3 Mayıs 2012 Perşembe

Mustafa Moroğlu'mu adam Binali Yıldırım mı?

Mustafa Moroğlu mu adam, Binali Yıldırım mı?
Geçtiğimiz günlerde CHP milletvekili Mustafa Moroğlu, “Adam olmak doğru söylemektir” demişti. Bu sözleri Ulaştırma Bakanı'nın İzmir'e bir adet çöp kamyonu vermesi üzerine sarfetmişti.

Arkasından da sözlerine aynı üslup ile devam ederek; "Adam olmak İzmir'e bir tane çöp kamyonu verirken, 169 tanesini Trabzon ve Tokat'a dağıtmak değildir. Bakan biraz etrafına bakacak” demişti.

Bende acaba hakikaten 170 çöp kamyonundan sadece İzmir iline yolladığı bir “Çöp Kamyonu” ise çok yazık demiştim. Hem İzmirlinin oyunu alıp milletvekili olacaksın hem de İzmir iline bir çöp kamyonu vereceksin diye kendimce çok kızmıştım.

Lakin CHP milletvekilinin dediği gibi olmadığını üzülerek öğrendim, demek ki politika yapmak böyle bir şey!

Şimdi gelelim konunun özüne CHP Milletvekili Moroğlu 170 Çöp kamyonunun 1 tanesini İzmir’e verirken diğerlerini Tokat ve Trabzon’a dağıttı demişti. Lakin görülen hiç de öyle değil ya yanlış bilgilendirildi yâda görmezden geldi diyelim.

Öncelikle dağıtılan Çöp Kamyonu 170 değil 172 adettir.

Ankara ve İstanbul illerine bir tek Çöp Kamyonu bile, verilmemişken, İzmir iline bir adet Çöp Kamyonu verilmiş.

Tokat Belediyesine 2 Çöp Kamyonu verilmiş, bunlardan birisi CHP Belediyesi diğeri ise MHP Belediyesi.

Trabzon ilinde 13 Belediyeye Çöp Kamyonu dağıtılmış, CHP, SP, BGMS, DP, AKP olmak üzere.

Binali Yıldırım kendi doğup büyüdüğü Erzincan iline, Çöp Kamyonu vermiş mi? Çok şaşıracaksınız ama bir adet bile vermemiş.

Peki, nasıl olurda CHP Milletvekili Moroğlu “ Adam olmak doğru söylemektir. Bakan biraz etrafına baksın" dedi?

Artık çamur at siyaseti, bitmeli, İzmir hak ettiği konuma bir an evvel gelmeli.

Teleferik ihalesini KİK iptal etti, şimdi herkesin kafasında İzmir baltalanıyor, devlet İzmir iline ambargo uyguluyor diyecek.
Bu ihale neden iptal oldu? Belediye güncellemeleri yapabildi mi? Güncelleme nedir diye merak edenlere kısaca anlatmaya çalışayım. Bir ihaleye çıkıldığında bu işi yapan firmalara yapılacak işin tespiti için mektup yollar ve yaklaşık bedel çıkarılır. Bunu yapmadan ihaleye çıkılırsa sonuç yaşanan durum olur.

Şimdi belediye kendince daha yeni aynı ihaleye çıktık, elimizde yaklaşık bedel var diyecek, ama biten ihale geride kalır, yeniden tüm prosedürler uygulanır bunu elbet biliyorlardır.

İzmir Büyükşehir Belediyesi KİK kararından sonra ya bu ihaleyi tamamen iptal edecek, yâda mahkemeye gidecek, her iki koşulda da İzmir kaybedecek.

İhaleyi iptal ettiğinde ya ihaleyi kazanan firma İBB'yi mahkemeye verirse ne olacak? Bunu düşünmek bile istemiyorum.

Şimdi tekrar bir KAOS yaşanacak İzmirliler yine teleferik keyfini yaşayamayacak, neyse ki artık Körfezde yüzeceğiz buna da şükür diyelim!

Geçen yazımda söz verdiğim gibi bir okuyucumdan gelen mektubu aynen sizinle paylaşıyorum. Bu konunun detaylarını daha sonraki yazılarımda yer vereceğim.

Sayın Nivent Kurtuluş,

İBB'nin Alsancak'ta yaptıracağı tam otomatik otopark ihalesi işi aynen körfez gemileri alım ihalesinde olduğu gibi "adrese teslim" bir ihaledir. Önce işi yapacak firma belirlenmiş, şartname (her ne kadar ön şartname olarak anılsa da!) buna göre hazırlanmıştır.

Bildiğiniz üzere ilk ihale yetersiz ilgi (İBB'nin açıklamasına göre !) yüzünden iptal olmuş idi. Gerçek ise adresi belli olan şartname ile firmaların ihaleye ilgi göstermemiş veya girememiş olmalarıdır.
İBB ikinci ihaleye de aynı şartname ile çıkmıştır. Bu ihalede ilgili firma sayısı daha yüksek gibi görünse de fiilen 3 firma bulunmaktadır. Söz konusu 3 firmadan 2 tanesi aynı firmadır. 3. firma ise bu ihalede sadece yeterli sayıyı sağlamak için bulunmaktadır. Bu ihaleyle ilgili rekabet koşullarından bahsedilemez ve iptal olmadığı takdirde sonucu şimdiden bellidir.

Söz konusu firmanın daha önce İstanbul'da yaptığı son derece yüksek maliyetli sistem rantabl olmamış, işletilememiş ve seneler sonra bu yapı sökülmek zorunda kalınmıştır! Şimdi aynısı İzmir'e yapılmak istenmektedir.

Sanırım İzmir B.B.'nin sokağa savuracak çok parası vardır veya bürokratları kendi paralarını harcarmışçasına böyle rahattırlar!
İzmir ile ilgili yazılarınızı dikkatle takip ediyor, size çalışmalarınızda başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Diye biten bir mektup bence çok manidar!

Hatay Caddesindeki meşhur granit taşlar neden bitmedi dersiniz? Gelecek yazımda bu konuyu açıklayacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder