Geçen hafta ortaya atılan 'granit tartışması'na da değinen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı şunları söyledi:
“Son dönemde İzmir’de siyaset ciddi anlamda gerginleşiyor. Olmadık iftiralarla olmadık söylentiler, dedikodular yapılmaya başlandı. Diyorlar ki ‘benim bir duyumum var. Ben bir dedikodu duydum’. Sağa sola, gazetelere, internet gazetelerine yalan yanlış, onurumuzu; dürüstlük, vatandaşın, genelin menfaatini korumak gibi değerlerimizi toplum gözünden düşürmek için iftira ve dedikoduyla üzerimize bilinçli şekilde geliyorlar. Biz tüm işlerimizi ve projelerimizi yasal çerçevede yapıyoruz. ‘Çamur at izi kalksın’ politikası kimseye yakışmaz. Özelikle de vatandaşın oylarıyla seçilmiş insanlara bu iftiralar hiç yakışmaz. Belediye Başkanı’na, çoluk-çocuğuna, yok yere iftirayla sataşılmaz. Bunun ahlaki bir yanı yoktur. Zaten İzmirli hemşerilerim herkesten iyi biliyor:
Büyükşehir Belediyesi’nin bir delikli kuruşunu yakınıma, yandaşımıza vermek için yanlış iş yapmadım. Yapmayacağım da! Namusum ve şerefemizle geldim, aynı şekilde bırakıp gideceğim. Bunları konuşuyorum çünkü bir yalan bombardımanı var. Bir yalan makinesi sürekli yalanlar üretiyor. Bunlara karşı uyanık olun! Ben 63 yaşındayım bu yaştan sonra ne paraya ne pula ne de servete ihtiyacım yok. Onurlu, haysiyetli yaşama ihtiyacım var. Kimse başkasını kendisi gibi sanmasın. Kimse başkasını kendisi gibi sanarak suçlamaya kalkmasın. Herkes herkesi biliyor.”
Geçtiğimiz günlerde, Sevgili Süleyman Gencel’in sitesinde kaleme aldığım, “İddialara bir cevap alır mıyız?” başlıklı yazımda, Sayın Alaattin Yüksel’e hitaben, “Yoksa her zaman ki gibi, beni yine görmezden mi gelecekler.
Eğer bu iddialar doğru ise, her zaman ortalıkta “rantsal dönüşüm” söyleyişiyle neredeyse özdeşleşen, Alaattin Yüksel ne cevap verecek, değer mi böylesine iddialara maruz kalmaya” diye seslenmiştim.
Alaattin beyden cevap alamadığım, soruların cevabını, İZFAŞ’ dan 27.06.2012 tarihinde aldım.
“ Bahse konu dönem içinde yine Fiba Sigorta A.Ş (Sompo Japon Sigorta A.Ş) ait olup, Alaattin Yüksel Sigorta aracılık Hizmetleri Ltd Şti acentesi tarafından düzenlenmiş, aşağıda düzenlenen üç adet poliçe mevcuttur.
1) 12.02.2011 – 16.02.2011 122.00 TL
2) 16.02.2011 – 20.02.2011 83.00 TL
3) 05.09.2011 – 20.09.2011 202.00 TL
Aslında ben bilgi edinmeden soruyu, Sayın Alaattin Yüksel İzfaş A.Ş’nin 2011 yılında sigorta işlemlerini yapmış mıdır diye sormak yerine, İzmir Belediyesi ve Belediyeye ait şirketlerin, hangilerine sigorta aracılık işlemi yapıyor diye sorsaydım karşıma kim bilir kaç poliçe çıkardı? Merak buyurmayınız bu şekilde yine bilgi edinme birimine soru yönelteceğim ve cevabı yine sizlerle paylaşacağım.
İzmir ilinde sadece sigorta işi yapan bunca şirket var iken, tercih sebebi nedir? Başkanım, hani Büyükşehir Belediyesi’nin bir delik kuruşunu yakınıma, yandaşımıza vermek için yanlış iş yapmamıştınız, bu sigorta işleri nedir?
Geçmiş zamanda Egenin Sesi, Sinan Kara defalarca, kaleme aldığı, “ Yüksel’in kiraladığı sattığı araçları “ sormasına karşın tek bir cevap alamaması herkes gibi beni de çok şaşırtmıştır, isterseniz bir hatırlayalım, Sinan Kardeşimin yazdığı yazıyı.
“Alaattin Yüksel gözlerimi yaşarttı”
Dün İzmir Adliyesinin konukları arasında CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’de vardı. Siyaset ve Ticaret ekseninde Kocaoğlu’nun “çok yakın” arkadaşı olan Alaattin Yüksel.
Alaattin Yüksel’in basın mensuplarına yaptığı açıklama, hem evlere şenlik, hem de oldukça “duygusal” cinsten bir açıklamaydı.
"Biz hayatımızda adliye görmüş insanlar değiliz. Kocaoğlu, benim çocukluk arkadaşımdır. Türkiye'nin en dürüst belediye başkanlarından biridir. Hatta birisidir".
Bu sözleri bir vatandaş söylese en azından biraz düşünürdüm.
Ama bunu Alaattin Yüksel söylüyorsa daha da farklı düşünürüm.
Alaattin Yüksel’in Aziz Kocaoğlu ile Siyaset+Ticaret ilişkisini geçtiğimiz yıl yazdım.
Yüksel’in şirketinin sattığı ve kiraladığı araçlarla bir karabasan gibi Büyükşehir Belediyesi ve şirketlerinin üzerine nasıl çöktüğünü belgelerle ortaya koydum. Yalanlayamadılar.
Şimdi aynı Alaattin Yüksel Kocaoğlu’nun 'Dürüst'lüğüne “kefil” oluyor ve bizlerinde buna inanmasını istiyor.
Şimdi hala, hemşerilerinizin gözlerinin içine bakarak, yandaşımıza, yakınımıza, bir delikli kuruşluk iş yaptırmadım diye bilir misiniz?
“Çıksın bir kişi, siyasi parti 'bu belediye yakınına menfaat sağlıyor' desin. Diyemez” Sigorta aracılık işlemleri, belediyeye alınan araçlar, menfaat sayılmıyor mu? Bunlar bedelsiz, yapılan işler midir?
Bence artık bu söylemlerinizden, vazgeçin.
Notlarım:
Balçova ilçesi, İnçiraltı Mahallesi 2734 Ada 137 parsel ile ilgili, İzmir 2.idare mahkemesinde 2012/1334 sayı ile açılan dava bir hayli enteresan, Doğuş Gurubu'nu ilgilendiren bu dava çok konuşulacağa benziyor. İzmir halkının cebinden yine milyonlarca lira çıkacak ne için yatırımın önü kapanmasın diye yakında tüm parçaları toparladım uzunca bir yazı olacak.
Fayton Sefasının tüm detayları elime geçti en nihayetinde...
İddialara göre, İzbeton'a elamanlar alınmaya başlamış bildirilen sayıya inanamadım araştırıyorum.
Başkanım uzunca bir süredir İzmir Büyükşehir meclisine gelmiyorsunuz, umarım bu mecliste sizi görebiliriz, mutlaka bir mazeretiniz vardır ama meclis toplantıları olduğu günlerde sizi açılışlarda davetler de görüyoruz, çok şükür bir rahatsızlığınız yok, ancak, belediye kanunu bu konuda net görüş beyan etmiş.
“MADDE 29 :
Özürsüz veya izinsiz olarak arka arkaya üç birleşim günü veya bir yıl içinde yapılan toplantıların yarısına katılmayan üyenin üyeliğinin düşmesine, savunması alındıktan sonra üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar verilir.
Belediye meclisi üyeliğine seçilme yeterliğinin kaybedilmesi durumunda, valinin bildirmesi üzerine Danıştay tarafından üyeliğin düşmesine karar verilir” deniliyor...
Ne dersiniz buna da bir kılıf uydurabilir misiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder