31 Aralık 2011 Cumartesi

DOĞRULUĞUN MÜKAFATI İŞTEN ATILMAK


 
TARİH                            24.03.2009 
FATURA NUMARAS       111.54
FATURA TUTARI             42.368.70 TLl
 
TARİH                             27.03.2009
FATURA NUMARASI       111.55
FATURA TUTARI             59.101.11TL
 
TARİH                             31.03.2009
FATURA NUMARASI       111.61 
FATURA BEDELİ             30.863.70TL
 
TARİH                             31.03.2009
FATURA NUMARASI       111.62
FATURA BEDELİ             32.627.34 TL
 
Bu Faturaların hepsi yemek bedeli olarak kesilmiş.
Benim anlayamadığım Garand Plaza bir anda 2000 kişilik yemekli organizasyonları yapabilen bir belediye şirketi.Peki
nasıl oluyorda dışardan Yemek Bedeli adı altında faturalar alabiİyor.
En önemlisi ise bu faturayı kesen firmanın yemek organizasyonları yaptığı, açılışlara davetlere personel yolladığı söylenilmekte,. Peki nasıl,
oluyorda yemek bedeli adı altında fatura kesebilmiştir.  Bu iddialara mutlaka bir cevap olacaktır. Organize şube ve Savcılık bu faturaları mutlaka araştırıcaktır.
Faturayı kesen firmanın adını seve,seve veriririm.
 
Bu iddialarda en can alıcı nokta ise eski Grand Plaza çalışanlarından
Baquet müdürü Erkan TİRYAKİ
Grand Plaza Genel Müdür Yardımcısı Alper KAYNAR  bu yemek bedeli adı alötında kesilen faturaları imzalamadıklarından dolayı işlerinden de olmuşlar.
 
Yine bir başka iddia ise Grand Plaza çalışanlarından Baquet Çalışanı Y. B Grand Plaza işletme görevlilerinden birinin eksik tahsilat girdiğini yakalayınca,
şirketin zarar etmesini engellediği için ödül olarak işinden olmuş. Demek oluyorki onurlu davranış sergileyenlerin sonu İŞİNDEN OLMAK
 
Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş

29 Aralık 2011 Perşembe

Alem iş

Alem Bir İş
Bir Belediye Başkanı Düşünün,
Devletin, Savcısına,
Devletin, Müfettişine,
Devletin Denetçisine,
Milletin Vekiline,
Kendi Bürokratlarına,
Halkın Belediye Başkanlarına karşın sürekli, saldırı, karalama yapacak.
Herkes yalancı, herkes militan, iş bilmez olarak nitelendirip.
Kendini sütten çıkmış ak kaşık olarak nitelendirecek.
Bir Belediye Başkanı Düşünün, seçildiği ilin problemlerinden çok, seçildiği partinin işleriyle uğraşacak
llçe Belediye Başkanları ile kavgalı olacak, Tiaret Odası Başkanıyla atışmaktan Asli Görevini Unutacak.
Dün HABERTÜRK te Balçicek hanımla yaptığı proğramda KAHKALAR attı.
“Vay Efendim Sandviçile Viski İçilirmimiş, . Şimdi onlar acaba partiye mi gitti, seçim büroma mı gitti’ diye soruyorlar. Benim seçim bürom yok. Seçim zamanı bir tane merkezde vardı”  diyorsunuzda iddialar öyle demiyor, seçim ofisleri İZDENİZ aracılığıyla kiralanmış da, denilmekte.
Siz “23 Nisan’dan önce provalar oluyor, buralarda bol miktarda soğuk sandviç veriliyor” desenizde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı raporu öyle demiyor.
26 Mayıs 2011 T.C Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı müfettiş raporu başka söylüyor.
BELİRTİLEN MALZEMENİN 2009 Mart ayında yapılan Yerel Seçimler Kapsamında dönemin yöneticileri tarafından SEÇİM BÜROLARINA AKTARILDIĞI belirtilmiştir. 5237 sayılı Türk eza Kanu’nun 155/22nci maddesinde düzenlenen “GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA” suçu kapsamına girdiği diye devam eden rapor.
KİM DOĞRU SÖYLÜYOR,
Olayı içeriğinden çıkarıp sandviçle içki içilmez boyutuna getirmek, 
Ne kadar doğrudur?
Hele, hele kahkalarla süslenip, Bir tarafta sandviç bir tarafta viski âlem bir iş demek ne kadar doğru?
Kocaoğlu eşi Türkegül Kocaoğlu’na tahsis edilen makam aracı ve şoförü ile ilgili yapılan inceleme ve sorgulamalara bir anlam veremediğini söylemiş.
Evet, bu tür olaylara maruz kalmasını anlamak mümkün değil. Devlet vermiş ne için vermiş törenlerde kullanılsın diye vermiş. Özel işte kullanılsın iddialarına maruz kalmanın anlamı nedir? Hani siz çok zengindiniz, hani kimsenin bir kuruşuna ihtiyacınız yok tu. Niye bu sorulara maruz kalasınız ki. Çekerdiniz eşinizin altına son model bir araba, verirdiniz emrine belediyenin şöförü yerine özel bir şöför sizde rahat ederdiniz bizde.
Eğer kendi imkânlarınızla sevgili eşinize araba tahsis etmiş olsaydınız, işte o zaman TAKDİR TOPLARDINIZ, İşte O Zaman Dürüst Başkan, Onurlu Başkan diye hepbirlikte alkışlardık.
Başkan KOCAOĞLU “ Kimin bu operasyonda polisteki ifadesi gizliyse, açıklanmadıysa ona bakılmalıdır” derken Ferda hanımın yâda Ersu beyin tapelerinden bahsediyorsa eğer, tapeler bende bile mevcut. Sanırım Kocaoğlu gündem değiştirmeye çalışıyor.

Aziz KOCAOĞLU pek sevdi TV ekranlarında konuşmayı, gündemi farklı boyutlara çekmeyi.  Kendilerine hitaben, beş soru sormak istiyorum, elbet benim sorularımım karşısında yine susma hakkını kullanacaktır, hiç benim kide hayal işte.

Aziz KOCAOĞLU “İçimde kuşku varsa ilişiği keser yolumu ayırırım” diye biliyor peki İzmir Halkının içinde kuşku varsa ne yapacak?

KOCAOĞLU “ Yalancı oldukları tespit edildi” de diye biliyor biz yalanlarla, masallarla yıllardır uyutulmuyormuyuz.

İYİ SENELER

Sevgiyle Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş
curukelmalar@gmail.com

27 Aralık 2011 Salı

Aziz Kocaoğlu “Kahveler Sade Ben Gidiyorum”

Aziz Kocaoğlu 27.01.2011 Tarihinde "Notlarımı aldım. Saat de geç oldu. Kahveler sade, bana müsaade, Ben gidiyorum” dememişmiydi?
Bu sözleri niye sarf etmişti, Bitmeyen metro için gazetecilere şakayla karışık bir cevabıydı.
Kamuoyunda tartışmalara konu olan 16 milyon Türk Lirası ederinde GRANİT KÜP TAŞLAR döşeme ihalesi 6 Ocak 2012 Tarihinde teslim edilmesi gerekiyor. Peki teslim edilebilecek mi? Pek mümkün görünmüyor ne yazık ki.
Ne olacak şimdi ek süremi istenecek,
Nerden mi biliyorum? Anlatayım, yok anlatmadan önce belge koyayım.
 Yüklenici
İzka İnşaat Taahhüt Mühendislik Ltd. Şti


 Yayınlanma Tarihi
2 Haziran 2011 Perşembe
 İhale Tarihi
15 Mart 2011 Salı
 İşin Başlangıç Tarihi
6 Haziran 2011 Pazartesi
 İşin Bitiş Tarihi
: 6 Ocak 2012 Cuma
 Şehir
İzmir
 Kurum Adı
İzmir Büyükşehir Belediyesi
 İhale Türü
Yapım İşi
 İhale Kayıt No
2011/21429
 Sözleşme Bedeli
16,300,000 TL


İş bitim tarihi 6 Ocak 2012 peki yüklenici bitirebilecek mi?
Peki, şimdi kahveler acı sademi diyecek, biliyorum Aziz Başkanda çok üzülüyor. Lakin elden bir şey gelmiyor.
Belki yüklenici firmayı makama çağırır karşılıklı 16.milyonluk acı kahve içerek enine boyuna tartışırlar, neden bitmediğini.
Aziz Başkan aslında basına verdiği beyanatlarda 11 Şubat 2011 Tarihinde ihale edilecekte demişti, lakin 15 Martta ihaleye, çıkılmış. Çok şükür en azından ihale edilmiş.
Aziz Kocaoğlu "Kim ne söylerse haklı” “Kahveler sadede” dese binbir türlü şirinlik yapsada bitmiyor Hataylının çilesi.
İhaleyi alan firmalardamı, hata yoksa Büyükşehir ihale komisyonunda mı hata bir bilen varsa söylesinde daha sırada epey bir ihale var!
Aziz bey çok üzülüyor!
Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş


26 Aralık 2011 Pazartesi

Hiç Kimse

HİÇ KİMSE
CHP İzmir Milletvekili Aytun ÇIRAY, Maçta kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden, genç futbolcu, Serkan’ın ölümünü cinayet olarak niteledi. Çıray, “Sorumlu AKP ve Sağlıkta Dönüşüm Politikası”  dedi. Haklı hemde yerden göğe kadar haklı gencecik bir gencin ölümü, gerçekten çok üzücü.
Lakin böyle bir üzücü olaydan siyaset yapmak ne kadar doğrudur bunu anlamak mümkün değil.
Sn ÇIRAY “Gencecik bir evladımız saha kenarında can veriyor, bunun üstü kapatılmamalı, can güvenliği sağlanmalı” ne güzel söylemişiniz evet bu gibi olayların üstü asla kapatılmamalı.
Büyükşehir Belediyesinin, dış çephesinin, tadilatı sırasında, iskelenin ipinin, kopması sonucu yaklaşık 15 metre yükseklikten, beton zemine düşen, biri üniversite öğrencisi iki işçi öldü. Haberlerinin üzerinden daha bir yıl geçmedi, bu ölen işçiler için, CHP milletvekilleri ne demişti?
Hiçbir şey.
İKİ GARİBAN İŞÇİNİN KATİLİ KİM?
Kimler bu gariban işcinin hakkını savunmuş du?
Hiç kimse,
İzmir metrosun daki çalışmalar sırasında hava tankı patladı. Olayda 2 işçi hayatını kaybederken, 4 işçi de yaralandı. Haberleri de daha çok yeni. Henüz hafızalardan silinmedi.
YİNE ÖLEN, GARİBAN İKİ İŞÇİ, KİMLER ARADI, ÖLEN İŞÇİLERİN HAKKINI?
Hiç kimse,
İzmir'in Ballıkuyu semtinde belediye otobüsünün çarptığı 61 yaşındaki, Nesle AKINCI’ da yaşamını yitirdi.
HANGİ VEKİLİMİZ ARADI YİTİP GİDEN HAYATIN HAKKINI.
Hiç kimse,
Belediye otobüsünün çarptığı Rahime KORKMAZ, Mehmet KAYA adlı baba kız için, hangi vekillerimiz hak aradı.
Hiç kimse,
VAY GİDENE,
Duyarlı vekilimiz Aytun ÇIRAY’IN dediği gibi, İzmir’in ortasında cinayet işlendi, evet bu cinayetler, siyasi malzeme yapılabilir nitelikte ise, O ZAMAN PEK SAYIN VEKİLLERİMİZ GÜNDEME TAŞIRLAR, YA SONRA.
VAH GİDENE DERİZ.
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş

25 Aralık 2011 Pazar

Kimler Almış Kimler Vermiş





Kimler Almış Kimler Vermiş..,
İzmir Büyükşehir Belediyesi Konser Organizasyonlarını geçmişte kimler almış, diye merak ettim araştırdım. Bu araştırma, o dedi, bu dedi alsana, dedikodu mahiyetinde değil. Tamamen belgelere dayalı bir bilgiyi sizlerle paylaşacağım. Aşağıda sıraladığım 22 İhale hemen, hemen aynı kişiler tarafından alınmış. Son ihalelerde aynı kişilere gitmekte. Ben işin içinden çıkamadım. Umarım siz çıkarsınız.
19.12.2008 Konser Organizasyon Hizmet Alımı işi 903.900.00 TL
Kim almış SMRYNA ORGANİZASYON. Hakan SAY

21.09.2009 Açık Hava Yaz Sinemaları Gösterimi 560.000.00 TL
Kim almış AYSA ORGANİZASYON

15.04.2009  23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı Organizasyonu 86.000.00 TL Bir sanatçı HEPSİ GURUBU
Kim almış SMRYNA ORGANİZASYON Hakan SAY

16.01.2009  İzmir Sanat Konser Proğramı Hizmet Alımı 427.500.00TL Kim almış SMRNYA ORGANİZASYON Hakan SAY

20.01.2009 Uğur Mumcu Anma Etkinliği Konser Organizasyonu 97.000.00 TL Bir sanatçı SUAVİ. Kim almış SMRNYA ORGANİZASYON Hakan SAY

02.03.2009   8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Konser Org. Hiz.Alımı
278.000.00 TL Gülben ERGEN ve Ekibi Kim Almış SMRNYA ORGANİZASYON Hakan SAY

24.08.2009    Balkanlar Halk Dansları Festivali Organizasyon Hiz Alım İşi
1.044.900.00 TL Kim Almış SMRNYA ORGANİZASYON Hakan Say

05.03.2009    Kentin Şarkıcıları Organizasyon Hiz Alımı
100.100.00 TL Kim Almış MAESTRO Hakan SAY

14.10.2009     Deliler Boşandı Adlı Tiyatro  Göst. Org.Hizmet Alımı İşi
5 Adet Tiyatro Gösterimi  130.600.00 TL Kim Almış TAY YAPIM

10.08.2009     Özel Günler Konser Org Hizmet Alım İşi
1.095.960.00 TL Kim Almış SMRNYA ORGANİZASYON Hakan SAY

17.09.2009     İzmir Sanat Konser Prog. Org.Hizmet Alımı İşi
430.460.00 TL  Kim Almış  SMRNYA ORGANİZASYON Hakan SAY

02.02.2009    Tiyatro Gösterileri Organizasyon Hizmet Alım İşi
100.000.00 TL 4 adet gösterim Kim Almış Festival Organizasyon Mustafa ÇAKIR



18.10.2010      6. Balkanlılar Halk Dansları Festivali Org Hizmet Alım İşi
532.685.00 TL Kim Almış Solfej Organizasyon Sedat SAKUR, Ata KARATAŞ

21.01.2010      İzmir Sanat Konser Organizasyon Hizmet Alım İşi
702.100.00 TL Kim Almış Solfej Organizasyon Sedat SAKUR, Ata KARATAŞ


12.03.2010      27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü Org Hizmet Alım İşi
444.985.00 TL Kim Almış Aysa Organizasyon

19.02.2010       İzmir Sanat Konser Prg Org Hizmet Alım İşi
94.750.00 TL  Kim Almış Solfej Organizasyon Sedat SAKUR, Ata KARATAŞ

04.02.2010       1 Mayıs 2010 Konser Organizasyon Hizmet Alım İşi
54.280.00 TL Sanatçı Yavuz BİNGÖL Kim Almış Solfej Organizasyon Sedat SAKUR, Ata KARATAŞ

07.01.2011        Gezici Sanat Otobüsü Etkinliği Org.Hizmet  Alım İşi
88.150.00 TL Kim Almış Solfej Organizasyon Sedat SAKUR, Ata KARATAŞ

24.12.2010    TSM Korosu THM Korosu Çocuk Korosu Kon.Org.Hiz.Alımı
249.170.00 TL Kim Almış Solfej Organizasyon Sedat SAKUR, Ata KARATAŞ

20.12.2010      Kent orkestrası Konser Organizasyonu Hizmet Alım İşi
235.450.00 TL Kim Almış Solfej Organizasyon Sedat SAKUR, Ata KARATAŞ

02.03.2010     Dünya Tiyatro Günü Organizasyon Hizmet Alım İşi
584.960.00 TL Kim Almış Aysa Organizasyon

20.01.2011     Konser ve Organizasyon Hizmet Alım İşi
38.900.00 TL Kim Almış Solfej Organizasyon Sedat SAKUR, Ata KARATAŞ

Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş

22 Aralık 2011 Perşembe

Kaçtane Solfej Var

Kaç Tane Solfej Var?
İzmir Belediyesine ilk yapılan operasyonda, tutuklananlar arasında SOLFEJ ORGANİZASYONDAN Ata KARATAŞ idi. Ne için tutuklanmıştı, usulsüz ihale iddialarından.
İkinci, operasyonda tutuklananlardan Sedat SAKUR SOLFEJ ORGANİZASYON’UN diğer ortağı. Peki, neden tutuklanmış, usulsüz ihale iddialarından.
SOLFEJ ORGANİZASYON kimdir bir hatırlayalım isterseniz.
İzmir Büyükşehir Belediyesinin neredeyse tüm Kültür ihalelerine girer ve  alırmış. Hatta Belediyenin kadrolu organizatörü de deniliyor.
Geçen sene Adnan Saygun’un yıllık konser ihalesini de SOLFEJ almış
Bu yıl  kim almış,   SOLFEJ ORGANİZASYON.
Şaşırmayın ihale daha dün yapılmış, şirketin yetkilileri ihaleyi almış.
Okuyucularımdan gelen mailler beni oldukça şaşırtmakta,
Şu an içeride tutuklu bulunan SOLFEJ ORGANİZASYON’UN her iki ortağı neden tutuklanmıştı, İzmir Belediyesinin ihalelerinde bir takım usulsüzlükler yapıldığı iddiaları için.
Peki, usulsüzlük yapıldığı iddialarıyla yargılanmayı bekleyen bu kişilerin firmalarıyla İzmir Belediyesinin iş yapma ısrarı ne olabilir, işte bunu anlamakta zorlanıyorum. İzmir ilinde Solfej dışında bir firma yok mudur?
İddialardan biri ise yine çok vahim, 70 konser ihalesi için Solfej Organizasyon sanatçılarla altı ay öncesinden sözleşmeler yaptığı söylentileri kulaktan kulağa yayılmakta.
Aslında bu iddiaları öğrenmek çok kolay,  ihalesi yapılan konser için sanatçılarla yapılan sözleşmelerin tarihlerini ortaya çıkarmak çok kolay.
İkinci operasyonda tutuklanan Sedat SAKUR, ilk operasyonda tutuklanan ve halen Buca F tipi cezaevinde bulunan Hakan SAY’IN şirketinin eski çalışanıymış.
Tekrar soruyorum neden SOLFEJ ORGANİZASYON. Bu firmada neden ısrarcısınız? Kuş mu konduruyor diye sorulmakta, elçiye zeval olmazmış. Elbet bu iddialara bir cevabı olacaktır, Sn Başkanın.
Aziz Başkan korkarım “ Kaç tane Solfej var” da diyebilir.
Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş


20 Aralık 2011 Salı

GRAND PLAZA GERÇEĞİ

NİVENT KURTULUŞ GRAND PLAZA GERÇEĞİNİ YAZDI_resim

Grand Plaza Olayının Gerçeği

Herkes bu konu hakkında yazdı, yazmakla kalmayıp yorumladı. Kimileri birkaç sandviç dedi, kimileri uyduruyorlar hatta bu uydurmaya devletin polislerini, savcılarını da dâhil ederek yapıyorlar da denildi.

Gerçeklerin yönünü değiştirerek konuyu istediğiniz yöne çekebilirsiniz. Ancak gerçekler su gibi bir şekilde yolunu bulur ve akar.

Şimdi Grand Plaza olayının bir gerçeği var,
Grand Plaza bildiğiniz üzere İBB nin bir şirketi
O tarihteki Genel Müdürü Muharrem DERBENTOĞLU


2009 Seçim Öncesi Seçim Bürolarına kayıt dışı giden malzeme iddiaları ile ilgili 19.03.2010 Tarihinde Mahalli İdareler ve T.C Baş Savcılığına yapılan suç duyurusu.
23.03.2010 Tarihinde Onurlu Gencin Özel Yetkili Savcıya verdiği ifade,
29.03.2010 Tarihinde yapılan suç duyurusuna istinaden atanan muakkibe verilen ifade.

2011 Yılının Şubat Ayında Sanayi ve Ticaret Bakanlığından gelen iki müfettişe verilen ifade. Grand Plaza’da yapılan araştırma.

Mayıs 2011 Tarihinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığından tarafıma yollanan inceleme rapor sonucu.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığından 2011 Mayıs ayında gelen raporda, İddia edilen malzemenin 2009 Mart ayında yapılan YEREL SEÇİMLER kapsamında DÖNEM YÖNETİCİLERİNİN TALİMATLARI GEREĞİNCE SEÇİM BÜROLARINA AKTARILDIĞI BELİRTİLMİŞTİR. Depo açığının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155/2’nci maddesinde “GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA” suçu kapsamına girdiği, diye giden rapor.

Sonuç olarak anılan malzemelerin, 23 Nisan Şenliklerinde yâda herhangi bir faaliyette kullanılmadığı gün yüzüne çıkmış bulunuyor.

Peki, şimdi soruyorum teknik takibi, bakanlık raporlarını, yandaşların yorumlarını hepsini bir kenara koyalım koymasına da Seçim çalışmalarında harcanacak kumanyaları nasıl İzmir Halkının cebinden gitmesine göz yumacağız, İzmir halkı o makamda oturmuyor ki. Bu birkaç sandviç hangi vicdanlarda aklanacak.
Bugüne kadar yapılan suç duyuruları, Müfettiş raporunu altta sizlere sunuyorum.

Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş













19 Aralık 2011 Pazartesi

YA ADALET TECELLİ EDERSE...,

 


Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş
Ya Adalet Tecelli Ederse.,,


Yapılan operasyonları anlamadığınız, için inanmak istemiyorsunuz, bunda da çok haklısınız. İçeriğini bilmediğiniz bir şeyi satın alır mısınız almazsınız, elbet.
Bürokratlar tutuklanıyor, Sebebini biliyor musunuz?  
Anlamadığınız için inanmıyorsunuz.,
Toplumda yargıya karşı, nefret ve öfke tohumları ekip biçmeye çalışıyorlar.
Hiç kendinize yâda yakınıza sordunuz mu? Bu operasyon niye yapıldı diye.
Cevap bulamadığımız için, niye olacak canım SİYASİ BASKININ sonucu yargıyı arkalarına alıp sindirme POLİTİKALARI yapıyorlar, denilmiyor mu?
Hanginiz biliyorsunuz, nedenini, niçin ini sorguluyor musunuz?
Bilemediğiniz için işin kestirmesine kaçmıyor musunuz?
Şimdi ortalıkta dolaşan hatta uçuşan senaryoları birlikte inceleyelim ne dersiniz?
Hâkimler, Savcılar, Hükümet oturmuş bir plan yapmış. İzmir’i nasıl alırız Kaleyi nasıl yıkarız diye. El ele omuz, omuza bir plan yapmışlar, yanımıza polisi de alalım ki belediyenin evraklarında, işe alımlarında, ihale dosyalarını değiştirelim ki kimse anlamasın mı demişler.
Şimdi hemen hoop ya diğer belediyelerdeki usulsüzlükler yolsuzluklar neden bizim belediye? Canım ufak tefek usulsüzlük vardır hangi belediyede yok ki.
Evet, belki daha büyük usulsüzlükler vardır, Eeee onlarda var bizde demi olsun diyelim.
Bizler özgürlük diye, diye sanırım özgürlüğün bile ne olduğunu bilemez olduk. Şimdide Adalet istiyorum diyoruz da ya Adalet tecelli ederse ne olur? Eskiden Edep vardı, Onur vardı, İffet vardı, Gurur vardı, Ahlak vardı en önemlisi de Saygı vardı. Kamu malı anlayışı vardı. Uğur Dündar tüyü bitmemiş yetimin hakkı diye bizleri eskiden televizyonlara kilitlemez miydi, elinde mikrofonu, kardeşim nasıl yaparsın tüyü bitmemiş yetimin hakkı demez miydi?
Nedir bu tüyü bitmemiş yetim hakkı, maddi bir kavram mıdır? Manevi bir kavram mıdır?
Elle tutulmaz, gözle görülmez, miktarı nedir bilinmez, ne kadarı yenmiştir ölçülemez, dolayısıyla ne kadarı tanzim edilecek vicdanınız ne kadar yemenize müsaade ederse o kadar yenilir. Kısaca kuralı yoktur da diyebiliriz.
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeye kalkarsanız, boğaza kaçarmış, şimdi kaçmasa bile ileride mutlaka kaçarmış. Çünkü yenmez kuralı varmış.   
Israrla yemeye kalkarsanız eğer halt yemiş olursunuz.
Eskiden, bir devlet memuru lüks arabaya binemezdi? Villalarda oturamazdı ya şimdi ne oldu bizlere sınırsız lüks, sınırsız paralardan söz etmeye başladık, kimse kimseyi sorgulamıyor artık.
Neyse gelelim biz asıl konularımıza, Şevval SAM konseri için Sn KILIÇDAROĞLU ve Sn KOCAOĞLU “Birkaç tane Şevval Sam mı var?” demiş demesine de.
Evet, bir tane var çünkü o ikiz değil. Ama alternatif olarak birçok isim yapmış bayan sanatçımız da var değil mi? Hem neden Şevval Sam? İzmir halkımı ısrarla istemiş, anket sonucunda mı karar verilmiş. Benim bildiğim böyle ankette yok. Sanatçıların menajerleri vardır. Dolayısıyla menajerlerinin dışında başka kişilerle çalışamazlar. Hangi sanatçı düşünüldüyse o sanatçının menajeri alır ihaleyi.
Gelelim DURAK İHALESİNE Aziz Başkan “Durak ihalesi hâkime anlatıldı tek, tek hâkim de ikna oldu.” Peki, hâkimlere anlattığınız bilgilerde şimdi anlatacaklarıma yer verdiniz mi?
Durak alım ihalesi ile reklam ihalesinin ayrı yapılması gerekirken, sözleşme türü kira olarak gösterilmek suretiyle 4734 sayılı yasa hükümlerinin bertaraf edilmesi sonucu kamu zararı çıkmamış mıdır?
Daha önceki reklam ihalesi 18 aylık olmasına karşın 16 trilyon iken neden bu ihalede bedel düştü?
Üç yılı aşan kira sözleşmelerinin meclis kararı ile gerçekleştirilmesi yasa gereği değil midir? Alınan yetki ile yapılan ihale birbiriyle örtüşmediği gerçekte yapılan iş kira sözleşmesinden ibarette değildir. Niteliği gereği bir yapım işini de kapsamakta olup, öncelikle kiralanacak malın temini gerekmektedir.
Akdin niteliği Yap İşlet Devret sözleşmesi olup salt kira sözleşmesi değildir. Meclis yeni durak yerleri ile ilgili bir ihale yapma yetkisi vermiştir. Ancak ne yazık ki uygulama böyle olmamıştır. Eski Durak yerlerine yeni duraklar konmuştur.
Sadece reklam işi yapan bir firmanın bu ihaleye katılabilmesi ancak örtülü bir şekilde imalat yapan bir firma ile anlaşmasına bağlıdır.
Satın alma ve kiralama ihalesinin bir arada yapılması konusunda dönemin Hukuk Müşaviri Gül Şener’i uyardı mı? Hukuk Müşaviri bu yüzden mi emekli oldu?
Dönemin Yapı Tesisleri Daire Başkanı neden emekliliğe zorlandı?
Bostanlı son duraktan bir önceki durak yerine iki durak neden konuldu. Buradan her hangi bir transfer de yokken neden konuldu ellerindeki durakları azaltma adına mıydı bu tüm çabalar. Bunun gibi birçok yere duraklar gereksiz yere konuldu çoğunun önünde arabalar park yapıyor.
En önemli ve bam teli de şimdilik bende kalsın. Gerekli yerlere bu bilgiler ulaştı.
Yazımım başında dediğim gibi içeriğini bilemediğinizden, daha doğrusu anlayamadığınızdan inanmıyorsunuz. Ne yazık ki ben içeriğini biliyorum ve inanıyorum. Okudukça sizlerde içeriğini anlayabileceksiniz.,
Gelecek yazımda tanıtım filmlerine de değineceğim, İBB nin sır planlarına da değineceğim.
Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan KARAKAYALI, Başkan yardımcısı Ekrem GÜNDÜZ, Mali İşler Müdürü Halise BÖLÜKBAŞI için İçişleri Bakanlığından soruşturma izni verildi gelecek yazımda yer vereceğim. Pazarcı kardeşlerime müjdelerimde var.
Aziz Başkanın yeğeni Çağrı Çavuşoğlu Grand Plazadan istifa etmiş. Neden acaba?
Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş

HERKES ŞAŞKIN

 


Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş


Herkes, Şaşkın

Herkes şaşkın, AK Partililer bu soruşturmaların neticesi ne olacak diye birbirlerine sorarken, CHP liler ise, bu operasyon rüzgârını nasıl arkamıza alır mağduru oynarız çabasında. Kimse operasyonun içeriğiyle ilgilenmiyor. Oysa ortada çok vahim olaylar oluyor kimse bunu sorgulamıyor, yâda sorgulamak istemiyor. Bu gelişen olaylar da tek suçlu YARGI demek nasıl bir anlayıştır.
Bir Belediye Başkanı için gerçekten çok üzücü bir durum. Çok yazıldı, çizildi uyarıldı ama Aziz Başkan hep bunlara karşı kulaklarını tıkadı, dikkate almadı, kadrosunu kuramadı. Belediyeye iş yapanlardan, çok yakınlık derecesine göre işe alımlar yapıldı. Sonuç ortada.
Bana gelen dosyaları sizle paylaşmak istedim, olmadı yazılarıma döktüm yine olmadı. Sizin dikkatinizi çekmek için ne yapmak lazımdı onu bilemedim. Halen öyle ilginç ötesi dosyalar geliyor ki yok artık denecek boyutta, bu dosyaları önce size ulaştırmak istemişler ama ulaşamamışlar ki bana kadar geliyor. İnanın çok ciddi boyutta ve siz ne yazık ki halen dikkate almamak için direniyorsunuz.
Kamuoyunda birkaç sandviç için bir bardak suda fırtına kopartılıyor denildiği şeyin altında, birçok konu yatıyor. Şimdi anlatacaklarım karşısında, ön yargılarınızın değişeceğine inanıyorum. En azından Siyasi diyenler bile bu işin Siyasi olmadığını anlayacaklardır.
Bahsettiğim onurlu gençle bir şekilde yollarımız kesişti, bana sunduğu belgeleri enine boyuna inceledim. Oysa bu genç, aynı belgeleri başkana sunmak için saatlerce özel kalemde beklemesi bile fayda vermemiş, CHP Örgütünün bu durumdan etkileneceği bile söylenmiş ancak, bu gencin nereye kadar gidebileceğini hesaplayamamışlar..
Bana sunduğu belgeleri derleyip toparlayıp önce suç duyurusu olarak T.C Cumhuriyet Baş Savcılığına ardından İzmir Valiliği Mahalli İdareler Birimine ilettim. Mahalli İdareler birimi ön inceleme için atadıkları muakkip tarafından ifadem 29.03.2010 Tarihinde alındı.
Cumhuriyet Baş Savcı Vekili tarafından adliyeye davet edildim. Kendilerine verdiğim suç duyurusunun kendileri tarafından inceleneme yapılamayacağı ve bu yüzden,Özel Yetkili Savcıya ifade verilmesi gerektiği söylendi. Hemen, onurlu genci aradım ve Savcılıkta buluştuk ve Özel Yetkili Savcıya olayın tüm içeriğini anlattı.
Bu konu 2010 yılının mart ayında Özel Yetkili Savcıya intikal etmiş oldu.
2011 Yılının Şubat ayında ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığından gelen iki müfettiş ifademe başvurmak amacıyla beni çağırdılar. İfademi verdim ve onurlu gence ulaşamadıklarını bana bildirdiler. Elbet ulaşamazlardı, işinden aşından en önemlisi çok sevdiği İzmir’den ayrılmak zorunda kalmıştı. Ne için usulsüzlüklere karşı koyduğu için.
Bu gence ulaştım ve bana müfettişlere ifade vermek istemediğini konunun Organize Şubede olduğunu söylemişti.
Evet, sevgili okuyucularım iş artık, normal suç duyurusu değildi. Artık, işin boyutu değişmişti. Yani kamuoyunda bu soruşturma SİYASİ dir diyenlere sesleniyorum. Böylesine bir suç duyurusu olmadan Bakanlık tarafından dinlemeler yapıla bilir miydi? Bu güne kadar imar için o kadar suç duyuru yapıldı ve Bakanlık tarafından birçok kez soruşturma izni verildi, neden bu konularla ilgili bir tek bir dinleme yok.
Grand Plazadinlemeleri ve teknik takibi yapılırken, diğer olaylar dinlemelere takılmış.
Şimdi gelelim yine kamuoyunda birkaç sandviç boyutuna, birkaç sandviç diye geçiştirilen 18.400 Adet bu rakama nasıl birkaç sandviç denilebilinir.
705 Adet Meyve Suyu, 12.878 Adet Su, 256 Kilo Çay, 282 Kilo Şeker, 51.150 Adet Kristal Bardak, 24 kilo, Neskafe, 32 kilo Süt Tozu, 2.5 litre 78 adet Kola, 2.5 litre 64 adet Fanta, 219 adet Kutu Kola,265 adet Damacana Su, 189 Adet Soda, 96 Adet Bira, JB Wiski, 72 Adet Çay Bardağı Takımı, 24 Adet Nescafe Bardağı Takımı, 10 Kilo Badem, Ceviz, Fındık diye uzayıp giden liste nasıl olurda 23 Nisan Şenliğinde kullanılabilinir. Yorum sizlerin.
Bu malzemelerin seçim ofislerine gittiğini belgeleyen irsaliyeleri internet medyalarında birçok kez yayınlanmıştı.
 Grand Plazanın, o dönemdeki Genel Müdürü, Muharrem Derbentoğlu firar etmiş söylemleri beni oldukça şaşırtmış durumda.
En önemli detay ise 2. Operasyon da serbest kalanlardan Sn Muharrem Derbentoğlu adliye çıkışı 20 dakika Aziz Başkanın Vito Marka arabasında ne konuştuklarıdır.
Gelecek yazımda ESHOT Duraklarını sizlerle paylaşacağım.
Bu arada sahte diplomalar ve ehliyetle iş alımlarıyla ilgili mahkemeler sürmekte. Bu konu ile ilgili çok çarpıcı ayrıntıları, gerekli yerlerle paylaştım. Bu kadarda olmaz denilecek boyutta.
Sevgiyle Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş
    

AABA HATA KİMDE?

 


Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş

Acaba Hata Kimde

   Eğer bir gün sen de başarısızlığı için hep başkalarını suçlayan, mazeretler üreten birini görürsen ona yavaşça yaklaş. Başarısızlığına sebep olan kişiyi görmesi için eline bir ayna ver. Tabi görebilirse…
   Benim taraf olmadığımı sizlere anlattığımı umuyorum, ancak bazı kesim halen benim taraf olduğumda ısrar etmekteler. Bazı kesim ise yaşadıkları olayları bana e-mail yoluyla ısrarla bildiriyorlar. Onların maillerine duyarsız kalarak böyle gelmiş böyle gider diye sessiz mi kalmalıyım? Kimseyle kişisel bir sorunum yok yazdığım kişilerin hiçbirini tanımam, ortalıkta bir usulsüzlük varsa ve bu köşeyi kullanıyorsam eğer vatandaşı bilgilendirmekten başka bir yolum yok. Gerçekleri görmezden gelmemi beklemeyin. 
   Benim bildiğim, Vali bu kentte devletin temsilcisidir, hem de Cumhur Başkanı temsilcisidir. Bakanlar Hükümet Üyesi, ama milletin temsilcisidirler. Savcılar ise, Cumhuriyetin simgesidir. Onun için Cumhuriyet Savcısı derler. Aziz başkan, TV de Valiye, Bakanlara ve Cumhuriyet Savcısına hitaben söylediklerini duyunca inanamadım.
   Belediye Başkanı kentini geliştirmek için Validen destek almalı, yatırımlar için Bakanlarla iyi diyalogda olmalı. Kentte asayişi sağlayan Emniyet mensuplarıyla suçluyu suçsuzdan ayıran adalet görevlilerine gerekli özeni ve saygıyı göstermelidir. Lakin Belediye Başkanımız konuşmalarında Sanki ben onlara gösteririm havasındadır. Peki, o zaman İzmir neden geri kalıyor, kavga edeceksin yasalara değil benim doğrularım doğrudur diyeceksin. Acaba hata kim de?
   Belediyenin bir şirketinin ihale kazanması için önayak olan, sendikacıları dışlayan onların, uzaydan gelmiş gibi gösteren konuşma üslubu. (Sahi bu sendikacıların hiçbiri belediye yâda şirketlerinde görevli değiller mi?) Bu konuyu yakında ayrı bir yazı konusu içinde sizlerle paylaşacağım.
   Duraklarla ilgili Televizyon konuşması yanında Belediyeden geçen haber bültenlerinde Danıştay’ın müfettişleri haksız, Belediyeyi haklı bulduğunu içeren sözleri beni çok şaşırttı. Oysa ben okudukça usulden yeniden incelenmesi ve ayrı rapor tanzim edilmesi sonucunu çıkardım. Yani anladığım kadarıyla, ortada bir aklanma olmadığını çıkardım. Peki, belediyenin basın bülteni niye öyle çıktı buda ayrı bir merak konusudur. Durak konusunun detaylarını önümüzdeki yazılarımda yer vereceğim.
   Gelelim en önemli konuya sürekli TV programlarında Aziz Beyi izliyorum verdiği beyanatları en ince ayrıntılarına kadar okuyorum ve inanın anlamakta zorlanıyorum. Bu operasyonun tamamen SİYASİ olduğu söylense de, işin aslı ne yazık ki SİYASİ değil. Nereden mi biliyorum çünkü bu operasyonun başlangıç sebebi Özel Yetkili Savcıya yapılan suç duyurusudur.
   Şimdi haklı olarak partiye yakın kişiler ve siz okuyucularımdan bazıları elbette kendi partilerine zarar verecek her türlü yazıya karşı çıkacaklardır. Eğer bunun aksi olsa o zaman sorun vardır. Ama şimdi yazacaklarım operasyonun neden yapıldığına ışık tutacaktır.
   Bu güne kadar birçok suç dosyası Valiliğe, Mahalli İdareler Birimine hatta Cumhuriyet Savcılığına dosyalar verilmiş ve verilmekte. Verilen bu dosyalar yetkili biriminden önce görüş alınır, eğer bu görüşler yeterli değil ise İçişleri Bakanlığından müfettiş talep edilir. Bu gelen müfettiş titiz çalışmalar sonucunda eğer bir suç unsuru bulursa, İçişleri Bakanına rapor olarak sunar ve İçişleri Bakanı bu rapor doğrultusunda soruşturma izni verir. Bu arada bu müfettişler siyasi partilerin isteği ile göreve gelmedikleri gibi, siyasi partinin isteği ile de görevden alınamazlar.
   Bu sıralamalar her suç duyusunda izlenen bir yoldur. Simdi gelelim neden Organize Şube bu olaya dâhil olduğuna. Onurlu bir gencin çalıştığı kurumda gelişen olaylara baş kaldırdığından dolayı işine son verilişinin ardından gelişen olaylardır.
   Kimdi bu genç? Bu genç İBB nin şirketi olan Grand Plazada Depo sorumlusuydu, bu genç 2009 seçim bürolarına yüksek miktarda kumanya, içki ve benzeri malzemeleri gönderilmişti.
   Bu onurlu gençten seçim bürolarına yollanan malzemenin başka bir organizasyonda, dağıtılmış gibi gösterilmesi kaba tabiriyle giydirilmesi istenmişti. Bunu yapamayacağını bildirmesi üzerine disiplin kurulu kararı olmadan işten çıkarılmıştı. Bu genç doğruluğunun cezasını çekmekteydi ve dürüstlüğüne inandığı Aziz Kocaoğlu’nun bunlardan haberi yoktur düşüncesiyle özel kalemin kapısında derdini anlatmak için sabırla bekledi ve görüşemedi. Yapılan işlemin, kendince hukuka aykırı olduğunu biliyordu. Devamı gelecek yazımda, okuduğunuzda tüm ön yargılarınızın değişeceğini sanıyorum.
   İZULAŞTAdeğişim rüzgârları esiyormuş İşletme Müdürü görevden alınmış iddiaları dalga, dalga yayılmakta,
Sevgiyle Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş