Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş
Bu kanunlar niye herkese eşit değil?
Bugüne kadar usulsüz imar uygulamalarını, usulsüz atamaları ruhsatsız inşaatları sizlerle paylaştım. İlk önceleri beni kabullenmekte zorlandınız. Bunu biliyorum, daha doğrusu hissedebiliyorum. Bir tek doğru vardır senin doğrun, benim doğrum diye bir yaklaşım olamaz. Kanunlar da herkes için eşittir. Onun boyu uzun yâda onun parası var, yâda yok, ona göre hükme bağlayalım diye, Türk Ceza Kanununda bir madde göremedim. Peki, bu kanunlar niye herkese eşit uygulanmıyor? Yasada mı bir hata var yoksa onu uygulayanlarda mı bilinmez. Benim gibi birçok vatandaşta bunu algılamakta zorlandığını biliyorum. Yasalar da hata yok ama bizlerde hata var ! Çünkü duyarsız kalıyoruz ilgilenmiyoruz ve en önemlisi takip etmiyoruz. Oysa halkın iradesini kimse yok edemez, kimse onun karşısında duramaz. Öncelikle bu gücümüzün farkına varalım, birincisin de olmayabilir ama ikinci sinde mutlaka olur.
Ben bu yazıları yazarken yılın gazeteci ödülünü kapmak için mi yazıyorum? Hayır. Diğer gazetecilerden evvel bir haber yakalamak mı amacım? Hayır, Çünkü ben gazeteci değilim, Peki bu haberi yaptım bana patron prim mi verecek? Hayır. Zaten ben bu işi bedelsiz yapıyorum. Peki, ben deli miyim? Tam anlamıyla deli demek biraz haksızlık olur. Delilere de saygısızlık olur. Peki, niye bu işe soyundum? Adaletsizliğe bir nebze olsun dur diyebilmek adına soyundum. Pek başarısız sayılmam herhalde. Bana bu imkânı veren Sinan Kara’ya ve bana güvenerek e-mail yollayan okuyucularıma, gerçekten teşekkür ediyorum bana inandıkları için.
Bayram süresince birçok okuyucumdan e-mail aldım, herkesi yüreklendirebildiğim için çok mutluyum. Yorumlarıyla katkıda bulunan Zeynep hanımın Bayraklı İlçesinde mühürlenen Hafriyat deposu faaliyetlerine devam ediyor yazısını okuduğumda içimden mümkün değil dedim. Yine şeytan dürttü ve dün bizzat kendi gözlerimle görmek için gittim. Doğruydu maşallah kamyonlar vızır, vızır hafriyat alanına girip çıkıyordu. Oh ne ala dedim içimden ve hızımı alamadım hafriyat alanına kamyonun hemen arkasından, içimden Allah’ım sen beni koru diyerek girdim. Sağ tarafta beş kişi oturuyordu ve ben seslendim, beyler burası mühürlü değil mi? Mühür fekkimi yapıldı? İçimden adamlarla dalga geçer gibi, bu soru oldu mu şimdi diye kendi iç sesimle cebelleşirken. Bir adam yanıma geldi, cüssesiyle hiç uyum içinde olmayan ince ses tonuyla “ablam ben burada işçiyim bilemem” adamın sesi ince ya daha güçlü bir sesle olur mu kardeşim burası mühürlü kamyonlar girip çıkıyor bu nasıl iş diye fotoğraf makinemin deklanşörüne basıp durdum. Yavaş adımlarla girdiğim yeri hızlı adımlarla terk ettim. Bu sefer hafriyat deposunun hemen arka sokağında Bayraklı belediyesinin zabıta aracını gördüm ama içinde kimse yoktu, neredeydiler bir yorumum yok.
Hafriyat alanının ön tarafına gittim daha önce var olduğunu sandığım bir duvar göçmüş etrafa zarar verdiğini bir kenara koyalım görüntü pisliğini İzmir halkına göstermek ne demek oluyor. Dilim varmıyor ama biz hafriyatımızı göstere, göstere dökeriz bizi kimse elleyemez mi demek isteniyor. Ama işte birileri görüyor ne yazık ki!
Hızımı alamadım Bayraklı Belediye Başkanını cepten aradım. Her iki telefonu da kapalıydı mesaj bıraktım “ Başkan kapamış olduğunuz hafriyat alanı açılmış kamyonların biri giriyor bir çıkıyor bilginize” diye telefonu kapattım. Ara, ara aramayı sürdürdüm birkaç aramadan sonra özel cep telefonunu sekreteri açtı “ Buyrun başkanın telefonu” başkan bey yok mu? “buyrun bana söyleyin ben iletirim” hanımefendi ben başkana mesaj bıraktım ama bir kez daha söyleyeyim mühürlemiş olduğu hafriyat deposu çalışıyor, dirayeti üç gün mü sürdü onu soracaktım kendilerine, “Basın danışmanımızı arayın size yardımcı olurlar” Hanımefendi ben gereken yerlere zaten suç duyurumu yapacağım kimseyi de aramayacağım teşekkürler diyerek telefonu kapattım. Bir süre sonra basın danışmanları beni aradılar. Kendilerini tanımıyorum ama işini çok iyi bilen nazik bir hanımefendi, “ Başkan bey burayı mühürledi ve ne yazık ki mühür fekki yapılmış” Hanımefendi iyi güzelde bunlar derebeyimi nasıl mühür fekki yapabiliyorlar? “Çok haklısınız maalesef yapıyorlar, hem bildiğiniz üzere burası İBB denetimi içinde” Hanımefendi teşekkür ederim yarın ki yazımda bunlara yer vereceğim. Diye telefonu kapattım birkaç dakika sonra SN BAŞKAN bizzat beni arayarak “şu saat içerisinde zabıtaları yollayıp tekrar mühür işlemini yapıyorum, pazartesi günü encümeni de toplayacağım” teşekkür ederek telefonu kapattım.
Buradan ayrılır ayrılmaz soluğu Tepecik Özbüker Hafriyatta aldım. Önünden arkasından dolaştım. Yok, artık dedim şehrin göbeğinde hafriyat alanı ve içeride vızır, vızır çalışıyorlardı, haklarını yememek lazım bayram maryam demeden vira çalışıyorlar. Peki, buraya yani şehrin merkezine Tepecik Pazar yerinle iç içe olan bu yerde nasıl iş makineleri girebiliyor? Hem de buranın bir ucu trafik denetlemeye çıkıyor. Bu nasıl bir iştir ben anlayamadım. Ben mi kanunları yanlış biliyorum yoksa?
İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre sağlık daire başkanı Yıldız Hanım bizzat kendisi 13 kez mühürlendiğini söylediği bir yer nasıl olurda faaliyetlerini sürdürebilir? Bunun cevabını öğrenmek istiyorum. Cumhuriyet savcılığı gereken cezayı veremez mi bence verir. Burada yanlış bilgi var demekten öteye gidemiyorum.
Aziz BaşkanKordonda tente krizi diye günlerce basında yer alırken, İBB zabıtaları polis yardımı alarak kordondaki tentelerle uğraşmasını biliyor da peki bu çevreye zarar veren hafriyat depolarında neden suskun kalıyor? Burası İzmir hudutları dışında mı kalıyor? Bunun cevabını bir vatandaş olarak bilmek istiyorum. Basında yer alan, Sayın Büyük Başkanın sözleri bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum.“ Ben kordona çadır kurdurtmam, görüntü kirliliği oluşturuyor”“ Peki Başkan altta yayınlayacağım resimleri lütfen bir bakın hangisi daha çok görüntü kirliliği oluşturuyor siz karar verin ve gereğini yapın lütfen!
İzmir Valiliğini, Konak ve Bayraklı Kaymakamlıklarını, Trafik denetlemeyi, Cumhuriyet Savcılığını, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığını göreve davet ediyorum.
Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder