10 Mart 2013 Pazar

SÖYLEYECEK BİR ŞEYİMİZ YOK

 

“SÖYLEYECEK BİR ŞEYİMİZ YOK”

Yargıtay'ın daha önceki 82 milyon liralık bedeli 'bozma' kararından sonra, İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Büyükşehir Belediyesi'nin Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nın yapımı sırasında özel mülkiyete ait arazide kamulaştırmasız el attığı 50 metrekarelik yerin hak sahiplerine 65 milyon lira ödemesi gerektiğine hükmetti…

Geçtiğimiz yazıda, Ziraat Bankasına 44 milyon ödeyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, şimdide 65 milyon ödeyecek,

Temyize gideceklerini ifade eden Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ekonomik olarak güçlü Nasıl ödememiz konusunda araştıracağız... Bunu yapacak hem irademiz hem gücümüz var” demişiniz.

Allah Aşkına, bu kaçıncı hatanız, TCDD'ye 2006 yılında Kamil Tunca Bulvarı için 16 milyon TL, Ziraat Bankası’na da Konak’taki arsası için 42 milyon TL şimdi de 65 milyon TL

123 Milyon TL, daha basına yansımayan davalar var mı bilemiyorum.

Kocaoğlu tazminat kararını değerlendirdi

“HEM İRADEMİZ HEM GÜCÜMÜZ VAR”
diyorsunuz da, bu paralar sizin özel kasanızdan ödenmiyor be başkanım!

“İzmir Büyükşehir Belediyesi ekonomik olarak güçlü... Nasıl ödememiz konusunda araştıracağız”

Aziz Başkan, bugün ödemezseniz, faiz işleyecek, yine size bedelsiz danışmanlık yapayım,

El Atma Tazminatlarına Yüzde 25 Faiz, avukatlarınız size söylemiş olmalı,

Yargıtay 12. Dairesi kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilamlarda hüküm altına alınan tazminatlara kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması sonucuna varıldığını belirtti. Söz konusu davada ilam kesinleşene kadar geçen dönemde yüzde 9 yasal faiz, ilamdan sonrası için ise kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin alınmasına hükmetti. En yüksek faiz oranı % 25 olarak uygulanıyor.

Bence geciktirmeyin başkanım, ciddi faizleri var,

Aslında, hatayı yapan bürokratlar ödemeli bu rakamı, neden titiz çalışmalar yapamıyorsunuz, ekip mi yok?

Ben bu konu hakkında vatandaşlık hakkımı kullanarak, yetkili makamlara yaptığım suç duyurusunda,

Kanunlarımızda yer alan görevi kötüye kullanma suçu işlendiği aşikârdır. Bu durum ilk kez yaşanmamaktadır aksine alışkanlık haline gelmiştir. 

Görevi kötüye kullanma; 

MADDE 257. - (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf ise, 

MADDE 261. - (1) İlgili kanunlarda belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek, kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerinde, karşılık ödenmek suretiyle de olsa, zorla tasarrufta bulunan kamu görevlisi, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kamu İdaresinin dürüst ve kurallara uygun olarak yürütüldüğüne dair güven duygusunun korunması gerekir. Bu yüzden dolayı, devlet kamunun malını koruyacak ki, halkın güvenin duygusunu kaybetmesin.

Yasalar karşısında, normal bir birey kamunun malına zarar verdiğinde, nasıl yargılanıyorsa bir belediye başkanı ve kamu kurumunda görevini ihmal edenlerde yargılanmalı ve kendilerinin görev ihmali var ise kendilerinden bu bedelin tahsil yoluna gidilmesi gerekmektedir.

KAMULAŞTIRMADA ÖNCE YAPILACAK İŞLEMLER VE İDARİ ŞERH;

Madde 7 - Kamulaştırmayı yapacak idare, kamulaştırma veya kamulaştırma yolu ile üzerinde irtifak hakkı kurulacak taşınmaz malların veya kaynakların sınırını, yüz ölçümünü ve cinsini gösterir ölçekli planını yapar veya yaptırır; kamulaştırılan taşınmaz malın sahiplerini, tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini, tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlamak suretiyle tespit ettirir.

Madde 7 den anlaşılacağı üzere, kamulaştırma yapacak idare, bünyesinde bulunan memurlara arazi üzerinde çalışmalarını gereğince yapmadıkları, mahkemenin kaybedilmesinden bellidir.

Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.

Devlet memurlarının kasıt, kusur, ihmal ve tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedel üzerinden ödenmesi esastır.

Gerek kasten, gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye zarar ika eden şahıs tazmine mecburdur.

Son alarak belirtilmesi gereken bir husus ise şudur ki,

657 sayılı Yasanın 12’nci maddesinin BK’nun 41’inci maddesi hükmüne benzer şekilde düzenlenmesi karşısında aslında bütün kamu personeli için söylenebilecek genel ilke koymak mümkündür: Statüsü ne olursa olsun tüm kamu personelinin çalıştıkları kamu kurumuna verdikleri zararlar kendilerinden genel hükümlere göre tazmin edilir.

657 sayılı Yasanın 12’nci maddesi hükmüne göre, kamusal görevlerin yerine getirilmesi sırasında idarenin uğradığı zararın giderilmesi için şu koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir.

Özetle personelin zararı tazmin yükümlülüğü altına girmesi için; 

            a) Zararın mevcut olması; Kamulaştırmasız el atma dava kararları her iki dosya içinde verilmiştir, bu rakam ise telaffuzu bile kolay söylenemeyecek bir tutardır.

            b) Zararın doğrudan doğruya memurun fiilinden doğması, İzmir büyükşehir Belediyesi bir kere hata yaptı diyelim ancak bu hataların tekrarlanması alışkan haline getirilmesi toplumda değişik spekülasyonlara sebebiyet vermektedir.
       
       c) Zararın mücbir sebepten hâsıl olmaması gerekmektedir. Kaybedilen davalara bakıldığında, alanlardan biri buz pateni sahası diğeri ise park alanıdır. Toplum için ivedilikle alınan, acil eylem planları değildir.

Sonuç;
Anayasanı 125. Maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralına yer verildikten sonra, 129.maddesinin beşinci fıkrasında, memur ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmesi için gereken işlemlerin, acilen başlatılması gerektiği inancındayım.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder