Aziz Kocaoğlu : Ben Oynamıyorum!
EXPO İzmir için önemli değil mi?
Sayın Kocaoğlu, siz İzmir’in Belediye Başkanı değil misiniz?
Çocuk gibi ben oynamıyorum, deme hakkını size kim verdi? Eğer oynamak istemiyorsanız, istifa edersiniz, o zaman Paris’te yapılacak sunumu yapmazsınız. O makamda bulunduğunuz süre içerisinde sunum yapmama lüksünüz olamaz!
15/Haziran/2011 tarihinde Paris’ten bir mesaj yollamıştınız, isterseniz bir hatırlatayım, belki unutmuşunuzdur.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a Paris'ten mesaj yolladı. Sayın Bakan asla endişe etmesin. Aziz Kocaoğlu hiç değişmedi, değişmeyecek İzmir ve İzmirlilerin yararına olabilecek her türlü oluşuma, daha önce olduğu gibi yine seve, seve destek vermeye hazırım. Bunun test edilecek bir tarafı olamaz...
Daha üzerinden bir yıl geçmemiş Büyük Başkan ne çabuk unuttunuz!
“İzmir’de yaşıyorsak, bu kent bize işimizi, aşımızı, aşkımızı vermişse, ‘İzmirlilik ruhuyla’ davranmak, kentimize gözümüz gibi bakmak zorundayız. Ben de 7 yıldır bunu yapmaya çalışıyorum. 7 yıldır başka birisini oynamıyorum, İzmir için çakılacak her çivinin destekçisi olmaya devam edeceğim.”
7 yıl bitti şimdi başka birini mi oynayacaksınız?
Gelelim bu güne, İzmir'in EXPO 2020 adaylık mektubu teslimi ve ilk sunumu sırasında Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan operasyonlara tepki gösteren Başkan Kocaoğlu'nun, tüm ısrarlara rağmen ikinci sunumda konuşma yapmayacağı öğrenildi.
Sayın İzmir Valisi, “ İsterim ki Başkanımız konuşsun" demiş.
Mahmut Özgener'in Yürütme Komitesi Başkanlığı'ndan, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar'ın ise komite üyeliğinden istifa etmeden önce Kocaoğlu'nu ikna etmeye çalıştıkları ancak başarısız oldukları belirtilirken, ikilinin ikna turlarını sürdürdüğü kaydedildi.
Neden sizi ikna etmeye çalışıyorlar, çünkü siz İzmir belediye başkanısınız, küstüm oynamıyorum deme hakkınız ne yazık ki yok,
İzmir’in geleceği kaprislere teslim edilemez...
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun yakın çevresine konuşma yapmak istemediğini söylediği öğrenildi. Alınan bilgilere göre Kocaoğlu, “Madem kurulun başkanı Vali, konuşmayı o yapsın” dedi.
Pes doğrusu, başkanım siz kurulun başkanı olamadım diye mi, oyun alanını terk ediyorsunuz? Eğer öyle ise çok yazık.
Tekrar söylüyorum İzmir’in kaderiyle oynama hakkınız yok! Kendi kaderiniz hakkında her türlü tasarrufa sahipsiniz, bu sizin kaderiniz değil.
İnsanlar her şeyde erk sahibi olmak isteyebilir, kendini HE MAN zannedebilir ama gerçek hayatta yok öyle bir şey.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı halkın oylarıyla seçilmiş ve kentin siyasi yerel lideridir. Alacağı kararlar, halkın kararlarını yansıtmak zorundadır, yalnızca İzmir Halkının değil tüm Ege bölgesi yaşayanlarının büyük bir istekle bekledikleri EXPO’nun İzmir’de yapılması talebini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının uygulama zorunluluğu vardır bu onun asli görevidir. Halk Büyükşehir Belediye Başkanı'nı yüzde ellinin üzerinde bir oy oranıyla seçerken, seçilen kişinin kendi sesi ve sözü olacağı inancıyla reyini vermiştir. Şimdi kalkıp bu halk beni seçti ama ben istediğimi söylerim, istediğim gibi davranırım yaklaşımı, DEMOKRATCA bir yaklaşım sayılabilir mi? Hele, hele CHP gibi demokratlığı ve halkçılığı ön planda tutan bir partinin üyesi olarak böylesine bir diktatör yel bir tavrı sürdürmek, aynı zamanda kimliğini taşıdığı partinin genel ilke ve prensipleriyle örtüşüyor denebilir mi?
Şimdi bana gelen iddiaları sizlerle paylaşmak istiyorum, bunlar sadece iddia olabilir önceden belirteyim diyorum,
3 Haziran da yapılacak CHP il Kongresi Aziz Başkan ve ekibi için oldukça önem arz ediyormuş, kendi adayları seçilemezse eğer bütün güçlerini kaybedeceklermiş.
İlçe Belediyelerinin telefonlarına çıkmayan, aylarca randevu vermeyen aynı başkan şimdi kendi adaylarına destek bulabilmek adına, ilçe belediyelerini teker, teker arıyormuş.
Bir başka önemli iddia ise ilçe belediyelerine ek ödenek çıkartma vaatleriymiş...
3 Haziran seçim yapılacak 13 Haziran da İBB'nin meclisi var, bu mecliste ilçe belediyelerine çıkaracağı ek ödenekler olacakmış.
Eğer bu iddialar doğru ise, çok akıllıca, hangi ilçe belediyesi kendi adayına oy verdi ise yaşadı olacakmış.
Bu iddialar gerçekleşirse eğer, sormak istediğim sorular var başkanım.
Belediye imkânları seçim vaatlerinde kullandırılabilinir mi?
Sayın Kocaoğlu, siz İzmir’in Belediye Başkanı değil misiniz?
Çocuk gibi ben oynamıyorum, deme hakkını size kim verdi? Eğer oynamak istemiyorsanız, istifa edersiniz, o zaman Paris’te yapılacak sunumu yapmazsınız. O makamda bulunduğunuz süre içerisinde sunum yapmama lüksünüz olamaz!
15/Haziran/2011 tarihinde Paris’ten bir mesaj yollamıştınız, isterseniz bir hatırlatayım, belki unutmuşunuzdur.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a Paris'ten mesaj yolladı. Sayın Bakan asla endişe etmesin. Aziz Kocaoğlu hiç değişmedi, değişmeyecek İzmir ve İzmirlilerin yararına olabilecek her türlü oluşuma, daha önce olduğu gibi yine seve, seve destek vermeye hazırım. Bunun test edilecek bir tarafı olamaz...
Daha üzerinden bir yıl geçmemiş Büyük Başkan ne çabuk unuttunuz!
“İzmir’de yaşıyorsak, bu kent bize işimizi, aşımızı, aşkımızı vermişse, ‘İzmirlilik ruhuyla’ davranmak, kentimize gözümüz gibi bakmak zorundayız. Ben de 7 yıldır bunu yapmaya çalışıyorum. 7 yıldır başka birisini oynamıyorum, İzmir için çakılacak her çivinin destekçisi olmaya devam edeceğim.”
7 yıl bitti şimdi başka birini mi oynayacaksınız?
Gelelim bu güne, İzmir'in EXPO 2020 adaylık mektubu teslimi ve ilk sunumu sırasında Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan operasyonlara tepki gösteren Başkan Kocaoğlu'nun, tüm ısrarlara rağmen ikinci sunumda konuşma yapmayacağı öğrenildi.
Sayın İzmir Valisi, “ İsterim ki Başkanımız konuşsun" demiş.
Mahmut Özgener'in Yürütme Komitesi Başkanlığı'ndan, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar'ın ise komite üyeliğinden istifa etmeden önce Kocaoğlu'nu ikna etmeye çalıştıkları ancak başarısız oldukları belirtilirken, ikilinin ikna turlarını sürdürdüğü kaydedildi.
Neden sizi ikna etmeye çalışıyorlar, çünkü siz İzmir belediye başkanısınız, küstüm oynamıyorum deme hakkınız ne yazık ki yok,
İzmir’in geleceği kaprislere teslim edilemez...
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun yakın çevresine konuşma yapmak istemediğini söylediği öğrenildi. Alınan bilgilere göre Kocaoğlu, “Madem kurulun başkanı Vali, konuşmayı o yapsın” dedi.
Pes doğrusu, başkanım siz kurulun başkanı olamadım diye mi, oyun alanını terk ediyorsunuz? Eğer öyle ise çok yazık.
Tekrar söylüyorum İzmir’in kaderiyle oynama hakkınız yok! Kendi kaderiniz hakkında her türlü tasarrufa sahipsiniz, bu sizin kaderiniz değil.
İnsanlar her şeyde erk sahibi olmak isteyebilir, kendini HE MAN zannedebilir ama gerçek hayatta yok öyle bir şey.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı halkın oylarıyla seçilmiş ve kentin siyasi yerel lideridir. Alacağı kararlar, halkın kararlarını yansıtmak zorundadır, yalnızca İzmir Halkının değil tüm Ege bölgesi yaşayanlarının büyük bir istekle bekledikleri EXPO’nun İzmir’de yapılması talebini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının uygulama zorunluluğu vardır bu onun asli görevidir. Halk Büyükşehir Belediye Başkanı'nı yüzde ellinin üzerinde bir oy oranıyla seçerken, seçilen kişinin kendi sesi ve sözü olacağı inancıyla reyini vermiştir. Şimdi kalkıp bu halk beni seçti ama ben istediğimi söylerim, istediğim gibi davranırım yaklaşımı, DEMOKRATCA bir yaklaşım sayılabilir mi? Hele, hele CHP gibi demokratlığı ve halkçılığı ön planda tutan bir partinin üyesi olarak böylesine bir diktatör yel bir tavrı sürdürmek, aynı zamanda kimliğini taşıdığı partinin genel ilke ve prensipleriyle örtüşüyor denebilir mi?
Şimdi bana gelen iddiaları sizlerle paylaşmak istiyorum, bunlar sadece iddia olabilir önceden belirteyim diyorum,
3 Haziran da yapılacak CHP il Kongresi Aziz Başkan ve ekibi için oldukça önem arz ediyormuş, kendi adayları seçilemezse eğer bütün güçlerini kaybedeceklermiş.
İlçe Belediyelerinin telefonlarına çıkmayan, aylarca randevu vermeyen aynı başkan şimdi kendi adaylarına destek bulabilmek adına, ilçe belediyelerini teker, teker arıyormuş.
Bir başka önemli iddia ise ilçe belediyelerine ek ödenek çıkartma vaatleriymiş...
3 Haziran seçim yapılacak 13 Haziran da İBB'nin meclisi var, bu mecliste ilçe belediyelerine çıkaracağı ek ödenekler olacakmış.
Eğer bu iddialar doğru ise, çok akıllıca, hangi ilçe belediyesi kendi adayına oy verdi ise yaşadı olacakmış.
Bu iddialar gerçekleşirse eğer, sormak istediğim sorular var başkanım.
Belediye imkânları seçim vaatlerinde kullandırılabilinir mi?
Geçmiş dönemlerde Ankara’da bir belediye başkanlığı seçimi öncesi düdüklü tencere dağıtılmış, ancak seçim öncesi düdüklü tencerenin üstü verilmiş altı seçimden sonra denilmiş, seçimi kazanamayınca tencere kısmı verilmemiş, halk ben size verdim demiş ama yinede alamamışlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder