Sağ olsun İzmir halkı benim için adeta araştırmacı gazeteci gibi çalışıyor. Her yerden, her kesimden belge yağdırıyor. Herhalde bunun sebebi, her belgeyi değerlendirmem, titizlikle araştırmam ve elime gelen belgeleri birilerine pazarlık konusu yapmayacağıma olan güvenden kaynaklanıyor.
Ayrıca biliyorlar ki, ben hiçbir partinin, zümrenin, kişinin adamı değilim ve kimseden çıkar elde ederek veya eş-dost ilişkisine dayanarak yazı yazmıyorum. Bazı kişilerin üzerine giderken, bazılarını da göklere çıkarmıyorum.
İnanın yazdığım kişileri, tanımam da bilmem de, dolayısıyla bu kişilerle aramda husumette yok.
Ayrıca hiçbir belediyede akrabam, yakınım, eşim dostum yok.
Gelelim konumuza:
Karabağlar Belediyesi rutin bir teftiş geçiriyor. Bu teftiş sırasında, tabi ki planlar da inceleniyor. Müfettiş imar planından ne anlasın. O nedenle yanında bir de plan incelemesi için şehir plancısı götürüyor. Bu plancı da şehircilik müdürlüğünden veya özel idareden oluyor.
Şehircilik il müdürlüğünde, bulunan plancılar gerçekten konularına son derece vakıf, kişi kurum gözetmeksizin soruşturmalarını layıkıyla, bakanlık müfettişleri ile yapıyorlar.
Yapılan incelemeler sonucunda, hemen hemen tamamı ortak kullanıma ait, park, yeşil alan, kamuya ait tesis alanlarının imara ve yönetmeliklere uymayan şekilde değiştirildiği gerekçesiyle mülkiye müfettişi savunma istiyor.
Bunları okuyunca şok olmamak elde değil. Mesleği icabı halkın bir metre kare yeşil alanını koruması gereken, hatta bu yeşil alanları artırmak için mesleki ve ahlaki olarak yemin etmiş olan plancılar, tam tersi buraların bir kısmını imara açmak, bir kısmında yeşili azaltmak gibi suçlardan savunma veriyor.
Oysa ben plancı bile olmadığım halde, bu kentin bir metre yeşilini korumak, TANSAŞ’ ları bile yeşil alanlardan kaldırtmak için mücadele veriyorum.
Sanırım bu konuda oldukça fazla yol aldım, incelemeler devam ediyor, sıkı takibimde çok yakında sizlere müjdeyi vereceğim.
En çok da Zeki Yıldırım beye şaştım kaldım: Kendisi kentin her yerinde duyarlı bir şekilde, imara aykırı planlara Plancılar Odası Başkanı olarak dava açarken, müdürü olduğu Karabağlar Belediyesi'nde tam 11 konuda, tam 11 tane planla ilgili soruşturma geçiriyor. Bunlar arasında, kişiye özel rant sağlandığı iddiası ile askıda benim de itiraz ettiğim ve itirazımın reddedildiği Başdanışman Arazisi Planı da var.
Eğer başka bir konu olsaydı, AKP üzerimize geliyor, CHP'li belediyeyi sıkıştırıyor diyebilirdiniz Zeki Bey. Bu savunmalar AKP'li bir plancının hazırladığı raporları sonucunda mı çıktı ortaya? Sizin meslektaşınız değil miydi bu savunmaların istenmesine yola açan raporları hazırlayan?
“Üst ölçekli plana uygundu” savunması yeterli mi Zeki Bey? Neden üst ölçekli plan Büyükşehir de askıda iken, Karabağlar planlama olarak itiraz etmediniz peki? Hadi diyelim ki yasalara uydurduk. Vicdanlar ne olacak?
11 konu arasında en ilginç olan, benim de dikkatimi çeken Vatan Mahallesi Planına gelecek olursak:
Vatan Mahallesi, Karabağlar’a bağlı bir ilçe. Ama zamanında Konak’a bağlıymış. 1/5000 planı yok.
1/1000 planda ise beton yığını binalar arasında kalan bir tepe alan, “park, jeolojik yapı yasağı olan koruma alanı” olarak belirtilmiş. Ancak Konak Belediyesi buraya nedense yeniden jeolojik etüt yaptırıp, çıkan sonuç “jeolojik önlemli alan” olması üzerine, İzmir’de de çok büyük bir arsa ihtiyacı olduğu için mi, bir tek burası boş kaldığı için mi, 70 dönümlük alana plan değişikliği hazırlatmış.
Ancak alanın 5000'liği olmadığı için plan reddedilmiş. Ancak burasının imara açılmasında çok büyük halk yararı olduğu düşünülmüş olmalı ki, bu defa Büyükşehir’in plancıları dayanamayıp, hemen 5000’ lik bir plan yapmışlar. Bu plan İBB Meclisinin 14.12.2009 tarihli meclisinde onaylanmış.
Bu defa Karabağlar Belediyesi'ne geçen Vatan Mahallesi'nde 1000'lik planları da Karabağlar Belediyesi Plancıları hazırlayıvermiş. Bu planda Karabağlar Meclisi'nin 2.2.2011 ve İBB Meclisinin 13.05.2011 tarihli kararıyla onaylanmış.
Demek ki, artık İzmir de bütün parklara yeniden jeolojik etüt yaptırılacak. Bunların arasında yapılaşabilir alanlar çıkarsa, hemen imara açılacak.
Peki ya yeşil alan ihtiyacı?
Şimdi bu 1/1000 ölçekli planda emeği olan, imza atan ne kadar belediyeci varsa İçişleri Bakanlığının 21.02.2012 tarihli onayı gereği ifade vermiş.
1/5000 ölçek plana emeği geçen plancılardan da böyle bir savunma istendi mi bilmiyorum. Benim öğrendiğim, bu planın dokunana çok uğurlu geldiği. Neden derseniz, 5000 lik planı hazırlayan plancı daha sonra büyük bir metropol ilçemizde planlama müdürü olmuş, 1000 lik planı hazırlayan malumunuz daha sonra Plancılar Odası Başkanlığına seçilmiş, 1000 lik planı inceleyen kişi ise Büyükşehir de sonradan kurulan bir birime şef yapmış.
Artık bu planın adına “Vatan Mahallesi Planı” mı dersiniz,
“Uğurlu Plan” mı dersiniz,
Vatanseverlik mi dersiniz, yoksa vatan sevmezlik mi, dersiniz takdir sizlerin.
Bu plan bu kadar plancının elinden geçmiş, hiç mi biri dememiş “yazık bu bir avuç açık alana. İzmir’de açıkta kalan mı var ki buraya da konut veriyoruz.” diye?
Siz plancı olarak böyle yaparsanız, benim Abdesti sağlam Sırrı Abim ne yapsın?
Sonra telefon konuşmalarımızda, güzel kızım sen kafanı niye bu işlere yoruyorsun da denilir, başka şeyde.
Son günlerde mail kutuma gelen iddiaları değinmek istiyorum,
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Hukuk Müşaviri Adnan Çelikalın’ın yeğeni Fatih Uzun’un eşi Ceren Çetin Uzun Hukuk müşavirliği kadrosuna sınavsız olarak mı gelmiştir?
Bu hafta çok ilginç konulara değineceğim, belediyelerin usulsüz planlara, ruhsatlara nasıl cevap verdiklerini açıklayacağım.
Metro ile ilgili neden kimse bir tek kelam etmiyor? Başkanımız “ bir sabah kalkmışız, bakmışız metro bitmiş “ diyor demesine de o sabah ne zaman gelecek? Tramvay ile gündem değiştiriliyor mu ne?
Eğer bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir.
Ayrıca biliyorlar ki, ben hiçbir partinin, zümrenin, kişinin adamı değilim ve kimseden çıkar elde ederek veya eş-dost ilişkisine dayanarak yazı yazmıyorum. Bazı kişilerin üzerine giderken, bazılarını da göklere çıkarmıyorum.
İnanın yazdığım kişileri, tanımam da bilmem de, dolayısıyla bu kişilerle aramda husumette yok.
Ayrıca hiçbir belediyede akrabam, yakınım, eşim dostum yok.
Gelelim konumuza:
Karabağlar Belediyesi rutin bir teftiş geçiriyor. Bu teftiş sırasında, tabi ki planlar da inceleniyor. Müfettiş imar planından ne anlasın. O nedenle yanında bir de plan incelemesi için şehir plancısı götürüyor. Bu plancı da şehircilik müdürlüğünden veya özel idareden oluyor.
Şehircilik il müdürlüğünde, bulunan plancılar gerçekten konularına son derece vakıf, kişi kurum gözetmeksizin soruşturmalarını layıkıyla, bakanlık müfettişleri ile yapıyorlar.
Yapılan incelemeler sonucunda, hemen hemen tamamı ortak kullanıma ait, park, yeşil alan, kamuya ait tesis alanlarının imara ve yönetmeliklere uymayan şekilde değiştirildiği gerekçesiyle mülkiye müfettişi savunma istiyor.
Bunları okuyunca şok olmamak elde değil. Mesleği icabı halkın bir metre kare yeşil alanını koruması gereken, hatta bu yeşil alanları artırmak için mesleki ve ahlaki olarak yemin etmiş olan plancılar, tam tersi buraların bir kısmını imara açmak, bir kısmında yeşili azaltmak gibi suçlardan savunma veriyor.
Oysa ben plancı bile olmadığım halde, bu kentin bir metre yeşilini korumak, TANSAŞ’ ları bile yeşil alanlardan kaldırtmak için mücadele veriyorum.
Sanırım bu konuda oldukça fazla yol aldım, incelemeler devam ediyor, sıkı takibimde çok yakında sizlere müjdeyi vereceğim.
En çok da Zeki Yıldırım beye şaştım kaldım: Kendisi kentin her yerinde duyarlı bir şekilde, imara aykırı planlara Plancılar Odası Başkanı olarak dava açarken, müdürü olduğu Karabağlar Belediyesi'nde tam 11 konuda, tam 11 tane planla ilgili soruşturma geçiriyor. Bunlar arasında, kişiye özel rant sağlandığı iddiası ile askıda benim de itiraz ettiğim ve itirazımın reddedildiği Başdanışman Arazisi Planı da var.
Eğer başka bir konu olsaydı, AKP üzerimize geliyor, CHP'li belediyeyi sıkıştırıyor diyebilirdiniz Zeki Bey. Bu savunmalar AKP'li bir plancının hazırladığı raporları sonucunda mı çıktı ortaya? Sizin meslektaşınız değil miydi bu savunmaların istenmesine yola açan raporları hazırlayan?
Yoksa o plancıda mı AKP'li?
“Üst ölçekli plana uygundu” savunması yeterli mi Zeki Bey? Neden üst ölçekli plan Büyükşehir de askıda iken, Karabağlar planlama olarak itiraz etmediniz peki? Hadi diyelim ki yasalara uydurduk. Vicdanlar ne olacak?
11 konu arasında en ilginç olan, benim de dikkatimi çeken Vatan Mahallesi Planına gelecek olursak:
Vatan Mahallesi, Karabağlar’a bağlı bir ilçe. Ama zamanında Konak’a bağlıymış. 1/5000 planı yok.
1/1000 planda ise beton yığını binalar arasında kalan bir tepe alan, “park, jeolojik yapı yasağı olan koruma alanı” olarak belirtilmiş. Ancak Konak Belediyesi buraya nedense yeniden jeolojik etüt yaptırıp, çıkan sonuç “jeolojik önlemli alan” olması üzerine, İzmir’de de çok büyük bir arsa ihtiyacı olduğu için mi, bir tek burası boş kaldığı için mi, 70 dönümlük alana plan değişikliği hazırlatmış.
Ancak alanın 5000'liği olmadığı için plan reddedilmiş. Ancak burasının imara açılmasında çok büyük halk yararı olduğu düşünülmüş olmalı ki, bu defa Büyükşehir’in plancıları dayanamayıp, hemen 5000’ lik bir plan yapmışlar. Bu plan İBB Meclisinin 14.12.2009 tarihli meclisinde onaylanmış.
Bu defa Karabağlar Belediyesi'ne geçen Vatan Mahallesi'nde 1000'lik planları da Karabağlar Belediyesi Plancıları hazırlayıvermiş. Bu planda Karabağlar Meclisi'nin 2.2.2011 ve İBB Meclisinin 13.05.2011 tarihli kararıyla onaylanmış.
Demek ki, artık İzmir de bütün parklara yeniden jeolojik etüt yaptırılacak. Bunların arasında yapılaşabilir alanlar çıkarsa, hemen imara açılacak.
Peki ya yeşil alan ihtiyacı?
Şimdi bu 1/1000 ölçekli planda emeği olan, imza atan ne kadar belediyeci varsa İçişleri Bakanlığının 21.02.2012 tarihli onayı gereği ifade vermiş.
1/5000 ölçek plana emeği geçen plancılardan da böyle bir savunma istendi mi bilmiyorum. Benim öğrendiğim, bu planın dokunana çok uğurlu geldiği. Neden derseniz, 5000 lik planı hazırlayan plancı daha sonra büyük bir metropol ilçemizde planlama müdürü olmuş, 1000 lik planı hazırlayan malumunuz daha sonra Plancılar Odası Başkanlığına seçilmiş, 1000 lik planı inceleyen kişi ise Büyükşehir de sonradan kurulan bir birime şef yapmış.
Artık bu planın adına “Vatan Mahallesi Planı” mı dersiniz,
“Uğurlu Plan” mı dersiniz,
Vatanseverlik mi dersiniz, yoksa vatan sevmezlik mi, dersiniz takdir sizlerin.
Bu plan bu kadar plancının elinden geçmiş, hiç mi biri dememiş “yazık bu bir avuç açık alana. İzmir’de açıkta kalan mı var ki buraya da konut veriyoruz.” diye?
Siz plancı olarak böyle yaparsanız, benim Abdesti sağlam Sırrı Abim ne yapsın?
Sonra telefon konuşmalarımızda, güzel kızım sen kafanı niye bu işlere yoruyorsun da denilir, başka şeyde.
Böyle planlamalarla İzmir biter. Kim dur diyecek bunlara?
Son günlerde mail kutuma gelen iddiaları değinmek istiyorum,
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Hukuk Müşaviri Adnan Çelikalın’ın yeğeni Fatih Uzun’un eşi Ceren Çetin Uzun Hukuk müşavirliği kadrosuna sınavsız olarak mı gelmiştir?
Hukuk müşaviri Canan Mut’un kızı belediyede özel sekreter kadrosunda mı?
Bu hafta çok ilginç konulara değineceğim, belediyelerin usulsüz planlara, ruhsatlara nasıl cevap verdiklerini açıklayacağım.
Metro ile ilgili neden kimse bir tek kelam etmiyor? Başkanımız “ bir sabah kalkmışız, bakmışız metro bitmiş “ diyor demesine de o sabah ne zaman gelecek? Tramvay ile gündem değiştiriliyor mu ne?
Eğer bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder