19 Aralık 2011 Pazartesi

BATUR OLAYI ÇELİŞKİLİ

Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş
Batur Olayı Çelişkili


Bugün işleyeceğim konu Hoşgörü Diyarı Kemalpaşa Belediyesi idi... Ancak ablam kadar sevdiğim bir yakınım “Sözcü gazetesini aç oku Narlıdere Belediyesi bir takım kişilere rant sağlamadığı için bakanlık soruşturma izni vermiş. AK Partili Belediyeler malı götürüyor sen görmüyorsun! Kayseri’ye bak Ankara’ya bak. Senin yazıların CHP ye zarar veriyor” Güzel ablam İzmir’de CHP’li Belediyenin dışında başka partili belediye varda ben mi yazmadım, ben yerel internet medyasında yazıyorum Ulusal basında yazmıyorum ki diğer illerdeki belediyeleri yazayım.
Şimdi sizlere İçişleri Bakanlığının Narlıdere Belediyesi ile ilgili iki ayrı soruşturmasını sizlerle birlikte irdeleyeceğim sonuç ne yazık ki bilinmeze açılan bir pencere. Neden mi? Açıklamaya çalışacağım konu, gerçekten trajik komik bir durum!
Tarih 1 Nisan 2011 Cuma günü İçişleri Bakanlığı “Narlıdere’de imar planında çok işlevli belediye hizmet alanı olan Maliye arazisine konut izni vermeyen Belediye Başkanı Abdül Batur hakkında İçişleri Bakanlığı, kamu zararına yol açtığı gerekçesiyle ‘soruşturma izni’ kararı verdi. Başkan Batur’un yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Büyükşehir Belediye Meclis üyelerine de aynı karar çıktı.”Bu soruşturma izni ile ilgili yerel basında “Sen misin imara açmayan”, “Ödülü soruşturma oldu” diye kaleme alınan haberler beni oldukça şaşırttı.Tarih 22.11.2010 İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri Narlıdere belediyesine inceleme yapmaya gelmişler. Ne için inceleme yapmışlar “Hazineye ait 3.722,00 metrekare taşınmaz ile mülkiyeti Narlıdere Belediyesine ait 2.292.00 metre kare taşınmazın bulunduğu alanda Narlıdere Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin imar yetkisini kötüye kullanarak Hazine zararına sebebiyet verdikleri iddia edilmektedir.” Diye ifadeler istenmiş. Meclis üyelerinin savunmalarının Eklerinde Aziz KOCAOĞLU'NUN savunması ekindedir diye bitirilmiş olan meclis üyelerinin ortak savunmalarında ise. Kişileri hayrete düşürecek ifadeler yer almaktadır. Neden mi? bu kanıya vardım 2011 yılında Maliye arazini imara açmadığı için suçlandıklarını söyleyen aynı belediyeler, 2010 yılında Hazine arazi için bakın neler söylüyorlar. Hazırladıkları 5 sayfalık savunmayı dikkatle okudum. Kronolojik sıralamayla kendilerini öylesine savunmuşlar ki, şapka çıkarmak lazım.Maliye arazisinde soruşturma izni veren makama karşı mahkeme kararlarını ihlal edip nasıl imara açayım diye aynı belediyeler Hazine arazinde ise 02.01.2008 tarih 12 sayılı kararı ile parselin 1/1000 ölçekli planlarda konut yapılamaz densen de.Narlıdere Meclis Kararı, İzmir Büyükşehir meclis kararı bir kenara konularak Hiçbir yargı ve meclis kararı yokmuş gibi hooop tekrar Narlıdere Belediye meclis kararı ile Büyükşehir Belediyesine taşınmaz malın kullanımına konut kullanımı eklenmesini İzmir Büyükşehir Belediyesine önermiş. Bu öneri Büyükşehir Belediyesi ihtisas komisyonunda görüşülürken daha, bu seferde Narlıdere Belediye Başkanlığı 15.01.2009 Tarih 269 sayılı yazısıyla 1/5000 ölçekli nazım imar planında değişiklik yapılarak uyuşmazlık konusu taşınmaz malın kullanımını belediye hizmet alanından yüksek yoğunluklu konut alanına dönüştürülmesini talep etmiş. İzmir Büyükşehir Meclisi 11.05.2009 tarih ve 419 sayılı kararı ile jet hızıyla KONUT Alanına dönmüş.Jet hızıyla geçen bu plan 10.07.2009 – 10.08.2009 tarihleri arasında askıya çıkan plana İzmir Valiliği tarafından İzmir Büyükşehir Belediye Meclisince onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istemiyle İzmir 2. İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Ayrıca TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından da İzmir 3. İdare Mahkemesinde dava açılmış.Peki, ne olmuş davaların sonucu derseniz İzmir valiliğinin açmış olduğu 2. İdaredeki dava 13.04.2010 Tarih 2010/482 sayılı kararla dava konusu planın iptaline karar verilmiş. TMMOB Şehir Plancıları odasının açmış olduğu 3.İdare Mahkemesinin kararı ise Valiliğin açmış olduğu davanın 2. İdarede planın iptal olmasından dolayı karara gerek olmadığına karar verilmiştir.Israrcı tutumuna devam eden Narlıdere Belediye Başkanlığının 30.06.2010 gün 2095 sayılı yazısı ile Mahkeme kararına istinaden söz konusu alanın "Çok işlevli Belediye Hizmet Alanı" olarak belirlenmesi talebi 02.07.2010 gün 6665 sayılı yazı ile İzmir Büyükşehir Belediye Meclisindeki işlem dosyasıyla birleştirilmiş.Şimdi sıkı durun bütün bu mahkemeler devam ederken çok katlı binalar yapılmış hatta satışa bile sunulmuş. İfade tutanağının son sayfalarında ise Belediye Başkanları savunmalarına eski içtihat kararlarını ekleyerek bu olayda sorumluluklarının olmadığını sıkı, sıkıya vurgulamaya çalışmışlarYorum sizlere ait sevgili okurlarım bir yanda imara açmadıkları Maliye Arazisini savunurken Batur “Biz kamu zararına neden olmakla suçlanıyoruz. Bu yapıları birileri inşaat yapabilsin diye baskı olarak yorumluyoruz. Ama baskıya boyun eğip buraya konut imarı hiçbir zaman vermeyeceğiz. Peşkeş çekilmesine de izin yok” derken diğer yandan Hazine Arazisinin imar izni yokken, tüm mahkeme kararlarını ihlal etmekten çekinmeyen aynı belediye. O zaman İzmir Halkı size sormaz mı? Bu çifte standart değil de nedir? İşinize, geldi mi imar izni yok diye savunurken, diğer yandan imar izni olmayan arazi için Belediye meclisinden imar izni çıkaracaksın! Yok, öyle dava istediğine Yeşil kart istediğine Kırmıza kart.. Sonra birileri çıkar nasıl çifte standart yaptığınızı afişe eder. Şimdi ne diyeceksiniz merakla izlemekteyim. Her zaman ki gibi beni yok sayıp yolunuza devam edeceksiniz.Narlıdere Belediyesi ile ilgili aslında birçok konu var, ama ne yazık ki gündem yoğun.Ulusal ve Yerel basında niye Hazine arazisi soruşturulduğunda bunu manşetten verilmedi? En altta soruşturmalık olan Hazine arazisi ile ilgili meclis konuşmalarını veriyorum. Daha geniş bilgi almak istiyorsanız önceki yazılarımdan Müfettişler niye geldi ve İzmir’de Her şey Kamu yararı için başlıklı yazılarımı okumanızı öneriyorum.Sözlerimi Mevlana’nın bir sözüyle bitiriyorum, "Çarpık ayakkabı çarpık ayağa uyar."Sağlıkla KalınÇürük Elmacı Nivent KURTULUŞM. EMİN AŞKIN; “Sn Başkan ve Değerli Meclis Üyeleri Narlıdere’deki Belediye Hizmet alanının bir bölümü konut alanına ayrılmasına ilişkin 1/5000 ölçekli plan önerisi, Komisyonda görüşülürken, ricalar üzerine kerhen evet denilmiş ve kabul edilmiştir. O Kerhen evet denildiğinde bunun Mahkemeye gidebileceği de belirtilmiştir. Askı süresince yapılan itirazlar ve Mahkemeye verilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Mahkeme süreci henüz yeni başlamışken 1/1000 ölçekli planları getiriyorlar.1/1000 ölçekli planların tasdiki doğrumudur? 1/5000 ölçekli planlara göre doğrudur. Ama mahkeme süreci var, mahkeme süreci olumlu çıkarsa bu plan tekrar getirilirdi ve evet denilirdi. Ama daha ortada bir şey yokken mahkeme kararı belirlenmemişken, bu plana Komisyon olarak evet denilmesi son derece yanlış. Doğrusu Mahkeme kararının beklenilmesiydi. Bu nedenle bende buna muhalefet şerhi koydum. Zaten bu da Komisyonda görüşülürken, peki evet kabul edelim denildi, komisyondan geçirildi. Hayırlı Uğurlu Olsun.”Y.KENAN ÇAKAR; “Arkadaşlar, az evvel Cumhuriyet Halk Partisi Gurup Sözcüsü arkadaşımız 1/5000’lik planların yapıldığını, dolayısıyla 1/5000’lik planlara uygun 1/1000’lik planların yapıldığını ifade ettiler.o bilgi doğrudur.Ama bunun biraz gerisine gidelim,bakalım orada neler olmuş?Burası Belediye Hizmet alanı olarak ayrılmış bir yer. Belediye hizmet alanını bir zaman tutuyorsunuz ve konut alanına çeviriyorsunuz. O arada itirazlar oluyor, mahkeme açılıyor, şehir plancıları ve diğer ilgililer dava açıyor. Dava süreci içerisinde süreci beklemeden, yeri kat karşılığı ihale ediyorsunuz. Sonra mahkeme planı bozuyor, plansız süren inşaatlar, kaçak inşaatlar haline geliyor. Bu aslında çok ağır bir suç. Hemen orada o inşaatların durması lazım. Ancak inşaatlar durmuyor, devam ediyor ve şu anda satışlar başlıyor. Şu anda fiiliyatta oradan elde edilen dairelerin satışları başlama aşamasında ve bu arada yeni bir atraksiyon başlıyor. Başlayan atraksiyonda şudur; Yeni bir plan yapalım o plana dava açılsa bile, yargı süreci içerisinde cezalı ruhsatlandırırız, o arada yapı kullanımlarını da veririz. Mahkeme iptal ederse biz bu arada bu işi kurtarmış ve sıyırmış oluruz. Karşımızdaki aynen budur arkadaşlar! 1/5000’lik planların Meclisten oy birliği ile geçirilmiş olması ayrı bir garabettir. Buna rağmen başkana bir şey dediğimiz yok, Meclisi bilgilendirmeye çalışıyorum. Şimdide bu inşaatları tekrar yapı kullanmaya esas ruhsatlandırmak ve yapı kullanım izni verebilmek için bu planlar geçiriliyor Yargıdan iptal edilene kadar bu işlemler bitirilecek, her şey yasallaştırılacak, benim söylemeye çalıştığım bu.Hukuk Komisyonu Başkanı Sayın Özer Burada bu konuyu biliyorsanız incelediyseniz buyurun.RIFAT ÖZER; Sayın Başkan konuyu bilmiyorum. Bu dosya başlangıçta Hukuk Komisyonuna gelmiş olsaydı belki derinliğine bir inceleme yapabilirdik.Ya Uğur Yeleklinin bu konuya yaklaşımı nasıl?UĞUR YELEKLİ; Sayın Başkan ve değerli meclis üyeleri hepinizi saygıyla selamlıyorum Tabii bu konuya nasıl baktığınız önemli, yani bir konuya veya bir kişiye bakarsınız, onu, kara kuru, çirkin olarak da görürsünüz, ama genç, yakışıklıda görürsünüz. Tabii, Kenan Çakar arkadaşımız Mecliste genellikle hep kara kuru çirkin olarak baktığından dolayı, böyle bir sonuç ortaya çıkıyor.MURAT AKDEMİR; Sayın Başkanım bu dönem İmar ve Bayındırlık Komisyon üyesi değilim, ama geçmiş beş yılda İmar ve Bayındırlık Komisyonu üyeliği yaptım. Sayın Meclis üyelerimiz 1/5000’lik İmar Planı Değişikliğinin teknik olarak yasal olduğunu, teknik olarak değerlendirdikleri zaman bu kararı aldıklarını söylediler. Ben bunu anlamakta zorlanıyorum, açıklarlarsa sevinirim. 1/5000’lik Planda Belediye Hizmet Alanı var. Belediye Hizmet alanı ifadesi kaldırılıyor, buraya konut konuyor. Ve eş değeri kadar bir Belediye Hizmet Alanı bir yerde ayrılmıyor. Ve bu yapılan işlemde teknik olarak yasalara uygun deniyor. Bu nasıl bir uygunluktur? Hangi yasadır? Nedir? Birisi açıklarsa çok sevinirim. Teşekkür ederim.Sayın Akdemir çok güzel bir konuya parmak basmış neden mi? Giraud Ailesinin (Koçun dünürü) arazisinin konut alanına çevrilmesi nedeniyle İçişleri Bakanlığının 04.05.2010 Tarihli İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve o dönemin tüm meclis üyelerine soruşturma izni verdiği raporda aynen şu cümleler kullanılmıştır. Müfettişliğimizce görevlendirilen İzmir Valiliği Bayındırlık ve iskan Müdürlüğünün personelinin konu ile ilgili olarak yaptıkları inceleme sonucunda sundukları raporda İzmir Büyükşehir belediyesinin sık sık planlama kararı değiştirilerek bütüncül planlama yaklaşımı içerisinde olmadığı, şehrin akciğeri konumundaki 19.6 ha lık bir alanı şehrin gerekleri doğrultusunda planlamadığı ve planlama ilke ve esasları ile kamu yararı açısından bakıldığında doğal karakteri korunacak alanın öncelikle kentsel ve bölgesel spor alanı daha sonra ise herhangi yoğunlukta olan konut bölgesine dönüştürülmesinin uygun bulunmadığı,imar ve komisyon raporunda bu hususta aynı alanda EŞDEĞER YENİ BİR ALANIN AYRILMADIĞI. Bu hazırlanan raporda da eşdeğer bir yerin ayrılmadığından söz ediyor ,Bu rapor doğrultusunda İhsan Yiğit soruşturma izni verdi ise Ankara’dan gelen iki müfettişte Sn yelekli gibi . Tabii konuya nasıl baktığınız önemli ,yani bir konuya veya bir kişiye bakarsınız onu kara kuru çirkin olarak da görürsünüz,ama genç yakışıklıda görürsünüz. Demeyecektir yasalar yorumlanmamalı plan ilkeleri esas alındığında bu inceleme sonucunda her iki belediye içinde soruşturma izni verileceğinden emin olmak istiyorum, Umarım yanılmam.Demek oluyor ki Büyükşehir Belediyesi hep aynı yanılgıyı yapıyor ve bu yüzden soruşturma geçiriyor. Elbet öğrenecekler ama öğrenirlerken de mahkeme kapılarını aşındıracağa benziyorlar ne dersiniz?Yine aynı meclis tutanaklarında yer alan ilginç bir konu ise Yusuf Kenan Çakar’ın Başkana hitaben sözleridir. “Meclis oybirliği ile karar alabilir,ama bu hukuka aykırı ise Meclis Başkanı tekrar görüşülmek üzere Meclise iade eder.Meclis yine ısrar ederse Meclis Başkanı dava açar.Dolayısıyla buradaki hukuki sorumluluk sizindir sayın Başkanım.Tüm geçmiş ve bundan sonra gelecek kararlarla da ilgili Meclisten geçen kararların hukuki denetimini siz yapmak zorundasınız .alınan kararlardan dolayı şahsi kişisel veya kamusal bir zarar oluşur veya hukuki sonuç doğurursa,bunun tek sorumlusu siz olursunuz .Bu konuşmamın zabıtlara geçmesi gerektiğine inandığım için yapıyorum. Umarım sıkmadım sizleri ama ne yazık ki İzmir Belediyesinin gerçeği bu. Şimdi körü körüne yinede Aziz Başkan diyenler sizlere sesleniyorum ben bu yazıları uydurmuyorum Aziz Başkan ve diğerleri de benim düşmanım değiller. Ne yazık ki bu yazdıklarım gerçek, Bende güzel şeyler yazmak isterdim . İzmir Bu yönetimi hak etmiyor.Şimdi ne olacak derseniz İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne gelen Mülkiye Başmüfettişleri Sn Kemal Çeber ve Sn Adnan Kurtipek Giraud Ailesini soruşturmaya gelen İhsan Yiğit gibi soruşturma izni verecektir, ardından Büyük Başkan Danıştay 1. İdaresine karara itiraz dilekçesi yazıp. Kararı beklerken sıradaki soruşturma için yine savunma hazırlayacak ve başkanlık dönemi bitene kadar, danışmanlarının ortak olduğu arazileri yakınlarının arazilerini yine planlamaya devam edecekler yargıya takılacaklar soruşturma geçirecekler, haklı olan imar uygulamalarına istemeyüz tavrıyla sürelerini İzmir iline hiçbir katkı sağlayamadan geçirip gidecekler. Ben eminim Aziz Başkanı İzmir Halkı hiç unutmayacak!  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder