19 Aralık 2011 Pazartesi

SEÇİMİN FATURASI AĞIR OLDU!

Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş
Seçimin Faturası Ağır Oldu!


   Bu seçimlerde CHP ve MHP dava arkadaşları yerine yol arkadaşları ile seçime gitmenin ağır faturasını ödemişlerdir. Sn KILIÇDAROĞLU İzmir ilinde AKP ye kalesini kaptırmıştır. Bunun sorumluları kimlerdir?
   1.     Yerel yönetimlerin başarısızlıklarıdır.
   2.     İl yönetiminin başarısızlığı. Örgütü toparlayıp çalışmalara katılımları sağlanamamıştır. Mitinglerde gösterdikleri performansları ( Buda tartışılır ama ) seçim çalışmalarında gösterememişlerdir.
   3.     Parti içi savaş! Bu seçimde CHP diğer partilerle yarışmadı, kendi içinde yarıştı (Bir anlamda tarihte geçen kuzeylilerle güneylilerin savaşı. Yani Önder SAV ekibi Deniz BAYKAL ekibi KILIÇDAROĞLU'na iç savaş açmalarının neticesidir.)  Kimse bunu yalanlayamaz. Elbette ki fatura ağır oldu. Benim anlayamadığım CHP kimin partisi halkın partisi nasıl olurda iç hesaplaşmaların neticesinde yılların partisini bir kaosa sürükleyebilirsiniz. Bu hakkı kimden aldınız. Halktan mı, halk size böyle bir yetkiyi vermedi ki. Hani siz ATATÜRK'ün Partisiydiniz? ATATÜRK bunun için mi kurdu, bu partiyi?  Şimdi haddim olmayarak bir konuya değineceğim birçok partili bana kızacak hatta yaylım ateşine tutacak, bunu bilerek yinede değineceğim. Önder SAV ve Deniz BAYKAL bu partiye birçok katkıları olmuştur, kimse bunun aksini söyleyemez. Ben çocuktum bu kişiler vardı, kızım doğdu genç kız oldu, hala varlar. Bu kişilerin yaşları nedir? Bu gün malımı mülkümü bağışlıyorum deseler bağışlayamazlar, neden mi? Heyet raporu lazım belki çok ağır oldu ama gerçek. Bundan dolayı da kenarda mı duracaklar kocaman bir hayır bu kişiler yıllarını verdikleri partide elbet söz sahibi olacaklar ama danışılan kişi veya parti büyüğü her ne derseniz deyin.
   Şimdi gelelim İzmir hezimetinin baş aktörlerine YEREL YÖNETİMLER bunu binlerce kez tekrarlasam hata etmiş sayılmam. İzmir’in Büyük Başkanının can arkadaşı Alaattin YÜKSEL “2007 göre oy arttırdık” diyor. Bu bir kandırmaca, nedenine gelince; 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde il genel meclisinin aldığı oylar yani CHP ye verilen oylar %48 iken şimdi  %43 olmuş dolayısıyla oylar düşmüştür. 12 Eylül 2010 yılında Referandum oyları %56 çıktı bunun %11 MHP aldı olarak hesaplarsak %45 sonuç olarak yine düşmüş.
   Aziz KOCAOĞLU
ben bilirim ben yaparım erk bende %56 lık bir oyla Başkan seçildim, bu bana verilen oylardır edası sonucu İzmir iline katkı koyamadığından CHP oy kaybına uğramıştır. Bu olumsuzluğu fırsat bilen Önder SAV ve Deniz BAYKAL ekipleri eleştiri oklarını KILIÇDAROĞLU'na çevirmesi ise doğru bir yol olamayacaktır. Bu yüzden yine CHP zarar görecektir. Emeğe Saygısızlık olacaktır.
Aziz KOCAOĞLU'nun
son yaptığı gaf ise evlere şenlik boyuttadır. Bir partiyi dağıtmak için elinden geleni arkasına koymamaktır. İzmir’in Başkanına yakışmayacak hareketlerdir. İsterseniz bir hatırlayalım ne olmuştu? Kocaoğlu, Susam'a, "Sen bana hesap soracak adam mısın? Yeter 7 yıldır senden çektiklerimiz. Burama kadar geldi. Sen kimsin ya"
   Bu sırada Susam'ın bazen öne, bazen ise Kocaoğlu'na bakarak sessiz kalması dikkat çekti. Kocaoğlu, daha sonra sinirle sandalyesinden kalkarak, salonu terk etti. Terk ederken de yine Susam'a yönelik "Sen kimsin? Manyak. Seni aday yapanın Allah cezasını versin" (Seni aday yapanın derken kimi kastetmiştiniz başkanım?)  diye bağırdı. CHP'li adaylar, il yöneticileri ve ilçe belediye başkanları donup kaldı. Bu gelişen nahoş  olayda Mehmet Ali SUSAM’ı kutlamak lazım sessizliğini koruduğu için.
   Şimdi Sn Alaattin Yüksel’in  Başbakana yönelik sözlerini bir hatırlayalım. “Başbakan’ın ruh halinin giderek bozulduğunun kanıtı ise, Türkiye’nin en önemli sanayicilerinden İnan Kıraç hakkında sarf ettiği sözlerdir. Bir işadamına “Senin için risk var Türkiye’de” diyen bir başbakan olabilir mi? Başbakan sürekli birilerini tehdit etmektedir. Başbakan’ın bu yaklaşımı Türkiye için çok tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenle, 12 Haziran demokrasi seçimi haline dönüşmüştür. Nereden bilebilirdi ki  Sn KOCAOĞLU'nun kendi partisinden bir milletvekiline tarihi gafı yapacağını. Eğer bilseydi bu sözleri sarf edebilir miydi? Etmezdi elbet.
   Sn YÜKSEL büyük laflar etmekte hiçbir sakınca görmezken gerekli çalışmaları yapmış mıdır?. Partilileri küstürmemiş midir ki?  Peki bu kadar büyük sözlere cevabı ne olacaktır?
“Başbakan idare etsin. 10 gün için memleket başbakansız kalmasın. 10 gün sonra biz zaten bıraktıracağız” dedi. Başbakan’ın son günlerdeki saldırgan halini değerlendiren Yüksel, “Bu gidişin telaşıdır” diye de eklemeyi ihmal etmemişti.
   CHP Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili adayı Alaattin Yüksel'e göre “AKP ve MHP asla başarılı olamayacak: Diğer partiler burada iktidar olmayı hırs yapmışlar. Karşımıza aday iki bakan koymuşlar. Ama değil iki bakan, Başbakan bile gelse mümkün değil alamazlar. Çünkü İzmirliyle aynı dili konuşamazlar” Peki siz hangi dili konuştunuz da seçmen sizi anlayamadı?
   Sonuç olarak ne yazık ki yerel yönetimlerin çalışmalarından dolayı partiye zarar verilmiştir, Adaylar İzmir projelerini eleştirmekten başka bir yol seçmemesinin faturası CHP ye gönül verenleri üzmüştür.
MHP de sn Müsavat DERVİŞOĞLU’na gerçekten çok üzüldüm yazımın başlığına tam uyum sağlayan kişidir. Yıllarını MHP ye gönül vermiş bir kişi olarak sıralamadaki  hakkı birinci sıraydı.
   Notlarım;
Seçim ertesine sakladığım konuları geniş, geniş açacağım.
Grand Plaza Dosyasında ilginç gelişmeler var.
Narlıdere Belediyesinde şok edecek olaylar oluyor. Epey ilginç dosyalar birikti
Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı Nivent Kurtuluş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder