19 Aralık 2011 Pazartesi

KOLTUK YABANCILAŞMASI

Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş Çürük Elmacı / Nivent Kurtuluş

Koltuk Yabancılaşması

Başlık sizlere biraz garip geldi değil mi?
Bu virüs gibi bir şey oturmadan bulaşmıyor, bulaştı mı kişiyi yavaş, yavaş ele geçiriyor. Her şeyi yapmaya muktedir olduğunu sanıyor, mesela sıradan bir insanın kendini NAPOLYON zannetmesi onu akıl hastanesine kadar götürüyor. Peki, bizim siyasetçileri nereye götürmek gerekir, bu nasıl bir Koltuk Virüsüdür bunun tanımı nedir? Aşısı piyasaya sürüldü de bizimkilerin haberimi yok. Yoksa biz TÜRKÜZ bize bir şey, olmaz mı, diyorlar?
İşin şakası bir yana geçen hafta Yeniasır TV de ardından SKY TV de DÜRÜST BAŞKANLA ( pardon bu deyimi kullanmamızdan muzdarip) sn KOCAOĞLU ile yapılan sohbet niteliğindeki programı soluksuz izledim mail atarak soruda sordum ama değinilmedi kendileri çaldı kendileri dinledi. Allah aşkına hangi sorun, dile getirildi İzmir halkı bu kadar duyarsız değil buna inanmak istemiyorum. Dost platformlarında bu konuda niye duyarsız kaldınız diye sorulduğunda? Herkes, olur mu, defalarca mail attık dese de aklıma geçmişteki genel seçimler geldi. arkadaşlar hani AK Partiye oy vermeyecektiniz atıp tutuyordunuz da, bu oylar ne? Neredeyse her aileden üçü AK Partiye oy vermiş,,yoksa mail attık diye kendinizi mi, benimi kandırıyorsunuz.?
Bizim internet sitemiz dâhil, birçok internet medyasında Milletvekili Adayları tartışılıyor bana göre tartışma şekli yanlış, Bu tartışılan milletvekilleri ne yazık ki, vekil olduğunda vatanı milleti için bir şeyler yapmak için mi aday oluyor? Bir düşünün. Bu koltuklara aday olan kişiler kendilerince türlü, türlü aksiyonlar yaratıyorlar.
Ya yerin yedi kat dibine inerek, Sayın Genel Başkanlarına eşlik, edecekler, o daracık geçitlerden geçerken, içinden de,, Genel Başkanı nihayet tek başına yakaladım telaşıyla, nasıl söze başlayacağının hesabını yaparken “ Sayın Genel Başkanım ben istifa edeceğim eğer bana yol verirseniz naçizane milletvekili olmak istiyorumda, oturduğum koltuk artık bana bir numara küçük biraz büyütmeyi hak ettim herhalde, icazetiniz var mı? Yoksa küçük mücük koltuk koltuktur onu da kaybetmeyim” demesiyle bu işler olmuyor ne yazı ki.
Sn Genel Başkanımız yılların siyasetçisi, bence bu tür davranışlara içinden sadece gülüyordur. Ben siyasetçi değilim ama aklın yolu birdir. Milletvekillerinden birinin ismi de çantada keklik gibi geçiyor ama zannedersem Aklanmadan olacağı kanısını da taşımıyorum, yoksa yarın Genel Başkanın başını ağrıtabilir.
Belki büyük söz edeceğim ama banko dediğimiz birçok isimde yolda kalacak gibi geliyor. CHP de değişim rüzgârları, esiyor diye gelindi rüzgârı tersten alıp alabora olma ihtimali çok büyük adı geçenlerle bu yelken yol almaz, ya da uçak havalanmaz irtifa kaybeder.
İzmir ilinin dışında ise Genel merkezde bulunan ve itibar gören sn Kılıçdaroğlu’nun, ekibim dediği kişide bence yanlış neden mi? Genel Merkez zaten büyük koruma altında asansörleri bile kullanırken tanıtma kartı olmadan çalıştırmanız imkânsız da ekip başlarından birinin yanında odasında korumaların, belinde silahlarıyla ne işleri var? Aşiret Liderini mi ziyaret ediyoruz, ya da KURTLAR VADİSİ Genel Merkezde mi çekiliyor? Bemati yoksa bu korumalar mı? Bu korumalara ne gerek var parti içerisinde bir tehlikemi var, yoksa? Bizim bilmediğimiz, demek yanlış olmaz herhalde?
İl Başkanlığı için de hem bizim sitede hem de diğer sitelerde birçok isim dolaşmakta kimdir bu insanlar CHP İl Teşkilatına ne kazandıracak ne kaybettirecek bunların düşünüldüğünü zannetmiyorum. Kim merkeze yakınsa kim kimin adamıysa o getirilecek bu konuda acayip kulisler yapılıyor. Kimse Partimizi bu kişi iyi toparlar İzmir için iyi stratejik planlar hazırlayıp genel seçimlerde Partimizi en üst oy oranına taşır bunlar hep göz ardı yapılıyor ve ne yazık ki Sn Genel Başkanımızı da bu sis bulutu altındaki doğru kişiyi bulması engelleniyor. Her İle zaman ayırmaya kalksa zaman yetmez. Zaten tüm illerdeki İl Başkanları milletvekili olmak adına koltuklarını bırakmaya hazırlanıyorlarken ne yapılabilir ki.
Tarihin önemli dönüm noktalarını bütün ayrıntılarıyla, güncelleştirmeden bugünü anlamak yarını yönlendirmek, mümkün değildir. Rivayetlere göre Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u kuşatması esnasında, İstanbul’un Türklerin eline geçmesine ramak kaldığını göremeyecek kadar dar görüşlü, kafalarını kuma gömmüş şehrin ileri gelen ekâbir gurupları, toplanmış, “Melekler erkek mi? Dişi mi?” gibi anlamsız, sonuçta hiçbir kazanç sağlamayan bir konuyu tartışıyorlarmış. Bu tartışmalar olurken Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u almakla meşgulmüş Kıssadan Hisse yada anlayana saz anlamayana davul zurna azmış.
Birlik ve beraberlik ruhu zedelenmiş, ayrışma ve benim ekibim senin ekibin kavgaları Bizans Entrikalarının sergilendiği, Haksızlıkların ve adaletsizliklerin önüne geçilememiş. Rant uğruna yapılan vurgunlar, yapanın yanına, kar kalmasından öte parası var seçimleri iyi sırtlanır diye de göz yumulan, Sosyal Demokratlık özde değil sözde kalmış kişilerin koltuk savaşları bu partiyi nereye götürür bilinmez.
Ülkemizde çözülmesi gereken gündem maddelerine ilişkin problemler dururken biz hala senin ekibin, benim ekibimi tartışıyoruz. İçimden milletim adına kocaman ben dâhil YUH ÇEKMEK geliyor.
Bu milletvekili ve il başkanlarını seçmek adına para ve gücü elinde olan insanların sözlerine itibardan çok, çağdaş ve Sosyal Demokrat Partiyi tekrar bir yerlere taşımayı düşünüyorsak İsmet Paşanın “Bu Ülkede Namuslular,En Az Namussuzlar Kadar Cesur Olmadıkça O Ülke için Kurtuluş Yoktur” sözünü bugüne taşıyabilmeliyiz,aksi halde bu bahsi geçen kişilerle bu partiyi iktidara taşımak hayalden öteye gidemez.
Sonuç olarak parti içinde ekibe yakın olanlar yine bu hak etmedikleri yere gelmeleri kaçınılmaz, Bu yanlışlıkları kaleme almayan gündeme taşımayan, basın mensubu arkadaşlar sizlere sesleniyorum bu yanlışlıkları kaleme almak, bir çok sıkıntıları üzerinize alarak gazetenin reklamlarının yok olması demek, patronlarınızla ters düşmek demek, bunu anlıyorum, ancak bizlerin tankları, silahları kalemlerimiz bu yapılan haksızlıklara göz yummayalım, yarınlarımızı en önemlisi çocuklarımızın geleceğini karartmayalım, tüm gelecek sıkıntılara kalemlerimizle cevap verelim böylelikle hep birlikte aydınlık yarınlara yürüyeceğiz. Ben buna inanıyorum yada inanmak istiyorum Sn Kemal KILIÇDAROĞLU’nun etrafını saran sis bulutunun dağılması dileğiyle.,
Şimdi siyaseti bırakıp Aziz KOCAOĞLUNA dönelim yoksa kırılır bana kırmayalım Büyük Başkanı sinirlenince şekeri çıkar alimallah sonra Başkansız kalırız neme lazım
Sayın Başkanım her iki televizyon programında internet medyasındaki köşe yazarları benim Dürüst Olmadığımı Hemşerilerime inandırmaya çalışıyorlar dediniz üstüme alındım. O mazlum sakin tavrınıza bir an ben bile üzüldüm çok inandırıcı geldi bana. Bile.
Programda, size sorulan, ama sizin yanıtlayamadınız soruları 4982 Bilgi edinme yasası kapsamında soruyorum biliyorum ki Basın ve Halkla ilişkiler biriminiz yazılarımI yakinen takip ediyor, sonra biz görmedik demeyin sakın. Hakikaten kırılırım benimde şekerim var çıkartmayalım tatlı yiyemiyoruz bari tatlı, tatlı anlaşalım huşu içinde yaşamımıza devam edelim
Sorularım benim dışımda İzmirli Hemşerilerinizin sorularıdır. Ancak bu kadar uzun bir yazının ardından elbet bunları gelecek yazıma saklayacağım. Bu arada sorusu olan siz okurlarımın da sorularına yer vereceğim bir sonraki yazıma kadar bana ulaşıp ya da yorumlar kısmına yazabilirsiniz.
CHURCHİLL SÖZÜ
İNSANLARIN ÇOĞU, GÖRMEZDEN GELEREK YOLLARINA DEVAM EDERLER.,
Sağlıkla Kalın
Çürük Elmacı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder