NİVENT KURTULUŞ - curukelmalar@gmail.com Daha Yazacak Söyleyecek Çok Şey Var 06 Şubat 2013 |
Daha Yazacak Söyleyecek Çok Şey Var
Benim yazılarımı takip edenler bilir, yazılarıma bu kadar ara vermezdim, lakin Şubat ayı bir hayli hareketli geçiyor, Balçova ilçesinde bulunan Agora Alışveriş Merkezi için müfettiş beye ifade verdim. İçişleri Bakanlığına, yazdığım dilekçede, birçok maddeye yer vermiştim, ancak 2 maddem değerlendirildi. Çünkü daha önce bir vatandaşın şikâyeti üzerine incelenmiş, araştırılmış, soruşturma izni verilmiş. Hem de bir madde üzerinden değil, birçok madde üzerinden, sonucu merak ediyorsanız eğer, ilgili mahkemesinden, BERAAT kararı çıkmış. Okuyucularımdan gelen ihbarlar doğrultusunda, verdiğim dilekçede, 2 madde için daha önce, araştırılma yapılmadığından, 2 madde tekrar incelenecek. Eminim ki bu iki maddeden de soruşturma izni çıkacaktır. Beraat kararı çıkan mahkeme dosyasının, numaralarını bir şekilde buldum ve kendime iş edinip, Sedat Ağabeyimle adliyenin yolunu tuttum. Hâkim dışarıdaymış, bekledik en nihayetinde hâkim geldi, odasına girdim, hâkim bey Agora Alışveriş Merkezi için nasıl beraat kararı çıktı anlamakta zorlanıyorum dedim. “Dosyaya müdahil misiniz?” Hayır değilim, ama olacağım, bu dosyaya beraat kararı olmamalıydı, “ Demek ki suç unsuru yokmuş” Bence bu dosyayı HSYK incelemeli, bu dosyayı üst mahkemeye taşıyacağım. Evet, haddimi aşmış olabilirim, ancak Agora Alışveriş Merkezinin imar planı üniversitelerde tez olarak okutulmalı. Ayrı blokları tünellerle bağlayabilir misiniz? O zaman ayrı parsellerde bulunan yan yana konumdaki evleri tünellerle bağlayabiliriz. Aslında çok güzel olur, komşuma gitmek için, asansöre bin, dışarı çık, yürü tekrar asansöre binmek zorunda kalmadan, direk geçiş, kulağa çok hoş geliyor. Ya da yan yana bulunan kasap, peynirci, manav aralarında tünellerle bağlantı yapsınlar, olsun size süperrr market. Bu fikri imar planlarına işleyelim. Neyse ki, Agora Alışveriş Merkezi için beraat kararına yaptığım şikâyet için, HSYK’dan bir mail geldi, dilekçe hakkının kullanılmasına dair kanun kapsamında değerlendirilmiş ve başvurunuz hakkında gereğince işlem yapılmak üzere Hâkim ve Savcı şikâyet bürosuna havalesi yapılmıştır. Gelelim ikinci konuya, Narlıdere Belediyesi için müfettiş beye ifade verdim. Bu kez konular birden fazla idi, dile kolay 53 adet binanın, ada parsel numarasıyla dilekçemi vermiştim. Elbet bu parsel numaralarını birden fazla okuyucularımın, bana yolladığı e maillerden oluştu. Bu dosyalar, takdir ederseniz ki, hiç kolay oluşmuyor. Müfettiş beye kolay gelsin onların işi de kolay değil. 53 binanın imar planları, projeleri ruhsat eklerine uygun mu, çekme mesafeleri gibi konular diyeceksiniz, hiç demeyin. Çünkü bahsi geçen parsellerde, 3 dönüm bir arsası olan kişi ancak 150 metre kare bağ statüsünde ev yapabilir diye plan notu var. Çünkü buralar tarım arazisi. Bu da demek oluyor ki, müfettiş bey, ya da bilirkişiler hiç evlere girmeden, şöyle bir göz ucuyla baksalar bile, binaların anormal büyük olduklarını göreceklerdir. Bu binalar gece konmadığına göre, belediye yetkilileri nasıl ruhsat verdiler, yoksa görmezden mi gelindi? Gelelim üçüncü konumuza, bu kez Ankara’dan bir müfettiş bey, beni ifadeye çağırdılar, Narlıdere belediyesinin 6. Katına ifade vermeye, yine Sedat Ağabeyimle gittik. Bu kez konu imar değildi, üstelik bu konu daha önce benim şikâyetim, üzerine araştırıldı, incelendi ve suç unsuru bulunamadı. Yine benim sadık okuyucumdan gelen bir belge ile tekrar müracaatımı yaptım, bu kez sonuç farklı olacağa benziyor. Yılların verdiği birikimlerini, her sözü ve her sorusunda, yansıtan bir müfettiş. Allah kolaylık versin. Dün sabahtan adliyeye gittim, elimde birçok dosya vardı. Bunlardan biri beni ilgilendiren dosya idi, daha önceleri sizlerle paylaştığım gibi, benim adım, vatandaşlık numaram, e-mailim, telefon numaram ve adresim kullanılarak Valiliğe, Kaymakamlıklara, İlçe Belediyelerine bilgi edinmeden soru sorulmakta. İlk önceleri bir vatandaş benim üzerimdeki yükü almak istiyor diye düşündüm, kötü niyet aramadım. Eğer kötü niyetli olsa benim e-mail ve adresimi vermez herhalde diye düşündüm. Benim yetişemediğim noktalar dikkat çekmek istiyor dedim. Ancak daha sonraları tarafıma yollanan e-mailler, postama gelen cevaplar beni şaşırttı, kişilerin mal varlıklarını sorgulamak benim işim değil. Gece kulüpleri, masaj salonlarındaki asayiş problemlerini sorgulamaya başladı. Buradan anlayacağınız üzere, beni hedef tahtası haline getirmeye başladı. Buda hiç hoş değil. Savcılığa suç duyuru yapmak üzere, ulaşabildiğim belediyelerden adıma yapılan suç duyurularını bizzat kendim araştırmaya başladım. Bakalım altından kim ya da kimler çıkacak, hep birlikte göreceğiz. Neyse konuyu dağıtmadan konumuza dönelim, Adliyede elimdeki dosyaları vermek için bir kattan diğerine koşuşturuyordum, sırtımdan ter aktığını hissettim, koridorun ortasında durdum, sağıma soluma baktım, kendime bir soru sordum, NE YAPIYORUM BEN, evet bu üç kelimede çok şey var, NE YAPIYORUM BEN, Sağ tarafımda bir çöp kutusu gördüm, elimdeki dosyaları çöpe atıp arkama bakmadan adliyeden çıkmak istedim, çöpe yöneldim ve yapamadım. Daha, çok yapacak iş var, okuyucularıma saygısızlık olur, birileri bu usulsüzlüklere dur demeli, bu benim doğup büyüdüğüm ile borcum, daha doğrusu vatanıma borçluyum diye yapamadım. Elimdeki dosyaları gerekli yerlere teslim ettim. Evet, hepimiz elbirliği ile sahip çıkmalıyız, herkes her yerde konuşuyor, ama sadece konuşuyor. Bazıları da yapamıyor ama en azından bir adım atarak bana bildiriyor, bu da bir yol, nasıl olsa Nivent Hanımın başka işi yok, Perşembe günü Karabağlar Meclisinde en arka sırada yerimi alacağım ve izleyeceğim, geçen meclis toplantısında, sözlü olarak ek önerge verilmiş, Karabağlar Belediyesi hizmet binası alımı için 8 milyon TL tadilat kredisi çekilmesi gerektiğinden, Sayın Başkan’a yetki verilmesi istenmiş. Hayırdır Sıtkı Başkanım, Başbakanlık size Hizmet Binası alabilirsin diye olur verdi, Burda Alışveriş Merkezini alabilirsin demedi. Meclisten sonra bu konu hakkında uzun, uzun yazacağım. Bugün, alınması gereken kredi için, CHP Karabağlar ilçe Başkanıyla konuştum, bu konunun takipçisi olduğumu, yineledim. Bu alışveriş CHP ye zarar verir dedim. Sizin çalışmalarınıza gölge düşürecek dedim. Kamunun parasını çarçur etmesi için seçilmedi dedim. Bu para benim, sizin paranız dedim. Polat Bey büyük sakinlikle, sabırla beni dinledi. Cumaya görüşmek üzere, |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder