İzmir'de Çevre Katliamına Göz Yumuyorsunuz!
Bugün söz verdiğim gibi Narlıdere Kaymakamlığı'na gittim, sabah 9.30 Bostanlı Konak vapuruna bindim. Sonra AKM önündeki durağa yürüdüm, yaklaşık yirmi dakika otobüs bekledim, balık istifi şeklinde Narlıdere otobüsüne bindim. İneceğim durağa kadar otobüs tıklım tıkış doluydu.
Konserveden çıkmış balık gibi Narlıdere Kaymakamlığı'nın biraz ilerisinde indim. Kaymakamlığa doğru hızlı adımlarla yürüdüm, malum 11.30 da Kaymakam Bey ile randevum vardı. Özel kaleme girdiğimde saatim tam 11.25 gösteriyordu.
Özel kaleme bir solukta ben Nivent Kurtuluş kaymakam bey ile saat 11.30 da randevum vardı.
“ Hanımefendi kaymakam bey dışarıda” Anlamadım randevu verdiler, ben sabahın köründe yollara dökülüp buralara kadar geleceğim Kaymakam bey yerinde olmayacak.
Özel kalemdeki hanım kaymakam beyi aradı, “ Nivent hanım kaymakam bey yolda geliyorlar”
On beş dakika gecikmeyle kaymakam bey geldiler, makam odasındaki balkonda denize doğru oturduk, Narlıdere Belediyesi'nin bana vermemekte direndikleri meclis kararlarını isteme hakkım olduğunu belirten dilekçemi sundum. Kaymakam bey de bu benim hakkım olduğunu teyit ettiler.
Çok şükür diye, balkonda çayımı yudumlarken, gözüm yolun karşı kıyısındaki kocaman malikâneye takıldı. Kaymakam bey karşı taraftaki malikâneyi görüyor musunuz? “ Evet, görüyorum” Sizce bu kadar yoğunlukta bu bina yapılabilir mi? “Arazisi büyüktür” Olmaz efendim, bu malikane en az 900 metrekare, burada imar planları 250 metrekareyi geçemez isterse 40 dönüm arazisi olsun, lütfen bu konunun takibini yapın. “ Şikâyet dilekçenizi verin yapalım” İlk fırsatta vereceğim diye ayaklandım. Kaymakam bey tüm nezaketiyle beni yemeğe davet etti, bu zarif davete icabet edemedim yapacağım o kadar çok iş vardı ki.
Kaymakamlıktan çıktım, belediye otobüsüne bindim, çok şükür oturacak yer vardı. Konak AKM'de indim. Doğru Büyükşehir Belediyesi'nin Nazım İmar Müdürlüğü yazı işlerine, Buca Belediyesi planına itiraz dilekçemi bıraktım.
Bir okuyucumun hafriyat firmalarının usulsüz döküm yaptığı alandaki, adrese doğru yöneldim, Gaziemir Belediyesi'nin, kurban bayramında hayvan satış alanı olarak belirlenen, Aktepe’ye gittim.
Bu alanda bayram hazırlığı için ufak tefek çalışmalar vardı, diğer yandan kamyonların biri giriyor diğeri çıkıyordu. Acaba hayvan pazarı için miydi bu çalışma diye bakınırken, hayvan pazarının çok ilerisine kamyonlar moloz döküyorlardı. Dolayısıyla bu kamyonlar belediye adına çalışmıyorlardı.
Emin olmak için Gaziemir Belediye’sinin zabıta müdürlüğünü aradım, zabıta müdürü dışarıda imiş, bir bayana olanları anlattım. Düz sade vatandaş ihbarı olarak. “Bizim bilgimiz dâhilinde” dedi. Hanımefendi anlamadım nasıl sizin bilginiz dâhilinde olabiliyor? “Bayan Fen İşlerini arayın” diye telefonu kapattı.
Bu kez Fen İşlerini aradım, olayı anlattım, “biz bilmiyoruz” dedi. Peki, kim bilir? “Şantiye şefimiz”. Peki, şantiye şefinizi bağlayın. “burada değil.” Telefonunu verin. Telefon numarası verildi ve ben bir acele şantiye şefi, Umut Beyi aradım ne yazık ki, o da bilmiyordu.
Allah Aşkına kim biliyor? Burada çevre katliamı oluyor.
E be kardeşim, dükkân önüne bir elektrik süpürgesini çıkardın, bir sobayı da çıkardın hadi anladık ta, 5 soba on süpürgeyi teşhir etme be kardeşim. Sanki kapış, kapış satılıyor.
Nalburiye dükkânları, pvc borularını, kiremitleri, fayansları, yaymış kaldırımlara. Rengârenk renk cümbüşü işportacılar sergilerini açmış, çeşit, çeşit giysiler mi arasın terlik pabuç mu?
Ortalıkta üç beş zabıta da gördüm, elleri arkalarında dolaşıp duruyorlardı.
Hu hu zabıta kardeşler millet sizlere dolaşmanız için maaş ödemiyor, görevlerinizi yapın.
Karabağlar Belediyesi kurulmadan evvel buraları nasıldı çok merak ediyorum, Karabağlar ayrı bir dünyaymış çok şaşırdım ve bir o kadarda üzüldüm.
Uzundere eski çöp fabrikasının altı olan mevkiye kamyonların biri giriyor biri çıkıyor, inşaat demirleri betonlar dökülüyor, moloz dağları oluşmuş hem de bir yığın.
Bu molaz dağları koca, damperli kamyonlarla, oluşuyorken yolun karşı kıyısında ise küçük kamyonetlerle vatandaş molozlarını döküyor. Diğer yandan sepetli motorlardaki insanlarda işe yarayan inşaat artıklarını ayıklıyor.
Kısaca küçük sanayi oluşmuş diyelim mi?
Tüm bu işlemler gündüz vakti oluyor, öylesine rahatlar ki anlatamam. Resimleri çekerek ilerlerken birde ne göreyim, kaçak döküm sahasının hemen 150 metre ilerisinde, KARABAĞLAR VETERİNERLİK MÜDÜRLÜĞÜ yok artık dedim.
Demek oluyor ki benim gördüğüm manzarayı Karabağlar Belediyesi çalışanları da görüyor.
Sıtkı Başkanım hadi sağınıza bakmadan ilerliyorsunuz diyelim, malum sol parti mensubusunuz, ya geri dönerken nereye bakıyorsunuz? Yoksa gözlerinizi mi kapatıyorsunuz?
Karabağlar Belediyesini arayıp aynı konuşmalarla muhatap olacağıma İzmir Şehircilik il müdürlüğünü aradım. Özel kaleme ihbarımı yaptım, telefon numaramı bıraktım.
On dakika geçmeden İl Müdürü Ata Bey aradılar, durumu kendilerine, izah ettim kamyonların plaka numaralarını verdim, olayın boyutunu anlattım.
Ata Bey gereğini yapacağız hiç merak etmeyin dediler. İşin aslı, aynı gün işlem yapılacağından çok umutlu değildim.
Evime henüz varmıştım ki İl Müdürlüğü'nden aradılar, öncelikle hassasiyetimden dolayı kutladılar, ardından da cezaları kestiklerini bildirdiler.
Bugüne kadar bu kadar dilekçeler şikâyetler verdim, hiç bu kadar hızlı bir şekilde gereğinin yapıldığını görmemiştim.
Bazı bürokratlar koltuklarını hakkını veriyorlar.
Bu olaydan şu sonucu çıkarabiliriz, Büyükşehir, Gaziemir, Karabağlar Belediyeleri göz yumsa da, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, göz yummayıp cezasını kesiyor.
Altta sizlere çevre katliamının fotoğraflarını yayınlayacağım, bu fotoğraflara bakarken lütfen alıcı gözle bakın,
Moloz ve çöp dökmek cezası, 3000 TL veya 5000 TL yasal döküm yeri Şeytan Deresi Bornova. İzmir Büyükşehir Belediyesi
Moloz Döküm Alanı Kapatılmıştır İzmir Büyükşehir Belediyesi. Lakin resimde de görüldüğü üzere vızır, vızır kamyonların biri giriyor biri çıkıyor.
Çöp ve Moloz Dökmek Yasaktır, Cezası 54 milyon Azamisi 350 milyon. İzmir Büyükşehir Belediyesi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ya sizler nasıl bu katliama göz yumuyorsunuz? Çevre müdürünüz bu olanların farkında değil mi?
Aziz Başkanım bilmem beni takdir ediyor musunuz? Sizin adınıza arı gibi çalışıyorum, zaman, zaman arı gibi soksam da hakkımı yemeyin görüldüğü üzere çok çalışıyorum.
Gelecek yazım Bayraklı Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi, Konak Belediyesi, Narlıdere Belediyesi ile ilgili enteresan bilgiler vereceğim, çok şaşıracaksınız.
*
Fotoğraflar : Nivent Kurtuluş...
http://www.yerelgundem.com/albumler/izmirde_cevre_katliami_2012_1.html
Konserveden çıkmış balık gibi Narlıdere Kaymakamlığı'nın biraz ilerisinde indim. Kaymakamlığa doğru hızlı adımlarla yürüdüm, malum 11.30 da Kaymakam Bey ile randevum vardı. Özel kaleme girdiğimde saatim tam 11.25 gösteriyordu.
Özel kaleme bir solukta ben Nivent Kurtuluş kaymakam bey ile saat 11.30 da randevum vardı.
“ Hanımefendi kaymakam bey dışarıda” Anlamadım randevu verdiler, ben sabahın köründe yollara dökülüp buralara kadar geleceğim Kaymakam bey yerinde olmayacak.
Özel kalemdeki hanım kaymakam beyi aradı, “ Nivent hanım kaymakam bey yolda geliyorlar”
On beş dakika gecikmeyle kaymakam bey geldiler, makam odasındaki balkonda denize doğru oturduk, Narlıdere Belediyesi'nin bana vermemekte direndikleri meclis kararlarını isteme hakkım olduğunu belirten dilekçemi sundum. Kaymakam bey de bu benim hakkım olduğunu teyit ettiler.
Çok şükür diye, balkonda çayımı yudumlarken, gözüm yolun karşı kıyısındaki kocaman malikâneye takıldı. Kaymakam bey karşı taraftaki malikâneyi görüyor musunuz? “ Evet, görüyorum” Sizce bu kadar yoğunlukta bu bina yapılabilir mi? “Arazisi büyüktür” Olmaz efendim, bu malikane en az 900 metrekare, burada imar planları 250 metrekareyi geçemez isterse 40 dönüm arazisi olsun, lütfen bu konunun takibini yapın. “ Şikâyet dilekçenizi verin yapalım” İlk fırsatta vereceğim diye ayaklandım. Kaymakam bey tüm nezaketiyle beni yemeğe davet etti, bu zarif davete icabet edemedim yapacağım o kadar çok iş vardı ki.
Kaymakamlıktan çıktım, belediye otobüsüne bindim, çok şükür oturacak yer vardı. Konak AKM'de indim. Doğru Büyükşehir Belediyesi'nin Nazım İmar Müdürlüğü yazı işlerine, Buca Belediyesi planına itiraz dilekçemi bıraktım.
Bir okuyucumun hafriyat firmalarının usulsüz döküm yaptığı alandaki, adrese doğru yöneldim, Gaziemir Belediyesi'nin, kurban bayramında hayvan satış alanı olarak belirlenen, Aktepe’ye gittim.
Bu alanda bayram hazırlığı için ufak tefek çalışmalar vardı, diğer yandan kamyonların biri giriyor diğeri çıkıyordu. Acaba hayvan pazarı için miydi bu çalışma diye bakınırken, hayvan pazarının çok ilerisine kamyonlar moloz döküyorlardı. Dolayısıyla bu kamyonlar belediye adına çalışmıyorlardı.
Emin olmak için Gaziemir Belediye’sinin zabıta müdürlüğünü aradım, zabıta müdürü dışarıda imiş, bir bayana olanları anlattım. Düz sade vatandaş ihbarı olarak. “Bizim bilgimiz dâhilinde” dedi. Hanımefendi anlamadım nasıl sizin bilginiz dâhilinde olabiliyor? “Bayan Fen İşlerini arayın” diye telefonu kapattı.
Bu kez Fen İşlerini aradım, olayı anlattım, “biz bilmiyoruz” dedi. Peki, kim bilir? “Şantiye şefimiz”. Peki, şantiye şefinizi bağlayın. “burada değil.” Telefonunu verin. Telefon numarası verildi ve ben bir acele şantiye şefi, Umut Beyi aradım ne yazık ki, o da bilmiyordu.
Allah Aşkına kim biliyor? Burada çevre katliamı oluyor.
Karabağlar Uzundere’ye doğru yol aldım. Hayatımda ilk kez buralara geldim, bir an kendimi, Hindistan, Pakistan, gibi bir yerlerde hissettim. Caddelerde bulunan kaldırımlar resmen dükkân sahiplerinin istilasına uğramış.
E be kardeşim, dükkân önüne bir elektrik süpürgesini çıkardın, bir sobayı da çıkardın hadi anladık ta, 5 soba on süpürgeyi teşhir etme be kardeşim. Sanki kapış, kapış satılıyor.
Nalburiye dükkânları, pvc borularını, kiremitleri, fayansları, yaymış kaldırımlara. Rengârenk renk cümbüşü işportacılar sergilerini açmış, çeşit, çeşit giysiler mi arasın terlik pabuç mu?
Ortalıkta üç beş zabıta da gördüm, elleri arkalarında dolaşıp duruyorlardı.
Hu hu zabıta kardeşler millet sizlere dolaşmanız için maaş ödemiyor, görevlerinizi yapın.
Karabağlar Belediyesi kurulmadan evvel buraları nasıldı çok merak ediyorum, Karabağlar ayrı bir dünyaymış çok şaşırdım ve bir o kadarda üzüldüm.
Uzundere eski çöp fabrikasının altı olan mevkiye kamyonların biri giriyor biri çıkıyor, inşaat demirleri betonlar dökülüyor, moloz dağları oluşmuş hem de bir yığın.
Bu molaz dağları koca, damperli kamyonlarla, oluşuyorken yolun karşı kıyısında ise küçük kamyonetlerle vatandaş molozlarını döküyor. Diğer yandan sepetli motorlardaki insanlarda işe yarayan inşaat artıklarını ayıklıyor.
Kısaca küçük sanayi oluşmuş diyelim mi?
Tüm bu işlemler gündüz vakti oluyor, öylesine rahatlar ki anlatamam. Resimleri çekerek ilerlerken birde ne göreyim, kaçak döküm sahasının hemen 150 metre ilerisinde, KARABAĞLAR VETERİNERLİK MÜDÜRLÜĞÜ yok artık dedim.
Demek oluyor ki benim gördüğüm manzarayı Karabağlar Belediyesi çalışanları da görüyor.
Sıtkı Başkanım hadi sağınıza bakmadan ilerliyorsunuz diyelim, malum sol parti mensubusunuz, ya geri dönerken nereye bakıyorsunuz? Yoksa gözlerinizi mi kapatıyorsunuz?
Karabağlar Belediyesini arayıp aynı konuşmalarla muhatap olacağıma İzmir Şehircilik il müdürlüğünü aradım. Özel kaleme ihbarımı yaptım, telefon numaramı bıraktım.
On dakika geçmeden İl Müdürü Ata Bey aradılar, durumu kendilerine, izah ettim kamyonların plaka numaralarını verdim, olayın boyutunu anlattım.
Ata Bey gereğini yapacağız hiç merak etmeyin dediler. İşin aslı, aynı gün işlem yapılacağından çok umutlu değildim.
Evime henüz varmıştım ki İl Müdürlüğü'nden aradılar, öncelikle hassasiyetimden dolayı kutladılar, ardından da cezaları kestiklerini bildirdiler.
Bugüne kadar bu kadar dilekçeler şikâyetler verdim, hiç bu kadar hızlı bir şekilde gereğinin yapıldığını görmemiştim.
Bazı bürokratlar koltuklarını hakkını veriyorlar.
Bu olaydan şu sonucu çıkarabiliriz, Büyükşehir, Gaziemir, Karabağlar Belediyeleri göz yumsa da, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, göz yummayıp cezasını kesiyor.
Altta sizlere çevre katliamının fotoğraflarını yayınlayacağım, bu fotoğraflara bakarken lütfen alıcı gözle bakın,
Moloz ve çöp dökmek cezası, 3000 TL veya 5000 TL yasal döküm yeri Şeytan Deresi Bornova. İzmir Büyükşehir Belediyesi
Moloz Döküm Alanı Kapatılmıştır İzmir Büyükşehir Belediyesi. Lakin resimde de görüldüğü üzere vızır, vızır kamyonların biri giriyor biri çıkıyor.
Çöp ve Moloz Dökmek Yasaktır, Cezası 54 milyon Azamisi 350 milyon. İzmir Büyükşehir Belediyesi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ya sizler nasıl bu katliama göz yumuyorsunuz? Çevre müdürünüz bu olanların farkında değil mi?
Aziz Başkanım bilmem beni takdir ediyor musunuz? Sizin adınıza arı gibi çalışıyorum, zaman, zaman arı gibi soksam da hakkımı yemeyin görüldüğü üzere çok çalışıyorum.
Gelecek yazım Bayraklı Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi, Konak Belediyesi, Narlıdere Belediyesi ile ilgili enteresan bilgiler vereceğim, çok şaşıracaksınız.
*
Fotoğraflar : Nivent Kurtuluş...
http://www.yerelgundem.com/albumler/izmirde_cevre_katliami_2012_1.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder