19 Mart 2012 Pazartesi

CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ ALAATTİN YÜKSEL İLE TELE KAVGA

CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel ile Tele Kavga
Aslında bu yazıyı yazıp yazmama konusunda ikilemde kaldım. Yazmaya karar vermemim sebebi ise, yazıya konu olan Zat-ı Muhterem Vekilimizin kendisine iddialar sorulduğunda, “ sırtımdan popülizm mi yapmak istiyorsunuz” şeklindeki ifadesi beni şaşırtmaktan çok düşündürdü!

Bugün CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’i telefonla aradım, bana gelen maildeki iddiaları kendisine sormak istedim, telefonu cevap vermedi, kısa bir süre sonra kendisi beni aradı...

“Merhabalar Nivent hanım nasılsınız?”

Çok iyiyim Alaattin bey bana bugün sizinle ilgili birçok mail geldi bu konuda sizi rahatsız ettim, birinci ağızdan iddialara cevap almak istiyorum.
-İzmir Büyükşehir Belediyesine yeni araçlar gelmiş ve bu araçların hepsi Hyundai ve 45 plaka imiş iddialara göre bu arabalar sizin Salihli'deki yeğeniniz tarafından verilmiş bu doğrumudur?


Bu sorudan sonra Sayın Yüksel adeta patladı.

“Nivent hanım sizi mahkemeye vereceğim benimle ilgili birçok şikayetiniz var” dedi.

Ben de elbette her vatandaş gibi beni mahkemeye verme hakkınızı kullanabilirsiniz sizi saygıyla karşılarım, ama benim soruma hala cevap alamadım dedim.

“Benim yedi cettim dürüsttür beni araştırın, asıl siz yanınızdaki HIRSIZLARA bakın.”

-Anlamadım benim yanımda hangi hırsız varmış?”

-Siz daha iyi bilirsiniz, siz CHP düşmanısınız.”


-Pardon ben CHP düşmanı değilim, AK Partili de değilim.

-“Sizin planınız geçmedi diye bunları yapıyorsunuz, kanun var nizam var.”

-Benim planım nizami olmasaydı bakanlık 1/1000 ve 1/5000 ölçekli planları ne için yaptı, tüm kurum görüşleri olan, yatırım belgesi ve yatırım teşvik belgesi olan, 1/100.000 ölçekli planlara işli kamu yararı olan bir planlamayken. Sizin meclisten geçirdiğiniz planlar mı nizami mi diye sorsam?

-“Biz nizami olamayan planları geçirmeyiz”

-Peki yargıya planlarınız niye takılmakta o zaman? Madem beni mahkemeye vereceksiniz siz benim vekilimsiniz sizinle tanışık olmamıza rağmen neden beni arayıp nedir bu soruşturmalar diye beni sormadınız?

-“Ben sizin vekiliniz değilim”

-Peki siz kimin vekilisiniz?

-“Sizinle daha fazla konuşmak istemiyorum ve telefonu kapatıyorum” telefon yüzüme kapandı.

Şimdi sormak istiyorum, ben İzmirliyim ve İzmir’de yaşıyorum. Ya siz nerelisiniz ki benim vatandaşlığımı kabul etmiyorsunuz?

Aslında doğru söylüyorsunuz benim vekilim değilsiniz çünkü sizinle bir kez bile otobüste karşılaşmadık!

Doğru söylüyorsunuz benim vekilim değilsiniz çünkü sizinle bir kez bile olsun vapurda da karşılaşmadık...

Doğru söylüyorsunuz siz halkın içinde seçim dışında bulunmazsınız, açılışlar davetler de sizi görürüz.

Allah Aşkına kimin vekilisiniz?

Size soramadığım iddiaları buradan soruyorum, doğru değilse yalanlar, doğru değil kardeşim dersiniz geçersiniz, bağırarak yanınızdaki hırsızlar demeniz için siz seçilmediniz hatırlatırım.

1) Belediyenin önünde bulunan Hyundai marka 45 plakalı arabaların sizle ilgisi var mıdır?

2) İZFAŞ A.Ş'nin 31.12.2010 tarihinde Sompo Japan Sigorta Şirketi kanalıyla yapılmış. Bu sigorta şirketi size ait midir? Bu sigortalama işlemi 4. Defadır aynı şirkete verilmiş midir?

3) İtfaiyeye Yükseliş plazadan araç alındı mı alınmadı mı?
4) Tapelerde yer alan Alaattin YÜKSEL ile Aziz KOCAOĞLU arasındaki hangi konuşma, tutanaklara geçmiş, bir açıklarsanız, meraklı vatandaşlar rahatlayacak!

Bu iddialara elbet bir cevabınız olacaktır. Ayrıca beni mahkemeye verdiğinizde popülizmimin artmayacağından emin olabilirsiniz. Benim bu gibi tanıtım araçlarına ihtiyacım inanın yok.


Ayrıca benim verdiğim mücadelenin kendi planımla da alakası yok, her nedense bu şekilde kamuoyu oluşturmaya çalışıyorsunuz, işi olmadı savaş açtı demekle en kolay yolu seçiyorsunuz.

Ben inandığım doğru yolda emin adımlarla ilerlemekteyim. Planım planlansa da olur, planlanmasa da olur derdim ama ne yazık ki planlandı, ama ben yapmayacağım. Doğru bildiğim yolda okuyucularımın desteği ile ilerleyeceğim.Elimde biriken dosyaları henüz daha açmadım.

Şimdi Kılıçdaroğlu’na sormak lazım, madem Alaattin Yüksel benim vekilim değil o zaman İzmirliler bir eksik vekil ile temsil ediliyor, Canan Arıtman, yada Kemal Anadol’u eksik vekilin yerine davet etseniz gelirler mi?

1 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil