Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş
Kısa Bir Veda
Perşembe günü Alaattin YÜKSEL’i aradığımda Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı veSayıştay Başkanlığına birer soru önergesi yöneltmişiniz. Kamuoyuna hitabende militan denetçiler yolluyorlar da demişiniz, bunu inanarak mı söylediniz? “ Gayet tabi inanarak söyledim” Hatırlarsanız sizinle 2009 yılında ilk tanışmamızda İzmir Valiliğine, Cumhuriyet savcılığına vermiş olduğum dosyaları iki buçuk saat birlikte incelemiştik.
Benim kendi planlama dosyamı gördüğünüzde ise hayrete düşmüştünüz, tüm kurum görüşleri olan bir dosyanın nasıl ret edilğini de anlayamamıştınız. KOCAOĞLU’NU artık tanıyamadığınızı da eklemiştiniz örnekler vererek, elbet burada bunları açıklamayacağım.
Gerçi yıllar evvel siz asla siyaseti düşünmüyorum da demiştiniz, ama bugün siyasetin içerisinde değil misiniz?
30 Aralık 2004 yılında Semra AKSAKAL size hitaben “ Gelip benden İZFAŞ' ta Genel Müdürlük için görüşmediniz mi. Ben bilançoları önünüze koyup 'Bunların altından kalkabilir misin demedim mi? Madem Büyükşehir'le bir ilgin yok bilançolar sende ne arıyor” Alaattin Yüksel, Büyükşehir’i Hyundai’deki bürosundan yönetmeyi bırakmalıdır” Dememiş midir?.Bugün de yine aynı tekrarlar oluyor mudur?
2005 yılında Alaattin YÜKSEL faksla görevden alındığında ise "Çok kalleşçe ve insafsız bir tasfiye hareketi.” Dememiş miydiniz?
Niye bu alıntılara yer verdiğim merak etmişinizdir, anlatayım.
Sn YÜKSEL çok iyi bilmektedir. Devletin polisinin, savcısının, denetçisinin ve müfettişinin canları sıkılıp işimiz gücümüz yok bari vakit dolduralım diye İBB yi inceleme altına almamıştır. Şikâyet edilmeden hiçbir inceleme yapılmaz. Bunu nereden mi biliyorum bugüne kadar yüzün üstünde dayanakları sağlam suç duyurusunu bizzat yapan kişi olarak biliyorum. Bugüne kadar yazdığım yazılar belgeleriyle yazılmıştır. Demek oluyor ki canları sıkılıp İBB ye gitmemişlerdir. Siyasi de değildir.
Zahmet edip CHP Yönetimi beni arayıp bu dosyaların içeriğini öğrenmeye kalksalardı seve, seve verirdim. Bir gün olsun telefonum çalmadı.
Bir kez Sayın BAYIR için yazı yazdım, yazı çıktığından hemen sonra beni aradılar. Bende kendilerine bugüne kadar birçok yazı yazdım beni aramadınız oysa İzmir Belediyelerini ilgilendiren birçok yazılar yazmıştım şahsınıza ait yazı yazdığımda beni aradınız. Siz İzmir ilinde CHP yi temsil ediyorsunuz beni bir kez aramadınız da dedim ve bu olayın üstüne birçok yazıda yazdım, değişen hiçbir şey olmadı. Siz orada ne yapıyorsunuz?
Demek oluyor ki parti anlayışı yok sadece ben var gerisi hikâye.
Bu operasyonun başlamasına sebep olan en önemli konu ise, belediyenin şirketi olan GRAND PLAZA dan seçim ofislerine giden kumanyalardır.Bu kumanyalarda içki de varken, bu harcamaları, 23 Nisan Çocuk şenliğinde harcanmış olarak göstermediniz mi?
Bu harcamaları 23 Nisan Çocuk şenliğinde gösterilmesine karşı çıkan onurlu bir genci görevden almadınız mı? Bu genç bu yüzden işinden olup işsiz kalmadı mı? Bu gencin vebalini nasıl taşıyacaksınız?
Geçmişte Mesut YILMAZ Türk Ticaret Bankasının ihale zarfını açtı diye yargılanmadı mı? Basına yansıyan fotoğraflarda, ihaleyi iptal ettiğiniz görülmedi mi Hala nasıl olurda bu Siyasi bir operasyon diyebiliyorsunuz?
Kamuoyun da kendinizi aklamaya çalışabilirsiniz ancak vicdanınızla baş başa kaldığınızda ne diyorsunuz.
Bugüne kadar yazdım, yazmakla da kalmayıp suç duyuruları yaptım, birçok kesimin düşmanlığını kazandım, diğer yandan da sessiz çoğunluğun sesi oldum. Beni imla hatalarımla kabul edebildiniz. Ama çok yoruldum inanın yoruldum. Bir süreliğine ara verme kararı aldım
Bu kararımı dost çevreme açıkladığımda ise herkes karşı çıktı bırakamazsın diye. Onlara tek bir soruyla cevap verdim sizler ay sonunda maaşınızı alıyorsunuz, ben almadan çalışıyorum ve artık yetemez hala geldim,. Hayatım da hiçbir işi üstünkörü yapmadım. Uyku dışında Pazar dâhil araştırma yaptım ve yazdım.
Beni AK Partili ilan ettiler, benim hiçbir partiye bir kaydım yok. AK Parti bunca yıldır ne bayramda, nede Yılbaşında bir çikolata yollamadığı gibi hiçbir açılışına, davetine de çağırmadı. Beni nasıl olurda AK Partili yaparsınız. Ben haksızlıklarla mücadele yolunu seçtim.
İzmir’e yatırım yapacağım diye belki hayatımdan 6 yıl çalındı ama hiçbir yerde öğrenemeyeceğim konularda, bilgi sahibi oldum. Evimde Belediye Kanunu ile ilgili cilt, cilt kitaplar, kamu hukuku, planlama ilkeleri v.s bir yığın kitaplarım var. Hepsini okudum bilgi sahibi oldum. Bana gelen hiçbir konuyu araştırmadan yazmadım. Hocama teşekkür etmeyi unutmak olmaz. Sağ olasın Aziz KOCAOĞLU.
Aziz Başkan yazıma son verirken size hatırlatmalar yapacağım
18 Ekim 2008 Tarihinde ise, Cenk SARIGÖL “PİRİŞTİNA’nın vefatından sonra, Sürpriz Yumurta gibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan KOCAOĞLU bana göre PİRİŞTİNA gibi bir kişilik ve karizmanın ardından çok silik ve sinik kaldı. Yetersizliğini bilemem ama Büyükşehirde ciddi bürokratik zaaflar yaşadı.” Diye kaleme almamış mıydı?
Söylenildiği gibi Sürpriz Yumurta mısınız bilemem ama bildiğim şeyleri sorabilirim.
Bürokratlarını doğru seçememeniz, Arsenik olayını gündeme getirmemiş miydi? O dönemde siz önce ARSENİĞİ inkâr ederken sonra “ önceden haberimiz vardı” dememiş miydiniz? Bugün ise ARSENİK yine, gündeme oturdu, bunu en yetkin kişi iç yazışmayla açıkladı. Şimdi yine siz, haberimiz var diye geçiştirecek misiniz?
Aziz Başkanbana göre siz İzmir Belediye Başkanı olarak verdiğiniz hiçbir sözü yerine getiremediniz. Göreve geldiğinizden beri, yaptıklarınızı, bir sıralasanız artık. Sasalı’da ki hayvanat bahçesi ve Adnan Saygun sanat merkezi, rahmetli Piriştina’nın projesiydi. Bunların dışında kilerini sayın lütfen.
İzmir’i demir ağlarla örecektiniz, öremediniz, Çin setti gibi ilçeleri böldünüz dünyanın neresinde böyle bir bölünme vardır. Vatandaş tren yolunu nasıl atlayacak.
Hatay esnafının vebalini nasıl ödeyeceksiniz kaç dükkan iş yapmadan dükkan kapatıyor biliyor musunuz?.
Dünyanın neresinde görülmüştür 20 milyon TL ödenerek taş döşetilmiştir. Hatay esnafı bu taşları kaynatarak mı karınları doyacak.
Bunun gibi daha niceleri var ne köşeye sığar nede yürek dayanır.
Belediyede önce gemi battı, Hata Kaptanınmış
Atlar Öldü, Hata Seyisinmiş
Kablolar çalındı, Hata Bekçininmiş
Belediyede işler tıkanmış, Hata Kimin,
Sevgili Sinan Kara benim yazılarımdan dolayı birçok kesimden reklam alamadığını da biliyorum. Bana verdiğin özverilerden dolayı teşekkür ediyorum.
Evet, sevgili okurlarım sizlere bende çok alışmıştım İzmir’in gündemini takip etmek beni çok yordu kısa bir süreliğine de olsa sizlerden ayrılmak bana da çok zor geliyor, Belediyelerde biraz nefes alsın değil mi. Yeteri kadar suç dosyası oluşturdum ve Türk Adaletine de çok güveniyorum.
Eskiden olduğu gibi bir sözle bitirmek istiyorum yazımı,
Rahmetli babamım bir lafı vardı, Bir Başkan vardır, birde Temel Reis vardır derdi. Ne denli doğru söylemiş. Nur içinde yatsın.
Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder