21 Ağustos 2012 Salı

BU DENKLEMDE BİR YANLIŞLIK YOK MU?

Geçtiğimiz gün Pervin Şenel Genç’in tahliye oldu haberini ilk duyduğumda çok sevindim. İddialara göre ortada bir çete vardı ve bu çeteye bir günah keçisi lazımdı, piyango Pervin Hanım'a vurmuştu.

Dünden bugüne ne değişti?

Haberi duyduktan sonra, süreci, kendimce değerlendirdim, işin içinden çıkamadım, ortada ciddi bir takım iddialar vardı, bu iddiaları tape kayıtları, bilirkişi raporları destekliyordu, ya da bizlere öyle sunuldu diyelim.

Madem ortada bir suç yoktu, aylarca kamuoyunu niye meşgul ettiniz?
Ya da madem ortada "çete mete" yoktu, neden on binlerce iddianame sayfaları hazırlandı?
 
Neden bunca insan mağdur edildi? Evinden, işinden oldu?


Bu sorulara bir cevap hakkı istiyoruz.

İsterseniz biraz gerilere gidelim, bu sürece nasıl gelindiğine, bakalım belki hep birlikte bir sonuç çıkarırız.

Ortada bir çete varsa eğer niye çete lideri dışarıda diye hep düşünüp durmuştum, hatta bu konu ile ilgili yetkin ve etkin kişilerle fikir mütalaasında da bulunmuştum, cevap olarak, atanmış kişilerle, seçilmiş kişilerin arasındaki fark denilmişti.

Biz konuyu dağıtmadan olayın özüne inelim, Temmuz ayında, mahkeme başkanının verdiği karar;

Mahkeme heyeti, dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre, sanıklardan, Serdal Selçuk Savcı, Hilmi  Özen, Ali Süha Sabuktay, Mehmet Sayar, Hakan Say, Ömer Devrim Ergin ve Ata  Karataş’ın konutlarını terk etmemek şeklinde adli kontrole tabi tutularak  tahliyeleri kararlaştırıldı. 

Sanıklar Tülay Azeri, Ferit Faruk Boyacıoğlu, Murat Boyacıoğlu, Gökhan  Boğazkesen ve Hüseyin Kırmızı’nın, 6352 sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı  CMK’nın ilgili maddesi uyarınca yurtdışı yasağı konarak, adli kontrole tabi  tutulmaları şeklinde tahliyesine karar verilirken;

Sanıklar Cafer Konca, Sedat Sakur, Abdülhalim Yazıcı ve Cafer Alt ise  bulundukları yere en yakın polis merkezine giderek 19.00-21.00 saatleri arasında  imza vermeleri şeklinde adli kontrolle serbest bırakıldı.

Peki ev hapsi verilen, Serdal Selçuk Savcı, Hilmi Özen, Ali Süha Sabuktay, Hakan Say, Ömer Devrim ergin, Ata Karataş konutlarını terk etmeyecekler de Pervin Hanım nasıl direk tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalacak.

Sakın yanlış anlamayın Pervin Hanım’ın tahliye olmasına en çok sevinenlerden biriyim, geçmiş yazılarımı okuduysanız bunu anlayabilirsiniz, ortada derin bir bilinmezlik var.

İBB Şirketler koordinatörü, Hilmi Özen için iddia edilen suç neydi?

Çankaya Katlı Otopark konusundaki iddialar, mandalina ve şal dağıtımında yapılan usulsüzlük iddiaları. Oysa ki, Özen Çankaya otopark ihalesinde komisyon üyesi ve ihale yetkilisi olmadığını da dile getirmişti, dağıtılan mandalina ve şalların alımında ve dağıtımında görevi olmamasına karşın ev hapsiyle tahliye oldu.

İBB İzenerji Genel Müdürü,Ali Sabuktay, İZBAN tanıtım filminin kamu ihale kanununa aykırı bulunması ve kamu zararı oluşması iddiaları ile ev hapsiyle tahliye edildi.

Bilgi Teknolojileri Daire Başkanı, Selçuk Savcı neyle suçlanıyordu?

Çankaya otopark ihalesi ile suçlanıyordu, ev hapsi ile tahliye edildi.

İBB Satınalma Müdürü, Mehmet Sayar da, çalışkan ve dürüst bir insan olduğunu söyleyip, üzerine atılı, suçlamaları kabul etmedi. Sayar, ihale mevzuatlarının uygulandığını dile getirmişti, ev hapsi ile tahliye edildi.

Ata Karakaş, Ömer Devrim Ergin, Hakan Say Organizatör olarak ihaleye fesat karıştırma iddiaları ile ev hapsindeler.

Bütün bu iddialar doğru değil ki Pervin Hanım tutuksuz yargılanmak üzere, serbest kalırken, yedi kişi ev hapsinde,...

Sizce de bu denklemde yanlışlık yok mu?

Ya yurtdışı yasağı ile adli kontrolle, şartlı tahliye olan Hüseyin Kırmızı’ya ne demeli, bence duruşmada verdiği ifade her şeyi açıklıyordu, bilmem sizlerde fark ettiniz mi?

Hüseyin Kırmızı, “ ihalenin Başkan Aziz Kocaoğlu’nun talimatıyla iptal edildiğini, kendisinin Kocaoğlu’na talimat vermesinin mümkün olmadığını belirterek, affınıza sığınarak ben bu durumu, görülen bir mahkemede emriniz altındaki zabıt kâtibinin size ’bu davayla ilgili şu kararı verin’ demesine benzetiyorum. Dört aydır tutukluyum.” Birileri talimatları verecek, ceremesini başkaları çekecek, böyle bir şey olabilir mi?

Bu denklemde yanlışlık yok mu?

Ya duruşmada savunma yapan, Avukat Karakaş’ın söyledikleri,
“Karakaş, Çankaya katlı otoparkıyla ilgili konudaki suçlamaya uğrayan 8 kişiden 5’i tutuklu, 3’ü tutuksuz, İZBAN filmiyle ilgili suçlamada 9’dan 4’ü tutuklu, durak ihalesindeki 18 kişiden kim tutuklu “ gibi savunmada bulunmuştu Pervin Hanım'ın lehine.

Hakikaten madem ortada bir iddia var, ya hepsine beraat vereceksin, ya da 8 kişiden 5’i ne şartlı tahliye vermeyeceksin. İnsanların kafalarında, soru işaretleri olmamalı.


Aziz Kocaoğlu bu iddianamede neyle suçlanıyordu?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun elebaşı konumunda olduğu, yöneticilere emir ve talimatlar verdiği iddiaları vardı.

"Çankaya Katlı Otoparkı'nın kiraya verilmesi,
750 yeni durak yapımı ve kiraya verilmesi,
Buca toplu konut ihalelerine fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma eylemleri,

İZFAŞ'a yaptırılan usulsüz ödemelerle Genel Sekreter Pervin Şenel Genç'in odasından ele geçen Belediye Teftiş Kurulu'nun hazırladığı (Belediye Spor Kulübündeki yolsuzluklarla ilgili) raporda tespit edilen usulsüzlükleri örtbas etmesi, işlem yaptırmaması, eylemlerine bizzat katılması ve örgüt yöneticilerinin katıldıkları diğer eylemlerin kaydedilen telefon görüşmeleriyle ortam dinleme ve görüntülerinden örgüt üyeleriyle arasındaki örgüt irtibatının ortaya çıktığı”...

Peki bunlar sadece iddia mıydı? İddia ise neden bürokratlar bunca eziyeti çekti?

Meydanlarda ADALET İSTİYORUM demek yeterli miydi? Bürokratlar ADALET İSTİYORUM demedi diye mi bunca ay içerde kaldı?

Ya da bana gelen maillerde olduğu gibi etkin pişmanlıktan birileri faydalandı da, daha zorlu günlere mi gebe kaldık bilinmez.

Aziz başkanın dediği gibi “ itibarımız sarsılmadı” değil itibar sarsıldı, hatta yerle bir oldu, kafalarda hala acabalar dolaşıyor. Google Aziz Kocaoğlu yazıldığında çete lideri iddiaları çıkıyor, bu nasıl bir iftihar madalyası olarak algılanacak?

Aziz Başkanım sizin söylediğiniz gibi, “ Yani üzerimizden silindir geçti! Her gün sınavdan geçiyoruz. 65 yaşıma girmek üzereyim ve 65 yıldır sınavdan geçiyorum. Hatalarımdan arınmaya ve iyi insan olmaya çalışıyorum. Bu da bir sınav, çok ders aldık. Yarın başka sınavlar olursa, onun için de tecrübe kazandık”

Bu söyleminizden sonra, içimden size şu soruyu sormak geliyor, “ Bugüne kadar kötü bir insandınız da, bundan sonra iyi bir insan mı olacaksınız, artık hatalarınızdan arınacak mısınız?” diye sorasım geldi.

Bakalım bundan sonra süreç nasıl işleyecek? Şartlı tahliyelerin ardından beraat mı gelecek, yoksa başka bir şeyler mi gelecek?

Günün sözü; Dağların yer değiştireceğine inanın da, insanların huy değiştireceğine inanmayın.

Notlarım;

Konak Belediyesinin son meclis kararına ilişkin elbet yazacaklarım var.

Bana gelen bir mail oldukça dikkatimi çekti, geçtiğimiz hafta, Birol Soylu, esnaf ve sanatkarlar odasından Selahattin Bey ile Yükseliş Plazada, uzun süren bir toplantı yapılmış ne konuşulduğu yakında.

İZSU’da vekaleten görev yapanların tam listesini açıklayacağım.

Hangi ilçe Belediye Başkanı'na kaçak bina yapmaktan ceza kesilmiş dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder