “Komisyon kararı hazır, Encümen kararı hazır, lakin henüz Doğuş Gurubunun, parası Karabağlar Belediyesinin kasasına girmemiş.”
Acaba Karabağlar Belediye’si tedirginlik mi yaşamaktadır?
Sırada Konak Belediyesi var onlardan da bu hafta satış haberi bekliyorum. Ama şu belgeyi de yayınlamadan geçemeyeceğim. Karabağlar Belediyesi, Emlakçılar Odasından 6165 Ada 3 Parsel'deki hissesinin bedeli için hizmet satın alıyor. Değerlemeyi yapan Emlakçılar odası metre kare birim fiyatını 4.500,00 TL olarak belirliyor. İşin garip tarafı bu rakamı uygulamaya kalkan komisyon üyesinin de azli isteniyor. Fen İşleri Müdürlüğünde göreve başlayan personelden sonra, Karabağlar Belediyesi yedi nolu komisyon kararıyla Doğuş Grubuna satış kararı alınmış.
Bu satış kararının, metrekare birim fiyatı 3.450,00 TL .Emlakcılar Odası Değerleme raporundaki fiyat bu değil diye sormayacaklar mı sanıyorsunuz?
Son aldığım iddiaya göre, Karabağlar Belediyesi Emlak ve İstimlâk Müdürü noktasında olmak istememiş, Karabağlar Belediyesi yönetimince görevden el çektirilmiş.
Bu iddialar doğrumudur? Yerine atanan yeni müdür Vedat Bey bakalım bu satış da, nasıl bir yol izleyecek. Verdiği kararlar doğrultusunda, yarın bir inceleme olduğunda, yaptığı işlemler doğrultusunda yetkili makamlara bilgi verecektir, diye düşünmekteyim.
İddialara göre, Şendoğan Bey etik bir davranışta bulunarak bu satış olayının içerisinde bulunmak istememesi, bir bürokrata yakışır durumdur.
Şimdi sizlerle birlikte konuyu madde, madde değerlendirelim;
- Karabağlar Belediye’si mi satış bedelini belirliyor, yoksa Doğuş Gurubumu?
- Emlakçılar Odasının Değerleme raporu için elbet bir hizmet bedeli ödendi, peki neden bu değerleme raporu üzerinden satış yapılmıyor?
Konak Belediyesi Başkanlık katından, kulağıma ilginç iddialar gelmekte, Doğuş Gurubunun AVM yapabilmesi için, Ombudsmanlık görevini üstlenmesi için yetkin, etkin bir kişiye gidilmiş, benim çok iyi tanıdığım bu kişi asla böyle işlere bulaşmaz diye de düşünmekteyim. Mümkünü yok, eğer böyle bir iş için makamlar kullanılırsa hiç çekinmeden bu köşeden açıklarım. Ardından da sorularımı sorarım.
Benim okuyucularım bunu çok iyi bilirler. Bu konu ile ilgili daha yazacak çok şey var, biraz sabır diyelim.
Gelecek yazımda, Kemalpaşa Belediye’sinin, mülkiyetinde olan bir binanın nasıl haciz yoluyla satıldığının en geniş ayrıntılarıyla ele alacağım. Yazıyı okurken hem şaşıracaksınız, hem de çok üzüleceksiniz!
YENİ 25.000 lik ŞEHRİMİZE HAYIRLI OLSUN
Yeni 25 000 lik Şehrimize Hayırlı Olsun…
İzmir’imizin 1/25.000 ölçekli planları hayırlı olsun haberini yazarken mail kutuma bir önemli bir konu düştü, DOĞUŞ GURUBU Karabağlar Belediye’sinin Üçkuyular pazaryeri, hissesini almışlar. Hayırlı uğurlu olsun, ancak bu satışın detaylarına bakacak olursak, Karabağlar Belediye’si mi bu işten karlı çıktı yoksa Doğuş Gurubumu gelecek yazımda tüm detaylarıyla anlatacağım. Bana kalırsa bu satış soruşturulur, hatta soruşturulmalıdır! Neyse şimdilik bu konuyu bırakalım, İzmir’in 1/25.000. ölçekli palanlarına geri dönelim. Yeni 25 binlik plan İBB Eylül meclisinden geçti. Askıya çıktı. Birçok itiraz varmış. Şimdi o itirazlar meclise gelecek. Nedir bu 25 binlik plan derseniz. 2004 senesinde 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu çıkınca, yani Büyükşehir’in sınırları büyüyünce, bu yasa ile 2 yıl içinde 25 bin ölçekli Nazım Plan yapma zorunluluğu getirilmişti. Şu anda sene 2012 nin sonu, neredeyse 2013. Yani, nerdeyse dokuz senedir, Büyükşehir Belediyesi kentin nazım planını yapmaya çalışıyor. Fügen Selvitopu başta olmak üzere, bütün planlamayı kutlamak lazım… 2004 te yasa çıktıktan sonra Büyükşehir Nazım Plan ekibi kuruyor. Üniversiteden danışmanlar geliyor, yeni şehir plancıları işe alınıyor. Ve bir plan hazırlanıp meclisten geçiriliyor. Sonra bu plan revize edilip, tekrar meclisten geçiriliyor. İşte İBB ‘nin 16.10.2009 tarih ve 01.904 sayılı kararı ile meclisten geçirilen bu plan, Şehir Plancıları Odasının itirazı ile mahkemece iptal edilmiş. Bizim Büyükşehir bunun üzerine, aman kentimiz plansız kalmasın diye hemen yeni bir 25 binlik hazırlamışlar. Lakin, bu sefer adı farklı. Kendilerine göre yeni bir yasa bulup, Şehircilik Bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkında, 644 sayılı “kanun hükmünde kararname” nin 7. Maddesinin bilmem ne fıkrasına dayanarak ÇEVRE DÜZENİ PLANI adıyla çıkarmışlar. Bu arada bizim 5216 sayılı yasanın gereği yapılacak olan planın durumu ne olacak diye sorsam, o belli değil… Şimdi ben vatandaş Nivent olarak merak ediyorum: 25 binlik nazım plan ile 25 binlik çevre düzeni planının farkı nedir? Şunu anladım ki, eski nazım planı alıyorsunuz, üstüne daha sonra yapılan değişiklikleri işliyorsunuz, yoğunluk hesabını da kaldırıyorsunuz, alın size yepyeni bir çevre düzeni planı!(Mahkeme eski planı nüfus yüzünden iptal etmişti ya, o yüzden eski planın aynısını, kişiye özel eklemelerle birlikte yeniden geçirip, nüfus hesabını da tamamen kaldırdınız.) “Bu değişiklikler nelerdir?” diye soracak olursanız, 2009 da onaylanan nazım planın üstünde 20 den fazla değişiklik yapılmış. Aziz Başkanım “25 binlik plan kentin anayasasıdır.” Diyor ya, bizim kentin anayasası neredeyse otuz kere delinmiş. Zamanında müfettişler de sormuşlar bu nasıl iş diye. Çünkü bir plan yapıp, bu anayasamız diyorsun, arkasından birkaç ay içinde, o planda onlarca yeri tek, tek değiştiriyorsun. Bunu eğer bakanlık yapsa, Aziz bey kıyameti koparmaz mıydı? Bu konudaki müfettiş soruşturmasına, büyükşehir planlama demiş ki: Bizim uymamız gereken 1/100.000 ölçekli bir üst plan var. O değiştiği için biz de mecburen değiştirdik. Şimdi soruyorum: Bu 100 binlik plan da mahkemece 08.06.20011 tarihinde iptal edildiğine göre, Eylül ayında büyükşehirden geçirilen plana değişiklikleri neye göre işlediniz? Kimse bunu sormayacak sandınızsa eğer yanıldınız, soruyorum işte, NEYE GÖRE İŞLEDİNİZ? Gelelim değişikliklere. İçlerinde neler var neler. Aliağa da açılan termik santraller. Tarım alanında cüruf depolama tesisleri. Orman alanında Pet-Kim Tesisleri. Foça da, Aliağa da, Urla da konut alanına dönüştürülen tarım alanları. Kemalpaşa da, Subaşı da tarım alanlarında yapılacak olan sanayi alanları. Laka bölgesinde kentsel çalışma alanları. İnciraltı 1. Derece doğal sit te EXPO alanı vs, vs. Anlaşılan yeni çevre düzeni planı ile kâh yatırımcının, kâh eniştenin önü gayet güzel açılmış. Vallahi sevgili, dürüst başkanım ekibiniz çok ‘mahir’ ama galiba çok yakında bu ekip yüzünden başınız derde girecek gibi bir his var içimde. Yine ADALET İSTİYORUM diye dolaşmaya başlayacaksınız anlaşılan. İlahi Aziz Başkanım, bir de plan raporunun amaçlar bölümünde deniliyor ki: Doğal, kültürel, tarihsel vs değerleri korumak, geliştirmek. “Tarım alanlarının, orman alanlarının, makilik alanların, mera alanlarının ve tüm çevresel değerlerin korunması, ekolojik dengenin devamlılığının ve bu kaynakların gelecek nesillere aktarılmasının sağlamak.” Aslında ben artık sizi tamamen çözdüm. Ne deseniz, biliyorum ki onun tersini yapıyorsunuz ve gerçeği kamufle etmek için yapmıyoruz diyorsunuz. Örneğin, orman alanlarını koruyorsanız madem, Aliağa da benim de itiraz ettiğim 74 hektarlık ormana neden imar verdiniz? İtirazıma ret cevabında demişsiniz ki, “Orman genel müdürlüğü, bakanlık filan hepsi olumlu görüş verdi.” Şimdi sormadan edemeyeceğim: Benim Kemalpaşa’nın dağındaki yerime de bırakın olur vermeyi, Bakanlık direk onaylamıştı. Peki, neden itiraz ettiniz? Sizin Sosyal Demokrat anlayışınız yatırımın büyüklüğüne göre mi değişiyor? Ya da, zaten davalarla başım dertte, bari AKP lilerle dalaşmayayım, belki davalardan kurtulurum.” diye mi düşünüyorsunuz? Şimdi soruyorum. Başkanım teşekkür etmişsiniz ya bu plana katkıda bulunan kurum ve kuruluşlara. Bu çevre dostu, çevre düzeni planı hazırlanırken, hangi kurumun görüşü alınmış, hangi meslek odasına danışılmış, hangi uzmanın fikrine başvurulmuş? 25 binlik Nazım Plan Nisan ayında iptal edilmiş. 06.07.2012 de planlamaya bildirilmiş. 17.08.2012 İBB meclisine plan hazırlanarak sunulmuş. Yani 41 günde İzmir’in Anayasası çizilip teslim edilmiş. Maşallah başkanım, bu nasıl bir hız? Dokuz yılda bitmeyen bir plan 41 günde bitmiş. 41 kere maşallah… Böyle bir planın 41 günde bitmeyeceğini dağdaki çoban bile bilir. Eski planı al, biraz süsle, adını değiştir, sonra çevre düzeni planı diye geçir gitsin. 4milyon nüfuslu kente bu ciddiyetle bakıyorsunuz işte Dürüst Başkanım… Bu arada meclis kararlarını incelerken başka uyanıklıklar da fark ettim. Giraud Çiftliği olarak bilinen Buca’daki meşhur alan için “Hazır 25 bin planlar iptal olmuşken, bizi de bir daha değerlendirin.” Diye İBB ye başvuruda bulunulmuş. Abdesti Sağlam Sırrı Abi üç ay düşündükten sonra, mecburen başvuruyu reddetmiş. Geçen sefer de itirazlarda planı değiştirmişlerdi. Yine aynı senaryo mu uygulanacak acaba? İzmir Büyükşehir Belediye’si 4. Katına Mülkiye Başmüfettişi gelmiş, yarın beni bekliyorlar, İmar Planları inceleniyor. Elimdeki tüm bilgi ve belgeleri kendilerine ibraz edeceğim. Ben yaptım oldu ile işler ne yazık ki olmuyor. |
ÜÇKUYULAR AVM !
ÜÇKUYULAR AVM 1
Uzun zamandır, Üçkuyular AVM sini yazmamıştım. Sessizce beklemedeydim, kısa zaman içerisinde bir hareketlenme bir telaş var, desem yanılır mıyım? İlçe belediyelerinin başına mı talih kuşu kondu, yoksa başkalarına mı bilinmez. İzmir bu gidişle İstanbul olma yolunda tam gaz ilerliyor mu ne? Her yerde yüksek binalar mı desem, akıllı binalar mı desem, mantar gibi bitmeye başladı. Asla bunlara karşı değilim, ancak İzmir’e yatırım adı altında İzmirli dışında herkes nemalanıyor. Dev kurumlar karşısında, imar planları, yönetmelikler kişilere özel değişiyor, desem yanılmış olur muyum? Kamunun malı, yeşil alanlar, park alanları, halkın kullanımında olan yerler, bir anda ranta teslim olmuyor mu? Doğuş Gayrimenkul Yatırım A.Ş. halk arasında bilinen adı Doğuş Holding. Böylesine, bir dev gurubu İzmir’de, görmek çok güzel. Söz edilen yatırım ondan daha da güzel. O zaman diyeceksiniz ki niye uğraşıyorsun kardeşim? Yapılan uygulamalar, herkese gösterilen uygulamalar mıdır diye sorsam. Bir cevap alabilir miyim? İzmir büyükşehir Belediyesi, Balçova belediyesi, Konak belediyesi, Karabağlar Belediyesi canhıraş çalışma içerisindeler. A planı olmadı, B planı uygulayalım, C planı da olmayacak, bana kalırsa bu plan alfabenin son harfine kadar dayanacak, çünkü yanlış hesap Bağdat’tan döner. Kılıç kınından çıktı, ya olacak ya olacak deniliyor da, ya olmazsa? Üçkuyular pazaryeri koca bir alan sadece bir parseli 48.000 m2 civarında. Ha söylemeden geçemeyeceğim. Sayın Doğuş Gayrimenkul Yatırım A.Ş, Siz bu 6165 Ada 3 Parsel'i daha almadan nasıl aktiflerinizde gösterebiliyorsunuz? Diye sormuştum, bu sorunun yanıtını da alamamıştım. Konak Belediye’si mi, Karabağlar Belediye’si mi size bu satış garantisini verdi? Sorumu yinelesem haddimi aşmış olur muyum? Doğuş Gayrimenkul daha almadığı parselleri gösterebiliyorsa eğer, bu satış çoktan gerçekleşmiş demezler mi? O zaman niye değer komisyonları toplanıyor, niye bu çalışmalar yapılıyor, direk tapuya gidilsin satış gerçekleşsin. Nasıl olsa aktiflerde gözüküyor, ne gerek var bunca çalışmaya, Konak Belediyesinde, Karabağlar belediyesinde o kadar çok sorun var ki, buraya harcanan zamana yazık değil mi? Nasıl olsa Doğuş Gayrimenkul aktiflerinde bu yer. 6165 Ada 3 Parsel, 4 Parsel, 5 Parsel sırasıyla; o Meclis kararları iptal olacak o bölgenin yurttaşı, asıl kamulaştırma sebebine ( pazaryeri, oto terminal, yeşil alan) kavuşacak. Az sabır, tüm detaylarıyla yazacağım. Av. Mustafa Kemal TURAN’ın elbet bu konuda söyleyecekleri olacaktır.İddialara göre, 1994-1995 yıllarında, Danıştay kararları varmış. Bu iddialardan, haberiniz yok mu? Yakında bu kararlardan da bahsedeceğim. Üçkuyular AVM sinin yanındaki iki parselin, neden İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırma bedeli ödenecek, neden bu iki parselde, AVM yapılacak parsel içine katılıp yeniden planlanmıyor? Bu iki parselin parası neden İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ödenecek? Pardon İzmirlinin cebinden çıkacak? İddialara göre kamulaştırma bedeli 16 milyon TL. Bu iddialar doğru ise eğer sormazlar mı İzmirlinin hakkını böyle mi koruyorsunuz diye? Konak Belediyesi, Karabağlar Belediyesi, bekliyorum haydi Komisyonlarda rakamları belirleyin, haydi durmayın satışı yapın da eteğimdeki taşları dökeyim. Satış değerinin altında gerçekleşmesi için, Komisyonlara kim baskı yapıyor? Ömer Faruk Akınbingöl bu komisyon raporunu sıkıca inceleyecek mi? Eminim bu konuyu yakından takip ediyordur? Bu konudaki hassasiyetini bilirim! Konak Belediyesine mülkiye müfettişleri gelmiş, henüz bu konuyla ilgili hiçbir şikâyet yok! Yarın olmayacağını kim garantileyecek? Karabağlar Belediyesi bedel takdir komisyonu üyesi, neden azlini istedi? Şimdi Fen İşleri Müdürlüğünde mi çalışıyor? Ya Konak Belediyesi, bedel takdir komisyon üyeleri de azlini isterse ne olacak? İstimlak Müdürü Aydın Bey, yoksa bu yüzden mi istifa etti? Sırada başka istifalar olacak mı? Doğuş Gurubu’nun, gaiplik kararının feshi için, küçük parselin, sahipleri dava açtı mı? Tüm bu soruların devamı gelecek ayrıntılarıyla, önlem alınmasın diye yazmıyorum, yapılan işlemlere göre yazacağım, yoksa önlemler alınıyor! Notlarım; 1) İZSU Genel Müdürlüğü’nde 2009 yılında açılan “Görevde Yükselme Sınavında sınavı kazandıkları halde hala neden atanamadıklarını gelecek yazımda ayrıntılı bir şekilde yazacağım. 2) Konak Belediyesi, encümeninden çıkan kapatma yazılarından da söz edeceğim. 3) Kadoil Yağaneler Benzin istasyonunun akıbetini de yazacağım. Yıllarca nasıl böylesine bir yer işletilmiş sizlerde şaşıracaksınız. 4) Güneşli mahallesi 6944 adada bulunan benzin istasyonunun trafo yeri değiştirilmesinin neden gerekli olduğu hususunu açıklayacağım. 5) İdea Konutlarının müfettiş soruşturmaları ne oldu? Yakında geniş, geniş yer vereceğim. Anlayacağınız önümüzdeki günlerde gündem oldukça yoğun olacak, elbet planlamalardaki çelişkilere de dikkat çekeceğim. Son sözüm, ben bu yazdıklarımın hiçbirini tanımam dolayısıyla husumetim olamaz, bu konuda lütfen hiçbir dostum araya girmesin, bana anlatacaklarını yetkili belediyelere anlatsınlar. Ben bilirkişi değilim, şehir plancısı da değilim, inşaat mühendisi de değilim, ben bana gelen ihbarları değerlendiriyorum. Ben bildiğim yolda ilerleyim. |
BELEDİYELE HOLDİNG DEĞİL
ÜÇKUYULAR AVM 1
Uzun zamandır, Üçkuyular AVM sini yazmamıştım. Sessizce beklemedeydim, kısa zaman içerisinde bir hareketlenme bir telaş var, desem yanılır mıyım? İlçe belediyelerinin başına mı talih kuşu kondu, yoksa başkalarına mı bilinmez. İzmir bu gidişle İstanbul olma yolunda tam gaz ilerliyor mu ne? Her yerde yüksek binalar mı desem, akıllı binalar mı desem, mantar gibi bitmeye başladı. Asla bunlara karşı değilim, ancak İzmir’e yatırım adı altında İzmirli dışında herkes nemalanıyor. Dev kurumlar karşısında, imar planları, yönetmelikler kişilere özel değişiyor, desem yanılmış olur muyum? Kamunun malı, yeşil alanlar, park alanları, halkın kullanımında olan yerler, bir anda ranta teslim olmuyor mu? Doğuş Gayrimenkul Yatırım A.Ş. halk arasında bilinen adı Doğuş Holding. Böylesine, bir dev gurubu İzmir’de, görmek çok güzel. Söz edilen yatırım ondan daha da güzel. O zaman diyeceksiniz ki niye uğraşıyorsun kardeşim? Yapılan uygulamalar, herkese gösterilen uygulamalar mıdır diye sorsam. Bir cevap alabilir miyim? İzmir büyükşehir Belediyesi, Balçova belediyesi, Konak belediyesi, Karabağlar Belediyesi canhıraş çalışma içerisindeler. A planı olmadı, B planı uygulayalım, C planı da olmayacak, bana kalırsa bu plan alfabenin son harfine kadar dayanacak, çünkü yanlış hesap Bağdat’tan döner. Kılıç kınından çıktı, ya olacak ya olacak deniliyor da, ya olmazsa? Üçkuyular pazaryeri koca bir alan sadece bir parseli 48.000 m2 civarında. Ha söylemeden geçemeyeceğim. Sayın Doğuş Gayrimenkul Yatırım A.Ş, Siz bu 6165 Ada 3 Parsel'i daha almadan nasıl aktiflerinizde gösterebiliyorsunuz? Diye sormuştum, bu sorunun yanıtını da alamamıştım. Konak Belediye’si mi, Karabağlar Belediye’si mi size bu satış garantisini verdi? Sorumu yinelesem haddimi aşmış olur muyum? Doğuş Gayrimenkul daha almadığı parselleri gösterebiliyorsa eğer, bu satış çoktan gerçekleşmiş demezler mi? O zaman niye değer komisyonları toplanıyor, niye bu çalışmalar yapılıyor, direk tapuya gidilsin satış gerçekleşsin. Nasıl olsa aktiflerde gözüküyor, ne gerek var bunca çalışmaya, Konak Belediyesinde, Karabağlar belediyesinde o kadar çok sorun var ki, buraya harcanan zamana yazık değil mi? Nasıl olsa Doğuş Gayrimenkul aktiflerinde bu yer. 6165 Ada 3 Parsel, 4 Parsel, 5 Parsel sırasıyla; o Meclis kararları iptal olacak o bölgenin yurttaşı, asıl kamulaştırma sebebine ( pazaryeri, oto terminal, yeşil alan) kavuşacak. Az sabır, tüm detaylarıyla yazacağım. Av. Mustafa Kemal TURAN’ın elbet bu konuda söyleyecekleri olacaktır.İddialara göre, 1994-1995 yıllarında, Danıştay kararları varmış. Bu iddialardan, haberiniz yok mu? Yakında bu kararlardan da bahsedeceğim. Üçkuyular AVM sinin yanındaki iki parselin, neden İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırma bedeli ödenecek, neden bu iki parselde, AVM yapılacak parsel içine katılıp yeniden planlanmıyor? Bu iki parselin parası neden İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ödenecek? Pardon İzmirlinin cebinden çıkacak? İddialara göre kamulaştırma bedeli 16 milyon TL. Bu iddialar doğru ise eğer sormazlar mı İzmirlinin hakkını böyle mi koruyorsunuz diye? Konak Belediyesi, Karabağlar Belediyesi, bekliyorum haydi Komisyonlarda rakamları belirleyin, haydi durmayın satışı yapın da eteğimdeki taşları dökeyim. Satış değerinin altında gerçekleşmesi için, Komisyonlara kim baskı yapıyor? Ömer Faruk Akınbingöl bu komisyon raporunu sıkıca inceleyecek mi? Eminim bu konuyu yakından takip ediyordur? Bu konudaki hassasiyetini bilirim! Konak Belediyesine mülkiye müfettişleri gelmiş, henüz bu konuyla ilgili hiçbir şikâyet yok! Yarın olmayacağını kim garantileyecek? Karabağlar Belediyesi bedel takdir komisyonu üyesi, neden azlini istedi? Şimdi Fen İşleri Müdürlüğünde mi çalışıyor? Ya Konak Belediyesi, bedel takdir komisyon üyeleri de azlini isterse ne olacak? İstimlak Müdürü Aydın Bey, yoksa bu yüzden mi istifa etti? Sırada başka istifalar olacak mı? Doğuş Gurubu’nun, gaiplik kararının feshi için, küçük parselin, sahipleri dava açtı mı? Tüm bu soruların devamı gelecek ayrıntılarıyla, önlem alınmasın diye yazmıyorum, yapılan işlemlere göre yazacağım, yoksa önlemler alınıyor! Notlarım; 1) İZSU Genel Müdürlüğü’nde 2009 yılında açılan “Görevde Yükselme Sınavında sınavı kazandıkları halde hala neden atanamadıklarını gelecek yazımda ayrıntılı bir şekilde yazacağım. 2) Konak Belediyesi, encümeninden çıkan kapatma yazılarından da söz edeceğim. 3) Kadoil Yağaneler Benzin istasyonunun akıbetini de yazacağım. Yıllarca nasıl böylesine bir yer işletilmiş sizlerde şaşıracaksınız. 4) Güneşli mahallesi 6944 adada bulunan benzin istasyonunun trafo yeri değiştirilmesinin neden gerekli olduğu hususunu açıklayacağım. 5) İdea Konutlarının müfettiş soruşturmaları ne oldu? Yakında geniş, geniş yer vereceğim. Anlayacağınız önümüzdeki günlerde gündem oldukça yoğun olacak, elbet planlamalardaki çelişkilere de dikkat çekeceğim. Son sözüm, ben bu yazdıklarımın hiçbirini tanımam dolayısıyla husumetim olamaz, bu konuda lütfen hiçbir dostum araya girmesin, bana anlatacaklarını yetkili belediyelere anlatsınlar. Ben bilirkişi değilim, şehir plancısı da değilim, inşaat mühendisi de değilim, ben bana gelen ihbarları değerlendiriyorum. Ben bildiğim yolda ilerleyim. |
ÜÇKUYULAR AVM 1
Uzun zamandır, Üçkuyular AVM sini yazmamıştım. Sessizce beklemedeydim, kısa zaman içerisinde bir hareketlenme bir telaş var, desem yanılır mıyım? İlçe belediyelerinin başına mı talih kuşu kondu, yoksa başkalarına mı bilinmez. İzmir bu gidişle İstanbul olma yolunda tam gaz ilerliyor mu ne? Her yerde yüksek binalar mı desem, akıllı binalar mı desem, mantar gibi bitmeye başladı. Asla bunlara karşı değilim, ancak İzmir’e yatırım adı altında İzmirli dışında herkes nemalanıyor. Dev kurumlar karşısında, imar planları, yönetmelikler kişilere özel değişiyor, desem yanılmış olur muyum? Kamunun malı, yeşil alanlar, park alanları, halkın kullanımında olan yerler, bir anda ranta teslim olmuyor mu? Doğuş Gayrimenkul Yatırım A.Ş. halk arasında bilinen adı Doğuş Holding. Böylesine, bir dev gurubu İzmir’de, görmek çok güzel. Söz edilen yatırım ondan daha da güzel. O zaman diyeceksiniz ki niye uğraşıyorsun kardeşim? Yapılan uygulamalar, herkese gösterilen uygulamalar mıdır diye sorsam. Bir cevap alabilir miyim? İzmir büyükşehir Belediyesi, Balçova belediyesi, Konak belediyesi, Karabağlar Belediyesi canhıraş çalışma içerisindeler. A planı olmadı, B planı uygulayalım, C planı da olmayacak, bana kalırsa bu plan alfabenin son harfine kadar dayanacak, çünkü yanlış hesap Bağdat’tan döner. Kılıç kınından çıktı, ya olacak ya olacak deniliyor da, ya olmazsa? Üçkuyular pazaryeri koca bir alan sadece bir parseli 48.000 m2 civarında. Ha söylemeden geçemeyeceğim. Sayın Doğuş Gayrimenkul Yatırım A.Ş, Siz bu 6165 Ada 3 Parsel'i daha almadan nasıl aktiflerinizde gösterebiliyorsunuz? Diye sormuştum, bu sorunun yanıtını da alamamıştım. Konak Belediye’si mi, Karabağlar Belediye’si mi size bu satış garantisini verdi? Sorumu yinelesem haddimi aşmış olur muyum? Doğuş Gayrimenkul daha almadığı parselleri gösterebiliyorsa eğer, bu satış çoktan gerçekleşmiş demezler mi? O zaman niye değer komisyonları toplanıyor, niye bu çalışmalar yapılıyor, direk tapuya gidilsin satış gerçekleşsin. Nasıl olsa aktiflerde gözüküyor, ne gerek var bunca çalışmaya, Konak Belediyesinde, Karabağlar belediyesinde o kadar çok sorun var ki, buraya harcanan zamana yazık değil mi? Nasıl olsa Doğuş Gayrimenkul aktiflerinde bu yer. 6165 Ada 3 Parsel, 4 Parsel, 5 Parsel sırasıyla; o Meclis kararları iptal olacak o bölgenin yurttaşı, asıl kamulaştırma sebebine ( pazaryeri, oto terminal, yeşil alan) kavuşacak. Az sabır, tüm detaylarıyla yazacağım. Av. Mustafa Kemal TURAN’ın elbet bu konuda söyleyecekleri olacaktır.İddialara göre, 1994-1995 yıllarında, Danıştay kararları varmış. Bu iddialardan, haberiniz yok mu? Yakında bu kararlardan da bahsedeceğim. Üçkuyular AVM sinin yanındaki iki parselin, neden İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırma bedeli ödenecek, neden bu iki parselde, AVM yapılacak parsel içine katılıp yeniden planlanmıyor? Bu iki parselin parası neden İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ödenecek? Pardon İzmirlinin cebinden çıkacak? İddialara göre kamulaştırma bedeli 16 milyon TL. Bu iddialar doğru ise eğer sormazlar mı İzmirlinin hakkını böyle mi koruyorsunuz diye? Konak Belediyesi, Karabağlar Belediyesi, bekliyorum haydi Komisyonlarda rakamları belirleyin, haydi durmayın satışı yapın da eteğimdeki taşları dökeyim. Satış değerinin altında gerçekleşmesi için, Komisyonlara kim baskı yapıyor? Ömer Faruk Akınbingöl bu komisyon raporunu sıkıca inceleyecek mi? Eminim bu konuyu yakından takip ediyordur? Bu konudaki hassasiyetini bilirim! Konak Belediyesine mülkiye müfettişleri gelmiş, henüz bu konuyla ilgili hiçbir şikâyet yok! Yarın olmayacağını kim garantileyecek? Karabağlar Belediyesi bedel takdir komisyonu üyesi, neden azlini istedi? Şimdi Fen İşleri Müdürlüğünde mi çalışıyor? Ya Konak Belediyesi, bedel takdir komisyon üyeleri de azlini isterse ne olacak? İstimlak Müdürü Aydın Bey, yoksa bu yüzden mi istifa etti? Sırada başka istifalar olacak mı? Doğuş Gurubu’nun, gaiplik kararının feshi için, küçük parselin, sahipleri dava açtı mı? Tüm bu soruların devamı gelecek ayrıntılarıyla, önlem alınmasın diye yazmıyorum, yapılan işlemlere göre yazacağım, yoksa önlemler alınıyor! Notlarım; 1) İZSU Genel Müdürlüğü’nde 2009 yılında açılan “Görevde Yükselme Sınavında sınavı kazandıkları halde hala neden atanamadıklarını gelecek yazımda ayrıntılı bir şekilde yazacağım. 2) Konak Belediyesi, encümeninden çıkan kapatma yazılarından da söz edeceğim. 3) Kadoil Yağaneler Benzin istasyonunun akıbetini de yazacağım. Yıllarca nasıl böylesine bir yer işletilmiş sizlerde şaşıracaksınız. 4) Güneşli mahallesi 6944 adada bulunan benzin istasyonunun trafo yeri değiştirilmesinin neden gerekli olduğu hususunu açıklayacağım. 5) İdea Konutlarının müfettiş soruşturmaları ne oldu? Yakında geniş, geniş yer vereceğim. Anlayacağınız önümüzdeki günlerde gündem oldukça yoğun olacak, elbet planlamalardaki çelişkilere de dikkat çekeceğim. Son sözüm, ben bu yazdıklarımın hiçbirini tanımam dolayısıyla husumetim olamaz, bu konuda lütfen hiçbir dostum araya girmesin, bana anlatacaklarını yetkili belediyelere anlatsınlar. Ben bilirkişi değilim, şehir plancısı da değilim, inşaat mühendisi de değilim, ben bana gelen ihbarları değerlendiriyorum. Ben bildiğim yolda ilerleyim. |
Bu sözü kim etmiş Aziz Başkan,
Ardından da eklemiş, Kamu kurumlarında zarar olamayacağını, hizmetin önemli olduğunu vurgulamış vurgulamasına da, her senede zarar edilmez ki, bir senede zararsız kapat diye sormazlar mı?
Belediye şirketlerinde, çalışan genel müdürler yönetim kurulu üyeleri, neden zarar ediyoruz diye düşünmezler mi?
Nasıl maaşlarını gönül rahatlığıyla alıyorlar, buda ayrı bir soru.
Aziz Başkanın, beyaz ev eşyaları satan dükkânların da böylesine bir zarar olduğunda, o genel müdürü koymaz mı kapıya?
Kocaoğlu, basın aracılığıyla seslenmiş bu konuda haber yapanlara, “Son günlerde belediye şirketlerinin zararlarından dem vurarak haberler yapılıyor. Ana zarar kalemimiz ulaşımdır. En büyük zararı İZULAŞ, İZDENİZ ve ESHOT’a personel sağlayan İZELMAN yapmaktadır. 11 şirket, belediye hizmetleri yapmak üzere kuruldu”
11 şirketten hangisi zarar etmiyor başkanım?
21.01.2010 yılında, basın mensuplarına yaptığınız açıklamaları niye yapmıyorsunuz, unutanlara hatırlatmakta fayda görüyorum, belki sizde unutmuşunuzdur!
Aziz Kocaoğlu “Belediye şirketlerinin zarar etmesinin bilinçli olarak gerçekleştirdiklerini söyledi. “Belediye Şirketlerinin kar etmesi, tekrar vergi vermek anlamına geliyor. Vergi vermeyecek şekilde belediye ile şirketler arasında ilişkileri sürdürmek zorundayız”
Bu nasıl bir söylemdir, siz kendi şirketlerinizde böyle yapabilir misiniz?
Yine o tarihlerde, “ Belediyenin parasını korumak zorundayım. Ben zaten vergiyi harcıyorum. Verginin vergisi olmaz. Fes giydirmiyoruz yani, ama biz vergi vermeyecek şekilde belediye ile şirketler arasında ilişkileri sürdürmek zorundayız. Bunun mümkün olanı var, mümkün olmayanı var. Mümkün olan şekilde vergi vermemeye ve kar göstermemeye çalışıyoruz.”
“SUÇSA SUÇ” da demişiniz, bu suçtur be başkanım, bunun başka bir tanımı yok.
Kazancın vergisini vermek zorundasınız! Yoksa siz kendi şirketleriniz dede bu uygulamayı mı yapıyorsunuz, diye birileri sorarsa ne cevap verirsiniz?
Pardon Başkanım, Belediye şirketlerinden hangisi zararına iş yapıyor?
Ulaşımı ucuz mu sağlıyorsunuz, yoksa suyumu ucuza veriyorsunuz?
Hangi hizmeti ucuz sağlıyorsunuz da?
Hangi mantıkla zarar ediyorsunuz, hangi mantıkla anlamamızı bekliyorsunuz?
Bizlerin bilmediği bir mantık hesabı var mıdır?
Gelelim günümüze, Aziz Başkan’a göre, “ Devlet ve hükümetler zarar etmezse, hükümetlerin her sene vergi toplamasının bir gereği yoktur. Devlet kurumları, yaptıkları hizmet karşılığında zarar ederler”
Demek oluyor ki vergiler devletler, hükümetler zarar ediyor diye toplanırmış meğer!
Aziz Başkan sözlerine şöyle devam etmiş. “ ESHOT’un zararından kimse bahsetmemektedir. Zararı hepsinden büyüktür, ama kimse dem vuramamaktadır ”
Aziz Başkanım Eshot Belediye şirketi değil ki! Tüm Belediye Şirketleri A.Ş olarak biliniyor, ESHOT’ UN A.Ş varda bizler mi bilmiyoruz?
Bizler Belediye Şirketleri zarar ediyor diyoruz. Yoksa siz, Eshot’u Belediye Şirketi olarak mı görüyorsunuz?
İzulaş, izdeniz, İzelman, hadi zarar ediyor haklı gerekçeniz var diyelim. Ya diğer şirketler,
İZFAŞ A.Ş, İzmir ilinde bu kadar fuarlar yapılıyor da neden zarar ediyor?
GRAND PLAZA A.Ş, İzmir ilinde bu kadar çok kafeterya varken, hepside mi zarar ediyor?
İZBETON A.Ş, Belediyeden iş alan, Asfalt döken, taş satan, yol yapan, belediyenin arsasında şantiyesi olan bir şirket neden zarar eder?
İZ ENERJİ A.Ş, Belediyenin reklam işleri hep mi zarar eder?
EGE ŞEHİR PLANLAMA A.Ş imar ve konut işleriyle ilgilenirken, neden zarar eder?
İZBELKOM A.Ş neden zarar ediyor?
2009 yılında, 58 milyon 855 bin 462 TL iken,2011 yılında 205 milyon 778 bin TL ye nasıl çıkarabildiniz? İşte onu çok merak ediyorum.
Böylesine bir zarar grafiği var mıdır?
Mahkemeye verdiğiniz savunma metninin,98. maddesini okudum ve çok şaşırdım.
98. maddenin son paragrafında, “Ben aktif siyasete başlamadan önce defalarca İzmir’de vergi rekortmenleri arasında ismi anılan bir kişiyken, aktif siyaset yaşamım ile kazançlarım düşmüştür”
Başkanım siz İzmir Belediye Başkanı olduktan sonra, Belediye Şirketlerinin de kazançları düşmüş müdür?
Ertan Sayın ne güzel söylemiş, belediye şirketleri için.
Çünkü kötü yönetiliyorlar. Çünkü çiftlik gibiler. Çünkü arpalıklar. Çünkü zarar eden şirkette, yönetim kurulu üyeleri, para almaya utanmadan binlerce lirayı cebine indiriyor.
İZSU'DA NELER OLUYOR
İZSU’DA NELER OLUYOR?
İZSU Genel Müdürlüğü’nde 2009 yılında açılan, Görevde Yükselme Sınavı’nda sınavı kazandıkları halde atamaları yapılmayan Şef ve Müdürlerin durumlarıyla ilgili defalarca yazılar yazdım.
Her yazımdan sonra bir hareketlenme olduysa da, hala sınavı kazanan kişilerin atamaları, her nedense yapılamadı.
Bu atamalar neden yapılmamaktadır?
2012 yılında açılan Şeflik Sınavı’nda başarılı olan personelin tespiti ile ilgili olarak oluşturulan sınav komisyonunca her iki sınavda da başarılı olan personelin atanmaları hususunda ayrı, ayrı değerlendirmeler de yapılmış.
Hala neden beklenmekte?
İlk sınavda başarılı olanların bu görevlere atanabileceği komisyon üyelerince ittifaka yakın çoğunlukla beş üyeden dördünün atama yönünde, birinin ise mahkemeye yapılan itiraz nedeni ile bekletilmesi yönünde karar belirttiği halde neden beklemek zorundalar?
2012 yılında yapılan sınavları kazananların atamalarının yapılması hususunda ittifakla bir rapor oluşturup Genel Müdürlüğe sunulduğu, komisyonun 2009 yılında açılan sınav için bu işlemin çok daha evvel yapılmış olması gerektiğini, hiç düşünmediniz mi?
İnsani ve vicdani olarak, sınavda kazananların hak ettikleri mertebelere gelmesi hangi nedenle engellene bilir ki?
Her iki sınavda da hak edenlerin atamalarının birlikte yapılması gerektiği komisyon kararının imza edildiği Sayın Genel Müdür Ahmet Hamdi Alpaslan ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin bu sonuca sıcak baktıkları, bu konuda İnsan Kaynakları Ve Eğitim Dairesi Başkanlığı’nca gerekli işlemlerin hazır edilmiş olmasına rağmen neden yeniden durdu?
Sayın Genel Müdür’ün geri adım atarak bu işi sürüncemede koymasının nedeni nedir?
Hangi ahbap çavuş ilişkileri devreye sokulmuştur?
Bu işin arkasında, önünde, yanında kimler vardır? Abone İşleri Dairesi Başkanı Yusuf Değerli ve Şeflik Sınavı’nda barajı aşamayan Karşıyaka Şube Müdürü Saffet Özdemir ve Bornova Şube Müdürü Cemal Aydın’ın bu konuda bir fonksiyonları var mıdır?
Araya koydukları hatırlı kişi ya da kişiler kimdir? Bu sorunun cevabını ben biliyorum da inanmak istemiyorum. Bu profesör kimdir desem anlar mısınız?
Bu hatırlı kişiyi devreye koyarak, halen yürüttükleri haksız ve hukuksuz vekâletlerin ellerinden gideceği telaşı içinde midirler?
Sayın Genel Müdür neden geri adım atmıştır?
Sınav Komisyon Üyeleri’nin insani ve vicdani kanaatimiz diye ifade ettikleri imzalarına neden ipotek konulmuştur?
Sayın Dürüst Başkan, Aziz Kocaoğlu ‘’Sezar’ın hakkı Sezar’a verilsin.’’ diyor, ama bunu İZSU da kimse duymuyor da işin içine hatırlı kişiler girince acaba başka hangi işler halloluyor?
Atamaları yapılmayan bu insanlarda meydanlarda, ADALET İSTERLERSE..,
İZSU ile ilgili Kemalpaşa İlçesinden çok şikayet gelmekte..,
Bu şikayetlere geçmeden evvel İZSU web sitesinde, yayınlanan bir habere bakalım..,
Kemalpaşa'ya Su ve Kanal Yatırımı Geliyor
18.02.2011. Kemalpaşa İleri Biyoloijik Atıksu Arıtma Tesisi’ni 2010 yılında 6.5 milyon liralık yatırımla hizmete alarak bölgenin evsel atıklarının çevreye zarar vermesini engelleyen İzsu Genel Müdürlüğü, ilçedeki alt yapı çalışmalarına devam ediyor.
Yeni çalışmalar kapsamında, Kemalpaşa’nın Ören Mahallesi’ndeki eski içme suyu iletim hattını yenilenecek ve Sütçüler ve Yenmiş köylerinin evsel atıkları da arıtmaya bağlanacak.
Kemalpaşa ilçesi ile birlikte Bağyurdu, Armutlu, Ören, Aşağı Kızılca, Yukarı Kızılca, Yiğitler, Örnekköy ve Çınarköy yerleşim yerlerinin evsel atıkları Kemalpaşa Arıtması’nda toplayarak biyolojik arıtmadan geçiren İZSU; Sütçüler ve Yenmiş köylerinin evsel atıklarını da arıtmaya aktarmak için ihaleye çıktı. İZSU Genel Müdürlüğü, ihale sürecinin tamamlanmasının ardından iki köyde çalışmalara başlayacak. "Kemalpaşa İlçesi Sütçüler ile Yenmiş Köyü’nün Atıksu Hatlarının Kemapaşa Kolektörü'ne Aktarılması ve Pompa İstasyonu İnşaatı" işi kapsamında 987 bin TL’lik yatırımla 7 kilometre uzunluğunda kanal hattı döşenecek ve bir adet pompa istasyonu yapılarak evsel atıkların Kemalpaşa Kolektörü’ne iletilmesi sağlanacak. Önümüzdeki günlerde başlayacak çalışmalar 4 ayda tamamlanacak.
İZSU ayrıca, ilçenin Ören Mahallesi’ne su ileten 25 yıllık asbest iletim hattını da yenileyecek. Evlerin altından geçen hat yola alınacak, su kesintileri ve kayıpları ortadan kalkacak. 3.5 kilometrelik hat, 253 bin TL’lik yatırımla basınca dayanıklı sağlıklı borularla yenilenecek. İhale sürecinin tamamlanmasının ardından başlayacak çalışmalar iki ayda tamamlanacak.
Neden süresinde, işler bitmez ki?
18.02.2011 Tarihinde, bahsi gecen ihalenin 4 ay içerisinde tamamlanacağı söylenmiş, ne oldu da tamamlanamamış?
Bana gelen iddiaya bakılacak olursa, Kemalpaşa, Sütçüler arasında bulunan Cennet Kabristanı yakınındaki bir arazi Milli Emlak İZSU’YA vermiş, Biyolojik Arıtma Tesisi için. Ancak uygulanması gereken şartnameye aykırı hareket edildiği için problem çıkmış.
Bu iddialar doğrumudur?
2011 yılında ihale edilen bu iş neden hala bitmemiştir?
Kemalpaşa halkı sokaklarda yürüyemez duruma neden getirilmiştir. Geçen hafta Kemalpaşa’ya gittim, caddeler köstebek yuvası haline gelmiş. Kemalpaşa Belediye Başkanı kendi sitesinde yer verdiği haberlerde, 2011 yılının sonunda bu çile bitecek demesine karşın neden hala caddeler bu durumda?
Borular Örnekköy’den sonra neden Armutluya ya da Kızılcaya döşenmeden, Bağyurdu’na boru döşemesi yapılmış? Bu iddialar doğrumudur?
Kemalpaşa Nif Dağında, alabalık çiftliği yakınında, beş ayrı kaynak suyu borularla Buca’ya aktarılıyorlar iddiaları doğrumudur?
Eğer bu iddialar doğru ise eğer, neden Kemalpaşa’nın yakınındaki Damlacık Köyü bu suyu kullanamıyor da, İZSU tankerlerle buraya su taşıyor?
Damlacık Köyü’nün suyu ARSENİKLİ olduğu için mi, İZSU tarafından suları kesildi?
Armutlu, Ören, Örnekköy, yerleşim alanlarının atık suları halka açık derelere mi akıyor? Eğer bu iddialar doğru ise hani dereler ıslah edilmişti.
Kemalpaşa İZSU da beş kişilik bir aileden, dört kişisi aynı şirkette çalışması ne kadar doğrudur. Örneğin, 60 yaşında emekli olmuş bir aile reisi gece vardiyasında, kızı Kemalpaşa İZSU şubesinde çaycı, bu yetmezmiş gibi, damadı, oğlu çalışmaktamıdır?
Kemalpaşa ilçesinde bunca işsiz dururken bu sistem ne kadar etiktir. Allah bilir kundaktaki çocuğun işi de İZSU da hazır mıdır?
AK Parti Kemalpaşa neden halkın sorunlarıyla ilgilenmiyor?
Rıdvan Karakayalı 2011 yılında söylediği sözü bir kez daha hatırlatmakta fayda görmekteyim.
Kemalpaşa Belediyesinin girişimleri ile müteahhit firma, parke taşı döşeme ekibinin sayısını arttırdı ve kazılan yolların bir an önce kapatılması için çalışmalara hız verdi.
Pek hız verememişiniz anlaşılan 2011 yılı geçti, 2012 yılı da bitiyor, 2013 yılında biter mi bu hızla bitecek gibi de görünmüyor. Resimleri incelediyseniz bana hak vereceksiniz.
Gelecek yazım İzmir’in 1/25.000 ölçekli plan nasıl yapılmış hep birlikte inceleyeceğiz.
İZSU Genel Müdürlüğü’nde 2009 yılında açılan, Görevde Yükselme Sınavı’nda sınavı kazandıkları halde atamaları yapılmayan Şef ve Müdürlerin durumlarıyla ilgili defalarca yazılar yazdım.
Her yazımdan sonra bir hareketlenme olduysa da, hala sınavı kazanan kişilerin atamaları, her nedense yapılamadı.
Bu atamalar neden yapılmamaktadır?
2012 yılında açılan Şeflik Sınavı’nda başarılı olan personelin tespiti ile ilgili olarak oluşturulan sınav komisyonunca her iki sınavda da başarılı olan personelin atanmaları hususunda ayrı, ayrı değerlendirmeler de yapılmış.
Hala neden beklenmekte?
İlk sınavda başarılı olanların bu görevlere atanabileceği komisyon üyelerince ittifaka yakın çoğunlukla beş üyeden dördünün atama yönünde, birinin ise mahkemeye yapılan itiraz nedeni ile bekletilmesi yönünde karar belirttiği halde neden beklemek zorundalar?
2012 yılında yapılan sınavları kazananların atamalarının yapılması hususunda ittifakla bir rapor oluşturup Genel Müdürlüğe sunulduğu, komisyonun 2009 yılında açılan sınav için bu işlemin çok daha evvel yapılmış olması gerektiğini, hiç düşünmediniz mi?
İnsani ve vicdani olarak, sınavda kazananların hak ettikleri mertebelere gelmesi hangi nedenle engellene bilir ki?
Her iki sınavda da hak edenlerin atamalarının birlikte yapılması gerektiği komisyon kararının imza edildiği Sayın Genel Müdür Ahmet Hamdi Alpaslan ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin bu sonuca sıcak baktıkları, bu konuda İnsan Kaynakları Ve Eğitim Dairesi Başkanlığı’nca gerekli işlemlerin hazır edilmiş olmasına rağmen neden yeniden durdu?
Sayın Genel Müdür’ün geri adım atarak bu işi sürüncemede koymasının nedeni nedir?
Hangi ahbap çavuş ilişkileri devreye sokulmuştur?
Bu işin arkasında, önünde, yanında kimler vardır? Abone İşleri Dairesi Başkanı Yusuf Değerli ve Şeflik Sınavı’nda barajı aşamayan Karşıyaka Şube Müdürü Saffet Özdemir ve Bornova Şube Müdürü Cemal Aydın’ın bu konuda bir fonksiyonları var mıdır?
Araya koydukları hatırlı kişi ya da kişiler kimdir? Bu sorunun cevabını ben biliyorum da inanmak istemiyorum. Bu profesör kimdir desem anlar mısınız?
Bu hatırlı kişiyi devreye koyarak, halen yürüttükleri haksız ve hukuksuz vekâletlerin ellerinden gideceği telaşı içinde midirler?
Sayın Genel Müdür neden geri adım atmıştır?
Sınav Komisyon Üyeleri’nin insani ve vicdani kanaatimiz diye ifade ettikleri imzalarına neden ipotek konulmuştur?
Sayın Dürüst Başkan, Aziz Kocaoğlu ‘’Sezar’ın hakkı Sezar’a verilsin.’’ diyor, ama bunu İZSU da kimse duymuyor da işin içine hatırlı kişiler girince acaba başka hangi işler halloluyor?
Atamaları yapılmayan bu insanlarda meydanlarda, ADALET İSTERLERSE..,
İZSU ile ilgili Kemalpaşa İlçesinden çok şikayet gelmekte..,
Bu şikayetlere geçmeden evvel İZSU web sitesinde, yayınlanan bir habere bakalım..,
Kemalpaşa'ya Su ve Kanal Yatırımı Geliyor
18.02.2011. Kemalpaşa İleri Biyoloijik Atıksu Arıtma Tesisi’ni 2010 yılında 6.5 milyon liralık yatırımla hizmete alarak bölgenin evsel atıklarının çevreye zarar vermesini engelleyen İzsu Genel Müdürlüğü, ilçedeki alt yapı çalışmalarına devam ediyor.
Yeni çalışmalar kapsamında, Kemalpaşa’nın Ören Mahallesi’ndeki eski içme suyu iletim hattını yenilenecek ve Sütçüler ve Yenmiş köylerinin evsel atıkları da arıtmaya bağlanacak.
Kemalpaşa ilçesi ile birlikte Bağyurdu, Armutlu, Ören, Aşağı Kızılca, Yukarı Kızılca, Yiğitler, Örnekköy ve Çınarköy yerleşim yerlerinin evsel atıkları Kemalpaşa Arıtması’nda toplayarak biyolojik arıtmadan geçiren İZSU; Sütçüler ve Yenmiş köylerinin evsel atıklarını da arıtmaya aktarmak için ihaleye çıktı. İZSU Genel Müdürlüğü, ihale sürecinin tamamlanmasının ardından iki köyde çalışmalara başlayacak. "Kemalpaşa İlçesi Sütçüler ile Yenmiş Köyü’nün Atıksu Hatlarının Kemapaşa Kolektörü'ne Aktarılması ve Pompa İstasyonu İnşaatı" işi kapsamında 987 bin TL’lik yatırımla 7 kilometre uzunluğunda kanal hattı döşenecek ve bir adet pompa istasyonu yapılarak evsel atıkların Kemalpaşa Kolektörü’ne iletilmesi sağlanacak. Önümüzdeki günlerde başlayacak çalışmalar 4 ayda tamamlanacak.
İZSU ayrıca, ilçenin Ören Mahallesi’ne su ileten 25 yıllık asbest iletim hattını da yenileyecek. Evlerin altından geçen hat yola alınacak, su kesintileri ve kayıpları ortadan kalkacak. 3.5 kilometrelik hat, 253 bin TL’lik yatırımla basınca dayanıklı sağlıklı borularla yenilenecek. İhale sürecinin tamamlanmasının ardından başlayacak çalışmalar iki ayda tamamlanacak.
Neden süresinde, işler bitmez ki?
18.02.2011 Tarihinde, bahsi gecen ihalenin 4 ay içerisinde tamamlanacağı söylenmiş, ne oldu da tamamlanamamış?
Bana gelen iddiaya bakılacak olursa, Kemalpaşa, Sütçüler arasında bulunan Cennet Kabristanı yakınındaki bir arazi Milli Emlak İZSU’YA vermiş, Biyolojik Arıtma Tesisi için. Ancak uygulanması gereken şartnameye aykırı hareket edildiği için problem çıkmış.
Bu iddialar doğrumudur?
2011 yılında ihale edilen bu iş neden hala bitmemiştir?
Kemalpaşa halkı sokaklarda yürüyemez duruma neden getirilmiştir. Geçen hafta Kemalpaşa’ya gittim, caddeler köstebek yuvası haline gelmiş. Kemalpaşa Belediye Başkanı kendi sitesinde yer verdiği haberlerde, 2011 yılının sonunda bu çile bitecek demesine karşın neden hala caddeler bu durumda?
Borular Örnekköy’den sonra neden Armutluya ya da Kızılcaya döşenmeden, Bağyurdu’na boru döşemesi yapılmış? Bu iddialar doğrumudur?
Kemalpaşa Nif Dağında, alabalık çiftliği yakınında, beş ayrı kaynak suyu borularla Buca’ya aktarılıyorlar iddiaları doğrumudur?
Eğer bu iddialar doğru ise eğer, neden Kemalpaşa’nın yakınındaki Damlacık Köyü bu suyu kullanamıyor da, İZSU tankerlerle buraya su taşıyor?
Damlacık Köyü’nün suyu ARSENİKLİ olduğu için mi, İZSU tarafından suları kesildi?
Armutlu, Ören, Örnekköy, yerleşim alanlarının atık suları halka açık derelere mi akıyor? Eğer bu iddialar doğru ise hani dereler ıslah edilmişti.
Kemalpaşa İZSU da beş kişilik bir aileden, dört kişisi aynı şirkette çalışması ne kadar doğrudur. Örneğin, 60 yaşında emekli olmuş bir aile reisi gece vardiyasında, kızı Kemalpaşa İZSU şubesinde çaycı, bu yetmezmiş gibi, damadı, oğlu çalışmaktamıdır?
Kemalpaşa ilçesinde bunca işsiz dururken bu sistem ne kadar etiktir. Allah bilir kundaktaki çocuğun işi de İZSU da hazır mıdır?
AK Parti Kemalpaşa neden halkın sorunlarıyla ilgilenmiyor?
Rıdvan Karakayalı 2011 yılında söylediği sözü bir kez daha hatırlatmakta fayda görmekteyim.
Kemalpaşa Belediyesinin girişimleri ile müteahhit firma, parke taşı döşeme ekibinin sayısını arttırdı ve kazılan yolların bir an önce kapatılması için çalışmalara hız verdi.
Pek hız verememişiniz anlaşılan 2011 yılı geçti, 2012 yılı da bitiyor, 2013 yılında biter mi bu hızla bitecek gibi de görünmüyor. Resimleri incelediyseniz bana hak vereceksiniz.
Gelecek yazım İzmir’in 1/25.000 ölçekli plan nasıl yapılmış hep birlikte inceleyeceğiz.
BU NE YAMAN ÇELİŞKİ
BU NE YAMAN ÇELİŞKİ!!!
Bugün internet yerel medyasında bir haberi okuyunca çok şaşırdım. Roman vatandaşlarımızı polis ve zabıta yoluyla evlerinden çıkarılmışlar.
Şimdi sormak istiyorum, hangi aydayız? Kış ayındayız.
Peki, bu Roman Kardeşlerimiz, kış kıyamette ne yapacak? Bu sorunun cevabı var mıdır?
Ege Mahallesi, İzmir Büyükşehir Belediye Bakanlar Kurulu’ndan onay alarak kentsel dönüşüm bölgesi ilan edilmemiş miydi?
Peki, neden şimdi?
1993 yılında İl özel İdaresi kararıyla, Konak Belediyesine verilen bu dükkânların, kirasını 2011 yılına kadar neden İzmir Büyükşehir Belediyesi alıyordu?
2011 yılının mart ayından sonra, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kiracılarıyla Konak Belediyesine devretmemiş midir?
Konak Belediyesi olarak Roman Vatandaşlarının tahliye işlemlerini yapacağınıza, neden, bunca yıl sizin yerinize kira alan, İzmir Büyükşehir Belediye’sinden kiralarınızı istemiyorsunuz?
Aradan, 18 yıl geçmiş. Burada Konak Belediye'sinin zararı yok mudur?
1993 yılından bugüne kadar neden, belediye görevlileri masa başından kalkıp bir zahmet kontrol etmemişler?
Konak Belediye’si, Milli Emlak kira yönetmeliğine göre, kiralamaların en az beş yıl yapılacağı kararını da yakın bir tarihte meclisten çıkarmış.
Ha şimdi ne olacak, tekrar kiraya da veremeyeceksiniz, kiralamaların en az beş yıl yapılacağını meclis kararıyla almışınız da.
Bu zamana kadar dükkân olarak kiralanan yerlerin, meskene çevrilmesini görmezden gelirken şimdi neden diye sormazlar mı?
Burası zaten “ kentsel dönüşüm “ bölgesi değil mi? Yoksa sadece vaat olarak mı kalacak?
Konak Kaymakam’ını, defalarca Yapı Kullanım Belgesi olmadan işletmeye açılan otel, mühür fevki yapılan işletmeler için aramıştım, bir kere geri dönüş yapmadılar.
Konak Kaymakam’lığının, Bilgi edinme birimini de ruhsatsız yerler ile ilgili yazılar yazmış olmama karşın bir kez zahmet edip geri dönüş yapmadılar.
Her nedense, tahliye işlemi, Konak Kaymakamlığı’na gidince vatandaşlar hakkında ‘devlet malına zarar verdikleri’ gerekçesiyle çıkarılmasına başlandı.
Roman Vatandaşları kış günü sokakta kalmalarını sağlayan, bu karara nasıl imza atabildiniz de, Yapı Kullanım Belgesi olmayan bir otelin nasıl müşteri kabul edebildiğini sorgulamıyorsunuz. Ya da mühürlenen yerler nasıl faaliyetlerine devam edebiliyor?
Konak Kaymakam’ından bir cevap alır mıyım?
Şimdi ise,tahliye edilen yerlerin ihale yöntemiyle satışa çıkartılacağı söyleniyor, bana kalırsa bu yerler Roman Kardeşlerimize aittir, satılmamalı, kentsel dönüşüm yapılacak ise eğer, bu onların hakkıdır.
Alman Kulesi Evleri dosyasını bana zorla açtıracaksınız, vatandaş zarar görmesin diye bekletiyordum.
Önce Dürüst Başkan “ fayton sefası” adı altında Roman Kardeşlerimizin öz işine el attı, ardından Konak Belediyesi, Konak Kaymakamlığı şimdi sırada ne var?
Lütfen bu satırları okurken, bir düşünün, işinizin elinizden alındığını, ardından evinizin, ne yapardınız?
Çok şaşkınım, hem de çok, İzmir ilinde yıkım kararı çıkan koca fabrikalar var, yıkım ihalesine kimse katılmadığı gerekçesiyle 20 yıl yıkımı bekleyen fabrikalar var, kaçak katı olan koca binalar şehrin göbeğinde iken, kimse bir şey yapmazken niye diye soruyorum, lakin cevap bulamıyorum.
Diğer taraftan Tansaşlar, halkın kullanımında olan yerlerde, kazançlarını sürdürüyor!
İzmir Büyükşehir Belediye Emlak Yönetimi Daire Başkanı A.Nejat Güçlü tarafından imzalanıp yollanan belgede,
2018 sokak No 7 Bostanlı Mahallesi, 277 sokak No 35 Halilrıfatpaşa Mahallesi, 260 sokak No 11 Mansuroğlu Mahallesinde bulunan TANSAŞ mağazalarının, kira sözleşmeleri fesih edilmiş olup, yasal işlemler devam etmektedir.
Bu yasal işlemler kaç yıl sürecek?
Sayın İBB 15.08.2012 tarihinde Emlak Yönetimi Dairesi olarak yıkım işlemlerinin yapılmasının gerektiği,
12.09.2012 tarih ve 020-5089 sayı ile başkanlık oluru alınarak, binaların kira sözleşmelerinin feshedilerek tahliye işlemlerinin başlatılması ve tahliye sonucunda da yıkımına karar verildiği, Hukuk müşavirliğince de tahliyeye ilişkin hukuki işlemlere başlatıldığı.
Peki, o zaman, hala neden TANSAŞLAR mağazalarında market faaliyetlerine devam edebilmektedir? TANSAŞLAR olunca farklı mı oluyor?
Ayrıca tarafıma yollanan İBB Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığından gelen yazı ise beni yine şaşırttı. Buca şirinyer Tansaş, Narlıdere Tansaş, Alaybey Tansaş binasının bulunduğu taşınmaz belediyenin mülkiyetindedir.
Pardon belediyenin mülkiyetinde olması, park ve yeşil alanlar, kısaca kamunun malı üzerinde kazanç sağlamalarına müsaade etmez ki. Eskiden Tansaşlar İzmir Belediye’sine ait “ Tanzim Satış Mağazaları “ adı altında kurulan bir şirketti. Şimdi yabancı sermayenin işletiminde bir şirket tarafından market faaliyetlerini sürdürüyor.
Burası halkın kullanımında olması gereken yerlerdir. Halk için park yap, otopark yap! Yabancı Guruplar rantlarına rant katıyor.
Derhal buralardan çıkartılmalıdır. Roman Kardeşlerimiz için zabıta ve polis gücü ile evlerinden nasıl yaka paça çıkarılıyorsa, kamunun üzerinde faaliyet gösteren ve kamunun menfaatine bir kuruş harcamayan bu kuruluşlarda çıkarılsın efendim.
Bu konuda sonuna kadar gideceğim hiç merak buyurmayınız!
Bugün internet yerel medyasında bir haberi okuyunca çok şaşırdım. Roman vatandaşlarımızı polis ve zabıta yoluyla evlerinden çıkarılmışlar.
Şimdi sormak istiyorum, hangi aydayız? Kış ayındayız.
Peki, bu Roman Kardeşlerimiz, kış kıyamette ne yapacak? Bu sorunun cevabı var mıdır?
Ege Mahallesi, İzmir Büyükşehir Belediye Bakanlar Kurulu’ndan onay alarak kentsel dönüşüm bölgesi ilan edilmemiş miydi?
Peki, neden şimdi?
1993 yılında İl özel İdaresi kararıyla, Konak Belediyesine verilen bu dükkânların, kirasını 2011 yılına kadar neden İzmir Büyükşehir Belediyesi alıyordu?
2011 yılının mart ayından sonra, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kiracılarıyla Konak Belediyesine devretmemiş midir?
Konak Belediyesi olarak Roman Vatandaşlarının tahliye işlemlerini yapacağınıza, neden, bunca yıl sizin yerinize kira alan, İzmir Büyükşehir Belediye’sinden kiralarınızı istemiyorsunuz?
Aradan, 18 yıl geçmiş. Burada Konak Belediye'sinin zararı yok mudur?
1993 yılından bugüne kadar neden, belediye görevlileri masa başından kalkıp bir zahmet kontrol etmemişler?
Konak Belediye’si, Milli Emlak kira yönetmeliğine göre, kiralamaların en az beş yıl yapılacağı kararını da yakın bir tarihte meclisten çıkarmış.
Ha şimdi ne olacak, tekrar kiraya da veremeyeceksiniz, kiralamaların en az beş yıl yapılacağını meclis kararıyla almışınız da.
Bu zamana kadar dükkân olarak kiralanan yerlerin, meskene çevrilmesini görmezden gelirken şimdi neden diye sormazlar mı?
Burası zaten “ kentsel dönüşüm “ bölgesi değil mi? Yoksa sadece vaat olarak mı kalacak?
Konak Kaymakam’ını, defalarca Yapı Kullanım Belgesi olmadan işletmeye açılan otel, mühür fevki yapılan işletmeler için aramıştım, bir kere geri dönüş yapmadılar.
Konak Kaymakam’lığının, Bilgi edinme birimini de ruhsatsız yerler ile ilgili yazılar yazmış olmama karşın bir kez zahmet edip geri dönüş yapmadılar.
Her nedense, tahliye işlemi, Konak Kaymakamlığı’na gidince vatandaşlar hakkında ‘devlet malına zarar verdikleri’ gerekçesiyle çıkarılmasına başlandı.
Roman Vatandaşları kış günü sokakta kalmalarını sağlayan, bu karara nasıl imza atabildiniz de, Yapı Kullanım Belgesi olmayan bir otelin nasıl müşteri kabul edebildiğini sorgulamıyorsunuz. Ya da mühürlenen yerler nasıl faaliyetlerine devam edebiliyor?
Konak Kaymakam’ından bir cevap alır mıyım?
Şimdi ise,tahliye edilen yerlerin ihale yöntemiyle satışa çıkartılacağı söyleniyor, bana kalırsa bu yerler Roman Kardeşlerimize aittir, satılmamalı, kentsel dönüşüm yapılacak ise eğer, bu onların hakkıdır.
Alman Kulesi Evleri dosyasını bana zorla açtıracaksınız, vatandaş zarar görmesin diye bekletiyordum.
Önce Dürüst Başkan “ fayton sefası” adı altında Roman Kardeşlerimizin öz işine el attı, ardından Konak Belediyesi, Konak Kaymakamlığı şimdi sırada ne var?
Lütfen bu satırları okurken, bir düşünün, işinizin elinizden alındığını, ardından evinizin, ne yapardınız?
Çok şaşkınım, hem de çok, İzmir ilinde yıkım kararı çıkan koca fabrikalar var, yıkım ihalesine kimse katılmadığı gerekçesiyle 20 yıl yıkımı bekleyen fabrikalar var, kaçak katı olan koca binalar şehrin göbeğinde iken, kimse bir şey yapmazken niye diye soruyorum, lakin cevap bulamıyorum.
Diğer taraftan Tansaşlar, halkın kullanımında olan yerlerde, kazançlarını sürdürüyor!
İzmir Büyükşehir Belediye Emlak Yönetimi Daire Başkanı A.Nejat Güçlü tarafından imzalanıp yollanan belgede,
2018 sokak No 7 Bostanlı Mahallesi, 277 sokak No 35 Halilrıfatpaşa Mahallesi, 260 sokak No 11 Mansuroğlu Mahallesinde bulunan TANSAŞ mağazalarının, kira sözleşmeleri fesih edilmiş olup, yasal işlemler devam etmektedir.
Bu yasal işlemler kaç yıl sürecek?
Sayın İBB 15.08.2012 tarihinde Emlak Yönetimi Dairesi olarak yıkım işlemlerinin yapılmasının gerektiği,
12.09.2012 tarih ve 020-5089 sayı ile başkanlık oluru alınarak, binaların kira sözleşmelerinin feshedilerek tahliye işlemlerinin başlatılması ve tahliye sonucunda da yıkımına karar verildiği, Hukuk müşavirliğince de tahliyeye ilişkin hukuki işlemlere başlatıldığı.
Peki, o zaman, hala neden TANSAŞLAR mağazalarında market faaliyetlerine devam edebilmektedir? TANSAŞLAR olunca farklı mı oluyor?
Ayrıca tarafıma yollanan İBB Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığından gelen yazı ise beni yine şaşırttı. Buca şirinyer Tansaş, Narlıdere Tansaş, Alaybey Tansaş binasının bulunduğu taşınmaz belediyenin mülkiyetindedir.
Pardon belediyenin mülkiyetinde olması, park ve yeşil alanlar, kısaca kamunun malı üzerinde kazanç sağlamalarına müsaade etmez ki. Eskiden Tansaşlar İzmir Belediye’sine ait “ Tanzim Satış Mağazaları “ adı altında kurulan bir şirketti. Şimdi yabancı sermayenin işletiminde bir şirket tarafından market faaliyetlerini sürdürüyor.
Burası halkın kullanımında olması gereken yerlerdir. Halk için park yap, otopark yap! Yabancı Guruplar rantlarına rant katıyor.
Derhal buralardan çıkartılmalıdır. Roman Kardeşlerimiz için zabıta ve polis gücü ile evlerinden nasıl yaka paça çıkarılıyorsa, kamunun üzerinde faaliyet gösteren ve kamunun menfaatine bir kuruş harcamayan bu kuruluşlarda çıkarılsın efendim.
Bu konuda sonuna kadar gideceğim hiç merak buyurmayınız!
20 Kasım 2012 Salı
İZELMAN İHALESİ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
İZELMAN İHALESİ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ!
İhalenin koşulları var, ihale sonuçlanmadan bu şekilde yaygara koparılmasının nedenlerini kendimce düşünmeden, edemedim.
Acaba Pervin Şenel Genç, gündemden düştü diye mi,
Büyükşehir davası, 24 Ocağa ertelendi, meydanlarda Adalet İstenemiyor,
Çete Kitabı istenilen ilgiyi görmedi,
Aziz Başkan’ın bir şekilde gündem oluşturup, gündeme oturması gerekiyordu, İZELMAN ihalesi can suyu oldu.
Bu tür ihalelerde, belediye gerçekten kendi şirketinin almasını istiyorsa, bu konuda insanları mağdur etmeden, kararlı bir şekilde, çözme amacını taşıyorsa, kapalı zarf usulü yapılan ihale sonrası, ihaleyi açık eksiltme ( pazarlık ) yöntemine çevirip, zararına da olsa, hiçbir tartışma olmadan ihaleyi İZELMAN’ın almasını sağlayabilirdi.
Bu olayda bazıları çıkıp İZELMAN niye zarar etsin diyebilir.
Ancak belediye şirketleri zaten zarar ediyor, belediye her yıl bu şirketlere, sermaye artırımı yoluyla maddi destek veriyor. Son meclis toplantısında, belediye şirketlerinin zararı konusunda Yusuf Kenan Çakar’la, Sırrı Aydoğan arasında geçen diyalog yerel medyada geniş bir şekilde yer almıştı.
Kısaca belediye, bu ihaleyi gerçekten tartışmasız, çalışanları ve İzmirlileri, strese sokmadan İZELMAN Şirketine isteseydi verebilirdi.
İZELMAN’a belediye yıllık 50 milyon yerine, 60-65 milyon sermaye artırımı yaparak sorunu çözebilirdi. Ama ne yazık ki böyle yapılmadı.
Akla gelebilecek soruları sıralarsak,
1) İhale komisyonu, bu yöntemi bilmiyordu, (Yılların Eshot’çusu Genel Müdür Faruk Alçelik’in bu konuyu bilmemesi akla mantığa uygun gelmiyor)
2) Birileri Eshot Encümenine, önce atı kaybettirip sonra eşek buldurmasıyla birilerinin yetinmesi gerektiği mesajını mı verdirtmek istedi?
3) Böylesine bir ihale sonrası dirençli bir sendika olan DİSK ve GENEL İŞ bir dahaki toplu sözleşmede, Aziz Kocaoğlu’nun 2 yıldır telaffuz ettiği “ sıfır zam “ önerisine dolaylı kabule mi zorlandı?
4) Daha önceki yazılarımda, belirttiğim gibi, belediye şirketlerinde deneyimli eski personellerin çıkartılması operasyonunun hızlandırılması ve bu konudaki GENEL İŞ SENDİKASININ karşı direncinin kırılması mıdır.
5) Bir süredir işçi personeliyle gittikçe arası bozulan Aziz Kocaoğlu’nun böyle bir yöntemle kurtarıcı gibi arasının düzeltilmesi mi?
Bu sorularımın hepsi benim olduğu gibi birçok İzmirlinin de kafasına takılan soruların, ortada olan bölümünü sizlerle paylaşmaya çalıştım.
Bir haftadır ihaleyi İZELMAN ihaleyi kaybetti haberleri çıkartılıp, sendikanın eyleme zorlanması değil midir?
İhaleyi alan şirketin, doğrumu değil mi, iyi bilmiyorum “ Deniz Feneri Derneği” ile ilişkilendirilmesi ve yazımın baş kısmında belirttiğim komisyonun adına, basiretsizlik mi, beceriksizlik mi, iş bilmezlik mi ya da unutkanlık mı diyeceğim, (Tabii ki belediye üst yönetiminin, çünkü Eshot görev dağılım şemasında doğrudan başkana bağlı görülüyor)
Gözden kaçırılması ve hiç dile getirilmemesi ne kadar manidar değil mi?
İnternet yerel haberlerinde, Serdar Öztürk “ El feneri versek uyar mı?” Mehmet Ali Çavuş “ İzelman’da ölümü gösterip, sıtmaya razı etme oyunu” adlı yazılara bir göz attığınızda, benim yazdığım şıkların bir kısmını internet medyasında yazan yazarlardır.
Ancak güçlü yerel medyasıyla övünen Ege ve İzmir ekleri çıkaran yazılı basın organları da bu konuda araştırıcı ya da eleştirisel bir yazının yer almaması beni yeniden göreve davet etti.
Bu sorularıma Eshot Genel Müdürlüğünden yazılı bir cevap beklemekteyim.
Eshot Genel Müdürü Faruk Alçelik 21-22 Şubat 2013 tarihleri arasında yapılacak “İzmir’in toplu ulaşım sorunu” adlı konferansında sözlü olarak benim sorularıma muhatap olmak istemiyorsa eğer, bu yazdıklarıma mutlaka cevap vermelidir.
Son sorum Aziz Başkan’a çalışanları ve İzmirlileri bu kadar germeye değer miydi? Madem ihaleyi iptal edebiliyordunuz da neden daha önce yapmadınız?
Tansaşlar Yeşil alanlardan, sosyal donatı alanlarından çıkartılarak gerçek sahiplerine verildi haberleri neden yerel medyada yer almıyor?
Ertan Sayın’ın kaleme aldığı “ Bizim BİT'lerin kaderi midir hep zarar etmek” yazısını hayret ve şaşkınlıkla okudum. Ertan Beyi canı gönülden kutluyorum.
Aziz Başkanım beni görmezden gelebiliyorsunuz da Ertan Sayın’ı görmezden gelemezsiniz değil mi? Hani bizim belediye en borçsuz belediye idi? Burada bir hesap hatası var mı yok mu? Siz nasıl kendi özel şirketlerinizi büyütebildiniz de vergi şampiyonu oldunuz? Niye aynı çalışmayı İzmir büyükşehir Belediyesi için yapmıyorsunuz?
Gelecek yazılarım bir hayli enteresan olacak, yazmadan yapamıyorum ne yapayım, üzgünüm yine birçok deşifrelerim olacak!
BİR DEVLET ADAMI KERAMETİ KENDİNDE GÖRMEYE BAŞLADI MI DEVLET ADAMLIĞINI YİTİRDİ DEMEKTİR. HİÇ KİMSE HİÇ KİMSEDEN DAHA AKILLI DEĞİLDİR. BİRLİKTE HERKESTEN DAHA AKILLIYIZ. MİLLET VE DEVLET İŞLERİNDE HERKES HERKESE YARDIM EDECEK VE HİÇ KİMSE BUNDAN İFTİHAR PAYI ÇIKARTMAYACAK DÜSTUR BUDUR.
M. Kemal ATATÜRK
18 Kasım 2012 Pazar
Bizi Kimler Yönetiyor?
Bizi Kimler Yönetiyor?
Söz verdiğim gibi, kamunun malının üzerinde satışlarını sürdüren, Tansaş Mağazalarının yıkım kararı ve kira sözleşmelerinin feshedilerek tahliye işlemlerinin kararını sizlerle paylaşıyorum.
Bornova, Konak, Karşıyaka, ve Bayraklı ilçelerinde bulunan söz konusu mağazaların ilçe belediyelerinin yürürlükteki 1/1000 ölçekli imar planlarıyla uyum içerisinde olmadığı ve kullanım amaçlarının farklı olduğu, bu mağazaların imar planlarında Pazar, taşıt yolu, park, bölge otoparkı spor tesisi ve amfi tiyatro ile yeşil alan olduğunu inceleme sonucunda tarafıma yollanmıştır.
Vay babam vay meğer nerelerdeymiş bu mağazalar.
Tansaş Mağazaları, sadece beş ilçe demi yeşil alanlar içerisindedir.
Ya diğer ilçelerdeki mağazalar imar planlarına uygun mudur?
Soruşturma tutanağının en ilginç yanı ise, 1987 ve sonraki birkaç yıl içinde inşa edilmiş olmaları ve kiraya verilmeleri sebebiyle söz konusu fiillerin zamanaşımına uğradığı anlaşılmış olsa da halen bu yapılar hakkında imar mevzuatı bakımından yapılması gerekenlerin olduğu, dolayısıyla bugün ki belediye görevlilerinin bu görevi yerine getirmekten sorumlu oldukları.
Söylenmiş olsa da, her nedense ikinci paragrafta, İzmir Büyükşehir ve ilçe belediye görevlilerinin hukuka aykırı bu durumun ortadan kaldırılması için ciddi çalışmalar yaptıkları belirtilmiş.
2012 yılına kadar akılları neredeymiş?
Pardon bu soruşturmayı hangi müfettişin yaptığını çok merak etmekteyim.
Müfettişin tanzim ettiği raporda, 15.08.2012 tarihinde İBB İmar ve şehircilik Daire Başkanlığı'na bağlı İmar Şube Müdürlüğü tarafından yazışmalar yapıldığı.
12.09.2012 tarihinde ise Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı'nca kira sözleşmelerinin feshedildiği de söylenmekte.
16.07.2012, 27.07.2012 tarihlerinde ilçe belediyesi tarafından yapı tatil zaptı tutulduğu, Büyükşehir Belediyesi'nin yetki alanında olduğundan Büyükşehir Belediyesi ile yazışma yapıldığı.
Gerek İzmir Büyükşehir Belediyesi ve gerekse ilçe belediyeleri bahse konu yapıların imar mevzuatı bakımından durumları öğrenildikten sonra, tahliye ve yıkıma dönük CİDDİ ve İYİ NİYETLE yaptıkları çalışmalar nedeniyle, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Fügen Selvitopu, İBB İmar dairesi başkanı Zeliha Demirel, İBB İmar İşleri Müdür Vekili Perihan Utan, Bayraklı Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Vekili Ertuğrul Ersan, Bornova Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Cengiz Karakaş, Konak Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Halil Akbaş, ve Karşıyaka Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Saliha Köroğlu hakkında 4483 sayılı Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanun hükümlerine göre 5. Ve 7. Maddeleri gereğince soruşturma izni verilmemesine.
Elbette bu akıl almaz karara, süresinde itirazlarımı yaptım, Tansaş Mağazaları'nın bulunduğu alanları gerçek sahibi olan kamuya teslim edilmesini, iki yılda yaptım. Evet, bu bence büyük bir başarıdır, her ne kadar beni görmezden gelseniz de bunu başardım.
Ancak kamunun malının üzerinde Tansaşlar'ın ticari faaliyet göstermelerine göz yuman yöneticilerin soruşturma kapsamı dışında kalmasını kabul etmek mümkün değil. Çünkü ben İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bu konu hakkında defalarca soru sordum, kamunun malı üzerinde bulunan bu mağazaları nasıl kiraya verebilirsiniz diye sorduğumda, Genel Sekreter Yardımcısı, Fügen Selvitopu imzalı yazıda,
21.11.2011 tarihinde, söz konusu kiracı tarafından işgalen kullanılan hiçbir alan bulunmamakta olup, kiralama işlemleri tamamı kira hukukuna dayalıdır. Mülkiyeti belediyemize ait olan veya belediyemizin hüküm ve tasarrufu altında bulunan şehrin muhtelif yerlerinde adı geçen kiracının kiraladığı 17 adet mağaza bulunmakta olup tamamı 20.07.1987 tarih ve 1564 sayılı belediye encümeni kararına dayalı olarak düzenlenmiş kira sözleşmeleri kapsamında kiraya verilmiştir.
Bu yazı beni ikna etmediği için tekrar, tekrar İBB'ye yazı yazdım, tarafıma yollanan yazılarda ise, daha önce bu konu hakkında tarafınıza bilgi verilmiştir, imza Fügen Selvitopu.
Soruşturmayı yapan müfettiş nasıl olur da tahliye ve yıkıma yönelik iyi niyetle çalışmalar yapıldığını söyleyebilmektedir. Eğer ben bu konunun sıkı takibini yapmamış olsaydım eğer, İBB halen kamunun malı üzerinde bulunan, mağazalardan kiralarını alacak değil miydi? Tansaş mağazaları kamunun malının üzerinde kazançlarını sürdürmeye devam etmeyecekler miydi?
Şimdi ne olacak derseniz, TANSAŞLAR yıkılamayacak çünkü yıkım ihalesine kimse girmedi diye ertelenecek, ya da mahkemeler sürmekte diye geçiştirilecek. Ancak ben bu konuyu sonuna kadar takip edeceğim. Kamunun malının üzerinden kimse rant elde edemez, etmemeli.
Diğer konulara girmeden evvel sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var, iki seneyi aşkın bir süredir İzmir'deki usulsüz planlamaları elimden geldiğince kaleme aldım, kaleme almakla yetinmedim bizzat adım, adım takibini yaptım, ben rant düşmanı mıyım?
Hayır.
Belediye başkanlarına bürokratlarına, düşman mıyım?
Hayır...
Benim istediğim tek şey var, herkese eşit davranılması...
Yazdığım konular için saygı duyduğum büyüklerim, dostlarım yazdığım kişilerle olan yakınlığından dolayı, yazmamam için benden ricada bulunuyorlar. Yazmamakla o zaman ben, ben olabilir miyim, kalemi mi satmış olmaz mıyım?
12 Kasım CHP Konak ilçe Kadın Kolları, yapı kullanım belgesi olmayan Yıldızhan Otel’de gece tertip ettiler, CHP il Başkanı, Konak ilçe Başkanı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, Gürsel Tekin ve birçok CHP yöneticisi bu geceye katıldı.
Oysa ben köşemde, Yıldızhan Otel’de yapılacak bu geceyi kaleme almıştım. CHP İzmir İl Başkanı'nı defalarca aradım, not bıraktım geri dönüş yapılmadı, ancak özel kalemine Yıldızhan Otel'in yapı kullanım belgesinin olmadığını, dolayısıyla ruhsatsız bir otelde nasıl böyle bir gece yapılacağını sormuş olmama karşın ısrarla ve inatla bu geceyi yaptılar.
Konak İlçenin sekretaryasına da uyarı yapmıştım, yine beni görmezden duymazdan geldiler, uyarılarımı dikkate almadılar.
Eski CHP İl Başkan'ını mumla arar oldum, Tacettin Bayır olsa idi asla bu gece tertip edilemezdi, nerden mi bu kanıya vardın derseniz eğer, Tacettin Başkan’ın oturduğu masada, Yıldızhan Otel’in ruhsatsız olduğu söylendiği an yüzü allak bullak olmuş ve nasıl olur böyle bir şey diye rahatsızlığını dile getirmiş.
Bana gelen haberler böyle, dedim ya Tacettin Bayır’ı mumla arıyoruz.
İzzet Yıldızhan kendisi ilahiler söylemiş, orada bulunan kişilerin rahatsızlığından sonra türkülerle devam etmiş.
Ya Hakan Başkan’a ne demeli buranın yapı kullanım belgesinin olmadığını bilmiyorlar mı? Elbet biliyorlar çünkü kendisine bağlı birimden, bu otelin yapı kullanım belgesi olmadığına dair tarafıma bilgi verildi.
Gecenin yapıldığı ertesi gün, CHP Konak İlçe Başkanlığını aradım ilçe başkanı yokmuş, Başkan Yardımcısı Ali Alanç ile görüştüm, “ Hanımefendi bizi sorgulayacağınıza İzmir Valisi ile İl Emniyet Müdürü'nü sorgulayın onlar da orada yemek yiyorlar, onları yazmazsınız değil mi”
Hayret ediyorum bu nasıl bir üsluptur?
Konak İlçe sekreteri Mehmet Bey ise, “ Kadın kollarımız orada başarılı bir yemek vermiştir, biz sonuna kadar arkasındayız. Bizler hafiye değiliz, öküz altında buzağı aramayın, Vali Bey ile İzzet Yıldızhan kol, kola gezerken orada yemek yerken, niye bununla ilgilen miyorsunuz?
Hoppala bu ne demek? Ben pek anlayamadım, bugün Sayın Valimize gideceğim bu konuları konuşmaya, İzmir Valisi'ni çok iyi tanıyorum, kendilerinin bu konudaki hassasiyetini en iyi bilenlerdenim.
Konak ilçe kadın Kolları başkanı Nükhet hanımı aradım, “ evet hanımefendi ruhsatsız olduğunu geceden iki gün evvel öğrendim, biletleri sattığım için geri dönemedim."
CHP Genel merkezini aradım, Sayın Adnan Keskin MYK toplantısındaydı, akşama doğru beni aradılar. Konuyu aktardım, “ Hanımefendi inceleyeceğim konuyu, sizi niye ilgilendiriyor onu anlayamadım” dedi...
Hakikaten beni niye ilgilendiriyor ki? Bana ne demem lazım.
Yok, öyle bir şey, sizler ilgilenmediğiniz sürece beni daha çok ilgilendiriyor, bazen kendimle savaşıyorum aman boş ver diyorum, zaman, zaman Amerika’ya bile dönmeyi düşünüyorum, çünkü değişen hiçbir şey yok, aynı hamam aynı tas.
Konak Belediyesi Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Bey Amsterdam Belediyesi'nde yıllarca çalışmış, Ömer Bey oralarda böyle bir şey olabilir mi? Ömer Bey demişken halen bilgi edinmeden cevabım gelmedi. Arkas Holding binasının ruhsatı var mı yok mu diye sormadım, kaçak katı var mı diye sordum. Bu konuda çok ciddi iddialar var vatandaş, cevabınızı bekliyor.
Konak Belediyesinde yangın merdivenine giden koridor kapatılmış, Ömer Faruk Bey’in odasını büyütmek için, bu doğru mudur? Doğruysa eğer Amsterdam Belediyesinde bu yapılabilinir mi?
Doğuş Gurubu için Konak Belediyesi meclisinin aldığı kararı iptal ettirebileceğimi öğrendim, 6165 ada 3 ve 5 parsel satışı nasıl durur gelecekte açıklayacağım, Konak Belediyesi önlemini almasın diye yazamıyorum, çok sıkıldım evraklarım çok birikti. Yazınca sizler de şaşıracaksınız, neler yapılmış neler.
Bir süreliğine ayrılıyorum, kitabım bitmek üzere, elimde olan dosyaların takibini yapıyorum, Nivent Tümer Kurtuluş face book da, cürükelmalar blogumda zaman, zaman yazacağım sevgili Yusuf İnan eskisi gibi yazılarımı alacaktır.
Balçova Belediyesi'ne sormak istiyorum, 9 Eylül hastanesinin karşısındaki 9 Eylül Oteli'nin ruhsatı var mıdır? Ya oradaki eczanelerin ruhsatı var mı?
Yusuf İnan’a gerçekten teşekkür ediyorum, benim yazılarımı yayınlamaya yürek ister benimle birlikte her güçlüğe göğüs gerdi.
Bornova, Konak, Karşıyaka, ve Bayraklı ilçelerinde bulunan söz konusu mağazaların ilçe belediyelerinin yürürlükteki 1/1000 ölçekli imar planlarıyla uyum içerisinde olmadığı ve kullanım amaçlarının farklı olduğu, bu mağazaların imar planlarında Pazar, taşıt yolu, park, bölge otoparkı spor tesisi ve amfi tiyatro ile yeşil alan olduğunu inceleme sonucunda tarafıma yollanmıştır.
Vay babam vay meğer nerelerdeymiş bu mağazalar.
Tansaş Mağazaları, sadece beş ilçe demi yeşil alanlar içerisindedir.
Ya diğer ilçelerdeki mağazalar imar planlarına uygun mudur?
Soruşturma tutanağının en ilginç yanı ise, 1987 ve sonraki birkaç yıl içinde inşa edilmiş olmaları ve kiraya verilmeleri sebebiyle söz konusu fiillerin zamanaşımına uğradığı anlaşılmış olsa da halen bu yapılar hakkında imar mevzuatı bakımından yapılması gerekenlerin olduğu, dolayısıyla bugün ki belediye görevlilerinin bu görevi yerine getirmekten sorumlu oldukları.
Söylenmiş olsa da, her nedense ikinci paragrafta, İzmir Büyükşehir ve ilçe belediye görevlilerinin hukuka aykırı bu durumun ortadan kaldırılması için ciddi çalışmalar yaptıkları belirtilmiş.
2012 yılına kadar akılları neredeymiş?
Pardon bu soruşturmayı hangi müfettişin yaptığını çok merak etmekteyim.
Müfettişin tanzim ettiği raporda, 15.08.2012 tarihinde İBB İmar ve şehircilik Daire Başkanlığı'na bağlı İmar Şube Müdürlüğü tarafından yazışmalar yapıldığı.
12.09.2012 tarihinde ise Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı'nca kira sözleşmelerinin feshedildiği de söylenmekte.
16.07.2012, 27.07.2012 tarihlerinde ilçe belediyesi tarafından yapı tatil zaptı tutulduğu, Büyükşehir Belediyesi'nin yetki alanında olduğundan Büyükşehir Belediyesi ile yazışma yapıldığı.
Gerek İzmir Büyükşehir Belediyesi ve gerekse ilçe belediyeleri bahse konu yapıların imar mevzuatı bakımından durumları öğrenildikten sonra, tahliye ve yıkıma dönük CİDDİ ve İYİ NİYETLE yaptıkları çalışmalar nedeniyle, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Fügen Selvitopu, İBB İmar dairesi başkanı Zeliha Demirel, İBB İmar İşleri Müdür Vekili Perihan Utan, Bayraklı Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Vekili Ertuğrul Ersan, Bornova Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Cengiz Karakaş, Konak Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Halil Akbaş, ve Karşıyaka Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Saliha Köroğlu hakkında 4483 sayılı Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanun hükümlerine göre 5. Ve 7. Maddeleri gereğince soruşturma izni verilmemesine.
Elbette bu akıl almaz karara, süresinde itirazlarımı yaptım, Tansaş Mağazaları'nın bulunduğu alanları gerçek sahibi olan kamuya teslim edilmesini, iki yılda yaptım. Evet, bu bence büyük bir başarıdır, her ne kadar beni görmezden gelseniz de bunu başardım.
Ancak kamunun malının üzerinde Tansaşlar'ın ticari faaliyet göstermelerine göz yuman yöneticilerin soruşturma kapsamı dışında kalmasını kabul etmek mümkün değil. Çünkü ben İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bu konu hakkında defalarca soru sordum, kamunun malı üzerinde bulunan bu mağazaları nasıl kiraya verebilirsiniz diye sorduğumda, Genel Sekreter Yardımcısı, Fügen Selvitopu imzalı yazıda,
21.11.2011 tarihinde, söz konusu kiracı tarafından işgalen kullanılan hiçbir alan bulunmamakta olup, kiralama işlemleri tamamı kira hukukuna dayalıdır. Mülkiyeti belediyemize ait olan veya belediyemizin hüküm ve tasarrufu altında bulunan şehrin muhtelif yerlerinde adı geçen kiracının kiraladığı 17 adet mağaza bulunmakta olup tamamı 20.07.1987 tarih ve 1564 sayılı belediye encümeni kararına dayalı olarak düzenlenmiş kira sözleşmeleri kapsamında kiraya verilmiştir.
Bu yazı beni ikna etmediği için tekrar, tekrar İBB'ye yazı yazdım, tarafıma yollanan yazılarda ise, daha önce bu konu hakkında tarafınıza bilgi verilmiştir, imza Fügen Selvitopu.
Soruşturmayı yapan müfettiş nasıl olur da tahliye ve yıkıma yönelik iyi niyetle çalışmalar yapıldığını söyleyebilmektedir. Eğer ben bu konunun sıkı takibini yapmamış olsaydım eğer, İBB halen kamunun malı üzerinde bulunan, mağazalardan kiralarını alacak değil miydi? Tansaş mağazaları kamunun malının üzerinde kazançlarını sürdürmeye devam etmeyecekler miydi?
Şimdi ne olacak derseniz, TANSAŞLAR yıkılamayacak çünkü yıkım ihalesine kimse girmedi diye ertelenecek, ya da mahkemeler sürmekte diye geçiştirilecek. Ancak ben bu konuyu sonuna kadar takip edeceğim. Kamunun malının üzerinden kimse rant elde edemez, etmemeli.
Diğer konulara girmeden evvel sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var, iki seneyi aşkın bir süredir İzmir'deki usulsüz planlamaları elimden geldiğince kaleme aldım, kaleme almakla yetinmedim bizzat adım, adım takibini yaptım, ben rant düşmanı mıyım?
Hayır.
Belediye başkanlarına bürokratlarına, düşman mıyım?
Hayır...
Benim istediğim tek şey var, herkese eşit davranılması...
Yazdığım konular için saygı duyduğum büyüklerim, dostlarım yazdığım kişilerle olan yakınlığından dolayı, yazmamam için benden ricada bulunuyorlar. Yazmamakla o zaman ben, ben olabilir miyim, kalemi mi satmış olmaz mıyım?
Üzgünüm beyler benim satılık kalemim yok!
12 Kasım CHP Konak ilçe Kadın Kolları, yapı kullanım belgesi olmayan Yıldızhan Otel’de gece tertip ettiler, CHP il Başkanı, Konak ilçe Başkanı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, Gürsel Tekin ve birçok CHP yöneticisi bu geceye katıldı.
Oysa ben köşemde, Yıldızhan Otel’de yapılacak bu geceyi kaleme almıştım. CHP İzmir İl Başkanı'nı defalarca aradım, not bıraktım geri dönüş yapılmadı, ancak özel kalemine Yıldızhan Otel'in yapı kullanım belgesinin olmadığını, dolayısıyla ruhsatsız bir otelde nasıl böyle bir gece yapılacağını sormuş olmama karşın ısrarla ve inatla bu geceyi yaptılar.
Konak İlçenin sekretaryasına da uyarı yapmıştım, yine beni görmezden duymazdan geldiler, uyarılarımı dikkate almadılar.
Eski CHP İl Başkan'ını mumla arar oldum, Tacettin Bayır olsa idi asla bu gece tertip edilemezdi, nerden mi bu kanıya vardın derseniz eğer, Tacettin Başkan’ın oturduğu masada, Yıldızhan Otel’in ruhsatsız olduğu söylendiği an yüzü allak bullak olmuş ve nasıl olur böyle bir şey diye rahatsızlığını dile getirmiş.
Bana gelen haberler böyle, dedim ya Tacettin Bayır’ı mumla arıyoruz.
İzzet Yıldızhan kendisi ilahiler söylemiş, orada bulunan kişilerin rahatsızlığından sonra türkülerle devam etmiş.
Ya Hakan Başkan’a ne demeli buranın yapı kullanım belgesinin olmadığını bilmiyorlar mı? Elbet biliyorlar çünkü kendisine bağlı birimden, bu otelin yapı kullanım belgesi olmadığına dair tarafıma bilgi verildi.
Gecenin yapıldığı ertesi gün, CHP Konak İlçe Başkanlığını aradım ilçe başkanı yokmuş, Başkan Yardımcısı Ali Alanç ile görüştüm, “ Hanımefendi bizi sorgulayacağınıza İzmir Valisi ile İl Emniyet Müdürü'nü sorgulayın onlar da orada yemek yiyorlar, onları yazmazsınız değil mi”
Hayret ediyorum bu nasıl bir üsluptur?
Konak İlçe sekreteri Mehmet Bey ise, “ Kadın kollarımız orada başarılı bir yemek vermiştir, biz sonuna kadar arkasındayız. Bizler hafiye değiliz, öküz altında buzağı aramayın, Vali Bey ile İzzet Yıldızhan kol, kola gezerken orada yemek yerken, niye bununla ilgilen miyorsunuz?
Hoppala bu ne demek? Ben pek anlayamadım, bugün Sayın Valimize gideceğim bu konuları konuşmaya, İzmir Valisi'ni çok iyi tanıyorum, kendilerinin bu konudaki hassasiyetini en iyi bilenlerdenim.
Konak ilçe kadın Kolları başkanı Nükhet hanımı aradım, “ evet hanımefendi ruhsatsız olduğunu geceden iki gün evvel öğrendim, biletleri sattığım için geri dönemedim."
CHP Genel merkezini aradım, Sayın Adnan Keskin MYK toplantısındaydı, akşama doğru beni aradılar. Konuyu aktardım, “ Hanımefendi inceleyeceğim konuyu, sizi niye ilgilendiriyor onu anlayamadım” dedi...
Hakikaten beni niye ilgilendiriyor ki? Bana ne demem lazım.
Yok, öyle bir şey, sizler ilgilenmediğiniz sürece beni daha çok ilgilendiriyor, bazen kendimle savaşıyorum aman boş ver diyorum, zaman, zaman Amerika’ya bile dönmeyi düşünüyorum, çünkü değişen hiçbir şey yok, aynı hamam aynı tas.
Konak Belediyesi Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Bey Amsterdam Belediyesi'nde yıllarca çalışmış, Ömer Bey oralarda böyle bir şey olabilir mi? Ömer Bey demişken halen bilgi edinmeden cevabım gelmedi. Arkas Holding binasının ruhsatı var mı yok mu diye sormadım, kaçak katı var mı diye sordum. Bu konuda çok ciddi iddialar var vatandaş, cevabınızı bekliyor.
Konak Belediyesinde yangın merdivenine giden koridor kapatılmış, Ömer Faruk Bey’in odasını büyütmek için, bu doğru mudur? Doğruysa eğer Amsterdam Belediyesinde bu yapılabilinir mi?
Doğuş Gurubu için Konak Belediyesi meclisinin aldığı kararı iptal ettirebileceğimi öğrendim, 6165 ada 3 ve 5 parsel satışı nasıl durur gelecekte açıklayacağım, Konak Belediyesi önlemini almasın diye yazamıyorum, çok sıkıldım evraklarım çok birikti. Yazınca sizler de şaşıracaksınız, neler yapılmış neler.
Bir süreliğine ayrılıyorum, kitabım bitmek üzere, elimde olan dosyaların takibini yapıyorum, Nivent Tümer Kurtuluş face book da, cürükelmalar blogumda zaman, zaman yazacağım sevgili Yusuf İnan eskisi gibi yazılarımı alacaktır.
Balçova Belediyesi'ne sormak istiyorum, 9 Eylül hastanesinin karşısındaki 9 Eylül Oteli'nin ruhsatı var mıdır? Ya oradaki eczanelerin ruhsatı var mı?
Yusuf İnan’a gerçekten teşekkür ediyorum, benim yazılarımı yayınlamaya yürek ister benimle birlikte her güçlüğe göğüs gerdi.
Sosyal Demokrat Belediyecilik.
Sosyal Demokrat Belediyecilik.
Toplumcu halk ve yönetiminden yana, ılımlı sosyalist, toplumcu yönetimi düşünceyi savunan, gelir dağılımdaki adaletsizliği, kapitalizmin çarpık bölüşüm tarzını tenkit eden, CHP değil midir?
Bizler böyle biliriz, bizlere böyle öğretildi, ya şimdi?
Sosyal demokrat diye oy verdiğimiz belediyeler, kapitalizm karşında ne yapıyor?
Yönetmeliklere aykırı residence yapımı, yapı denetimi bulunmayan oteli işletmeye açmak, yeşil alanları kapitalizme teslim etmekle sosyal demokratlık hiç örtüşmüyor, sizler halkamı yoksa kapitalizme mi hizmet ediyorsunuz?
Bugün yazımı olduğu gibi TANSAŞ lara ayıracaktım, lakin güncel bir konuya değinmeden edemedim.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü’nün yaptığı 3 bin 317 şoförü kapsayan ihalede yaşanan olaylara değinen Aziz Başkan,
“Bu zamana kadar belediyenin diğer şirketi İZELMAN’ın aldığı sorunsuz bir şekilde devam eden ihalede son olarak belirlenen 196 milyon 512 bin TL’lik muhammen bedel karşısında 188 milyon 858 bin TL teklif vererek avantajlı duruma geçen Etkin Eğitim Organizasyon Gemi İşletmeciliği ve Turizm Ltd. ŞTİ’in ilişkileri herkesi şoke etmişti” Haberi beni çok şaşırttı.
Kimdi bu ihaleyi kazanan firma? Basındaki haberlere göre,
Türkiye’nin en büyük davalarından biri olan Deniz Feneri Davası’nda yargılanan Beyaz Holding’in kurucusu Zekeriya Karaman ve İsmail Karahan’ın ortağı olduğu söyleniyor.
“KANUNİ YETERLİLİĞİ VARSA…” diyen Kocaoğlu, ihalede en düşük teklifi veren şirketin ‘Deniz Feneri’ ayrıntısı üzerine de, “İhaleler ile bugüne kadar yakından uzaktan ilgim olmadı. Komisyon üyelerini ya da firmaları bilmem. Kanuni yeterliliği varsa ihaleye girecektir ve evrakları tamamsa ihaleyi de alacaktır.
Çankaya çok katlı ihalesi için neden aynı şeyleri ifade etmediniz? İsterseniz geçmişte Büyük Başkan Ulusal kanalda, Cüneyt Özdemir’in programında neler söylemişti.
İhaleyi anormal birinin almasını önlemek için böyle bir işlem yaptıklarını söyleyen Kocaoğlu, 4 milyon kişinin hakkını yasalara uygun olarak koruduğunu vurguladı.
Aziz Kocaoğlu: Açık, açık söylüyorum. Mafyaya otoparkı vermem diyorum.
Cüneyt Özdemir: Yani böyle bir kanun olur mu?
Aziz Kocaoğlu: Kanun değil, kanunu bırakın. Kanuna uygun olarak vermem.
Başkanım dün ne diyordunuz, bugün ne diyorsunuz?
Yapılan ihalenin rakamlarını işçi sayısına bölelim, ESHOT bünyesinde çalışan İZELMAN personelinin toplam maliyetinden çok daha büyük rakam çıkar diye düşünürsem hata yapmış olur muyum?
İZELMAN’a sermaye artırımı yapmamak için İZELMAN’ın diğer birimlerde olan zararı ESHOT’ta çalışan İZELMAN, işçisinin üzerine yüklenmiş midir ki, ihale rakamı böylelikle yüksek kalmıştır?
Ayrıca 3/1 işçi İZELMAN’ın tam maaş 3/2 çoğunluğu %40 eksik maaşla çalışmaktaymış. İhalede eksik maaşla çalışanları ile tam maaş çalışanların maaşlarının hepsi tam gösterilerek ihale rakamı bilerek yükseltilmiş midir?
ESHOT ve İZELMAN, İzmir Büyükşehir Belediyesine hizmet amaçlı mıdır, yoksa kar amaçlı mı çalışan şirketlerdir.
Suçlu olarak, hükümet mi gösterilmektedir? Bu durumu yoksa Aziz Kocaoğlu, isteyerek bilerek mi yapmıştır?
İzelman’ın verdiği fiyat teklifi fahiş bir rakam mıdır? Öncelikle bu sorulara, bir yanıt bulmak lazım.
Yoksa Aziz Kocaoğlu’nun bildik üslubu devreye girmez miydi? “ MAFYAYA İHALE VERMEM” Gibi laflar da edilebilirdi diye düşünmeden edemiyorum.
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, duruma sert tepki göstermiş. Yüksel, “AKP hükümeti kurumlar aracılığıyla belediyenin üzerinde baskı kuruyor. Şimdi de gelip otobüslerde çalışan şoförlerin işlerine el attılar. Burada hükümet elinden geleni yapmaktan çekinmiyor. Büyük bir çalışma içindeler ve bunu acımasızca yürütüyorlar. Ortada organize olmuş bir çete var”
Pardon ihaleye özel sektör girmemiş midir, yoksa ben mi yanlış anladım? Etkin Eğitim Organizasyon Gemi İşletmeciliği ve Turizm Ltd hangi devlet kurumu oluyor?
Alaattin Yüksel ardından da ilave etmiş, “ Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun suçu olmamasına rağmen 397 yıl hapis talebi ile yargılandığını, bürokratların cezaevine atıldığını söyleyen Yüksel, baskılara boyun eğmeyeceklerini ne yaparlarsa yapsınlar. İstedikleri çalışmayı yürütsünler. İzmirliler her şeyi görüyor. Bu zamana kadar yaşanılan sıkıntılar nasıl atlatıldıysa bu sorunlar da aynı şekilde gidecektir. İzmir halkı gereken cevabı vererek onları püskürtecektir” demişiniz.
Sayın Yüksel ben size katılmıyorum, bu ihale ile Aziz Başkan’ın 397 yıl ile yargılanmasının ne alakası var? Evet, İzmirliler artık her şeyi görüyor ne yazık ki!
Sapla samanı karıştırmayalım.
Dedim ya bugün TANSAŞ’ları yazıp bana müsaade diyecektim, olmadı, iki önemli konuyu aynı yazıda yazmak mümkün olamadı, bildiğiniz üzere, “ İlahi Aziz “ kitabım için zaman vermem lazım, çalakalem sizlerin karşısına çıkmak istemiyorum, yazdığım konular çiçek böcek değil ki, araştırma gerektiren konular. Elbet bana gelen maillerle ilgileneceğim, elbet gerektiğinde yine suç duyurularımı yapacağım, zaman, zaman ilginç konularla sizlerle beraberliğim sürecek, hiç merak buyurmayınız.
Benim çok sevdiğim ve değer verdiğim, Sayın Burhan Özfatura’nın yeğeni, Murat Çakır iddialara göre, müdür muavini olarak görev yaptığı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden görev çıkış kâğıdı ile görevden alınmış. Sevgili Burhan ağabey, yeğeni için Aziz Başkanı aramış. Görevden alınan Murat Çakır’ın göreve iade yazısı yazılmış.
İzulaş’ta işten çıkarılan, diğer müdür ve şefler, niye görevlerine dönemediler? İllaki birilerinin devreye girmesi mi gerekiyor?
Bu mudur sosyal belediyecilik?
Aziz Başkanım geçen günlerde Yıldızhan Otel'in sahibi sizi makamınızda ziyaret etmiş doğru mudur? Başkanım size bir hatırlatmada bulunayım, dün Turizm il müdürlüğünden üç görevli Yıldızhan Oteli'ne gitmiş, neden derseniz eğer, bu otel yapı kullanım belgesi olmadan nasıl açılmış diye meraktan gitmişler.
Buca Belediyesi İmar Müdürlüğü'ne, plan değişikliği teklifi veriliyor, her nasılsa imar müdürlüğü, meclis onayına sunmadan ret kararı veriyor. İmar müdürlüğü meclisin üstünde midir ki, meclise sunmadan karar veriyor? O zaman hiçbir belediye plan değişikliği için meclis gündemini meşgul etmesin, direk Buca İmar Müdürü'ne sorsun yeter.
Konak Belediye Meclisi'nde, tartışmalara neden olan trafo değişikliği neden yapılmak istendi diye bir araştırdım, karşıma bildik isimler çıktı, Kavuklar’ın benzin istasyonu için trafo yeri değişecekmiş, pardon burası imar hattını geçiyor mu, geçmiyor mu?
Oh ne güzel iş, soyadı büyük olanlar için mevcut planlar değişir, yönetmelikler unutulur mu?
Sosyal Demokrat Belediyeciliği herhalde ben yanlış biliyorum.
CHP Konak İlçe Kadın Kolları önümüzdeki pazartesi Yıldızhan Otel'de gece yapacaklarmış, ben anlayamadım, anlayanınız var mı?
Konak Belediyesi'ne soruşturma izni çıkmış.
Hayırdır Aziz Başkanım Pazar günü ne toplantısı yapacaksınız, bir toplantı söylentisi alıp başını gidiyor, ne toplantısı olduğunu öğrenemedim!
İnsanlar, onlar için ne yaptığınızı anlayamazlar, siz yapmayı bırakana kadar.
Bizler böyle biliriz, bizlere böyle öğretildi, ya şimdi?
Sosyal demokrat diye oy verdiğimiz belediyeler, kapitalizm karşında ne yapıyor?
Yönetmeliklere aykırı residence yapımı, yapı denetimi bulunmayan oteli işletmeye açmak, yeşil alanları kapitalizme teslim etmekle sosyal demokratlık hiç örtüşmüyor, sizler halkamı yoksa kapitalizme mi hizmet ediyorsunuz?
Bugün yazımı olduğu gibi TANSAŞ lara ayıracaktım, lakin güncel bir konuya değinmeden edemedim.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü’nün yaptığı 3 bin 317 şoförü kapsayan ihalede yaşanan olaylara değinen Aziz Başkan,
“Bu zamana kadar belediyenin diğer şirketi İZELMAN’ın aldığı sorunsuz bir şekilde devam eden ihalede son olarak belirlenen 196 milyon 512 bin TL’lik muhammen bedel karşısında 188 milyon 858 bin TL teklif vererek avantajlı duruma geçen Etkin Eğitim Organizasyon Gemi İşletmeciliği ve Turizm Ltd. ŞTİ’in ilişkileri herkesi şoke etmişti” Haberi beni çok şaşırttı.
Kimdi bu ihaleyi kazanan firma? Basındaki haberlere göre,
Türkiye’nin en büyük davalarından biri olan Deniz Feneri Davası’nda yargılanan Beyaz Holding’in kurucusu Zekeriya Karaman ve İsmail Karahan’ın ortağı olduğu söyleniyor.
“KANUNİ YETERLİLİĞİ VARSA…” diyen Kocaoğlu, ihalede en düşük teklifi veren şirketin ‘Deniz Feneri’ ayrıntısı üzerine de, “İhaleler ile bugüne kadar yakından uzaktan ilgim olmadı. Komisyon üyelerini ya da firmaları bilmem. Kanuni yeterliliği varsa ihaleye girecektir ve evrakları tamamsa ihaleyi de alacaktır.
Çankaya çok katlı ihalesi için neden aynı şeyleri ifade etmediniz? İsterseniz geçmişte Büyük Başkan Ulusal kanalda, Cüneyt Özdemir’in programında neler söylemişti.
İhaleyi anormal birinin almasını önlemek için böyle bir işlem yaptıklarını söyleyen Kocaoğlu, 4 milyon kişinin hakkını yasalara uygun olarak koruduğunu vurguladı.
Aziz Kocaoğlu: Açık, açık söylüyorum. Mafyaya otoparkı vermem diyorum.
Cüneyt Özdemir: Yani böyle bir kanun olur mu?
Aziz Kocaoğlu: Kanun değil, kanunu bırakın. Kanuna uygun olarak vermem.
Başkanım dün ne diyordunuz, bugün ne diyorsunuz?
Yapılan ihalenin rakamlarını işçi sayısına bölelim, ESHOT bünyesinde çalışan İZELMAN personelinin toplam maliyetinden çok daha büyük rakam çıkar diye düşünürsem hata yapmış olur muyum?
İZELMAN’a sermaye artırımı yapmamak için İZELMAN’ın diğer birimlerde olan zararı ESHOT’ta çalışan İZELMAN, işçisinin üzerine yüklenmiş midir ki, ihale rakamı böylelikle yüksek kalmıştır?
Ayrıca 3/1 işçi İZELMAN’ın tam maaş 3/2 çoğunluğu %40 eksik maaşla çalışmaktaymış. İhalede eksik maaşla çalışanları ile tam maaş çalışanların maaşlarının hepsi tam gösterilerek ihale rakamı bilerek yükseltilmiş midir?
ESHOT ve İZELMAN, İzmir Büyükşehir Belediyesine hizmet amaçlı mıdır, yoksa kar amaçlı mı çalışan şirketlerdir.
Suçlu olarak, hükümet mi gösterilmektedir? Bu durumu yoksa Aziz Kocaoğlu, isteyerek bilerek mi yapmıştır?
İzelman’ın verdiği fiyat teklifi fahiş bir rakam mıdır? Öncelikle bu sorulara, bir yanıt bulmak lazım.
Yoksa Aziz Kocaoğlu’nun bildik üslubu devreye girmez miydi? “ MAFYAYA İHALE VERMEM” Gibi laflar da edilebilirdi diye düşünmeden edemiyorum.
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, duruma sert tepki göstermiş. Yüksel, “AKP hükümeti kurumlar aracılığıyla belediyenin üzerinde baskı kuruyor. Şimdi de gelip otobüslerde çalışan şoförlerin işlerine el attılar. Burada hükümet elinden geleni yapmaktan çekinmiyor. Büyük bir çalışma içindeler ve bunu acımasızca yürütüyorlar. Ortada organize olmuş bir çete var”
Pardon ihaleye özel sektör girmemiş midir, yoksa ben mi yanlış anladım? Etkin Eğitim Organizasyon Gemi İşletmeciliği ve Turizm Ltd hangi devlet kurumu oluyor?
Alaattin Yüksel ardından da ilave etmiş, “ Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun suçu olmamasına rağmen 397 yıl hapis talebi ile yargılandığını, bürokratların cezaevine atıldığını söyleyen Yüksel, baskılara boyun eğmeyeceklerini ne yaparlarsa yapsınlar. İstedikleri çalışmayı yürütsünler. İzmirliler her şeyi görüyor. Bu zamana kadar yaşanılan sıkıntılar nasıl atlatıldıysa bu sorunlar da aynı şekilde gidecektir. İzmir halkı gereken cevabı vererek onları püskürtecektir” demişiniz.
Sayın Yüksel ben size katılmıyorum, bu ihale ile Aziz Başkan’ın 397 yıl ile yargılanmasının ne alakası var? Evet, İzmirliler artık her şeyi görüyor ne yazık ki!
Sapla samanı karıştırmayalım.
Dedim ya bugün TANSAŞ’ları yazıp bana müsaade diyecektim, olmadı, iki önemli konuyu aynı yazıda yazmak mümkün olamadı, bildiğiniz üzere, “ İlahi Aziz “ kitabım için zaman vermem lazım, çalakalem sizlerin karşısına çıkmak istemiyorum, yazdığım konular çiçek böcek değil ki, araştırma gerektiren konular. Elbet bana gelen maillerle ilgileneceğim, elbet gerektiğinde yine suç duyurularımı yapacağım, zaman, zaman ilginç konularla sizlerle beraberliğim sürecek, hiç merak buyurmayınız.
Benim çok sevdiğim ve değer verdiğim, Sayın Burhan Özfatura’nın yeğeni, Murat Çakır iddialara göre, müdür muavini olarak görev yaptığı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden görev çıkış kâğıdı ile görevden alınmış. Sevgili Burhan ağabey, yeğeni için Aziz Başkanı aramış. Görevden alınan Murat Çakır’ın göreve iade yazısı yazılmış.
İzulaş’ta işten çıkarılan, diğer müdür ve şefler, niye görevlerine dönemediler? İllaki birilerinin devreye girmesi mi gerekiyor?
Bu mudur sosyal belediyecilik?
Aziz Başkanım geçen günlerde Yıldızhan Otel'in sahibi sizi makamınızda ziyaret etmiş doğru mudur? Başkanım size bir hatırlatmada bulunayım, dün Turizm il müdürlüğünden üç görevli Yıldızhan Oteli'ne gitmiş, neden derseniz eğer, bu otel yapı kullanım belgesi olmadan nasıl açılmış diye meraktan gitmişler.
Buca Belediyesi İmar Müdürlüğü'ne, plan değişikliği teklifi veriliyor, her nasılsa imar müdürlüğü, meclis onayına sunmadan ret kararı veriyor. İmar müdürlüğü meclisin üstünde midir ki, meclise sunmadan karar veriyor? O zaman hiçbir belediye plan değişikliği için meclis gündemini meşgul etmesin, direk Buca İmar Müdürü'ne sorsun yeter.
Konak Belediye Meclisi'nde, tartışmalara neden olan trafo değişikliği neden yapılmak istendi diye bir araştırdım, karşıma bildik isimler çıktı, Kavuklar’ın benzin istasyonu için trafo yeri değişecekmiş, pardon burası imar hattını geçiyor mu, geçmiyor mu?
Oh ne güzel iş, soyadı büyük olanlar için mevcut planlar değişir, yönetmelikler unutulur mu?
Sosyal Demokrat Belediyeciliği herhalde ben yanlış biliyorum.
CHP Konak İlçe Kadın Kolları önümüzdeki pazartesi Yıldızhan Otel'de gece yapacaklarmış, ben anlayamadım, anlayanınız var mı?
Konak Belediyesi'ne soruşturma izni çıkmış.
Hayırdır Aziz Başkanım Pazar günü ne toplantısı yapacaksınız, bir toplantı söylentisi alıp başını gidiyor, ne toplantısı olduğunu öğrenemedim!
İnsanlar, onlar için ne yaptığınızı anlayamazlar, siz yapmayı bırakana kadar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)