Aziz Kocaoğlu ile Yüksel Çakmur Farkı...
Aslında Kocaoğlu, savcılığa gideceğini BİLİYORDU, çünkü kendisine üç dört gün önceden, davet yazısı gitmişti.
Bütün medyada, Kocaoğlu’nun Örgüt Lideri olduğu yazılıp çiziliyordu, kendisi de bunu kabullenmişti ki meydanlarda "Karşınızda bir çete lideri olarak bulunuyorum" diye her fırsatta, sesleniyordu.
Ama Kocaoğlu ne yaptı BİLMİYORUM, BİLMİYORUM dedi.
Neden dedi? Belediyede bir örgüt var eski genel sekreterin döneminde, Eski Genel Sekreter, ondan sonraki dönemde Yeni Genel Sekreter sorumlu diyerek zimnem kendisini dışarıda tuttuğunu düşündü.
Bunu nasıl yaptı derseniz, BİLMİYORUM, BİLMİYORUM diyerek yaptı.
Bu kendisinin fikri mi, yoksa avukatlarının yönlendirmesi mi, bende BİLMİYORUM!
Ben Bostanlıda oturuyorum, eski belediye başkanı Sayın Çakmur’da orada oturuyor, yaşanan bir mahkeme anısını onu tanıyan birinden dinledim:
Başkanlık görevini yaptığı sırada Çakmur’un bürokratları sanık olarak yargılanıyor, Çakmur tanık olarak çağrıldığı mahkemede aynen şu ifadeleri kullanmış,:
“ Bu konuda her türlü talimatı ben verdim, bürokratlarım uyguladı” diye ifade verince yargıç kendisini uyarıyor, avukatı da uyarıyor, böyle bir ifade verirseniz TANIKLIKTAN çıkar SANIK durumuna düşersiniz diyor.
Çakmur “ Ben Büyükşehir Belediye Başkanıyım icraatın başıyım” diyerek onurlu bir duruşla ifadesini değiştirmiyor. Bunun üzerine yıllarca bürokratlarıyla omuz omuza tanıkken, sanık olduğu davada yargılanıyor ve sonuçta beraat ediyor.
Bu iki başkanın duruşunu, profilini yöneticilik ve sorumluluk anlayışlarını sizlerle paylaşmak istedim.
Tabii aklıma bir soru daha takıldı, BİLMİYORUM, BİLMİYORUM deyince Aziz Kocaoğlu; Eski Genel Sekreter ve Yeni Genel sekreter dönemlerinde onlar sorumlu olduğuna göre belediyede herkese talimatları onlar mı veriyordu acaba?
Aziz Kocaoğlu’da Onlardan mı talimat alıyordu?
Ben hiç devlette çalışmadığım, memurlukta yapmadığım için bilemiyorum, bakalım mahkemede göreceğiz.
Askerlikte ast üst ilişkisi vardır, ne bileyim Albay her zaman Yarbayın üstündedir. Alayda bir iş yapılacaksa Albayın haberi olmadan yapılamaz. Ast üst ilişkisi sadece askerlikte mi oluyor acaba? Dedim ya ne devlet memurluğu ne de askerlik yapmadım ki, bileyim!
Geçen yazımda biraz değinmiştim gelen maillerden konuyu açmamı isteyen okuyucularım için, bu davanın neden, Özel Yetkili Savcıya gittiğini, neden örgüt davası olarak yargılanmaya tabii tutulduğunu biraz açıklayım.
1) Kahraman gencimizin Özel Yetkili Savcılığına 08.04.2010 Tarihinde müracaat ederek, daha önce çalıştığı Grand Plaza A.Ş usulsüzlüklerle ilgili verdiği ifade.
2) 25.11.2010 Tarihinde M.A.K ile F.Y Özel Yetkili Savcılığa avukatlarıyla birlikte müracaat edip, Büyükşehir Belediyesi Hizmet binaları temizlik hizmeti ihalesini cebir ve tehdit ile alınmadıklarına dair şikayetleri.
3) Belediye Kültür Sanat İhalelerinin çoğunluğunu alan Smyrna, Maestro, Solfej isimli firmaların birbirlerine yaptıkları tehdit, İzmir Cumhuriyet Baş Savcılığının 2010/102084 sorgu numarası üzerinden İzmir 9. Sulh Ceza Mahkemesine tehdit suçundan kamu davası açıldığı, 2010/2105 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın devam ettiği bu eylemlerden, örgüt mensubu şüphelilerin gerektiğinde cebir ve tehdit yöntemlerine başvurarak faaliyette bulundukları sonucuna ulaşıldı.
4) Birde herkesin bildiği 2011 tarihinde Aziz Kocaoğlu’nun televizyonda MAFYAYA ihale vermem dediği Katlı Otopark İhalesi.
İddianameden benim bulabildiğim örgüte giriş nedenini oluşturan cebir ve tehdit uygulandığı, ihaleye fesat karıştırıldığı iddia edilen 25.11.2010 Tarihli Temizlik İhalesi ana nedenini oluşturmaktadır.
Bu arada otobüsleri kullanmaya devam ediyorum. Şoför arkadaşlar pek bir dertli, her gün yeni bir hat, her gün yeni bir otobüs, sabahımız akşamımız belli değil abla diye şikâyetleri var. Birde, yeni otobüsler yedek parça eksikliğinden, garajlarda durmaktaymış. Tabii bu arada şoför arkadaşlara bir uyarım var! Yarış pistinde eğitim alıyorlar diye Genel Müdürlerinin açıklamalarını izledim. Altınyolu yarış pistiyle karıştırmasınlar, Aman dikkat!
Geçtiğimiz yıl 5N1K Cüneyt Özdemir’in programında Aziz Kocaoğlu Katlı Otopark açıklamalarında kimleri yaktı?
Bu ağır vebalin altından kalkmak çok kolay olmaz herhalde, gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra yapılan tutuklamaların altında programda yapılan açıklamaların payı olduğunu söyleyenler umarım haklı değillerdir.
Spor koordinatörünün yazdığı şikâyet mektupları bir iki kişinin canını açıttı ama sanki gelecek günlerde daha birçok kişinin canını acıtacağa benzer, gerçi şikâyet mektubunu yazan koordinatörümüz, yurt dışındaymış.
Şimdi nefesler tutuldu 3 Nisan’a kilitlenmiş vaziyetteyiz, Ben ADALETE her zaman güvendim ve güvenmeye devam edeceğim.
Hele bir ilahi adalet var ki, işte asıl tehlike bu!
Diğer yandan, insanlar adaletin terazisini bozsa da Allahın terazisi hiç bozulmaz. O terazide suçlu cezasını çeker, haklı hakkını alır diyorum.
Haksızlıklar bumerang gibidir, döner haksızlık yapanı vurur. İnsanlar güçlü olunca hep zayıf olanın zarar göreceğini düşünerek hareket ederler, oysa yanılırlar, bunu anladıklarında ise çok geç olur!
Bütün medyada, Kocaoğlu’nun Örgüt Lideri olduğu yazılıp çiziliyordu, kendisi de bunu kabullenmişti ki meydanlarda "Karşınızda bir çete lideri olarak bulunuyorum" diye her fırsatta, sesleniyordu.
Ama Kocaoğlu ne yaptı BİLMİYORUM, BİLMİYORUM dedi.
Neden dedi? Belediyede bir örgüt var eski genel sekreterin döneminde, Eski Genel Sekreter, ondan sonraki dönemde Yeni Genel Sekreter sorumlu diyerek zimnem kendisini dışarıda tuttuğunu düşündü.
Bunu nasıl yaptı derseniz, BİLMİYORUM, BİLMİYORUM diyerek yaptı.
Bu kendisinin fikri mi, yoksa avukatlarının yönlendirmesi mi, bende BİLMİYORUM!
Ben Bostanlıda oturuyorum, eski belediye başkanı Sayın Çakmur’da orada oturuyor, yaşanan bir mahkeme anısını onu tanıyan birinden dinledim:
Başkanlık görevini yaptığı sırada Çakmur’un bürokratları sanık olarak yargılanıyor, Çakmur tanık olarak çağrıldığı mahkemede aynen şu ifadeleri kullanmış,:
“ Bu konuda her türlü talimatı ben verdim, bürokratlarım uyguladı” diye ifade verince yargıç kendisini uyarıyor, avukatı da uyarıyor, böyle bir ifade verirseniz TANIKLIKTAN çıkar SANIK durumuna düşersiniz diyor.
Çakmur “ Ben Büyükşehir Belediye Başkanıyım icraatın başıyım” diyerek onurlu bir duruşla ifadesini değiştirmiyor. Bunun üzerine yıllarca bürokratlarıyla omuz omuza tanıkken, sanık olduğu davada yargılanıyor ve sonuçta beraat ediyor.
Bu iki başkanın duruşunu, profilini yöneticilik ve sorumluluk anlayışlarını sizlerle paylaşmak istedim.
Tabii aklıma bir soru daha takıldı, BİLMİYORUM, BİLMİYORUM deyince Aziz Kocaoğlu; Eski Genel Sekreter ve Yeni Genel sekreter dönemlerinde onlar sorumlu olduğuna göre belediyede herkese talimatları onlar mı veriyordu acaba?
Aziz Kocaoğlu’da Onlardan mı talimat alıyordu?
Ben hiç devlette çalışmadığım, memurlukta yapmadığım için bilemiyorum, bakalım mahkemede göreceğiz.
Askerlikte ast üst ilişkisi vardır, ne bileyim Albay her zaman Yarbayın üstündedir. Alayda bir iş yapılacaksa Albayın haberi olmadan yapılamaz. Ast üst ilişkisi sadece askerlikte mi oluyor acaba? Dedim ya ne devlet memurluğu ne de askerlik yapmadım ki, bileyim!
Geçen yazımda biraz değinmiştim gelen maillerden konuyu açmamı isteyen okuyucularım için, bu davanın neden, Özel Yetkili Savcıya gittiğini, neden örgüt davası olarak yargılanmaya tabii tutulduğunu biraz açıklayım.
1) Kahraman gencimizin Özel Yetkili Savcılığına 08.04.2010 Tarihinde müracaat ederek, daha önce çalıştığı Grand Plaza A.Ş usulsüzlüklerle ilgili verdiği ifade.
2) 25.11.2010 Tarihinde M.A.K ile F.Y Özel Yetkili Savcılığa avukatlarıyla birlikte müracaat edip, Büyükşehir Belediyesi Hizmet binaları temizlik hizmeti ihalesini cebir ve tehdit ile alınmadıklarına dair şikayetleri.
3) Belediye Kültür Sanat İhalelerinin çoğunluğunu alan Smyrna, Maestro, Solfej isimli firmaların birbirlerine yaptıkları tehdit, İzmir Cumhuriyet Baş Savcılığının 2010/102084 sorgu numarası üzerinden İzmir 9. Sulh Ceza Mahkemesine tehdit suçundan kamu davası açıldığı, 2010/2105 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın devam ettiği bu eylemlerden, örgüt mensubu şüphelilerin gerektiğinde cebir ve tehdit yöntemlerine başvurarak faaliyette bulundukları sonucuna ulaşıldı.
4) Birde herkesin bildiği 2011 tarihinde Aziz Kocaoğlu’nun televizyonda MAFYAYA ihale vermem dediği Katlı Otopark İhalesi.
İddianameden benim bulabildiğim örgüte giriş nedenini oluşturan cebir ve tehdit uygulandığı, ihaleye fesat karıştırıldığı iddia edilen 25.11.2010 Tarihli Temizlik İhalesi ana nedenini oluşturmaktadır.
Bu arada otobüsleri kullanmaya devam ediyorum. Şoför arkadaşlar pek bir dertli, her gün yeni bir hat, her gün yeni bir otobüs, sabahımız akşamımız belli değil abla diye şikâyetleri var. Birde, yeni otobüsler yedek parça eksikliğinden, garajlarda durmaktaymış. Tabii bu arada şoför arkadaşlara bir uyarım var! Yarış pistinde eğitim alıyorlar diye Genel Müdürlerinin açıklamalarını izledim. Altınyolu yarış pistiyle karıştırmasınlar, Aman dikkat!
Geçtiğimiz yıl 5N1K Cüneyt Özdemir’in programında Aziz Kocaoğlu Katlı Otopark açıklamalarında kimleri yaktı?
Bu ağır vebalin altından kalkmak çok kolay olmaz herhalde, gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra yapılan tutuklamaların altında programda yapılan açıklamaların payı olduğunu söyleyenler umarım haklı değillerdir.
Spor koordinatörünün yazdığı şikâyet mektupları bir iki kişinin canını açıttı ama sanki gelecek günlerde daha birçok kişinin canını acıtacağa benzer, gerçi şikâyet mektubunu yazan koordinatörümüz, yurt dışındaymış.
Şimdi nefesler tutuldu 3 Nisan’a kilitlenmiş vaziyetteyiz, Ben ADALETE her zaman güvendim ve güvenmeye devam edeceğim.
Hele bir ilahi adalet var ki, işte asıl tehlike bu!
Diğer yandan, insanlar adaletin terazisini bozsa da Allahın terazisi hiç bozulmaz. O terazide suçlu cezasını çeker, haklı hakkını alır diyorum.
Haksızlıklar bumerang gibidir, döner haksızlık yapanı vurur. İnsanlar güçlü olunca hep zayıf olanın zarar göreceğini düşünerek hareket ederler, oysa yanılırlar, bunu anladıklarında ise çok geç olur!