Kaçan kaçsın dönen dönsün!
Mehmet Ali Susam davayı niye çekti?
Bu konuda o kadar çok mail ve telefon aldım ki Sayın Susam’la konuşmama rağmen yazmayı düşünmüyordum. Ama gelen mailler sonucu birkaç kelime de olsa yazma zorunluluğu hissettim.
O günü hatırlayalım isterseniz...
Yer HAVAGAZI FABRİKASI, Mehmet Ali Susam ve milletvekili adayları, tam kadro İlçe Belediye Başkanları ve günün kahramanı KOCAOĞLU ile yan yana oturan SUSAM arasında tartışma çıkmıştı
Sinirlerine hakim olamayan KOCAOĞLU;
“Benim adım Aziz KOCAOĞLU, terbiyesiz adam... Sen benden hesap soramazsın, senin ne mal olduğunu hepimiz biliyoruz. Sen kimsin ki benden hesap sormaya kalkıyorsun. Sen benden hesap soracak adammısın lan!
Partiyi ve İzmir’i ne hale getirdiğiniz ortada. Hakkındaki dosyalarını biliyoruz. İkimizin hakkında da dosyalar varsa bunların ne olduğunu ortaya koyalım” diye bağırmıştı. Hatta hızını alamayıp seni buraya yazanın ………………….. diye de devam etmişti.
Bu küfürlü tuhaf çıkışın sonucunda, AKP'ye göre Aziz Kocaoğlu, bu davranışıyla on, on iki milletvekilini CHP den kendilerine kazandırdığı, söyleniyor.
Bu olaydan bir süre sonra, Susam'ı aday yapan Genel Başkan ve yönetimi, aynı Havagazı Fabrikası'nda, Kocaoğlu ile birlikte toplantı yapmadılar mı?
Susam bu toplantıya nasıl katıldı diye çok düşünmüştüm, ama onun en az bin katı daha fazla seni aday yapanın anasını……………….. diye kendisine sayılan Kılıçdaroğlu’nun aynı mekanda kendisine sayan kişiyle toplantı yapışını hiç ama hiç anlayamamıştım.
İçimden siyaset bumu dur diye çok düşünmüştüm.
Yaşanan bu talihsiz olaydan sonra Kocaoğlu’nun Susam’la akşam yemeğinde bir araya gelerek “ Seçim öncesinde hiç yaşamayı istemediğimiz bir durumla karşı karşıya kaldık. O olayın mahcubiyeti içinde altı aydan fazla süre geçti. Bütün katkı koyanlara teşekkür ediyorum. Bugün, bizleri burada buluşturdukları için. Ayrıca bu davete Sayın Susam’ın da olgunluk göstererek katılmasından dolayı huzurunuzda teşekkür ediyorum ve af diliyorum. Özür diliyorum, çünkü o olayda kabahat bendeydi. Şimdi af dileyerek yanaklarından öpüyorum” diye söze başlayan Kocaoğlu, devletin müfettişlerinden, Maliyenin Denetçileri nede bir özür yemeği düzenler af diler çünkü onlar içinde, dünün çocukları stajyer bile olduklarından emin değilim gibi talihsiz açıklamalar yapmıştı.
Şimdi siz dönmüş olmuyor musunuz?
"Günümüzde dönmek meziyet oldu giderek herkes dönüyor,korkan kaçsın dönen dönsün" diyen siz değilmiydiniz?
Ya Susam bu barış yemeğinde neler demiş, “Siyasi yaşamında hiç yaşanmamış olmasını arzu ettiğim bu olayın özrünü şahsımdan ve ailemden Sayın Başkan’ın yapacağına inandığım için geldim. Geçen zaman içinde bugün bizi buraya getiren olaylardan biri Aziz Bey'in o gün ve bugün de yaşadıklarını daha iyi anlamamdan dolayıdır. Yaşadığı sürecin zorluklarında bize karşı haksız bir olay olmuştur. Kendisini en iyi anlayanlardan biriyim, diyerek sözlerine devam eden Susam “Bundan sonraki süreçte bu kentte, Aziz Bey'in Büyükşehir Belediye Başkanlığı, benim de milletvekili olarak bu kırgınlıkların aşıldığı bir süreci beraberce yaşayacağız”
Ben olsam aynı tevazuu gösterebilir miydim, zannetmiyorum aman sakın yanlış anlaşılmasın kendi adıma konuşuyorum. Milyonların önünde yaşandı bu olay dil sürçmesi yanlış anlama falan da yok hani defalarca TV kanallarında verilmişti oysa.
Asıl Kocaoğlu İzmir halkından özür dilemeli, kendini seçen hemşerileri karşısında küfür eden sinirlerine hakim olamayan bir başkan olarak hatırlanacak, hatta bizim bir küfür eden başkanımız vardı adı neydi hani milletvekiline genel başkana da küfür etmişti. Bir zamanlar Asfalt Osman, Boksör Alyanak denilirdi.
Neyse biz bu konudan çıkalım, özrünü dileyen dilemiş, affeden affetmiş bize ne canım.
Dönelim güzel İzmir’imizin sembollerine,İzmir’li en çok boyoz ile yumurtayıGevrek ile peyniri, yemeği çok sever, ama artık gevrek yiyemeyeceğiz herhalde, susamlarının yağı bir ağırlaştı, bir ağırlaştı, artık keyifle yeme şansını ortadan kaldırdı.
Gelecek yazımda İzmir milletvekilleri hangi belediye ve belediye şirketlerine hangi işlerinde yardımcı oluyormuş bir bir masaya yatıralım artık diyorum...
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş
Bu konuda o kadar çok mail ve telefon aldım ki Sayın Susam’la konuşmama rağmen yazmayı düşünmüyordum. Ama gelen mailler sonucu birkaç kelime de olsa yazma zorunluluğu hissettim.
O günü hatırlayalım isterseniz...
Yer HAVAGAZI FABRİKASI, Mehmet Ali Susam ve milletvekili adayları, tam kadro İlçe Belediye Başkanları ve günün kahramanı KOCAOĞLU ile yan yana oturan SUSAM arasında tartışma çıkmıştı
Sinirlerine hakim olamayan KOCAOĞLU;
“Benim adım Aziz KOCAOĞLU, terbiyesiz adam... Sen benden hesap soramazsın, senin ne mal olduğunu hepimiz biliyoruz. Sen kimsin ki benden hesap sormaya kalkıyorsun. Sen benden hesap soracak adammısın lan!
Partiyi ve İzmir’i ne hale getirdiğiniz ortada. Hakkındaki dosyalarını biliyoruz. İkimizin hakkında da dosyalar varsa bunların ne olduğunu ortaya koyalım” diye bağırmıştı. Hatta hızını alamayıp seni buraya yazanın ………………….. diye de devam etmişti.
Bu küfürlü tuhaf çıkışın sonucunda, AKP'ye göre Aziz Kocaoğlu, bu davranışıyla on, on iki milletvekilini CHP den kendilerine kazandırdığı, söyleniyor.
Bu olaydan bir süre sonra, Susam'ı aday yapan Genel Başkan ve yönetimi, aynı Havagazı Fabrikası'nda, Kocaoğlu ile birlikte toplantı yapmadılar mı?
Susam bu toplantıya nasıl katıldı diye çok düşünmüştüm, ama onun en az bin katı daha fazla seni aday yapanın anasını……………….. diye kendisine sayılan Kılıçdaroğlu’nun aynı mekanda kendisine sayan kişiyle toplantı yapışını hiç ama hiç anlayamamıştım.
İçimden siyaset bumu dur diye çok düşünmüştüm.
Yaşanan bu talihsiz olaydan sonra Kocaoğlu’nun Susam’la akşam yemeğinde bir araya gelerek “ Seçim öncesinde hiç yaşamayı istemediğimiz bir durumla karşı karşıya kaldık. O olayın mahcubiyeti içinde altı aydan fazla süre geçti. Bütün katkı koyanlara teşekkür ediyorum. Bugün, bizleri burada buluşturdukları için. Ayrıca bu davete Sayın Susam’ın da olgunluk göstererek katılmasından dolayı huzurunuzda teşekkür ediyorum ve af diliyorum. Özür diliyorum, çünkü o olayda kabahat bendeydi. Şimdi af dileyerek yanaklarından öpüyorum” diye söze başlayan Kocaoğlu, devletin müfettişlerinden, Maliyenin Denetçileri nede bir özür yemeği düzenler af diler çünkü onlar içinde, dünün çocukları stajyer bile olduklarından emin değilim gibi talihsiz açıklamalar yapmıştı.
Şimdi siz dönmüş olmuyor musunuz?
"Günümüzde dönmek meziyet oldu giderek herkes dönüyor,korkan kaçsın dönen dönsün" diyen siz değilmiydiniz?
Ya Susam bu barış yemeğinde neler demiş, “Siyasi yaşamında hiç yaşanmamış olmasını arzu ettiğim bu olayın özrünü şahsımdan ve ailemden Sayın Başkan’ın yapacağına inandığım için geldim. Geçen zaman içinde bugün bizi buraya getiren olaylardan biri Aziz Bey'in o gün ve bugün de yaşadıklarını daha iyi anlamamdan dolayıdır. Yaşadığı sürecin zorluklarında bize karşı haksız bir olay olmuştur. Kendisini en iyi anlayanlardan biriyim, diyerek sözlerine devam eden Susam “Bundan sonraki süreçte bu kentte, Aziz Bey'in Büyükşehir Belediye Başkanlığı, benim de milletvekili olarak bu kırgınlıkların aşıldığı bir süreci beraberce yaşayacağız”
Ben olsam aynı tevazuu gösterebilir miydim, zannetmiyorum aman sakın yanlış anlaşılmasın kendi adıma konuşuyorum. Milyonların önünde yaşandı bu olay dil sürçmesi yanlış anlama falan da yok hani defalarca TV kanallarında verilmişti oysa.
Asıl Kocaoğlu İzmir halkından özür dilemeli, kendini seçen hemşerileri karşısında küfür eden sinirlerine hakim olamayan bir başkan olarak hatırlanacak, hatta bizim bir küfür eden başkanımız vardı adı neydi hani milletvekiline genel başkana da küfür etmişti. Bir zamanlar Asfalt Osman, Boksör Alyanak denilirdi.
Neyse biz bu konudan çıkalım, özrünü dileyen dilemiş, affeden affetmiş bize ne canım.
Dönelim güzel İzmir’imizin sembollerine,İzmir’li en çok boyoz ile yumurtayıGevrek ile peyniri, yemeği çok sever, ama artık gevrek yiyemeyeceğiz herhalde, susamlarının yağı bir ağırlaştı, bir ağırlaştı, artık keyifle yeme şansını ortadan kaldırdı.
Gelecek yazımda İzmir milletvekilleri hangi belediye ve belediye şirketlerine hangi işlerinde yardımcı oluyormuş bir bir masaya yatıralım artık diyorum...
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder