Biliyor Musunuz?
Belediyeler resmi kurumlardır ve bu kurumlarda çalışan memurlar her yerde, olduğu gibi 657 devlet memuru kanununa tabidir. Memuriyet gerektirmeyen konularda, işçiler alınır. İşçi statüsünde çalışan kişiler ise, genelde güç gerektiren işleri üstlenirler. Buraya kadar, her şey tamam. Şimdi size soruyorum? İzmir Büyükşehir Belediyesi Planlama Müdürlüğünde görev yapan şehir plancılarının yüzde yetmişinin belediye şirketlerine bağlı görev yapan ve 657 sayılı devlet memurları kanunuyla hiçbir bağlantıları olmayan Şehir Plancıları olduğunu biliyor musunuz?
Şehir planlama gibi Teknik bir konu ve Türkiye’nin 3. Büyük kenti olan İzmir’de nasıl oluyor da devlet memuru olmayan, dolayısıyla çizdiği planda imzası ve sorumluluğu olmayan plancılar görev yapabiliyor? Şimdi insanın aklına şu soru geliyor? Devlet memuru olan ve dolayısıyla, sorumluluğu olduğu için Belediyenin istediği her şeye imza atmayan Şehir Plancıları yerine, belediye kendi aldığı Şehir Plancılarına dilediği planları çizdirip, “Seni işe aldım” diye bu durumu Demokles'in kılıcı gibi tepelerinde mi bulunduruyor? Çünkü belediyede biliyor ki memur kadrosu istese hiç bilmediği tanımadığı Şehir Plancılarının devlet tarafından ataması yapılacak ki planlamalar istedikleri gibi yapılsın. Ayrıca eş, dost (sen ben bizim oğlan) partili, meclis üyesi yakınlarını işe nasıl alacaklar.Size daha ilginç bir duyumumu, anlatayım; Bundan birkaç yıl evvel, bu statüde çalışan teknik elemanlar, bağlı bulundukları şirketten atılmış gösterilerek 30.000 TL – 40.000 TL civarında tazminat alarak bir gün sonra belediyenin bünyesinde sözleşmeli olarak göreve başlatılmışlar. Yine olan kamunun, yetimin parasına olmuştur.Bir diğer konu ise belediyede yetkili teknik bir birimin şube müdürünün eşi ile ilgili, Bu eş duyumlarıma göre çok mahir ve marifetliymiş. Örneğin Bornova’da soruşturma izni verilen, malum yerin danışmanlığını bu mahir eş yapmaktaymış. Bu mahir eş aynı zamanda yeni kurulacak üniversitenin de planlama danışmanlığını yapmaktaymış. Dolayısıyla İzmir’de planlama işi olan kişiler, bu mahir eşe planlamalarını yaptırırlarsa, işleri tıkır, tıkır yürüyormuş.Şimdi diyeceksiniz ki çürük elmacı bunu da nereden çıkardın diye? Geçenlerde biriyle tanıştım “senin işin yanlış yere gittiğin için olmadı eğer bu mahir kişiye gitseydin, senin pişmiş aşına su katılmazdı tıkır, tıkır işlerin yürürdü” dedi. Şaştım kaldım işin daha da ilginci bu mahir eşin ilişkileri ile ilgili konu daha önce gazetelere kadar yansımış. Valilik soruşturma izni de vermiş denmekte. Ancak Danıştay da itiraz edilmiş. Eh şimdi Belediyenin en başı dürüst ve şeffaf başkanın haberi yine yok mu bunlardan? Neden acaba çelişkiler hep sizin yakın çevrenizdeki insanların planlarında oluyor? Nasıl olur da sizin haberiniz olmaz yoksa siz mi öneriyorsunuz bu mahir kişiyi?Şimdi buradan size sormak istiyorum Sayın Başkan Haritacılarınızı da işçi Statüsündeki elamanlarımı çalıştırıyorsunuz da? El atmalarda (kamulaştırmada) sürekli mahkemelik oluyorsunuz? Oysaki Danışman kadronuza Muhittin SELVİTOPU’nu aldınız. Bu zatı muhterem Harita Mühendisi değil mi? Aynı zamanda kendisi Haritacılar Odası Başkanlığını yapmadı mı? Madem danışmayacaktınız niye Danışman Kadrosu ile işe aldınız? Niye maaş ödüyorsunuz? Yoksa Belediye geleneği olan (eş, dost, karı koca, oğul, gelin) bozmamak adına mı aldınız? Eşi de belediyede çalışıyor. Muhittin SELVİTOPU’nun danışmanlığı bir kenara mesleği Harita Mühendisi, Bornova rekreasyon alanında, yüzyılın tarihi hatası yapılırken size danışman olarak sorulmadı mı?Etrafta dolaşan, yok artık dediğim fısıltılar bana kadar geldiğine göre buradan size okuyucularımın adına sorularım olacak. Ancak bu sorulara geçmeden önce bu tarihi hata için Büyük Başkan ne demiş onu bir hatırlayalım isterseniz? KOCAOĞLU, "Burada, kadastral paftaların sağlıksız olmasından kaynaklanan bir sorun ve sadece 50 metrekarelik bir sapma vardı. Türkiye'nin hemen her bölgesinde kadastral paftaların sağlıksız olmasından kaynaklanan sorunların yaşandığı göz önüne alındığında, sanıyorum olay daha iyi anlaşılacaktır" demişti. Tabi canım 50 metrekarelik bir sapma 82 milyoncuk aman devede kulak. Ancak, Sayıştay raporları hiç de öyle dememiş. Sayıştay, Aziz KOCAOĞLU’NUN haksız olduğunu ortaya koydu. Peki, mahkeme nasıl sonuçlandı birde ona bakalım. 82 milyon 156 bin 800 liranın kalan kısmının saklı tutulmasına hükmetti. Yargıtay'dan onama kararı çıkınca belediye 11 hak sahibine tam 82 milyon 156 bin 800 TL. Yargıtay da bekleyen bu dava için şimdiden ödenen, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Bütçesinden faiz, harç ve yargılama giderleri ile vekâlet ücreti olarak davacılara yaklaşık 2 milyon 610 bin lira ödendiğini Sayıştay denetçileri tespit etmiş. Daha, bu başlangıç tutarları.Şimdi gelelim bana kadar gelen e-maillerde insanların akıllarını bulandıran sorulara. Bu soruların elbet hepsine yer veremezdim siz okuyucularımdan özür diliyorum. Elbet bunlar bir şehir efsanesi de olabilir. Neyse elçiye zeval olmazmış.1. Bu kadastral hatanın bilerek işlendiği söylenmekte.2. Bornova Belediyesi Aplikasyon krokisini gördüğünde yanlış yapıyorsunuz da demişler.3. Ödeme yapılacak olan, 11 Kişi Başkanın yakınlarıymış bu sayede arsaları değer kazanmış. (Ben söylemiyorum aman yanlış anlaşılmasın)4. Konak meydanındaki tüm yapıların ekspertiz değeri bile, bu ödenecek tutar kadar etmezmiş.5. Belediyenin bünyesinde bu kadar Harita mühendisi varken bu hata istemeden, yapılamazmış.6. Yeni mezun harita mühendisleri bile bu hatayı yapmaları mümkün değilmiş.Aman başkanım inanın bunları ben sormuyorum, halk soruyor?Bütün bunların dışında zaten bu konu ile ilgili mutlaka soruşturmalar açılmıştır. Peki, bu tarihi hatada kimlerin imzası var derseniz? Kamulaştırmasız el atma işlemlerinin altında Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Genel Sekreter Ersu Hızır, Genel Sekreter Yardımcısı Ali Rıza Gülerman, Emlak Yönetimi Daire Başkanı Selçuk Savcı, Emlak Şubesi Müdürü Barış Karcı, Kamulaştırma Şubesi Müdürü Erkan Özgörgülü'nün imzası bulunuyormuş. Elbet yetkili makamlar bu konunun üzerine gitmişlerdir.Benim bildiğim konu ise eğer söylenildiği gibi Kamulaştırmada bu kişilerin bilerek isteyerek bir suçları var ise Hizmet Kusuru işlediklerinden dolayı bu meblağlar kendilerine tarafından ödenirmiş bununla ilgili içtihat kararlarıda varmış ve bir duyarlı vatandaş tarafından da suç duyurusu yapılmış. Ne diyelim? Bekleyip göreceğiz.Notlarım:1. Büyükşehirde toplantı yapılmış, benim yayınladığım belgeler büyükşehirden servis ediliyor diye, meraklanmayın içeriden servis edilmiyor rahatlayın.2. Yine Grand Plaza da Muharrem Debentoğlu’nun hanımının erkek kardeşi kısaca kayınbiraderi Vakkas Seyhan Grand Plazanın işletmesi Yasemen cafede işletme sorumlusu olarak direk işe başlamış. Bu mekânda G isimli garson bayanla arkadaş olur. Elbet nişan öncesi aynı taktik ile garsonluktan Grand Plaza Halkla İlişkiler departmanına gidivermiş. Maaş da azalacak değil ya elbet artmıştır. Denmektedir, bu usul hep aynımı oluyor?3. İZSU dosyasını tekrar açıyorum.4. Körfez vapurlarındaki çay servisinin durması ihaleyi kazana firmanın ödeme yapmamasından kaynaklanıyormuş. Yine ihale hatası mı var acaba?Sağlıkla KalınÇürük Elmacı Nivent Kurtuluş
Şehir planlama gibi Teknik bir konu ve Türkiye’nin 3. Büyük kenti olan İzmir’de nasıl oluyor da devlet memuru olmayan, dolayısıyla çizdiği planda imzası ve sorumluluğu olmayan plancılar görev yapabiliyor? Şimdi insanın aklına şu soru geliyor? Devlet memuru olan ve dolayısıyla, sorumluluğu olduğu için Belediyenin istediği her şeye imza atmayan Şehir Plancıları yerine, belediye kendi aldığı Şehir Plancılarına dilediği planları çizdirip, “Seni işe aldım” diye bu durumu Demokles'in kılıcı gibi tepelerinde mi bulunduruyor? Çünkü belediyede biliyor ki memur kadrosu istese hiç bilmediği tanımadığı Şehir Plancılarının devlet tarafından ataması yapılacak ki planlamalar istedikleri gibi yapılsın. Ayrıca eş, dost (sen ben bizim oğlan) partili, meclis üyesi yakınlarını işe nasıl alacaklar.Size daha ilginç bir duyumumu, anlatayım; Bundan birkaç yıl evvel, bu statüde çalışan teknik elemanlar, bağlı bulundukları şirketten atılmış gösterilerek 30.000 TL – 40.000 TL civarında tazminat alarak bir gün sonra belediyenin bünyesinde sözleşmeli olarak göreve başlatılmışlar. Yine olan kamunun, yetimin parasına olmuştur.Bir diğer konu ise belediyede yetkili teknik bir birimin şube müdürünün eşi ile ilgili, Bu eş duyumlarıma göre çok mahir ve marifetliymiş. Örneğin Bornova’da soruşturma izni verilen, malum yerin danışmanlığını bu mahir eş yapmaktaymış. Bu mahir eş aynı zamanda yeni kurulacak üniversitenin de planlama danışmanlığını yapmaktaymış. Dolayısıyla İzmir’de planlama işi olan kişiler, bu mahir eşe planlamalarını yaptırırlarsa, işleri tıkır, tıkır yürüyormuş.Şimdi diyeceksiniz ki çürük elmacı bunu da nereden çıkardın diye? Geçenlerde biriyle tanıştım “senin işin yanlış yere gittiğin için olmadı eğer bu mahir kişiye gitseydin, senin pişmiş aşına su katılmazdı tıkır, tıkır işlerin yürürdü” dedi. Şaştım kaldım işin daha da ilginci bu mahir eşin ilişkileri ile ilgili konu daha önce gazetelere kadar yansımış. Valilik soruşturma izni de vermiş denmekte. Ancak Danıştay da itiraz edilmiş. Eh şimdi Belediyenin en başı dürüst ve şeffaf başkanın haberi yine yok mu bunlardan? Neden acaba çelişkiler hep sizin yakın çevrenizdeki insanların planlarında oluyor? Nasıl olur da sizin haberiniz olmaz yoksa siz mi öneriyorsunuz bu mahir kişiyi?Şimdi buradan size sormak istiyorum Sayın Başkan Haritacılarınızı da işçi Statüsündeki elamanlarımı çalıştırıyorsunuz da? El atmalarda (kamulaştırmada) sürekli mahkemelik oluyorsunuz? Oysaki Danışman kadronuza Muhittin SELVİTOPU’nu aldınız. Bu zatı muhterem Harita Mühendisi değil mi? Aynı zamanda kendisi Haritacılar Odası Başkanlığını yapmadı mı? Madem danışmayacaktınız niye Danışman Kadrosu ile işe aldınız? Niye maaş ödüyorsunuz? Yoksa Belediye geleneği olan (eş, dost, karı koca, oğul, gelin) bozmamak adına mı aldınız? Eşi de belediyede çalışıyor. Muhittin SELVİTOPU’nun danışmanlığı bir kenara mesleği Harita Mühendisi, Bornova rekreasyon alanında, yüzyılın tarihi hatası yapılırken size danışman olarak sorulmadı mı?Etrafta dolaşan, yok artık dediğim fısıltılar bana kadar geldiğine göre buradan size okuyucularımın adına sorularım olacak. Ancak bu sorulara geçmeden önce bu tarihi hata için Büyük Başkan ne demiş onu bir hatırlayalım isterseniz? KOCAOĞLU, "Burada, kadastral paftaların sağlıksız olmasından kaynaklanan bir sorun ve sadece 50 metrekarelik bir sapma vardı. Türkiye'nin hemen her bölgesinde kadastral paftaların sağlıksız olmasından kaynaklanan sorunların yaşandığı göz önüne alındığında, sanıyorum olay daha iyi anlaşılacaktır" demişti. Tabi canım 50 metrekarelik bir sapma 82 milyoncuk aman devede kulak. Ancak, Sayıştay raporları hiç de öyle dememiş. Sayıştay, Aziz KOCAOĞLU’NUN haksız olduğunu ortaya koydu. Peki, mahkeme nasıl sonuçlandı birde ona bakalım. 82 milyon 156 bin 800 liranın kalan kısmının saklı tutulmasına hükmetti. Yargıtay'dan onama kararı çıkınca belediye 11 hak sahibine tam 82 milyon 156 bin 800 TL. Yargıtay da bekleyen bu dava için şimdiden ödenen, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Bütçesinden faiz, harç ve yargılama giderleri ile vekâlet ücreti olarak davacılara yaklaşık 2 milyon 610 bin lira ödendiğini Sayıştay denetçileri tespit etmiş. Daha, bu başlangıç tutarları.Şimdi gelelim bana kadar gelen e-maillerde insanların akıllarını bulandıran sorulara. Bu soruların elbet hepsine yer veremezdim siz okuyucularımdan özür diliyorum. Elbet bunlar bir şehir efsanesi de olabilir. Neyse elçiye zeval olmazmış.1. Bu kadastral hatanın bilerek işlendiği söylenmekte.2. Bornova Belediyesi Aplikasyon krokisini gördüğünde yanlış yapıyorsunuz da demişler.3. Ödeme yapılacak olan, 11 Kişi Başkanın yakınlarıymış bu sayede arsaları değer kazanmış. (Ben söylemiyorum aman yanlış anlaşılmasın)4. Konak meydanındaki tüm yapıların ekspertiz değeri bile, bu ödenecek tutar kadar etmezmiş.5. Belediyenin bünyesinde bu kadar Harita mühendisi varken bu hata istemeden, yapılamazmış.6. Yeni mezun harita mühendisleri bile bu hatayı yapmaları mümkün değilmiş.Aman başkanım inanın bunları ben sormuyorum, halk soruyor?Bütün bunların dışında zaten bu konu ile ilgili mutlaka soruşturmalar açılmıştır. Peki, bu tarihi hatada kimlerin imzası var derseniz? Kamulaştırmasız el atma işlemlerinin altında Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Genel Sekreter Ersu Hızır, Genel Sekreter Yardımcısı Ali Rıza Gülerman, Emlak Yönetimi Daire Başkanı Selçuk Savcı, Emlak Şubesi Müdürü Barış Karcı, Kamulaştırma Şubesi Müdürü Erkan Özgörgülü'nün imzası bulunuyormuş. Elbet yetkili makamlar bu konunun üzerine gitmişlerdir.Benim bildiğim konu ise eğer söylenildiği gibi Kamulaştırmada bu kişilerin bilerek isteyerek bir suçları var ise Hizmet Kusuru işlediklerinden dolayı bu meblağlar kendilerine tarafından ödenirmiş bununla ilgili içtihat kararlarıda varmış ve bir duyarlı vatandaş tarafından da suç duyurusu yapılmış. Ne diyelim? Bekleyip göreceğiz.Notlarım:1. Büyükşehirde toplantı yapılmış, benim yayınladığım belgeler büyükşehirden servis ediliyor diye, meraklanmayın içeriden servis edilmiyor rahatlayın.2. Yine Grand Plaza da Muharrem Debentoğlu’nun hanımının erkek kardeşi kısaca kayınbiraderi Vakkas Seyhan Grand Plazanın işletmesi Yasemen cafede işletme sorumlusu olarak direk işe başlamış. Bu mekânda G isimli garson bayanla arkadaş olur. Elbet nişan öncesi aynı taktik ile garsonluktan Grand Plaza Halkla İlişkiler departmanına gidivermiş. Maaş da azalacak değil ya elbet artmıştır. Denmektedir, bu usul hep aynımı oluyor?3. İZSU dosyasını tekrar açıyorum.4. Körfez vapurlarındaki çay servisinin durması ihaleyi kazana firmanın ödeme yapmamasından kaynaklanıyormuş. Yine ihale hatası mı var acaba?Sağlıkla KalınÇürük Elmacı Nivent Kurtuluş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder