21 Ağustos 2012 Salı

Aziz Başkan Sosyal Demokrat mı?

Aziz Başkan Sosyal Demokrat mı?

Merakla beklenen, MYK açıklandı, İzmir’den MYK kim girdi? Hiç kimse,
Hiç tartışmayın, bu sonuç belliydi, kurultaya gölge düşürenlerin arasında kim vardı? İzmir örgütü...

Aziz Başkan neye elini atsan kurutuyorsun, İzmir’den sonra, sıra CHP Genel Merkezi’ne mi geldi?

İzmir, İl Başkanı, bir açıklamasında Genel Başkanı korumak adına, sarı liste yapıldı, Genel Başkanı korumak size mi kaldı, önce İzmir örgütünü koru demezler mi adama...

Mehmet ali Susam ise” İzmir’de oligarşik bir yapı var, her şeyi onlar tayin ediyorlar.” Bu oligarşik yapı sakın masonik oligarşi olmasın. Mason olan kişilerden sosyal demokrat bir düşünce çıkabilir mi?
Sözün özü, Genel Başkan Kılıçdaroğlu, kurultayda, elini kaptırdı ama kolunu vermedi
Siyaset beni aşar, ben özüme döneyim.


İzsu’da 2001 yılından, itibaren 2009 yılına kadar üç defa görevde, yükselme sınavı açılmış, bu sınavlarda, “Görevde yükselme sınavı esaslarına” dair yönetmelik, hükümleri göz ardı edilerek, sınava katılma şartlarını taşıyan personelin elenerek, gerek eğitim, gerekse unvan olarak yetersiz personelin sınava girmesi neticesinde, İzmir valiliği ve İzsu idaresine, yapılan şikâyetler neticesinde, Tümbelsen Sendikası'nın baskıları neticesinde sınavlar iptal edilmiş.
2009 yılında açılan sınavda ise, müdür ve şef kadroları iyice daraltılarak, sınava açılan kadroların seçiminde gerek siyasi görüş gerekse KESK’e bağlı TÜMBELSEN Sendikası ve üyelerinin öncelikli müracaat edebileceği 9 müdür, 28 şef kadrosu için sınav açılmıştır. Sınavın 24.01.2010 tarihinde Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi tarafından yapılacağı açıklanmış
Yönetmelik gereği  her kadro için 3 başvuruda bulunulabilindiğinden yapılan müracaatlar sonucu ortaya çıkan liste şimdiye kadar hak etmedikleri  halde işgal ettikleri kadrolara yıllardır, vekâlet eden ve bu kadroları kaybetme korkusuna kapılan, TÜMBELSEN Sendikası yönetici, temsilci ve üyeleri, sınavın iptal edilmesi için çabalamaya başlamışlar.

İdarenin bu konuda, yapacağı bir girişim için vakit geç olduğundan sendika birçok üyesinin sınava katılmak istemesine rağmen halen vekâlet eden, bir kısım üyelerinin sınavı kazanamayacağı, vekâlet kadrolara sınavı kazanan kişilerin atanacağı korkusu ile adeta asalete dönüşen vekâletlerin, ellerinden alınacağı için çaresizce İdare Mahkemesi’ne müracaat ederek sınavın iptal edilmesi için yapılan tüm girişimlere rağmen sınav 24.01.2010 tarihinde yapılmış.
Sınav sonuçları İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü internet adresi (mahalli-idareler.gov.tr ) 15.02.2010 tarihinde yayınlanmıştır. Sınav sonuçlarının açıklanması ile sınavı kazanan Şef ve Müdür kadrolarına atama bekleyen personelin atamaları yapılmamış, idareye dilekçe ile yaptıkları başvurular ile atamalarının yapılmasını istemişler. Cevabi yazıda 3. İdare Mahkemesi’nde devam eden davanın sonucuna göre hareket edileceğini bildirmiş.

Dava Danıştay 5. Dairesi’nin 25.01.2012 tarih ve 2012/192 nolu kararı ile davalı idare İZSU lehine  bozulmuştur. Bu durumda idarenin   kazanmış olduğu bu davayı vakit geçirmeden en geç bir ay içinde tesis etmesi gerekirken adeta davacı gibi davranarak sınavda başarı göstererek bu göreve layık olduklarını ispatlayan vasıflı, ehliyetli ve liyakat sahibi hakkı ile sınavı kazanmış personel, hak ettikleri kadrolara atanmamıştır?

Söz konusu Danıştay kararının uygulanmamasında eski bir TÜMBELSEN Yöneticisi olan Abone İşleri Dairesi Başkanı Yusuf DEĞERLİ ve mevcut KESK ve TÜMBELSEN yöneticilerinin etkili olduğu iddialar arasındadır.

Atamaların hukuken yapılması gerektiği konusu Başkan Aziz KOCAOĞLU’na götürüldüğü iddiaları da vardır. İdarenin  bir ay içerisinde,  Danıştay kararlarını uygulaması gerekmez mi?
Sınavı kazanan, bu kişiler ADALET İSTİYORUM diye bağırması mı gerekiyor?


Üstelik idarenin davayı kazanan taraf olması nedeni ile işlemin hemen tesis edilebileceği   İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanı İsmail ÖZCAN  tarafından ifade edildiği, kendi görüşünün de bu doğrultuda olduğu İZSU ’da herkes tarafından dillendirilmekte olacak ki bu iddialar benim kulağıma kadar geldi.

Bütün bu gelişmeler olurken, iddialara göre, Başkan KOCAOĞLU ise sendikanın karar düzeltme başvurusunun neticesi alınmadan atamaları yapmamalarını istemiş.

Neden Başkanım, kazanılmış hak değil mi?

Aziz Başkan, İzsu için bu kadar idari ve adli soruşturma açılmasına rağmen, her nedense ısrarla, asaletleri bile olmayan personelle çalışmak istemesinin ardın da ne olabilir? Hangi nedenden dolayı, İzsu’da görevde yükselme sınavını kazanmış bu kişilerin haklarını vermez?

En önemli iddia ise, görevde yükselme sınavında başarılı oldukları halde atamaları yapılmayan kişilerin bir kısmının  dindar oldukları, namaz kıldıkları gerekçe gösterilerek  kazandıkları kadrolara atamalarının yapılamayacağı.

Çünkü bu kadroların kilit nokta görevleri ihtiva ettiği, bu atamaların yapılması halinde geçmişe dönük başlarının ağrıyacağı bu nedenle bu atamaların olmaması gerektiği, iddialar arasında yer almakta.

Özellikle Genel İdari Hizmetler sınıfındaki görevli Genel Müdür kadrolarının tamamı vekâlet ile nasıl yürütülmektedir. Bunlara vekâlet edenlerin, 30 kadarı memur,5 tanesi de şefmiş. Bir idarede bu kadar vekâleten kadro olur mu? Üstelik sınavda başarı gösteren bu kadar personel varken?

Sınavı kazanmasına rağmen, ataması yapılmayan personelin, dağılımı ise, abone işleri dairesi başkanlığında 3 kişi, insan kaynakları ve eğitim dairesi başkanlığından 2 kişi, strateji geliştirme dairesi başkanlığından 4 kişi, destek hizmetleri dairesi başkanlığından 1 kişi, hukuk müşavirliğinden 3 kişi, insan kaynakları ve eğitim dairesi başkanlığından 3 kişi, strateji geliştirme dairesi Başkanlığından 8 kişi, yatırım ve inşaat dairesi başkanlığından 1 kişi, makine ikmal dairesi başkanlığından 1 kişi, ticaret işleri dairesi başkalığından 1 kişi, abone işleri dairesi  başkanlığından 9 kişi.

İzsu, yukarıdaki personelin atamasını yapmamakta direnirken yetmiş bir adet şef kadrosu için yeni bir sınav açmış. Buradaki, amaç bu sınav sonuçlarına göre şef kadroları olmayan ve vekâlet ile müdür kadrolarını işgal eden memurların şef olabilmeleri durumunda, halen vekâlet ediyor oldukları müdür kadrolarına şef kadrosu aldıkları gerekçesi ile vekâletlerini yasal hale getirmek ve bu kişilere 2012 yılında yapılan düzenleme ile şef olmayanların vekâlet ücreti alamamalarını içeren yasal durumu ortadan kaldırarak bunlara tekrar vekâlet ücreti ödenmesinin yolunu  açmak mıdır?

Eğer, bu durum gerçekleşecek olursa tam bir kaos ortaya çıkmayacak mıdır? Mükerrer şeflikler oluşmayacak mıdır?  Personel birbirine düşmeyecek midir? Personel hakkını aramak için uzun süre yargı mücadelesine girerse ne olacaktır?

Bana gelen iddialara göre, bu durumdan, en fazla rahatsız olan, genel müdür yardımcısı Gültekin AVKIRAN’mış. Aklın yolu birdir. Sakın şimdi Gültekin beyi işinden etmeyin.

Başkanım biliyorum benim her yazdığım yazıyı okuyorsunuz, size bedava danışmanlık yapıyorum, bu yazımı okuduktan sonra hala sosyal demokrat olduğunuzu iddia edecek misiniz? Mutlaka bu konudan her zaman ki gibi haberiniz olmadığını beyan edeceksiniz ,lakin şimdi öğrendiniz, size tüm detaylarıyla bildirmiş durumdayım gereğini yapacağınıza eminim, yoksa bu konuda soruşturma yola çıkabilir, beklemedeyim.

Çarşamba sabahı yazacağım yazıyı, mutlaka Konak meclis üyeleri okumadan, meclis toplantısına gitmesinler, onları detaylı bir şekilde aydınlatacağım ve meclis salonunda yerimi alacağım, bakalım hangi meclis üyeleri uyarılarımı dikkate almış izleyeceğim.

İŞTE DANIŞTAY KARARLARI










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder