ARAMAYIN!
Bugün ki yazıma başlamadan evvel, sizlerle paylaşmak istediğim birkaç husus var, aslında defalarca kaleme aldım, ancak herhalde doğru anlatamamış olacağım ki, kaleme aldığım kişiler ısrarla, araya birilerini koyarak, benimle görüşmek istemekteler. Ya da benim kıramayacağım büyüklerimden, dostlarımdan medet ummaktalar, yıllardır görmediğim arkadaşlarım bile birden bire ortaya çıkıp eveleyip, geveleyip, en sonunda, “ya sen bizimkini yazmışın, yazmasan diyorum” Ya da bak, “senin için ne lazımsa yapmaya hazırlar, yeter ki yazma” Kıramadığım dostlarıma, bakın ben yazmakla kalmıyor, gerekli bütün yerlere suç duyurumu da yapıyorum, soruşturmalar yolda. Ben artık yazmasam da ok yaydan çıktı. “Sen yazmasan, diğer taraflar bir şekilde hal olur” Ben yazmayınca, diğer yerler susacak mı? Ben yazmayınca, kamu görevlileri ses çıkarmayacak mı? “Evet, sen yeter ki yazma, bir dinle sana anlatsınlar, konuyu” Bana neyi anlatacaklar, gitsinler yetkililere anlatsınlar. Pardon beyler, sonuna kadar yazacağım, hatta her telefon açanı, deşifre ederek yazacağım. Kusura bakmayın beyler bilmez misiniz, ne yerseniz yeyin sabaha aç kalkıyoruz, bunun sonu yok, baklava börekte yeseniz, soğan ekmekte yeseniz yine sabah aç kalkıyorsunuz! Gideceğimiz yere kendi boyutlarımızda bir kefen ile iki metrekare yere gömüleceğiz, mal varlığımıza göre ya da yediğimize göre değil, benden söylemesi. Sabrımı zorlamayın, bu son ikazım arayanları deşifre edeceğim bir yana, daha da üzerine, gideceğim! Bazen kendimi sorguluyorum, usulsüzlüğü yapan yatırımcımı yoksa o makamları işgal eden etkin ya da yetkin insanlar mı yapıyor ya da göz yumuyor? Neden, ruhsat eklerine uygun olmayan yapılar, yapılırken kontrol altında tutulmuyor? Yapı Denetim firmaları neden görevlerini yapmaz? Eğer sen devam et biz göz yumarız deniliyorsa olay çok daha vahim, elbet yatırımcı kendi için en uygun olanını yapar değil mi? Sonra birileri çıkar, bu yapı ruhsat eklerine aykırı, ya da ruhsatsız derse eğer, ha biz onu da bir türlü susturur çarkın içine alırız derseniz eğer, orada yanılırsınız. Bazıları o çarkın içine girmezse ne olur diye, hiç düşünemediniz mi? İzmir’i idare eden kişiler bu şehrin %65 kaçak diyorlar, o halde sizler %65 lik kısmı herhalde % 80 ne çıkartmak için gelmediniz değil mi? Eğer beceremiyorsanız, o makamları becerebilenlere bırakın! Sorgulamayan bir toplumda yaşamak hakikaten çok zor.., Eskiden bir memur, jeepe binemezdi ya da lüks villalarda oturamazdı. Şimdi maaşlar mı artı, ya da Rahmetli Özal’ın dediği gibi “ benim memurun işini bilir” cümlesi ile mi durum değişti bilinmez. Neyse konuyu çok uzattım ama gerçekten bu aramaları durdurmak için başka bir yöntem bulamadım, vaktimi çalıyorsunuz, bilmem farkında mısınız? Evet, nerede kalmıştık, Kemalpaşa Belediyesi’ni yazacağım demiştim, söz verdiğim gibi buradayım. Hatırlarsanız geçtiğimiz hafta, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı’nın başkanlık konutu olarak kullandığı 4 katlı bina icradan bedeli altında satıldı, haberlerini hatırlayacaksınız. Bu borç eski Ulucak Belediye’sinden kalan borç denilmekte, peki bu durumu icradan satış sonrası öğrenmediniz değil mi? Daha evvel biliyordunuz, neden önlemini almadınız? Borçları zamanında ödemediğiniz bir yana, bu binayı borçlara karşı kim ipotek gösterdi? Elbet ipotek gösterilen yer borç ödenmeyince icradan satılır değil mi? Şimdi ise, o binayı geri alacağım diyorsunuz! Daha önce aklınız neredeydi? Madem kasanızda 1 milyon TL vardı neden zamanında bu parayı ödemediniz? Sizin dışınızda, avukatlarınız ve bürokratlarınız mı suçlu? Nasıl olurda onlar bu işe yüzeysel baktı diyebiliyorsunuz? Siz nasıl baktınız bu olaya, bu binayı ipotek gösteren kim? Avukatlarınız ve bürokratlarınız sizin talimatınızla yapmadılar mı? Siz söylediklerinizi, inanarak mı söylüyorsunuz yoksa işlediğiniz kabahate ortak mı arıyorsunuz? Evet, binayı geri alacaksınız, ama alan kişiler elbet kar edip size geri verecekler değil mi? Aslında bu konu incelenmeli vaktinde ödenseydi belediyenin kasasından ne kadar para çıkacaktı, şimdi ne kadar çıkacak? Elbet Kemalpaşa, Sn Kaymakamı bu konuyu dikkate alıp bir inceleme yapacaktır diye de düşünmekteyim. Bu ödenen paralar o makamların başında oturan kişilerin cebinden çıkmıyor, hepimizin cebinden çıkıyor, pardon hata yapmışım ya da bürokrat arkadaşlar yapmış demekle suçu üzerinizden atamazsınız, buradan sizlere zimmet çıkabilir diye düşünmekteyim. Şimdi ise gündemi değiştirmek adına, dikkatleri çöp konusuna çekmeyi başardınız, bu kadar ilçe belediyesi ilçelerinde çöp kavgası yaparlarken neden Kemalpaşa’ya çöpü getirmek istiyorsunuz? Hatırlarsanız daha önceki yıllarda, Armutlu- Ören İlçesi yakınlarında bulunan, mezarlık alanının üstüne de “çöp transfer istasyonu” kurulması için meclisten karar almıştınız ne oldu? İBB meclis kararını uzun uğraşlar sonucunda iptal etmeyi başarmıştım. Mezarlık üzerine çöpü getirmek isteyen bir başkan hiç duydunuz mu? Sizi seçen halkın ataları o mezarda yatıyor! Her yeri sorunlu aldım da demişiniz, beldelerden bana çözüm değil problem geldi. Kabak benim başıma patladı da demişiniz. Peki, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Müdürlüğü’nün yaptığı baskın ve evraklara el konulması da eski belde belediyelerinden mi geliyor? Biraz gerçekçi olalım lütfen! Sapla samanı karıştırmayalım. Rıdvan Karakayalı icradan satılan binayı hele bir geri alsın, ondan sonra asıl borcun ne olduğunu, ne ödemek zorunda kalındığını sizlerle paylaşacağım. Gelecek yazımda, Dere Beton Dosyasını tarih sayı numaralarıyla masaya yatıracağım sizlerde çok şaşıracaksınız. Bornova Belediye Başkanı bu konuda neler yapmış birer, birer anlatacağım. |
28 Ocak 2013 Pazartesi
ARAMAYIN
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder