Bugün köşemi şehir plancıları odası başkanından tarafıma gelen e-maili yayınlayacağım, ancak noktası virgülüne dokunmadan yayınladığım yazıdan sonra bende kendilerine yaptığım açıklamayı, Zeki Yıldırım’ın açıklamasının hemen altında yayınlıyorum.
Her zaman söylediğim gibi, amacım kimseyi yermek, karalamak değildir. Ben doğrudan ve doğrulardan yanayım...
" Sayın Nivent Kurtuluş,
Yerel Gündem haber sitesinde 01.10.2012 tarihinde yayınlanan “Plancılar da bunu yaparsa (Vatan Mahallesi Planı)” başlıklı yazınız gerçekler ve yorumlarınız birbirine karışmış ve hangisinin sizin yorumunuz, hangisinin ise gerçek olduğu anlaşılmamaktadır. Bu ise amacını aşan sonuçlar doğurabilir. Yazınızda, size gelen belgeleri titizlikle değerlendirdiğinizden söz ederek başlamış olmanıza karşılık, yazınızda bahsettiğiniz konuları tarafıma ulaşarak ki siz istediğiniz herkese kolaylıkla ulaşabilmektesiniz, doğruluğunu araştırmanız daha faydalı olacaktı.
Yazınızda bahsi geçen Karabağlar Belediyesi’nin geçirmiş olduğu teftiş süreci hala devam etmektedir. Daha sonuçlanmamış ve soruşturma açılmasına karar verilmemiş konuların sanki soruşturma ve yargılanma sürecindeymiş gibi bahsedilmesi haksızlıktır. Bu inceleme konusu olan 11 tane dosyanın bir tanesi hariç hiç birisi incelemeye verdiğim cevapta da belirttiğim gibi hiç biri yasa ve yönetmeliklere aykırı değildir. Tek dosyada, danışmanın arazisi olarak tanımladığınız dosyada görevli bulunduğum Müdürlüğüm raporunda Olumsuz görüşümüzü belirtmiş ve sakıncalarını aktarmıştım. İşin ilginç tarafı Belediye teftişinde bilirkişi olarak görevlendirilen şehir plancısı, danışman arazisi onaylanırken oda yönetiminde sekreter üye olarak yürütmede görevli iken her türlü bilgi ve belge sahip oldukları halde hiçbir itiraz ve dava sürecini başlatmamışlardır. Daha da ilginç olan ise bilirkişi olan şehir plancısı, teftiş sürecine denk gelen Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi seçimlerinde karşı listede yer almış ve seçim sonucunda benim yer aldığım listeye karşı çoğunluğu ve yürütmeyi kaybetmiştir. Dolayısıyla yeterince araştırmadan yazılınca, bilirkişinin sizin tabirinizle AKP’li olmaması konuyu açıklamaya yetmiyor.
Vatan Mahallesi Planı yazınızda belirttiğiniz gibi bütün planlarda park alanı olarak ayrılmış kamunun eline geçmiş bir yer değildir. 1/25.000 ölçekli İKBNİPR’ de kentsel gelişme alanı olarak ayrılmıştır. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nce 14.12.2009 tarih ve 01.1050 sayılı kararla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında ise seyrek yoğunluklu konut alanı, park, Belediye Hizmet Alanı ve Sosyal Tesis Alanı olarak belirleniştir. 1/1000 ölçekli imar planı süreci incelendiğinde söz konusu bölge, İller Bankası tarafından 03.04.1980 yılında, o zamanın koşullarına göre gözlemsel olarak hazırlatılan jeolojik etüdlerde yapı yasaklı alan olarak belirlenmiş ve Yeşilyurt Planlarına “park, jeolojik yapı yasağı olan koruma alanları” olarak aktarılmıştır. Ancak imar planlarında park tanımı yazılmış olsa da planlarda sadece jeolojik alan olarak çizilmiş ve imar uygulamalarının( 18.madde ve kamulaştırma) dışında tutulmuştur. Bu arada söz konusu alan kaçak yapı dolmaya başlamış ve bölgede yaşayan birkaç yapı sahibinin “tekrar jeolojik etüt yaptırılması yönünde” Konak Belediyesi’ne karşı açtığı davaları kazanmaları sonucu 1980 yılında yapılan etütlerin yenilenmesi zorunluluğu doğmuş ve Belediye tarafından 2006 yılında jeolojik-jeoteknik etüdler yeniden yaptırılmış, Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nce de onaylanan söz konusu etüdlerde, Vatan Mahallesi “önlemli alan” olarak tanımlanmıştır.
Plan çalışmaları sırasında arazide, yerinde incelemeler yapılmıştır. Arazi kullanış çalışması ile mevcut binaların durumu (bina kalitesi, kat adedi vb) tespit edilmiş, arazideki mevcut ağaçlar ölçülerek öneri planda yeşil alanda kalması sağlanmıştır. Nazım İmar Planında seyrek yoğunluklu (90-180 kişi/ha.) konut alanında kalan bölgede, uygulama imar planında da ”önlemli alan” kararı doğrultusunda A-2 (ayrık nizam 2 kat) konut adaları oluşturulmuştur. Yine nazım imar planı doğrultusunda 1/1000 ölçekli uygulama imar planında sosyal donatı alanları (belediye hizmet alanı, sosyal tesis alanı) ve yeşil alanlar ayrılmıştır. Böylece halihazırda çirkin , sağlıksız ve kaçak olarak yapılmış binaların yerine düşük yoğunluklu sağlıklı çevrelerin oluşturulması hedeflenmiştir.
Vatan mahallesi planı teftişte inceleme konu olması Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 14.maddesine göre olmuştur. 14.madde plan yapılırken kurum görüşlerinin toplanması, gerekli analiz ve çalışmaların yapılması gerektiği belirtir. Eğer park alanının konuta açılması söz konusu olsaydı 27. Maddeye göre işlem yapılması gerekirdi. İnceleme cevabımda belirttiğim gibi üst ölçekli planlarda kurum görüşleri alınmış, gerekli analiz ve çalışmalar yapılmıştır.
Bir diğer konu ise “uğurlu plan” söyleminizde belirttiğiniz gibi tarafımın TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı olmam konusudur. Bilindiği üzere TMMOB Şehir Plancıları Odası yasa ve yönetmeliklere göre kurulmuş, yarı kamu kurum niteliğinde demokratik meslek örgütüdür. Örgütümüzde başkanlık seçimleri yönetmeliklerde belirlenen usullerle, delege oylarıyla belirlenmektedir. Başkan olmam söz konusu planla değil delegelerimizin verdiği oylar sayesindedir. TMMOB Şehir Plancıları Odasında yönetimde görev alınırken hiç beklenti içinde olmadan bilakis özveride bulunarak tamamen gönüllülük esasına göre almış bulunmaktayım.
Açıklamalarımı dikkate almanız dileğiyle iyi günler dilerim.
Zeki YILDIRIM - 05.10.2012 "
Şimdi gelelim benim diyeceklerime:
Sayın Oda Başkanı, ben devlet memuru değilim. O nedenle bir satırda savunma derken, başka bir satırda soruşturma demişim yazımda. Ancak bunun dışında açıklamanızı tek tek cevaplandırmak isterim.
Vatan Mahallesi'nin bütün planlarda park olmadığını, 25 bin planlarda kentsel gelişme alanı olduğunu söylemişsiniz. İlahi Zeki bey, bir plancı olarak siz bunu benden daha iyi bilirsiniz. Zaten öyle olmaz mı? Nazım plan hükümlerinin 7.1, 7.1.1 ve 7.1.2 madde hükümlerinde ne diyor? Okuyucularım da öğrensin:
“Kentsel yerleşme alanları: Kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanlarının bütünüdür.”
”Bu alanlarda konut ve konut kullanımlarına hizmet verecek, sosyal, kültürel donatı ve teknik altyapı tesisleri ile….. kullanımları yer alabilir.
“Kentsel yerleşme alanları kapsamında önerilen nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları planların kapsamlarının gerektirdiği biçimde alt ölçekteki planlarda (Nazım imar planı ve uygulama imar planı) belirlenecektir.”
Yeşil alan da sosyal donatı değil midir? Demek ki 25 binliklerde yeşil alan gösterilmiyor, alt ölçekte gösteriliyor. Bu konuda 25 bin plandan bahsetmek anlamsız olmuyor mu?
6.11 maddesinde ise “her türlü sosyal-kültürel donatı alanı ve teknik altyapı mevzuatla belirlenmiş standartlara uygun olarak alt ölçekli planlarda belirlenecektir. Bu planda gösterilmiş olsun ya da olmasın, alt ölçekli planlarda var olan sosyal kültürel donatı ve teknik altyapı alanlarını azaltıcı plan değişikliği yapılamaz. Ancak bu planda değişiklik yapılmasına gerek kalmaksızın alt ölçekli imar planlarında sosyal kültürel donatı ve teknik altyapı alanlarını arttırıcı ve/veya yer değişikliğine ilişkin plan değişiklikleri yapılabilir.” denmektedir.
İzmir’in neresindeki kent içi yeşil alanlar 25 binde gösteriliyor?
Yani benim anladığıma göre, bırakın alt ölçekte donatıyı kaldırmayı, tam tersi gerektiğinde ilave edilebilir denmekte.
Gelelim 5 bin plana. Konunun can alıcı noktası zaten burası. Yasaları çiğneme, 5 binlik plan yapılarak başlamış. 5 bini olmayan yere plan çizerken otuz senelik donatıyı yok etmek bambaşka bir plan tekniği. Ama Beril Özalp sizin kadar üzerine alınmıyor bu durumu?
Jeolojik yapı yasağı olan koruma alanları konusuna gelince: Park alanı, park alanıdır. Jeolojisi sağlam olan alanlar park olmaktan çıkarılır diye bir kural var mı imarda? Yani bütün parklar illaki jeolojik sakıncalı alanlar üzerinde olmak zorunda mı?
Teftiş konusunun hangi maddeye göre olduğu konusu benim yazımın konusu değildi. Ancak anlattıklarınıza bakınca 14. madde değil, 27. maddeye göre olmalıymış diye düşündüm. Ne dersiniz?
Yeşil alanın uygulaması yapılmadığı için imara açılabileceği imanızı ise hiç anlayamadım.
Ayrıca planın herkese uğurlu gelmesine neden alındığınızı anlamadım. Ne güzel işte oy alarak seçilmişsiniz. Demek ki uğurlu gelmiş plan?
İncelemeyi yapan bilirkişi ile ilgili ağır ithamlarınız ise benim tamamen dışımda konulardır. Eğer bilirkişi ile ilgili şüpheleriniz varsa, söylediklerinizde haklılık payınız varsa mahkemeye gitmeliydiniz. Ama eğer yoksa, bilirkişi mahkemeye gidecektir bu ithamlarınızdan sonra. Bu konu sizin aranızda çözülecek bir konudur.
Benim tek bir derdim var. Yeşil alanlara kimse dokunmasın. Herkes ve başta da plancılar sahip çıksın.
Her zaman söylediğim gibi, amacım kimseyi yermek, karalamak değildir. Ben doğrudan ve doğrulardan yanayım...
" Sayın Nivent Kurtuluş,
Yerel Gündem haber sitesinde 01.10.2012 tarihinde yayınlanan “Plancılar da bunu yaparsa (Vatan Mahallesi Planı)” başlıklı yazınız gerçekler ve yorumlarınız birbirine karışmış ve hangisinin sizin yorumunuz, hangisinin ise gerçek olduğu anlaşılmamaktadır. Bu ise amacını aşan sonuçlar doğurabilir. Yazınızda, size gelen belgeleri titizlikle değerlendirdiğinizden söz ederek başlamış olmanıza karşılık, yazınızda bahsettiğiniz konuları tarafıma ulaşarak ki siz istediğiniz herkese kolaylıkla ulaşabilmektesiniz, doğruluğunu araştırmanız daha faydalı olacaktı.
Yazınızda bahsi geçen Karabağlar Belediyesi’nin geçirmiş olduğu teftiş süreci hala devam etmektedir. Daha sonuçlanmamış ve soruşturma açılmasına karar verilmemiş konuların sanki soruşturma ve yargılanma sürecindeymiş gibi bahsedilmesi haksızlıktır. Bu inceleme konusu olan 11 tane dosyanın bir tanesi hariç hiç birisi incelemeye verdiğim cevapta da belirttiğim gibi hiç biri yasa ve yönetmeliklere aykırı değildir. Tek dosyada, danışmanın arazisi olarak tanımladığınız dosyada görevli bulunduğum Müdürlüğüm raporunda Olumsuz görüşümüzü belirtmiş ve sakıncalarını aktarmıştım. İşin ilginç tarafı Belediye teftişinde bilirkişi olarak görevlendirilen şehir plancısı, danışman arazisi onaylanırken oda yönetiminde sekreter üye olarak yürütmede görevli iken her türlü bilgi ve belge sahip oldukları halde hiçbir itiraz ve dava sürecini başlatmamışlardır. Daha da ilginç olan ise bilirkişi olan şehir plancısı, teftiş sürecine denk gelen Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi seçimlerinde karşı listede yer almış ve seçim sonucunda benim yer aldığım listeye karşı çoğunluğu ve yürütmeyi kaybetmiştir. Dolayısıyla yeterince araştırmadan yazılınca, bilirkişinin sizin tabirinizle AKP’li olmaması konuyu açıklamaya yetmiyor.
Vatan Mahallesi Planı yazınızda belirttiğiniz gibi bütün planlarda park alanı olarak ayrılmış kamunun eline geçmiş bir yer değildir. 1/25.000 ölçekli İKBNİPR’ de kentsel gelişme alanı olarak ayrılmıştır. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nce 14.12.2009 tarih ve 01.1050 sayılı kararla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında ise seyrek yoğunluklu konut alanı, park, Belediye Hizmet Alanı ve Sosyal Tesis Alanı olarak belirleniştir. 1/1000 ölçekli imar planı süreci incelendiğinde söz konusu bölge, İller Bankası tarafından 03.04.1980 yılında, o zamanın koşullarına göre gözlemsel olarak hazırlatılan jeolojik etüdlerde yapı yasaklı alan olarak belirlenmiş ve Yeşilyurt Planlarına “park, jeolojik yapı yasağı olan koruma alanları” olarak aktarılmıştır. Ancak imar planlarında park tanımı yazılmış olsa da planlarda sadece jeolojik alan olarak çizilmiş ve imar uygulamalarının( 18.madde ve kamulaştırma) dışında tutulmuştur. Bu arada söz konusu alan kaçak yapı dolmaya başlamış ve bölgede yaşayan birkaç yapı sahibinin “tekrar jeolojik etüt yaptırılması yönünde” Konak Belediyesi’ne karşı açtığı davaları kazanmaları sonucu 1980 yılında yapılan etütlerin yenilenmesi zorunluluğu doğmuş ve Belediye tarafından 2006 yılında jeolojik-jeoteknik etüdler yeniden yaptırılmış, Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nce de onaylanan söz konusu etüdlerde, Vatan Mahallesi “önlemli alan” olarak tanımlanmıştır.
Plan çalışmaları sırasında arazide, yerinde incelemeler yapılmıştır. Arazi kullanış çalışması ile mevcut binaların durumu (bina kalitesi, kat adedi vb) tespit edilmiş, arazideki mevcut ağaçlar ölçülerek öneri planda yeşil alanda kalması sağlanmıştır. Nazım İmar Planında seyrek yoğunluklu (90-180 kişi/ha.) konut alanında kalan bölgede, uygulama imar planında da ”önlemli alan” kararı doğrultusunda A-2 (ayrık nizam 2 kat) konut adaları oluşturulmuştur. Yine nazım imar planı doğrultusunda 1/1000 ölçekli uygulama imar planında sosyal donatı alanları (belediye hizmet alanı, sosyal tesis alanı) ve yeşil alanlar ayrılmıştır. Böylece halihazırda çirkin , sağlıksız ve kaçak olarak yapılmış binaların yerine düşük yoğunluklu sağlıklı çevrelerin oluşturulması hedeflenmiştir.
Vatan mahallesi planı teftişte inceleme konu olması Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 14.maddesine göre olmuştur. 14.madde plan yapılırken kurum görüşlerinin toplanması, gerekli analiz ve çalışmaların yapılması gerektiği belirtir. Eğer park alanının konuta açılması söz konusu olsaydı 27. Maddeye göre işlem yapılması gerekirdi. İnceleme cevabımda belirttiğim gibi üst ölçekli planlarda kurum görüşleri alınmış, gerekli analiz ve çalışmalar yapılmıştır.
Bir diğer konu ise “uğurlu plan” söyleminizde belirttiğiniz gibi tarafımın TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı olmam konusudur. Bilindiği üzere TMMOB Şehir Plancıları Odası yasa ve yönetmeliklere göre kurulmuş, yarı kamu kurum niteliğinde demokratik meslek örgütüdür. Örgütümüzde başkanlık seçimleri yönetmeliklerde belirlenen usullerle, delege oylarıyla belirlenmektedir. Başkan olmam söz konusu planla değil delegelerimizin verdiği oylar sayesindedir. TMMOB Şehir Plancıları Odasında yönetimde görev alınırken hiç beklenti içinde olmadan bilakis özveride bulunarak tamamen gönüllülük esasına göre almış bulunmaktayım.
Açıklamalarımı dikkate almanız dileğiyle iyi günler dilerim.
Zeki YILDIRIM - 05.10.2012 "
Zeki Beyin savunması böyle.
Şimdi gelelim benim diyeceklerime:
Sayın Oda Başkanı, ben devlet memuru değilim. O nedenle bir satırda savunma derken, başka bir satırda soruşturma demişim yazımda. Ancak bunun dışında açıklamanızı tek tek cevaplandırmak isterim.
Vatan Mahallesi'nin bütün planlarda park olmadığını, 25 bin planlarda kentsel gelişme alanı olduğunu söylemişsiniz. İlahi Zeki bey, bir plancı olarak siz bunu benden daha iyi bilirsiniz. Zaten öyle olmaz mı? Nazım plan hükümlerinin 7.1, 7.1.1 ve 7.1.2 madde hükümlerinde ne diyor? Okuyucularım da öğrensin:
“Kentsel yerleşme alanları: Kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanlarının bütünüdür.”
”Bu alanlarda konut ve konut kullanımlarına hizmet verecek, sosyal, kültürel donatı ve teknik altyapı tesisleri ile….. kullanımları yer alabilir.
“Kentsel yerleşme alanları kapsamında önerilen nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları planların kapsamlarının gerektirdiği biçimde alt ölçekteki planlarda (Nazım imar planı ve uygulama imar planı) belirlenecektir.”
Yeşil alan da sosyal donatı değil midir? Demek ki 25 binliklerde yeşil alan gösterilmiyor, alt ölçekte gösteriliyor. Bu konuda 25 bin plandan bahsetmek anlamsız olmuyor mu?
6.11 maddesinde ise “her türlü sosyal-kültürel donatı alanı ve teknik altyapı mevzuatla belirlenmiş standartlara uygun olarak alt ölçekli planlarda belirlenecektir. Bu planda gösterilmiş olsun ya da olmasın, alt ölçekli planlarda var olan sosyal kültürel donatı ve teknik altyapı alanlarını azaltıcı plan değişikliği yapılamaz. Ancak bu planda değişiklik yapılmasına gerek kalmaksızın alt ölçekli imar planlarında sosyal kültürel donatı ve teknik altyapı alanlarını arttırıcı ve/veya yer değişikliğine ilişkin plan değişiklikleri yapılabilir.” denmektedir.
İzmir’in neresindeki kent içi yeşil alanlar 25 binde gösteriliyor?
Yani benim anladığıma göre, bırakın alt ölçekte donatıyı kaldırmayı, tam tersi gerektiğinde ilave edilebilir denmekte.
Gelelim 5 bin plana. Konunun can alıcı noktası zaten burası. Yasaları çiğneme, 5 binlik plan yapılarak başlamış. 5 bini olmayan yere plan çizerken otuz senelik donatıyı yok etmek bambaşka bir plan tekniği. Ama Beril Özalp sizin kadar üzerine alınmıyor bu durumu?
Jeolojik yapı yasağı olan koruma alanları konusuna gelince: Park alanı, park alanıdır. Jeolojisi sağlam olan alanlar park olmaktan çıkarılır diye bir kural var mı imarda? Yani bütün parklar illaki jeolojik sakıncalı alanlar üzerinde olmak zorunda mı?
Teftiş konusunun hangi maddeye göre olduğu konusu benim yazımın konusu değildi. Ancak anlattıklarınıza bakınca 14. madde değil, 27. maddeye göre olmalıymış diye düşündüm. Ne dersiniz?
Yeşil alanın uygulaması yapılmadığı için imara açılabileceği imanızı ise hiç anlayamadım.
Ayrıca planın herkese uğurlu gelmesine neden alındığınızı anlamadım. Ne güzel işte oy alarak seçilmişsiniz. Demek ki uğurlu gelmiş plan?
İncelemeyi yapan bilirkişi ile ilgili ağır ithamlarınız ise benim tamamen dışımda konulardır. Eğer bilirkişi ile ilgili şüpheleriniz varsa, söylediklerinizde haklılık payınız varsa mahkemeye gitmeliydiniz. Ama eğer yoksa, bilirkişi mahkemeye gidecektir bu ithamlarınızdan sonra. Bu konu sizin aranızda çözülecek bir konudur.
Benim tek bir derdim var. Yeşil alanlara kimse dokunmasın. Herkes ve başta da plancılar sahip çıksın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder