“SÖYLEYECEK
BİR ŞEYİMİZ YOK”
Yargıtay'ın daha önceki 82 milyon liralık bedeli 'bozma' kararından
sonra, İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Büyükşehir Belediyesi'nin Aşık Veysel
Rekreasyon Alanı'nın yapımı sırasında özel mülkiyete ait arazide
kamulaştırmasız el attığı 50 metrekarelik yerin hak sahiplerine 65 milyon lira
ödemesi gerektiğine hükmetti…
Geçtiğimiz yazıda, Ziraat Bankasına 44 milyon ödeyen İzmir Büyükşehir
Belediyesi, şimdide 65 milyon ödeyecek,
Temyize gideceklerini ifade eden Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi
ekonomik olarak güçlü Nasıl ödememiz konusunda araştıracağız... Bunu yapacak
hem irademiz hem gücümüz var” demişiniz.
Allah Aşkına, bu kaçıncı hatanız, TCDD'ye 2006 yılında Kamil Tunca Bulvarı için 16 milyon TL, Ziraat Bankası’na da Konak’taki arsası için 42 milyon TL
şimdi de 65 milyon TL
123 Milyon TL, daha basına yansımayan davalar var mı
bilemiyorum.
Kocaoğlu tazminat kararını değerlendirdi
“HEM İRADEMİZ HEM GÜCÜMÜZ VAR” diyorsunuz da, bu paralar sizin özel kasanızdan ödenmiyor be başkanım!
“İzmir Büyükşehir
Belediyesi ekonomik olarak güçlü... Nasıl ödememiz konusunda araştıracağız”
Aziz Başkan, bugün ödemezseniz, faiz işleyecek, yine size
bedelsiz danışmanlık yapayım,
El Atma Tazminatlarına Yüzde 25 Faiz, avukatlarınız size söylemiş olmalı,
Yargıtay 12. Dairesi kamulaştırmasız
el atmaya ilişkin ilamlarda hüküm altına alınan tazminatlara kamu alacakları
için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması sonucuna varıldığını
belirtti. Söz konusu davada ilam kesinleşene kadar geçen dönemde yüzde 9 yasal
faiz, ilamdan sonrası için ise kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin
alınmasına hükmetti. En yüksek faiz oranı % 25 olarak uygulanıyor.
Bence geciktirmeyin başkanım, ciddi faizleri var,
Aslında, hatayı yapan bürokratlar ödemeli bu rakamı, neden
titiz çalışmalar yapamıyorsunuz, ekip mi yok?
Ben bu konu hakkında vatandaşlık hakkımı kullanarak, yetkili
makamlara yaptığım suç duyurusunda,
Kanunlarımızda yer alan görevi kötüye kullanma suçu işlendiği
aşikârdır. Bu durum ilk kez yaşanmamaktadır aksine alışkanlık haline gelmiştir.
Görevi
kötüye kullanma;
MADDE
257. - (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin
gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya
kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu
görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2)
Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini
yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun
zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi,
altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kişilerin malları üzerinde
usulsüz tasarruf ise,
MADDE
261. - (1) İlgili kanunlarda belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek,
kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerinde, karşılık ödenmek suretiyle de
olsa, zorla tasarrufta bulunan kamu görevlisi, fiil daha ağır cezayı gerektiren
bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Kamu İdaresinin dürüst ve
kurallara uygun olarak yürütüldüğüne dair güven duygusunun korunması gerekir.
Bu yüzden dolayı, devlet kamunun malını koruyacak ki, halkın güvenin duygusunu
kaybetmesin.
Yasalar karşısında, normal
bir birey kamunun malına zarar verdiğinde, nasıl yargılanıyorsa bir belediye
başkanı ve kamu kurumunda görevini ihmal edenlerde yargılanmalı ve kendilerinin
görev ihmali var ise kendilerinden bu bedelin tahsil yoluna gidilmesi
gerekmektedir.
KAMULAŞTIRMADA
ÖNCE YAPILACAK İŞLEMLER VE İDARİ ŞERH;
Madde 7 - Kamulaştırmayı yapacak
idare, kamulaştırma veya kamulaştırma yolu ile üzerinde irtifak hakkı kurulacak
taşınmaz malların veya kaynakların sınırını, yüz ölçümünü ve cinsini gösterir
ölçekli planını yapar veya yaptırır; kamulaştırılan taşınmaz malın sahiplerini,
tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini, tapu, vergi ve nüfus
kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere
bağlamak suretiyle tespit ettirir.
Madde 7 den anlaşılacağı üzere, kamulaştırma yapacak idare,
bünyesinde bulunan memurlara arazi üzerinde çalışmalarını gereğince
yapmadıkları, mahkemenin kaybedilmesinden bellidir.
Devlet memurları,
görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen
devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli
tedbirleri almak zorundadırlar.
Devlet memurlarının kasıt, kusur, ihmal ve
tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur
tarafından rayiç bedel üzerinden ödenmesi esastır.
Gerek kasten, gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile
haksız bir surette diğer kimseye zarar ika eden şahıs tazmine mecburdur.
Son alarak belirtilmesi
gereken bir husus ise şudur ki,
657 sayılı Yasanın 12’nci
maddesinin BK’nun 41’inci maddesi hükmüne benzer şekilde düzenlenmesi
karşısında aslında bütün kamu personeli için söylenebilecek genel ilke koymak
mümkündür: Statüsü ne olursa olsun tüm kamu personelinin çalıştıkları kamu
kurumuna verdikleri zararlar kendilerinden genel hükümlere göre tazmin edilir.
657 sayılı Yasanın 12’nci maddesi hükmüne göre, kamusal görevlerin
yerine getirilmesi sırasında idarenin uğradığı zararın giderilmesi için şu
koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir.
Özetle personelin zararı tazmin yükümlülüğü altına girmesi
için;
a) Zararın mevcut olması; Kamulaştırmasız el atma dava kararları her iki dosya içinde
verilmiştir, bu rakam ise telaffuzu bile kolay söylenemeyecek bir tutardır.
b) Zararın doğrudan doğruya memurun fiilinden doğması, İzmir büyükşehir
Belediyesi bir kere hata yaptı diyelim ancak bu hataların tekrarlanması alışkan
haline getirilmesi toplumda değişik spekülasyonlara sebebiyet vermektedir.
c) Zararın mücbir sebepten hâsıl olmaması gerekmektedir. Kaybedilen davalara
bakıldığında, alanlardan biri buz pateni sahası diğeri ise park alanıdır.
Toplum için ivedilikle alınan, acil eylem planları değildir.
Sonuç;
Anayasanı 125. Maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve
işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralına yer verildikten
sonra, 129.maddesinin beşinci fıkrasında, memur ve diğer kamu görevlilerinin
yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının,
kendilerine rücu edilmesi için gereken işlemlerin, acilen başlatılması
gerektiği inancındayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder